şavk
-
şavk. ışık.
-
"su başında durmuşuz
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
su serin,
çınar ulu,
ben şiir yazıyorum,
kedi uyukluyor,
güneş sıcak,
çok şükür yaşıyoruz.
suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze."
(bkz: masalların masalı)
(bkz: nazım hikmet) -
anladığım kadarıyla şiirlerde, şarkılarda, türkülerde kullanılsın diye icat edilen kelime.
-
(bkz: aydınlık)
-
günümüzde neredeyse herkesin 'yakamoz' olarak yanlış kullandığı kelimenin anlamını taşıyan, pek sevdiğim bir kelimedir. bir ışığın su yüzeyinden yansıması anlamına gelir. örneğin 'ayın şavkı'.
yakamoz ise deniz canlılarının yaydığı ışığın denizden* yansımasıdır, örneğin deniz anaları, örneğin halk arasında yine 'yakamoz' diye adlandırılan mikroskobik deniz canlıları.
sezen aksu şarkılarından böyle güzel detaylar öğreniyoruz azizim. -
leylim ley'in yanı sıra, mecnunum leylamı gördüm'de gördüğümüz üzere, daha çok göksel cisimlerden doğru yansıyan bir ışık bu üzerimize galiba;
soramadım bir çift sözü
ay mıydı gün müydü yüzü
sandım ki zühre yıldızı
şavkı beni yaktı geçti -
bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı,
macera değil.
yaşamak, sade "yaşamak"
yosun, solucan harcıdır.
öyle açar ki murat.
susuz, güneşsiz de kalsa, koparılsa da
şavkı, bulut güllerinden daha bir suna,
daha bir burcu - burcudur.
(bkz: ahmed arif)
şiirlerde yazılsın diye icat edilmiş sanki bu kelime sırf. -
işık, parıltı ve şûle anlamına gelip sevki isminin kökenini oluşturan sözcük
-
-
bazı yörelerde şavık olarak söylenir. cümle içinde kullanımı "şavıkları yaksana" şeklindedir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap