• bana godfather serisini hatirlatmis oyundur bircok acidan. birinci film cok yeniydi; oyun reddedemiyecegimiz grafikler sundu. ikinci film muhtesemdi; zamanda gitti geldi, mimikler, hareketler superdi. ucuncu film hikayeyi bitirmek icin gerekliydi; herkes serinin altinda kaldi dediyse de ben hem oyunu hem de filmi begendim; daha cok icsel savaslarla bezenmisti.
    --- spoiler ---
    simdi oyuna geri donersek, bence pirensin warrior withindeki kadar karanlik bir tip olmamasi normaldir. nedeni de bu oyun bir baglamda pirensin kurtulusu, umuda cikisidir. ww'de her seyini kaybetmis pirens sadece kendi hayati icin savasir, hatta dahakanin diger kendini* yakalamasina bile cok uzulmez. bu oyunda ise gecmiste kaybettigi ilk gonul yarasi olan farah geri gelir, kaeleena huzura kavusur. mutlu son.
    teknik kisimlara* gecersek, speedkill bir kere ismiyle ters, ben adamin ustune -amele usulu- atlayip oldurerek daha cabuk isini bitiriyorum. hele son bolumlerdeki speedkill 4-5 tane vurustan olusuyor ki sonuncusunu bile kacirsan adam seni tutup firlatiyor, ben zaten o adami 4-5 vurusta atalarinin kulleriyle bulusturuyorum. ama hakkini verelim, cok da estetik olmus. ben ilk defa bu oyunda gordum bunu. boss kavgalariysa hakkini veriyor fakat yontemi bulana kadar da catlatiyor adami; sahsen ben birakacaktim oyunu baltali zagor ve buyuk kilicli kalles zibidi yuzunden.
    bu oyunda oyle bir video aciliyor, dillere destan. birinci video olup, pixar animelere benziyor; sirf bunun icin bile oyun bitirilir diyorum.
    --- spoiler ---
  • efsaneyi prince of persia warrior within'in bıraktığı yerden devralan yeni ubisoftoyunu. konusu ise şöle:

    --- spoiler ---
    dahaka'yı öldürüp sevgilisi kaileena ile babylon'a giden prens bir de ne görür? ülkesi yıkılmış, darma duman edilmiş, parça pinçik şaapılmıştır. dark prince denilen bir mahlukat (aslında bizim prensin öteki yüzü -ki ben warrior within sırasında biz sandwraith'i oynarken dahaka'ya yem ettiğimiz öteki prens olduğunu düşünüyorum şahsen-) krallığı ele geçirmiş ve prensi öcü gibi göstermiştir, tiz kellesi vurula demiştir. bunun üzerine fedakar sevgili kaileena kendisini feda edip kumlara (bkz: sands of time) dönüştürür ve prensimizi kurtarır. (prensin gerçek adı nedir bu arada acaba ya, bak merak ettim şimdi.) neyse işte, olaylar gelişir diyorum çünkü gerisini ben de bilmiyorum. herkeslerle beraber eşşek gibi bekleyip görecez.
    --- spoiler ---

    oyunda iki ayrı karakteri* * canlandırabiliyo olmamız, iki karakterin dövüş stillerinin, hareketlerinin ve silahlarının farklı olması ve dark prince'in kötü karizması da (ilk gördüm aha darth vader geri geldi dedim valla) akan salyaların miktarını arttıran, sabrımızı zorlayan başka etkenler.

    ayrıca merak edenler için söyliyim, sands of time'ı kullanarak zamanı manipule etme özelliği bu oyunda da -hatta daha da genişlemiş biçimde- mevcut.

    hatta ayrıca bkz: http://www.princeofpersiagame.com/ hani screenshot falan hesaabı (an itibariyle 2 tane de olsa görebiliyoruz). pek yakında teaser'i çıkar diye ummaktan başka da tesellimiz yok.

    ne diyelim, allah hepimize sabır versin arkadaşlar.

    oynadıktan sonra gelen edit - vakti zamanında epeyi bir atmışım gibi görünse de öyle değil arkadaşlar, adamlar yüz defa değiştirdi demoları kurguyu bilmemneyi, ben yazarken çok doğruydu yani. öpüyorum ubisoft'u.

    2. edit: başlık üzerime kalmış, pek gurur duydum zaten ilk entry'i girmek kısmet olmamıştı zamanında, şansa talihe bak yaw.
  • tıpkı warrior within de oldugu gibi cok saglam bir hikayeye sahip olan oyun...
  • prince of persia warrior within'den daha az kan ve vahşet içeren mükemmele yakın oyun. yeni hareketler yeni bulmacalar ve tabiiki müziğiyle bence gayet iyi bir oyun. at arabası sahneleri, dark prince'le zenginleşen ve zorlaşan bulmacalar, zinciri bir ip gibi kullanma (sanırım bu yüzden duvardaki iplerden vazgeçtiler), duvardaki deliklere bıçakla tırmanma, yeni dövüş teknikleri kesinlikle doyurucu. warrior within'de ki kılıçlara göre elimizdeki meyve bıçağı gibi duruyor ama yetenekleri yerinde olduğu için idare ediyor. kendi kendisiyle konuşması hatta kimi zaman espriler yapması, sesinin bir öncekinden farklı olması, yaratıklardan kan çıkmaması oyundan vahşet bekleyenleri biraz hayal kırıklığına uğratmış olabilir. bence yeni teknikler bu açığı kapatıyor.
    oyun bu güzel kurgusunun içinde hiç ummadığım bir hatayı* barındırmaktadır. heykel bulmacasını çözüp insanları kurtardıktan sonra at arabasıyla enfes kurgulanmış babil sokaklarına düşüyoruz. king's road'da ki kovalamaca sahnesinin sonunda* bir video giriyor; arabayla sizi sıkıştıran baltalı savaşçının üstüne atlayarak dövüş alanına düşüyorsunuz. bu savaşçıyı siz sıkıştırıp parçalasanız bile aynı video giriyor yine o dövüşe katılmak zorunda kalıyorsunuz. buna rağmen warrior within'den sonra bence tarzında en iyi oyun. tomb raider'dan kesinlikle daha etkileyici.
    prince of persia oyunu aynı zamanda yalnızlık, mücadele hatta yalnız mücadele duygusunu kurcalayan bir oyun. bu; doğunun ve babilin gizemli atmosferiyle çok güzel sunulmuş. tam bu atmosferde canla başla savaşırken;

