• 15 mart itibariyle italya’da hayatını covid-19 sebebiyle kaybeden kişi sayısı 1.809.

    13 mart tarihli araştırmaya göre hayatını kaybeden ilk 1016 kişinin
    yaş ortalaması: 79,4
    en genci: 39
    en yaşlısı: 100
    kadınların yaş ortalaması: 84
    erkeklerin yaş ortalaması: 79

    30-39 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek:1 kişi
    kadın:1 kişi

    40-49 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek:2 kişi
    kadın:2 kişi

    50-59 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek:19 kişi
    kadın:6 kişi

    60-69 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek:62 kişi
    kadın:18 kişi

    70-79 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek:286 kişi
    kadın:76 kişi

    80-89 yaş arası hayatını kaybeden
    erkek:306 kişi
    kadın:139 kişi

    90 yaş ve üzeri hayatını kaybeden
    erkek:50 kişi
    kadın:48 kişi

    hastalığa yakanıp hayatını kaybedenlerin oranı:
    0-39 yaş arası %0, yani hastalığa yakalananlardan 0-39 yaş arası hayatını kaybeden yok.
    39-40 yaş arası %0,1
    40-49 yaş arası %0,1
    50-59 yaş arası %0,6
    60-69 yaş arası %2,7
    70-79 yaş arası %9,6
    80-89 yaş arası %16,6
    90 yaş ve üzeri %19.0

    hayatını kaybedenlerin
    % 26,1’nin 1(bir) ağır hastalığı vardı
    % 25,7’sinin 2(iki) ağır hastalığı vardı
    % 47,0’sinin 3(üç) veya daha fazla ağır hastalığı vardı.
    sadece 3 kişinin başka hiçbir hastalığı yoktu.(araştırmalar devam ediyor.)

    hayatını kaybedenlerin:
    % 37,2’si iskemik kalp hastası
    % 26,5’inde atrium kasılması (kalp hastalığı)
    % 8.2’si inme, iskemik beyin damar hastası
    % 76,5’i yüksek tansiyon
    % 37,3’ü şeker hastası
    % 4.5’i demas(bunama)
    % 9,7’si kronik akciğer hastası
    % 19,4’ü son 5 yıldır devam eden kanser hastası
    % 2,6’sı karaciğer hastası
    % 17,5’inin böbrek yetmezliği var

    hayatını kaybedenlerin
    % 83’ü nefes darlığı
    % 80’i yüksek ateş
    % 45’i öksürük
    % 4’ü ishal
    % 4’ü hemoptizi (kan tükürme)
    şikayetleriyle hastalığa yakalandılar.

    hayatını kaybedenlerin %98,8’inde nefes almakta güçlük çektikleri saptandı.

    hayatını kaybeden en genç iki kişinin yaşları 39.
    birincisi erkek, psikolojik hastalığının yanısıra şekeri ve obezitesi vardı.
    ikincisi ise kadın, tümörü vardı.
  • önerilerim: günlük c vit, dengeli beslenme, bol su içilmesi, stresten uzak durmaya çalışmak, grip olunca evimize de, dışarıya da, kendimize de virüsü dağıtmamaya çalışmak, ev ve ofisi bol havalandırmak, toplu taşıma araçları ve hususi araçları da havalandırmak, pekmez, tarhana, bal, d vit replasmanı (ampulu ekmeğe kırıp yiyebilirsiniz, bir ampul için d vit ölçümü şart değil, çok faydalı bağışıklık sistemi için), pişirilmeden yenen meyve sebzeler sirkeli suda yarım saat bekletilecek, imümaks boğaz spreyi ve nazal sprey, olabildiğince kalabalıktan uzak kalmak, maske ve eldiven, maske toplu taşımada ve kısa süreli mecburi iş görüşmelerinde (sürekli maske de çok önerilmiyor), marketten alınan paketlere dikkat, dezenfekte edilmeli eve girince, ya da günler sonra kullanılmalı. nacizhane tavsiyelerdir
  • iş için gemideyim. bu virüs yüzünden gemiden inemiyorum. belirsiz bir vakte kadar gemide mahsur kaldık. teşekkürler soyunu sopunu siktiğimin çinlileri.
  • koronovirüsünün dünyayı etkisine aldığı bugünlerde dünya sağlık örgütünün (who) paylaştığı istatistiklere göre bir inceleme yapmak istedim. bu incelemeyi yaparken italya, iran ve güney kore'nin istatistikleri dikkatimi çekti.
    sözlükte bu salgını hafife alan bazı arkadaşların özellikle izlemesini ve ilerleyen zamanlarda hafife aldığımız bu virüsün ne kadar can sıkıcı durumlar oluşturabileceğini görmelerini istiyorum.
    videoyu merak eden arkadaşlar koronadan en çok etkilenen 10 ülke

    sizlerin de eklemek istedikleriniz olursa lütfen saygılı bir şekilde belirtin. kolonyanız bol olsun.

