• jack black'in bir okulda ogretmen olmasi, rock ile uzaktan yakindan alakasi olmayan, kendi caplarinda cello, keman, flut filan calan ogrencilere, tarihiyle birlikte detayli rock egitimi vermesini konu alan film.

    idolum olan jack black'den gercekten de guzel bir film. acaip egleniliyor.
  • simdilerde genclik, cocuk filmlerinin salakca olmasi, bir onsart gibi sunuluyor, ama bu sablondan uzaklasmayi beceren, hem cocuklar hem buyukler icin gayet eglenceli ve komik olmayi basaran bir film school of rock. rol yapiyormus degil de kendini oynuyormus gibi gozuken jack black ve nevrotik mudire hanim rolundeki joan cusack'in harika oyunlari, daha onceden imza attigi dazed and confused ve slacker sayesinde genc insan olma durumunu cok iyi anladigini belli eden richard linklater'in zekice yonetimi, klasik rock sarkilari epey iyi vakit gecirttiriyor. daha fazlasini da ummuyorduk zaten..
  • --- spoiler ---

    jack black ile davulcu çocuk arasında şöyle bir diyalog geçer ki izlerken kelimenin tam anlamıyla zevkten geberdim:

    -l was hanging with real rockers.
    -they aren't real rockers. they're posers.
    -rock ain't about getting loaded and being a jerk.

    --- spoiler ---
  • özellikle on yaşındaki veletlerin hastası olduğum film. hepsi de gerçekten o enstrümanları çalıyorlarmış. dahası rebecca brown (basçı kız katie) film çekimleri esnasında bas ve çello çalmayı öğrenmiş.

    --- spoiler ---

    ayrıca jack black'ın elektro gitar çalan çocuğa sahne duruşunu öğretmesi süperdi. çocuğun gözlerini açıp elini kaldırdığı kısımlarda kelimenin tam anlamıyla yarıldım.

    --- spoiler ---

    bir de rock sevenlerden çok, rock sevmeyenlerin izlemesi gerekir bu filmi. neleri kaçırıyorlar, özellikle hangi yanlış önyargılara sahipler görsünler.
  • ortasında metallica, the wait çalan, insanı koltuğundan fırlatan film. soundtracki ile beraber gayet eğlenceli olmu$.
    hatta filmin her eve lazım soundtracki ise $öyle;

    1. school of rock - school of rock
    2. "your head and your mind and your brain" - film excerpt
    3. substitute - the who
    4. fight - no vacancy
    5. touch me - the doors
    6. "i pledge allegiance to the band..." - film excerpt
    7. sunshine of your love - cream
    8. immigrant song - led zeppelin
    9. set you free - the black keys
    10. edge of seventeen - stevie nicks
    11. heal me, i'm heartsick - no vacancy
    12. growing on me - the darkness
    13. ballrooms of mars - t-rex
    14. "those who can do..." - film excerpt
    15. my brain is hanging upside down (bonzo goes to bitburg) - the ramones
    16. t.v. eye - wylde rattz
    17. it's a long way to the top - school of rock
  • eglencelik bir film goruntusu altinda, gercek rock efsanelerine adanmis bir anit film bence. su gune kadar izledigim en keyifli filmlerden biriydi, oturup muzik arsivimi yeniden derlememe neden oldu. oyunculugundan senaryosuna inanilmaz guzel bir calisma, insanin kalkip dansedesi geliyor filmi izlerken, alinlarindan opuyorum emegi gecen herkesi.
  • zenci iri kız çıkıp ben şarkı söylemek istiyorum dediğinde ve gayet güzel olan sesiyle şarkı söylemeye başladıktan sonra jack black ona dark side of the moon cd'sini verdiğinde beni
    "great gig in the sky!!!"
    diye bağırtan, ardından jack black'in de "burdan great gig in the sky"'ı dinle demesiyle de mutlu etmiş filmdir.
  • çok çok şeker bir film bu. hele o 10lu yaşlarındaki veletlerin filmde çaldıkları enstrümanları gerçekten çalabildiklerini anladığınızda daha da mutlu oluyorsunuz.
    richard linklater'ın aralara sıkıştırdığı ufak mesajlar, izleyenleri rahatsız etmeyecek cinsten, esprili biçimde aktarılıyor. tutucu ebeveynler, katı amerikan eğitim sistemi, popüler kültürün üstünlüğü, rock müziğin ne olup* ne olmadığı* çok güzel vurgulanıyor. eh artık bu filmi bağımsız bir yönetmene yakıştıramayanlara da allah akıl fikir versin, ne diyeyim.
    ayrıca bu filmden önce veya sonra jack black'ın oynadığı bir başka film olan high fidelity'i de izleyerek keyfinizi ikiye katlayabilirsiniz.*
  • harika bir film. blues brothers 2000 gibi birşey.

    bb2000 de elwood yanındaki velede biz kaliteli müziği, blues'u öğretmezsek ortalık beş para etmez popçulara ve rapçilere kalacak diyordu. burada jack black daha ayrıntılısını rock felsefesi üzerinden yapıyor. hem de en sağlam rock gruplarına göndermelerle. jack black'in veletlere çalışmaları için verdiği cd'ler harika (klavyeciye close to the edge vermeliydi aslında, o parçanın ikinci yarısında rick wakeman kontrolden çıkar). film boyunca rock hakkındaki tüm yorumları tam yerinde.

    --- cansıkıcı spoiler ---

    bununla beraber adam rock müziği çoktan boka çevirmiş ve kontrolüne almış vaziyette. günümüzün "rock" adı altında müzik yapan gruplarına bir baksanıza; evanescence, green day, him, linkin park vsvs. insan gülsün mü, ağlasın mı, kızsın mı bilemiyor..

    --- cansıkıcı spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap