• bülent ecevit'in lise mezunu olmasıyla dalge geçeyim derken, ecevit'in mezun olduğu lisenin robert kolej olduğunu ve buradan 1940'lı yıllarda mezun olduğunu hesaba katmayan, robert kolej'i bırak kazanmayı kapısının yolunu bile bulamayacak acizlikteki zatların pek bir savunduğu durumdur.
  • başörtüsü sorunundan dolayı endonezya marmara üniversitesini bitirdiğinden şaşırılmayacak durum. burdan bir mağduriyet çıkar. kurcalamayın derim.
  • evet zaten 81'de iktisadi ve ticari bilimler (?) bitirilip, işsiz kalınıp iett personel sınavlarına giriliyordu. siz bilmiyorsunuz gençler. şimdi dağılın.

    "ben demiştim" linki
  • hangi yıla kadar bilmiyorum, bakmaya da üşendim,
    eskiden lise mezunları da yedek subay olduklarından,
    yedek subaylık yapmasıyla ilgisi olmayan durumdur.

    daha sonra lise mezunu sayısının artmasıyla bu uygulama değişmiştir.
  • (bkz: kimse de demiyor ki aga bu nedir)

    herhangi bir fakulteyi, universiteyi bitirmis ya da bitirmemis olmasi beni zerre ilgilendirmiyor. bitirmemis ya da bitirememis olmasi da cok onemli gozukmuyor. ama bolge lideri olma iddiasiyla yola cikan bir hukumet ve hem bolge hem de "21. yuzyilin muslumanlarina liderlik edecek kisi"nin hangi okuldan mezun oldugu sorusu net olarak cevaplanamayip oylece havada asili kaliyorsa bu iste bir gariplik yok mudur?

    hicbir zaman "dur bakayim tayyip erdogan ne okumus, nereden mezun olmus?" diye merak etmedigim icin kendisinin mezun oldugu okul ve bolum aslinda belki bellidir de benim cehaletimdir bilmemek, bilmiyorum sonucta. bu kadar net ve basit.

    ama kendisinin yerinde olsam sunu dusunmeden edemezdim: su bilgi icin bile boyle bir suphe ortalikta dolasiyorsa, ortada insanlarin tartismasina vesile olacak bir bilgi kirliligi olusmussa ve bu tartisma bir insanin ozgecmisindeki en basit sey uzerinden yuruyorsa allahim ben nerde yanlis yaptim?

    o kadar da sacma bir konu.
  • internette yedek subayken çekilen fotoğrafları var. bildiğim kadarıyla yedek subay olmak için en az üniversite mezunu olmak gerekiyor. ya da adamın gençliğinde yedek subay üniformalı resim çektirmek gibi fantezileri vardı bilemem.
  • okulun adı ve statüsünden bağımsız olarak şöyle bir olguya dayanan savdır: o dönemde iktisadi ve ticari ilimler akademisi'nde okuyan hiç kimse recep tayyip erdoğan'ı ne görmüş, ne duymuştur. örnek: benim kayınpederim ve onun alt dönemden arkadaşları.

    üstelik o dönemde ortam çok politik, öğrenciler gruplar halinde yaşıyor ve savaşıyor. tüm okullarda herkes birbirini isim isim tanıyor o zamanlar... tabii o karışık ortamda okula gitmeden de bi şekilde diploma edinmek mümkün oluyor bazıları için...

    (bkz: indragandi)

    edit: okulun adı filan önemli değil. iddianın özü, o diplomanın sonradan ani bir şekilde peydah olması. diplomayı eline alınca yedek subay da olursun, profesör de.
  • hangi okulu bitirdiği ya da bitirmediği esasında çok önemli değil gelinen nokta itibariyle. okulun ismi değişmiş ise bilgilendirmelerde "o zamanki adı bıdı bıdı akademisi olan hedö hödö fakültesinde eğitim görmüştür" denilebilirdi. galatasaray lisesi mezunu birisi ben mekteb-i sultani mezunuyum dediğinde öyle bi okul yok kiii demiyorsak rte için de o zaman öyle bir okul yoktu dememek gerekir zannımca.

    diğer taraftan serbest çağırışım olarak osman bölükbaşı 'nın bir sözü geldi aklima nedense:
    (bkz: eğitim cehaleti alir, eşeklik baki kalir)
hesabın var mı? giriş yap