    bu arada ek olarak, incelemeye başladığım 15.03.2020 öğlen saat 12:30'dan bu yana 12409 hasta tespiti ve 750 ölüm gerçekleşti...
  • potansiyel bulaşma yöntemlerinden biri olan 'aerosol transmission' (hava yolu ile bulaşma) ile ilgili içinde bulunduğumuz tarih kapsamında geçerli birkaç bilgi vermek istediğim virüs.

    öncelikle aerosol transmission'u tanımlayalım. tabii bunun için önce aerosol nedir ondan bahsetmek lazım. aerosolü, sıvı ya da katı bir maddenin gözle görülemeyecek küçük partiküller halinde bir gaz bulutunun içinde yer aldığı fiziksel bir terim gibi düşünebilirsiniz. bu parçacıklar çeşitli fiziksel ve kimyasal kuvvetler sebebiyle belli bir süre az önce belirttiğim gaz bulutu şemsiyesi ile beraber havada kalabiliyor. mesela sis güzel bir örnek. su damlacıkları yere düşmeyip hava içerisinde tutuluyor. bu su partiküllerinin ne kadar havada kalacağı da sıcaklık ve neme göre değişiyor.

    sırada aerosol transmission (hava yolu ile bulaşma) ile neyi kastettiğimizi açıklamakta fayda var. önce ne olmadığını örnek üzerinden anlatayım. dolmuşta yanında oturduğunuz virüslü kişi hapşırdı/öksürdü ve gerçek bir hayvan olduğu için bu esnada ağzını kapamadı. size de yakın mesafeden dolayı adamın hapşırık/öksürüğü sonucu çıkan damlacıklar bulaştı. aslında burada da damlacıklar hava yolu ile size ulaşmış oluyor ancak aerosol tanımımıza uymayan bu damlacıklar size sadece 1 metreden yakın mesafede olduğunuz ve hapşırığın/öksürüğün hemen akabinde yakalandığınız için bulaştı. hapşırık/öksürük momentumu ile (top ateşlemesi gibi düşünün, tabi o kadar büyük bir itici kuvvet yok.) çıkan bu damlacıklardaki virüs sizi zınk diye bulmasaydı çok kısa süre sonra yer çekimi sebebiyle yere düşecekti.

    buraya kadar sıkıntı yoksa şimdi hava yolu ile bulaşmanın ne olduğuna gelelim. yine örnek üzerinden açıklayalım. virüslü kişi(x) saat 21.00'de asansöre bindi ve 1 dakika sonra indi. sağlıklı kişi (y) de 22:00'da bindi ve yine 1-2 dakika sonra indi. burada x'ten y'ye bulaşma olması ihmal edilebilecek derecede düşük bir ihtimal. x, 21:00-21:01 arası ağzı açık öksürmüş hapşırmış olsa bile düşük. bu kısmı okuyan çoğu insanda 'ama hani virüs havada 3 saat kalıyordu' sorusu oluşacaktır. artık oluşmayan kişilere de kurt düşürdüğümüze göre bir alt paragrafta bu sorunun cevabına gelelim.

    söz konusu bilgi, geçtiğimiz günlerde `national institute of allergy and infectious diseases` (niaid) kuruluşunun yapmış olduğu bir araştırmaya dayanıyor. araştırmaya göre sars-cov-2; havada 3 saat, bakırda 4 saat, kartonda 24 saat, plastik ve metallerde de 2-3 güne kadar host bulmasa bile canlı kalabiliyor. ilk bakışta epey korkutucu. ama biraz derine indiğimizde şüphe barındıran noktalar görüyoruz. aşağıda hem araştırmanın nasıl yapıldığını, hem de araştırma hakkında bilim insanları tarafından yapılmış değerlendirmeyi paylaşıyorum.

