• sevdiğin aşık olduğun ve ayrıldığın insana karşı hislerinin yoğunluğu hiçbir zaman değişmez. sadece biçimi değişir. sevgi nefrete dönüşür. aynı derecede nefret etmeye başlarsın.
  • birbirinin zıttı olmayandır.

    aksine sevgi ve nefret birbirini besler,yaşatır. nefretin zıttı umursamazlıktır,sevginin zıttı da umursamazlıktır.

    eğer birinden nefret ediyorsan hala onu umursuyorsundur,yani seviyorsundur da . umursamasaydın ne nefret eder nede severdin.
  • doğal ve dramatik gerilim unsurları. yaşamsal bağları ayakta tutan dinamikler.
  • empedokles'e göre evrendeki oluş ve bozuluşları meydana getiren ilk sebep. öyle ki bu ikisi arasındaki savaşta sevgi galip gelirse dört unsur bir araya gelir, birlik ve beraberlik olur. nefret galip gelirse öğeler birbirinden ayrılır ve dağılma gerçekleşir.
  • sevgi ve nefretin bir çeşidi yakındır. bakın bir çeşidi diyorum, nefretin farklı farklı nedenleri vardır çünkü.

    sevgi bir nesneye duyulan "o olma" isteğinden öte gelir. bir kedi görürsünüz atıyorum, çok sevimlidir. o kedinin sevimliliğine sahip olmak istersiniz, sonra bunun imkansızlığını fark eder ve madem ben o olamıyorum o benim olsun der ve onu sahiplenirsiniz. tabii bunlar bilinçaltı süreçlerdir. sevdiğimiz şeyleri kendimizin uzantısı olarak görürüz ve bu sahip olmak istediğimiz özelliklere sahip olmanın bir yoludur, o özelliklere sahip olan bir şeye sahip olmak. "benim güzelliğim" diyemesek de "benim güzel sevgilim" diyebilmek.

    nefretin bir çeşidi de bir nesneye duyulan "o olma" isteğinden öte gelir. "tüm güzel kadınları yok etmek istiyorum." örnek. "benden zengin herkes ölsün istiyorum." örnek. o özelliğe sahip bir şeye sahip olmak yetmez ya da kişi ona bile sahip olamaz ve sonunda iç yakan bir nefrete sahip olur. "ya benimsin ya da kara toprağın." örnek. ilkel bir kıskançlık duygusu ile yok etmek ister, bende yoksa kimsede olmasın der ve sevgiye dönüşebilecek bir sahip olma güdüsü yerini nefrete bırakır.

    (bkz: all beauty must die)

    sevgi bütün hissetmenin bir yoludur, bu yüzden insanlar kendilerini tamamlayacak kişileri ararlar. kendi eksik yönlerine sahip birilerini. kendi uzantıları olacak ve "bütün" hissettirecek birilerini. çirkin biri güzel birini arar ve güzel biri de güzel birini arayabilir çünkü birlikte olacağı kişi onun uzantısı olacaktır ve eğer çirkin olursa onun güzelliğini nötrleyecektir.

    mesela "şapşallık" olarak adlandırılan hareketler genelde aptallıktır. özellikle sevgili olarak adlandırılan "bütünleyici" kişi bir aptallık yapar ve sevgili kişiden "ay çok sevimlisin şapşal şey." şeklinde bir tepki alır. çünkü kişi kendisini karşındaki insandan zeki hissetmiştir ve bu elbette ki sevimli bir histir. arzu nesnesini bir konuda geçtiğini hissetmiş ve bu onun hoşuna gitmiştir bu yüzden özellikle sevgililer birbirlerinin "şapşallıklarından" çok hoşlanır.

    kişi arzu nesnesini (sadece sevgili değil, her türlü sevgi nesnesi, anne, baba, arkadaş, kardeş, eşya, hayvan...) paylaşmaya dayanamaz çünkü o onun uzantısıdır, başkasını tamamlamaya hakkı yoktur. zaten daha yeni yeni tamamlandığını hissederken onu tekrar eksik bırakmaya hakkı yoktur. arzu nesnesini kaybetmekten, eksik kalmaktan korkar. kıskançlık krizlerine girer. "onsuz da yapabilirim." diye kendini ikna etmeye ve kendi başına bir bütün gibi hissetmeye çalışır.

    kişi arzu nesnesini kendi içinde verdiği yarışta geçebilmek için olağanüstü bir efor harcar çünkü yalnızca bu şekilde tekrar kendi kendine yetebilecek ve özgür kalabilecektir. bunun için arzu nesnesini eksiltmeye çalışır. böylece ona ihtiyacı kalmayacaktır. kimi alttan alttan laf sokarak, üzerek, inciterek yapar, kimi sürekli bir yarış içindedir. (özellikle abi ablalarla girilen başarı yarışı) kimileri, özellikle sevgililer arasında bu durum seks ile gerçekleşir. seksin türlü inanışlarda ruhu ve bedeni kirlettiği kabulü vardır. (sadece bakire kızların unicornları görebilmesi gibi) ki ruh kişiden kişiye göre değişse de bedeni gerçekten de kirletir. seks sırasında yapılan kirli konuşmalar ve haşin hareketler de kişiye bir nevi zarar verir. arzulayan seks yaparken bir bütün gibi hisseder ama bunun nedeni arzu nesnesi ile bir bütün olmak değil tam tersine arzu nesnesini yok etmek ve aradaki bağı kırmaktır, çünkü seks ile arzu nesnesine verdiği zararla onu artık arzulanmayacak bir hale getirerek ihtiyacı yok eder. arzuladığı nesneden daha iyi ve kalifiyedir artık ve bir bütün gibi hissetmektedir. en azından bir süreliğine.

    "herkes öldürür sevdiğini
    kimi bir bakışıyla yapar bunu,
    kimi dalkavukça sözlerle,
    korkaklar öpücük ile öldürür,
    yürekliler kılıç darbeleriyle!"
  • "erkek kadına olan nefretini kırk gün saklar da ona olan sevgisini bir gün dahi saklayamaz. kadın erkeğe olan sevgisini kırk gün saklar da ona olan nefretini bir gün bile saklayamaz."

    ibn muflih el-hanbeli(el-âdâbu'ş şerîâ)
  • insan bir şeyi sevdikten sonra nefret edebiliyor ondan, fakat bir şeyden nefret ettikten sonra tekrar onu sevemiyor!.. yani sevgi bir başlangıç nefret ise bir sondur!
  • bir gün kapı çalınır.
    gelen aziz augustinus'tur. o ana kadar yunan ve roma dünyasının kosmoloji birikiminin çizdiği ne var ne yoksa, örneğin; pantheon'lar birbir yıkılır, mabetler çöker, inançlar çöker. azınlık ile çoğunluk yer değiştirir. tanrıların krallığı gider, tanrının krallığı gelir. oysa değişmeyen sadece bir tek şey vardır: sevgi ve nefret

    gerisini kötülük/@jimi the kewl entirimden takip edin, ya da etmeyin.
  • birbirinden oldukça farklı gibi görünen ama erasure'un i love to hate you adlı şarkısında görülebileceği gibi aynı bağlam içinde eşzamanlı olarak hissedilebilen iki duygu.
  • incecik bir perde vardır ikisinin arasında..en sevdiklerinden nefret edebilir insan, en çok bağlandıklarından, en çok umut bağladıklarından..birini sevmiyorsanız, hakkında kötü düşünce ve dilekleriniz olsa bile nefret etmiyorsunuzdur. nefret güçlü bir duygudur, süreklilik barındırır, sürekli olarak barınır insanın içnde, sahip olamadığının veya etki edemediğinin acısını çıkarır insan, büyütür
hesabın var mı? giriş yap