• önce herşey sıradan başlar. yine güneş doğar, yine kuşlar öter, yine gazeteler gazeteci önüne bağıyla birlikte bırakılır. hava soguktur hafif. malum sabah serinliği. derken bi kaç minibüs görülür, orta halli, camları boyalı. sayıları artar yavaş yavaş. sanki bir toplantı hazırlıgındadırlar, çogunlugu açık yeşil yada kırmızı fordların. diğer günlerden farklı bir hareketlilik belirir. koşuşturmalar, bağırışlar, şakalaşmalar. "nedir, noluyor" derken birden ortalık kararır çadırların kurulmasıyla birlikte. minibüsün içine tıkılmış, ezilmiş büzülmüş mallar tezgahlara yayılır.

    bir telaşedir başlar. sabah erkenden alışverişini bitirmek isteyenler aceleyle bir ondan alırlar bir bundan. "diiiin dııın duuuun" bir anons introsu duyulur. derki "bilader anons var ona göre". ardından yanık sesli biri "pazar duası için amin". herşey durur, tüm eller açılır. yaklaşık iki dakikalık bir "pause"nin ardından sessizligi ve durgunlugu bozan bir "cümleten hayırlı işler" ile birlikte koşuşturma, bağırış, çağırış tekrardan başlar.
  • alış veriş merkezlerine gidebilecek arabası olmayan, olsa da arabasına benzin koyamayan yurdum insanı için oldukça hayırlı bir günübirlik alış-veriş alanı..
    dondan domatese kadar her şeyin bulunduğu ve daha ucuza alınabildiği fukara sevindiren bayram alanı adeta..
  • (bkz: bospa)
  • satıcılarının birmilyon mu buyrun mu dediğini kestiremediğim alışveriş cehennemi
  • fotograf projesi olabilecek bir konu... bir kere "istanbulda alisveris" konusunda fotograf cekmek icin bir semt pazarina gitmis, muthis kareler yakalamistim. ozellikle sebze-meyve bolumunde renkler muhtesem, saticilar cok sempatikti. beni gazeteci sandiklari icin mi poz vermeye cok hevesliydiler yoksa sevimliliklerinden mi bilemiyorum ama o kalabalik ve hengameye ragmen hemen hemen tum karelerim guzel cikmisti...
  • bilimum bok pusurun acik havada sergilenip satildigi mekan. nedense meyvenin sebzenin iyisinin burda oldugu one surulur anneler tarafindan, evdeki pazar arabasinin kirilmasi durumunda ise, pazara anne veya babanin yaninda evde o anda bulunan herhangi bir cocugun hammal niyetine goturulmesi kacinilmaz hal alir. sevmeyene iskencedir, sevene ise en saglam desarj yollarindan birisi. antalya'nin golgede 45 derece sicaklik ve %80 nem orani halinde ise, pazar pazari, bir adet can pazarina donusur. bayilmak ve bayilmamak suruncemesindeki muhtemel bir musteri olarak, 15-20 tane ilkokul veletinin onunde baltayla orkinos parcalayan ust bedeni ciplak amcanin, hava sartlarinin bunyemde olusturdugu bir halusinasyon oldugunu umit ediyorum.
  • çocukken depozitolu kola şişelerine su doldurup satılan böylece iğde ve çekirdek parası kazanmaya yarayan eğlenceli, şenlikli mekan.
  • farzı mahal, sarımsak almak üzere semt ahalisi sabah erken vakitte sıraya girse ve satınalma işlemini gerçekleştirse dahi tükenmeyecek bir sarımsak arzını henüz tüm pazarı gezmemişken birkaç tezgahta görebileceğiniz gayri-iktisadi türk marketi. nam-ı diger bazaar. ayrıca türkiye'nin kalkınamaması ve istihdam sorununun yansımaları üzerine çok şık bir vaka çalışması ve saha örneği teşkil eder.
  • günlere göre $u $ekilde kurulmaktadırlar.

    bahçelievler / pazartesi

    kadıköy / salı

    fatih / çarşamba
    yeşilköy / çarşamba
    bostancı / çarşamba

    etiler / perşembe
    merter / perşembe
    erenköy / perşembe
    suadiye / perşembe

    fındıkzade / cuma
    kasımpa$a / cuma
    üsküdar / cuma -> cumartesi olmu$

    bahçe$ehir / cumartesi
    bakırköy / cumartesi
    be$ikta$ - ıhlamur / cumartesi (çarşamba yokmu$)

    tarlaba$ı / pazar
    küçükçekmece / pazar

    not: ayrıca salı kınalıada, çar$amba heybeliada, per$embe büyükada ve cuma günü burgazada'da pazar kurulur.
    not2: http://www.horhor.com/…orhor_basin/eniyionpazar.htm
  • size migros, tansaş, gima gibi yerlerin konforunu sağlamaz, belki arabanızı park etmek için epeyce dolaşmanız gerekebilir, ellerinizde yüklerle uzunca zaman taşımak zorunda kalabilirsiniz ama alacak bir şeyiniz olmasa bile gezmek için en ideal mekanlardan biridir semt pazarları.

    haftada bir gitmeye çalışırım. en güzeli de gelen insanları görmektir. yaşı başı geçmiş dedelerin, sağda solda unuttukları bastonları toplamak, "yavrum gözüm görmüyor bu kaç para?" diye sorularla karşılaşmak, her türlü gıdaya; dokunma, koklama hatta bazen tatma imkanı bile bulabildiğimiz mekanlardır.

    her şeyin tazesi buradadır. kışın çileği, yazın portakalı göremezsiniz, zaten normali de budur. tabi yerseniz..
hesabın var mı? giriş yap