    araştırmada içinde virüs barındıran aerosollerin oluşması hasta insan nefesiyle ya da öksürmesiyle değil, mekanik bir püskürtücü ile sağlanmış. araştırmanın eleştirilmesine zemin hazırlayan temel nokta işte burası. zira virüs taşıyıcısı bir normal insanın nefes alıp vermesini geçtim öksürüp hapşırması bile muhtemelen havaya bu mekanik püskürtücünün ürettiğinden daha az sayıda virüs salınımını sağlayacak. hatta gerçek hayattaki koşullar da bu araştırma özelinde virüsün havada kalması için hazırlanan laboratuvar koşullarından farklı olacağından 3 saat (aslında 2.7) asılı kalmanın net bir gerçek olarak değerlendirilmesi ideal bulunmuyor. bu araştırmada sağlanan koşulların virüslü insanın doğal hareketlerindense hastaya hastanede uygulanabilecek olan intübasyon sürecini canlandırdığı iddia ediliyor. dolayısıyla aerosol transmission için normal vatandaşlardansa virüslü hastalarla hastane ortamında yakın temasta olacak doktorların daha büyük risk altında olduğu savunuluyor. bu yüzden doktorların hem ffp2 ffp3 sınıfında kaliteli maske takması, hem de koruyucu kıyafet giymesi akla daha yatkın. araştırma sahiplerinden de henüz bu geri bildirimlere olumlu/olumsuz yanıt gelmedi. zaten araştırma da daha çok 'normal koşullar altında hava yolu ile bu virüs bulaşır mı' sorusuna değil; 'en ideal koşullarda virüsü kaç saat havada tutabilirim' sorusuna cevap aramak için gerçekleştirilmiş görüntüsü veriyor. öte yandan virüsün metal ve plastik zemin üstünde günlerle ifade edilecek sürede kalabiliyor olması da özellikle toplu taşıma araçlarından çıktıktan sonra el yıkamanın önemini bir kat daha arttırıyor.

    başka bir araştırma da wuhan'da yapılmış ve 10 mart'ta yayılmış. bu araştırma laboratuvar koşullarından ziyade gerçek hayat verileriyle elde edilmiş. şöyle ki; iki tane hastaneden covid-19 hastalarının hastane içinde bulunduğu yerler baz alınarak 35 farklı air sample toplanıyor. araştırma sonucu covid-19 hastalarının bulunduğu yoğun bakım, koridorlar, hasta odaları gibi yerlerde virüsü aerosol halinde tespit etmemişler. virüsün havada en çok tespit edildiği yer tuvaletler olmuş. zira virüs sindirim sistemine de etki ediyor ve dışkıda da gözlemlenebiliyor. araştırma sonucunda pis tuvaletlerde virüsün havada kalma süresinin fazla olabileceğinden bahsediliyor.

    sonuç olarak hava yolu bulaşımına imkansız diyemeyiz ancak günlük hayatımızda paranoyak olmamıza yol açacak kadar da yüksek bir olasılık olmadığı an itibariyle bilim insanlarınca düşünülen ve daha olası yargı. hastane koşullarında çalışanlar hava yolu ile bulaşıma biraz daha gözlerini dört açmalıyken biz sıradan insanlar, who'nun ve herkesin bas bas bağırdığı el yıkama, eli yüze götürmeme, kalabalık ortamlarda bulunmama gibi önlemlerle yüksek oranda güvence sağlayabiliriz.

    not: yazının başında da belirttiğim üzere bu veriler, girinin yazıldığı gün itibariyle güncelliğini ihtiva etmektedir. 1-2 hafta sonra konuyla ilgili yeni araştırmalar önümüzü daha net görmemizi sağlayabilir.

