• genellikle geri kalmış ülkelerde insanların dünya görüşünü belirtmek amacıyla kullanılan kelimeler.
  • "sol geniş kalabalıkların refahını, ışığa kavuşturulmasını, fizik ve moral kalkınmasını ister. sabırsızdır, gençtir. zafer uğrunda birçok fedakârlıkları göze alır. tecrübesizdir. devrimin ve büyük reformların bütün haksızlıklara son vereceğine inanır.

    sağ sayıya değil, değere önem verir. daha önce kazanılmış hakların devamını ister. kalabalıkları yok sayar, vesayet altında bulundurulmalarına taraftardır. yerleşmiş kuvvetlerle oynanmasına razı olmaz. karamsardır. devrimlerin faydadan çok zarar getireceğine kanidir. faşizm devrimci bir sağdır. sağ hiçbir zaman maziyi getirmek istemez. insan bazı bahislerde sağdır, bazılarında sol. bu itibarla bu kelimeleri aşmak lâzım."

    (bkz: cemil meriç)
  • fransız devriminden sonra milletvekillerinin meclisteki oturma düzenine göre ortaya çıkan kavram.
    sağ: kralın yasaları direkt olarak veto edebilme yetkisini savunanlar
    sol: sadece geciktirebilme yetkisi olmasını savunanlar.
  • final fight oyununda cogu dusmanin yedigi oyun cubugunu bir sola bir saga oynatarak surekli yumruk vurma taktigine verilen isim. cody ve guy yapabilirdi sadece, haggar yapamazdi.
    sodom yemezdi, hic enerjisi gitmezdi. diz cekmek gerekirdi.
  • final fightdaki bu sağ sol çekmek eylemine saydırmak da denirdi. yanılmıyorsam rolentoyu geçmenin başka yolu yoktu, ancak bu hareketten en kolay kaçabilen karakter de oydu. bunun ayarını tam hatırlamıyorum ama 2-3 yumruk rakibe 2 yumruk karşıya idealiydi, yanlış yapılırsa ya rakip size saldırır, ya da siz rakibi yumruklayıp ileri ya da geri atardınız. seri ve doğru yapıldığında rakip kaçamaz, enerjisi yavaş yavaş azalırdı, tabii sizin enerjiniz de...
    edit: karakterin değil de sizin enerjiniz çünkü oyun uzun soluklu bir oyundu bitirmek kullanılan taktiklere göre 1 saatten 2 saate kadar sürer.
  • bir bütünün iki yarısı gibi bir söylem oluşturan siyasi gruplandırma.

    sanki bu ikisi hep belli bir dengede beraber bulunmalı gibi, sanki her zaman her koşulda geçerli bir ideal istikrar noktası bulunmuş gibi. sağ sol. siyasi görüşleri soyut konumlarla ifade etmek şahaneymiş hakkaten. ikili düşünmenin hataları çokça ortaya konmuş halbuki.

    sanki dilde ifade edilmeyen ya da tersine dile sığmayan 'şeyler' yokmuş gibi. sanki bu dilin kendisi alternatifleri olabilecek siyasi bir tavır değilmiş gibi, tarihten bir andaki belli bir gözlerden çekilmiş siyaset fotoğrafının zamansızlaştırılıp evrenselleştirilmesi denilebilir.
  • bugünler için geçerliliğini yitirmiş bir kavramdır.
    şu an bulunduğumuz ikilem ilericilik ve gericilik ikilemidir.
    gericiler her konuda uzlaşıyorlar ama ilericilik aslında her ideoloji ve toplumsal sınıfın içinde bulunmasına rağmen bir türlü bir araya gelemiyor.
    anti-emperyalist olmak
    tam bağımsız türkiye istemek
    üretime dayalı bir ekonomi taraftarı olmak
    laik sistemi sürdürmek
    bağımsız yargıya kendini teslim etmek isteyen herkes ilericidir ve birleşmelidir.
    mustafa kemal atatürk'ün bir yanında ziya gökalp' ler diğer yanında da yusuf akçuralar vardı.
    en güzel formül bu formüldür.
  • sağ, sol olarak ikiye ayrılan siyasi düzen/şekil fransız ihtilaline dayanır. fransız devriminden sonra oluşturulan meclisteki oturma düzenine göre sağ-sol ismi verildi. muhafazakar kesim sağda, devrimci kesim ise solda oturuyordu.
  • stumbleupon güzel şey dostlar. az önce öğrendim ki sağ ve sol terimleri 1789 fransız devrimi sırasında meclis üyelerinden kralı destekleyenlerin sağda, devrimi destekleyenlerin ise solda oturması üzerine kullanılmaya başlayan terimlermiş.
hesabın var mı? giriş yap