558 entry daha
  • "bu ayak kokusu nereden geliyor?"
    "ulkece ne cok gaz cikariyoruz"
    "bak yine o ayak kokusu!"
    "oksijen olmadan da yasanabiliyormus"
  • saatlerce yolu seyrederek düşünme zamanım oluyor. ilginç bir şekilde uçağa binmem kolay kolay zamanım varsa. uzun ince bir yolda @hayaletciniz hayalleri ve ve hayal kırıkları...
  • 10 saat götünün üstünde oturmanın zorluğu.
  • çok ev var, çok insan var
    (bkz: isim şehir)*
  • aslında çorbanın enfes bir şey olması, beleş işedikten sonra ettiğin 1 lira kar ile mutlu olduğunu hissetmek, “ne soğuk memleketler var manako!” deyip birkaç saat önce ayrılmış olduğun memleketini şimdiden çok özlediğini fark etmek, otobüsün yıkandıktan sonra yağ gibi kayması, karanlık yollardan geçerken izbeliklerin ve kıyı köşe bucakların uyandırdığı hiçlik ve boşluk duygusu, gideceğin istikamette yapacağın şeyleri düşünüp gaza gelmek, bir an önce gitmek istemek ama gidememek, yolların yıllar gibi uzun olmaları ama öyle ya da böyle arkada kalmaları; zamanın ne kadar adi ve niye böyle olması.
  • takıyorsun kulaklığını açıyorsun müziğini bir de cam kenarıysa koltuğun yanında da çay kahven varsa dalıppp gidiyorsun
  • yapılan yollar dedikleri, sadece 4-5 hattan ibaret olduğu.
  • geçmişi düşündüğümde hep tedirginlik hissini hatırlıyorum. lise yıllarımda elimde kocaman çantamla aktarma yaparak ulaşabildiğim bir ailem vardı. o zamanlar otobüslerde sigara içilmesi serbestti, genç ve ürkek bir kuz çocuğunun arkasındaki koltukta oturan denyolar o sigaralarının dumanlarını iki koktuk arasından üfler, beni korkutur ve midemi bulandırırlardı. tedirginlik, bulantı ve peşinden kusma. aşti yapılmadığı zamanlarda ankara’nın berbat bir otogarı vardı. o kocaman çantamı güçlü bir şekilde taşır, insanlara değmeden ilerlemeye çalışırdım. çok karışıktı, rahatsız ediciydi, bir an önce varmak istediğim ailemin yanına kavuşma heyecanını bile yaşatmadı.
  • ne kadar önemsiz olduğumuz gerçeği. yolda gördüğümüz yüzlerce ev ve her birinin içinde farklı hayatlar olması. bir otobüs yolcusu olarak o hayatların yanından öylece geçip gitmemiz ve bizim için hiçbir öneminin olmaması. başkalarının da bizim hayatlarımızın yanından öylece geçtiğini ve hiçbir önemimiz olmadığını fark etmek.
  • "şehirler arası otobüs yollarında vazgeçtim çocuk olmaktan" demiş şair.
206 entry daha
hesabın var mı? giriş yap