    edit: güncel duruma dair yeni giri.
  • olan biteni aklım almıyor. 21. yüzyılda bir pandeminin ortasında sıkışıp kaldığımıza, en çok da leş çinlilerin yarasa götü yeme sevdası yüzünden italyan ninelerin nefessiz kalarak öldüklerine, bir an önce kontrol altına alınmazsa sevdiklerimizi gömebileceğimize ve gömülebileceğimize inanamıyorum. çinliler sidikte pişmiş denizatı yiyecek diye milyonlarca insanın açlık, ölüm, işsizlik ve karantinayla yüzleşmesi şaka gibi geliyor. ve hala, "seyahat özgürlüğünü kısıtlamak insan haklarına aykırıdır!!1!!", "sokağa çıkma yasağı çağdışıdır!!:(", "kimse corona testinin pozitif çıktığını söylemek zorunda deyilll" diye yırtınan birilerini görmemiş olmak, herkesin alternatif tıp denen üfürükten, sülükten, hacamattan değil modern tıptan çare umması durumumuzun ne kadar vahim olduğunu gösterdiğinden, insanların kıt aklı nihayet başlarına geldi diye sevinsem mi, şımarıklığa yer bırakmayacak bu katı realizmin buz gibi zeminine çarpmamıza üzülsem mi, şaşırdım. korku ve şaşkınlık, en baskın iki duygum bunlar bu aralar.
    öte yandan tarihteki büyük salgınları düşünüyorum sürekli, merakımdan masal gibi okuyup geçtiğim şeylerin teknoloji ve özlü sözlerle süslenmiş halinin tam içinden geçiyoruz. 1350 yılında kara veba salgınında ölüp giden ve mezarı bile olmayan 38 yaşındaki bir serfin kuşaklar sonraki torunu, karantinada kitap okurken instagram denen bir uygulamadaki "no corona panic", "wash your hands", "stay in" yazan sevimli gifleri kullanarak arkadaşlarına evde kalmalarını telkin ediyor. virüsün çok tatlı gifleri de var, düşünsenize 1350'de cesetlerin çukura atıp yakılmasından nelerelere geldik.

    çinliler daha önce görmediğim hayvanları, daha önce görmediğim başka canlıların yağında kızartıp yemek istiyor,
    hastalık yayılıyor,
    iş yerinde "kolonya geldi ama yeterince şişe yok, yarın şişe getirin" diye duyuru yapılıyor,
    italyanlar çinliler yüzünden ölüyor,
    virüsün gifleri yapılıyor,
    umreciler karantinadan kaçıyor,
    olan biteni aklım gerçekten almıyor.
  • (bkz: vox) un virusun yayilmasinda kalabalik mekanlarin rolunu anlattigi guzel bir video

    youtube linki
  • italya'yı kasıp kavuran türkiye'yi ise bu gidişle italya'ya çevirecek olan virüs. grip olmayan virüs. buna grip diyen adamın bir şey bildiğini düşünmüyorum. adamlar bas bağırıyor bu bir grip değil. bu bir zaatüre virüsü. çok uzun süreler boyunca yaşayabilen dünyanın en güçlü virüslerinden biri.

    gün itibariyle italya 3590 yeni vaka bildirmiştir. tahminim italya'nın bu hafta boyunca üç bin dolaylarında yeni vaka bildirip bir sonraki hafta başından itibaren vaka sayısında azalış yönündedir. umarım biz hiç oralara gelmeden kontrol edebiliriz. içinde bulunduğumuz hafta türkiye için çok çok önemli.
  • şimdi bakış açımızı biraz değiştirelim.
    bütün muhabbet nasıl yakalanmayız bu lanet şeye üzerinden dönüyor. tabii ki gereken önlemleri almak lazım, ama bu hızla yayılıyorken ne kadar önlem alsan da denk gelirse gelecek. kadercilik, alnımızda ne yazıyorsa o falan değil. nereden nasıl geleceğini bilmediğin bir şey.

    o yüzden ben yakalanma ihtimaline karşı hazırlıklı olmayı savunuyorum.

    sonuçlanmış vakalarda şu an yüzde 8 ölüm oranı var. az değil, ama çok da değil. gerekli olan sağlam bir bünye. iyi beslenin, iyi uyuyun. standart gribi atlatmak gibi bir şey normal şartlarda.

    ben menbağında yaşıyorum, 845 vaka 25 ölü var bizde şu anda ama olimpiyat muhabbetine gerçek sayıyı saklıyor olma ihtimalleri çok yüksek. bir sıfır eklemek lazım diyen çok.

    neyse, demek istediğim kendinize iyi bakın. aman yakalanır mıyım diye değil de, yakalanırsam ben bunun anasını ağlatırım diyin. karamsar olmayın. hepinizi çok öpüyorum
  • az önce, son 24 saatteki yeni vakaların italya'da 3.233, iran'da 1.053, ispanya'da 1.440 ve almanya'da ise 1.383 olarak gerçekleştiğini öğrendiğim pandeminin sebebi virüs.

    sanırım, avrupa'da bir gün içinde şu ana dek en fazla vakanın olduğu gün oldu/oluyor bugün.
hesabın var mı? giriş yap