*

  • yönetmenligini hans weingartner'in yaptigi film. basrollerden birini de moritz kardesimiz oynuyor.
  • televizyon programlarinin gitgide cöplüge dönüsmesini elestiren ve ülke ratinglerine ve ölcümlerine müdahale ederek, tv programlarina yön vermeyi amaclayan, böylece kaliteli televizyon seyircisi yaratmaya calisan bir grubun maceraları. aslina bakilinca hikaye güzel ama film sıkıyor izlerken, çok gereksiz sahnesi mevcut. eh iste denecek bir film.o da moritz bleibtreu kardesimizin güzel hatrına.
  • televizyon kanallarında yayınlanan boş,anlamsız ve insanları aptal yerine koyan programları eleştiren,almanya'da bu yıl kasım ayında vizyona giren film.
  • yirmi yedinci uluslararasi istanbul film festivali kapsamında gösterilecek olan film.
  • hans weingartner'in yönettiği bir alman- avusturya ortak yapımı. 27. uluslararası istanbul film festivali bünyesinde gösterime girdi. ilk gösterimi bu akşam 21.30'da atlas sineması'nda.

    senaryosunu yönetmen ve katharina held birlikte yazmış. oyuncuları: moritz bleibtreu, elsa schulz gambard, milan peschel, simone hanselmann, gregor bloéb ve franziska knuppe.

    original german title: dein fernseher lügt

    taşınır, taşınmaz yönetim karar versin.
  • hans weingartner bu filmiyle yine bir ütopyadan bahsetmiştir.düzgün yayınlar yapmak yerine, reyting sevdaları yüzünden, insanları aptallaştıran programlar yapan açgözlü ve bencil televizyon kanalı sahiplerini,program yapımcılarını eleştirmiştir.keşke herkes hans weingartner kadar güzel bir yüreğe ve düzgün çalışan bir beyine sahip olsa,keşke herkes bu güzel adam kadar duyarlı olsa da, filmde anlatılan bu ütopya gerçek olsa.
  • konusu, aptallastirilmis tv insanlarinin izledigi gereksiz programlara ve tv kanallarina acilan bir savasin oykusu.
    saglam bir sosyal icerikli konusu olmasina ragmen bir tv filmi gibi cekimler filmden sogutuyor. her seyden once filmdeki karakterleri tanima kisimlari duzgun dagilmamis. ana karakter uzerine - rainer ( moritz bleibtreu ) - ayrilmis olan ilk kisim gereksiz uzun tutulmus.
    iskeleti olusturan diger iki karakter - pegah ( elsa schultz gambard ) ve phillip ( milan peschel ) - bile ana karakter yaninda cok vasat kaliyor. daha sonradan katilan karakterler ustunkoru bir gozlemle anlatilmis.
    bu noktada bir yere yetistirmeye calisirken hadi hazirlayalim bitsin tarzinda aceleye getirilmis bir film gibi duruyor. hintli uzerine yapistirilmis komedi unsuru da cok eglendirmedi.
    ne yazik ki cok vakit harcanasi, ustune dusunulesi bir film degil.
  • --- spoiler ---
    filmi seyrederken alman film endüstrisünün hali size oldukça yakın gelecek zira ordaki programların bizim programlardan hiç bir farkı olmadığını göreceksiniz. zaman zaman aklınıza düşen insanlar böyle programlar izliyor, o yüzden böyle programlar yapıyorlar tezi sizin de midenizi bulandırsa da, bu programlara katılan ve öğle yemeklerinden korkunç dizilerden bahseden insanları görünce ümitsizliğe kapılıyorsunuzdur.

    film işte bunun üzerine. tarifk kazasından sonra aydınlanan rainer insanların bilmeleri gereken gerçekler hakkında program yapmaya çalışır ama düşük reyting alınca, bu reyting ne menem bir şeymiş diye peşine düşer. ve görürkü 80 milyonu temsil eden sadece 5000 kişi bulınmaktadır. reyting makineleri hack ederek sonuçları manupule ederek yeni bir trend başlatır. ve sürü psikolojisindeki insanların bir kısmı trendi takip ederken, bir kısım tv seyretmeyi bırakıp kitaba, doğaya, insanlara yüzü döner. tabi iş gittikçe ütopik hal alsa da, karakterler bir ham kalsa da genelde kimi zaman bazı insanların aklından geçen şeylere başarmış hans weingartner bir filmin içinde de olsa. zevkle seyredilesi, ara ara gülünesi, bir hayalinizin 2,5 saat içinde gerçekleştiğine sahit olduğunuz keyifli bir film olmuş.

    bir bağımsız film şaheseri değil tabi. ama anlaşılan yönetmen karakterlerin ve kurgudan ziyade konu üzerine yoğunlaşmış ve bunda da hiç yabana atılmayacak bir iş çıkarmış. ancak elbette filmin açılış sahnesindeki etkileyicilikteki gibi film gitse tadından bir başka yenmezdi ya .....

    ötesinde fassbinder amcaya olan selam tebessüm ettirmiştir. alman sinemasının bazılarınca unutulmuş büyük ustasının filmde geçmesi en azından nezdimde filme çok yakışan bir şeydi.
    --- spoiler ---

    http://www.imdb.com/title/tt0810868/
  • festival filmleri arasinda su ana kadar izledigim en iyi filmdi.. hele ki "bir iki" trajedisinden sonra ilac gibi geldi. konu odakli bir film olmasina ragmen ben oyuncularin sahip olduklari detaylari farkedenlerden biri olarak karakterlerin de gayet guzel olusturuldugunu dusunuyorum cogunlugun aksine. film icin soyleyebilecegim cok eglenceli , cok huzunlu , cok kara mizahi , cok sahici, cok utopik, cok samimi , cok cesaret verici, cok dusundurucu, cokca ah keske dedirtici..

    izleyin .. hayatinizdan 2.5 saatin cope gittigini dusunmezsiniz..
  • (bkz: anger)*
hesabın var mı? giriş yap