• alain delon ile tanıştığı günü şu şekilde anlatmaktadır:
    "paris uçağındaydık. yapımcılar partnerim için havaalanının salonlarından birinde basın mensuplarıyla bir görüşme ayarlamışlardı. yürüyen merdivenin başında çok yakışıklı, saçları özenle taranmış, kravatlı, genç bir adam gördüm. son moda takım elbisesiyle kusursuz bir tipti. alain delon'du bu genç adam. o ingilizce bilmiyordu, ben de fransızca bilmiyordum. aracıların yardımıyla, anlaşılmaz, karmakarışık bir dil konuşuyorduk ikimiz de. gerçek alain'i tanımayı ancak paris'te öğrendim. bir deli. blucinli, kısa kollu gömlekli, saçları darmadağınık, çok hızlı konuşan bir çocuk. bir spor arabanın direksiyonunda, bütün paris'i deli gibi kat ettikten sonra stüdyoya geç gelen bir vahşi. hakkında çok tuhaf şeyler anlatılan bir alain. her zaman tahammül edemiyorum ona. sürekli bir savaş hali yaşıyorduk. tartışmalarımız, kavgalarımız unutulmaz olaylardı. jean-claude brialy bizi yatıştırmak için elinden geleni yapıyor ama başarılı olamıyordu. o yıl sinema balosu brüksel'de yapıldı. alain'le birlikte belçika başkentine giden trene bindim ve ilk kez kavga etmedik. hatta biraz oynaştık galiba. trenden indiğimde annem gözlerini bana dikti. "tanrım! seni de tavlamayı becermiş!" dire haykırdı. o akşam ailemle resmen kavga ettim. "

    kaynak:romy schneider-aktrisin ikili hayatı
    söz konusu film arthur schnitzler'in liebelei adlı oyunundan sinemaya uyarlanan 1958 yapımı christine adlı film.

    filmin setinden
    edit:imla
  • prenses. bir rivayete göre taptığı kocası alain delon'u bir erkekle yakaladıktan sonra hayattan elini eteğini çekmiştir. oğlunu da yitirince, artık hayatın medusa yüzünu görmüş, kalbi taşlaşamadığından, gitmeye karar vermiştir.
    neden en masum ve güzel olanlar erken gider, veya kendileri gitmeyi tercih ederler? bir melek onu kıskanmıştır belki, yanına almıştır. solan bir başka gül için (bkz: marilyn monroe).
  • masası başında ölü bulunduğunda, avucunda, babası tarafından yazılmış şu not bulunan masum ve gizemli güzellik.

    "çocukluğunu cebine koy ve kaç, çünkü yapabileceğin tek şey bu.”
  • oglunun demir parmakliklar uzerine duserek olmesinden sonra kendini toparlayamamıstı..
  • dunyanin en mahsun, en guzel ve en bakılası yuzune sahip olan kadın.
  • hala hayatta ve hayatinin baharinda olsaydi, yuzuklerin efendisi filminde arwen rolunu baska kimseye kaptirmayacak, zerafetin ve guzelligin ismi.
  • seksi olamayacak kadar güzel bir kadındı.
    bütün dünya güzelliğine hayranken mutluluğu pek bilemeden göçtü gitti.
  • ahmet güntan şiirini de ziyaret etmişliği bulunan güzellik imgesi; resimli türkçe sözlüklerde güzel kavramının yanına resmini iliştirebiliriz pekala. güntan'ın bu schneider'lı şiiri zamanın soyut şiir modasına bir tepki olarak da okunabilir; bir kısmını hatırlamak istersek;

    "çünkü ben "bu şiir romy'yi anlatmıyor", derseniz,
    sevinerek "bu şiir romy'yi anlatıyor" anlayacağım
    romy de "unutamıyorum, ama yaşamak istiyorum" demişti,
    bunun apaçık, "unutmamak ölmek demektir" olduğunu
    kim anladı?
    siz anladınız mı?
    " 'gitme kal' diyemedik sana romy, ama gitme kal" dediniz
    mi?

    bir zamanlar bir romy vardı

    evet, somut şiirler yazıyorum ben, siz de bok yiyin"
  • alain delon'a kapılmakla hayatının hatasını yapmış olan kadın.
  • özellikle sissi filmleriyle tanıdığımız, çok fazla filmde rol almış, güzelliğiyle dünya çapında ün yapmış ancak genç yaşta ölmüş avusturyalı aktrist
hesabın var mı? giriş yap