    -amca bu piyens değil mi
    -hı hı
    -piyensse madem niye askeyleyi yok onlay dövşün canavayı
    -höö!!??
  • mükemmel olmuş bir oyundur. herkesin içinde kalan bazı şeyler için kesinlikle seyredilmesi gereken bir video:

    http://www.youtube.com/watch?v=9-6nlwt8yak
  • aylardır bekliyordum ve gerçekten beklediğime değdi.

    (bkz: starforce)
  • üçlemenin son, benim ise oynadığım ilk oyunudur. üzerinden çok zaman geçti, ama aklımın köşesinden çıkageldi. warrior within in gölgesinde kaldığı iddia ediliyor, fakat ben öyle düşünmüyorum. en az w.w. kadar saygıyı hak ediyor.

    ilk boss, devlerin devi bir ucube adamımsı, devirmek için çok uğraşmıştım. bizim prince 1.80 boyunda desek, bu hayvanat vardır bir 20-25 metre. yere tepik atar, canın sağlam gider. seni yerde yakalar, fırlatır, ölmediysen şanslısındır. neyse, bir şekilde platformlar sayesinde devin kafa hizasında bir yere çıkarız, önce bir gözüne hançer, sonra diğerine. gözleri kör bir dev, ama hâla çok tehlikeli. en son ayak bileklerini de hançerleyerek diz çöktürülür, ve sırtından aşağı doğru hançerle vargücünle kayarak son darbe indirilir.

    bir de baltalı dayı ile kılıçlı amca, topyekûn olarak gelir karşımıza oyunun ilerleyen bölümlerinde, tam bir işkence.

    bunların yanı sıra, sarayın o soğuk, tenha ve bubi tuzaklarıyla dolu derinliklerinde ilerlerken, dark princeile prince'in atışmalarını da unutmamak lazım.

    her ne kadar dark prince'den kıllandıysam da, oyun ona geçtiğinde alevleri yavaş yavaş sönmeye, işlemeli yaldızlı dark prince kapkara bir ucubeye dönmeye başladığında tekrar eski sağlığına kavuşturmak için de az kasmamışımdır.

    vezir, zaten sana fazla deyinmeyeceğim. zira oyunun başından sonuna kadar, senin peşinde uğraşmış, etmiş, nihayet karşına çıkmıştım. altın yaldızlı kanatlarını koparmış ve hançerimi, 0 hatalı bir zamanlamayla böğrüne böğrüne yerleştirmiştim.

    the two thrones'un yeri ayrıdır bende, çünkü bir efsane ile tanışmamı sağlayan oyundur. saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum seni t2t.
  • warrior within in gölgesinde kaldığına katılamam. within baştan aşağı über güçlü bosslar ve yaratıklarla kapıştığınız çok daha fazla aksiyon dolu bir oyun. ama t2t de ise hikaye sizi sürüklerken o kuleye adım adım yaklaştıkça haz alıyorsunuz. diğer dandirik oyunları saymazsam ilk 3 içindeki en iyi oyunudur.
  • modern sistemlerde oyun manyak bir şekilde buglıdır. yani, ben o kadar warrior within oynadım, ki o oyunda baya bildiğiniz oyununuzun içine eden ve ubisoftun düzeltmek için ilk çıktığı günden beri kılını bile kımıldatmadığı hatalar mevcuttur, fakat buna rağmen çok fazla bugla karşılaşmadan bitirebildim (gerçi o karşılaştığım tek bugı "düzeltmek" için save editor kullandım da o son life upgradei alabildim yoksa oyuna ta sonuna gelmişken en baştan başlamak baya koyardı *), ama two thrones'da durum farklı: oyunun ortalarına doğru bir kısımda duvardan duvara çapraz zıplama yapmanız gereken bir yerde prens ikinci sıçramayı ne yaparsam yapayım beceremiyor, aşağı düşüp ölüyordu. tam "aha boku yedik" derken imdadıma bu yama yetişti:

    https://www.nexusmods.com/…/mods/10?tab=description

    arkadaş oyunun kamera ile ilgili problemlerini çözmek için reverse engineeringe girişmiş, arada da hadi bu sorunu da çözeyim demiş ve onu da çözmüş (gerçi notlarda bahsettiği zıplama oyunun çok daha ilerisinde ama olsun, yama benim karşılaştığım problemi de çözdü), araya bir de bu önceki entrylerde bahsedilen sansürleme olayını da çözmüş, ortaya muthış bir iş çıkmış, bize de indirip oyunumuzu zevkle oynayıp, adamı takdir etmek düşüyor. *
  • oyun bitirince açılan videolar arasındaki geyik video ise http://www.youtube.com/watch?v=xpjhpwul1_4 adresinden izlenebilir.
hesabın var mı? giriş yap