• hakan günday "piç" adlı romanında "bir kitabın iyi olduğunu anlamak için tekrar okuduğumda sıkılıp sıkılmadığıma bakarım. ayrıca, eğer bir kitabı herhangi bir yerinden açtığımda okumaya sıkılmadan devam edebiliyorsam, o kitap iyidir." gibisinden cümleler kurdurur bir karakterine. kitabı okuyalı epey oldu, unutmuşum biraz.
    neyse gelelim meselemize... işte sin city de tam bu tanıma uyan bir film. tekrar tekrar izlemekten asla sıkılmam. herhangi bir sahnesini açıp izlemekten asla sıkılmam, izlemeye de devam ederim; hatta bazen gider rastgele bir sahnesini açar izler güne öyle devam ederim.
    her cümlesi yoğun bir anlam içeren, insanı -yönetmenin de katkılarıyla- karanlıklara sürükleyen bir film. izleyip de etkilenmemek elde değil.
  • abartı değildir tam sayısı bilmemekle beraber hesaplayınca 180 - 200 arası izlediğim başyapıttır. her repliği her sahnesi beynime kazınmıştır. ben hayatımda bu kadar şiirsel ve içten bir film daha görmedim. son 2 yıldır biraz aksatsam da izlemeyi yine ayda bir falan açar izlerim.

    --- spoiler ---

    - bu ateş bebeğim ikimizi de yakacak. bu dünyada bizimki gibi bir ateşe yer yok. benim savaşçı kadınım. benim valkyrie' im. daima benim olacaksın. daima ve asla...

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    sekiz yıl geçti...

    --- spoiler ---

    bu kadar kolay mı söylenir bu?
  • mükemmel bi çizgi roman beyaz perdeye bu kadar mükemmel aktarılır.
    jessica alba hanimkizimiz filmdeki en guzel dişilerden biri mesela.
    bruce willis'in de hayalari kopardığı sahne cok güldürmüştür :) abi cok beğendim filmi 2005 yapim gec oldu izledim, ama temiz oldu ya. visual effects de hakkını vermiş. bu kadar oyuncu şöleni olan bi cizgi romansı film eleştirilmemeli bence, oyunculara saygıdan.
  • yok böyle bir film dedirten cinste bir filmdir.bu arada bu filmi televizyonda göstermeye kalksalar sansürden film izlenmez çünkü sigarasız sahnesi yok denecek kadar azdır.
  • son zamanlarda izlediğim en iyi filmlerden birisi.
  • robert rodriguez normal bir adam değil, filmleri de normal olmuyor haliyle.

    en baştan söyleyeyim çizgi romanı okumadım ama sinemayla birazcık ilgili biriyseniz daha 5. dakikada bu filmin bir çizgiroman uyarlaması olabileceğini tahmin edersiniz.

    yapılan iş bence muazzam. çok keyif alarak, eğlenerek(yani beğenerek izlediğin bir şey keyif verir dolayısıyla eğlencelidir de) izledim. yaratılan atmosfer harika. e rodriguez' in sahnelerini övmek zaten benim haddim değil. çizgi romanı okumamış olmama rağmen sanmıyorum ki çizgiromanın fanı olan biri bu filmi beğenmemiş olsun. miller' ın da içine fazlasıyla sinmiştir ortaya çıkan iş.

    bu kadar övdüm ama şimdi eleştiri geliyor; yapılan işi çok sevmiş olsam da ben bu tarz filmleri sinema filmi olarak değerlendiremiyorum. yani şöyle; 12 kızgın adam benden 10 üzerinden 10 alıyorsa bu filme gidip de 9 ya da 8 veremiyorum. doğru anlaşılmayı çok önemsiyorum bu konuda. iki filmin kıyaslamasını yapmıyorum elbette sadece ben biraz daha klasik sinemadan yanayım ama bu demek değildir ki diğer yapılan işleri sevmiyorum. başta da dedim ya her şeyiyle dört dörtlük ve keyifle izlenen bir iş çıkarmış adamlar ortaya. müziklerinden, yaratılan atmosferden, çekilen sahnelere kadar her şey muazzam. ama ben fantastik filmlere klasik filmlerden ayrı bir yere koyuyorum işte.

    bu filmi sinemada büyük ekranda iyi ses sitemiyle izlemeyi çok isterdim. bir de enrtyleri okurken gördüm ki filmi beğenmeyenler sinemadan çıkanlar varmış. onlar sinemanın önüne gelene kadar filmler hakkında fikri olmayıp bu olmaz, bu olmaz, buna gidelim diyen insanlardır muhtemelen. odin onların evine ateşler salsın, birliklerini bozsun, düzenlerini yıksın, öfkelerini sinelerinde bıraksın.
  • 20 dakika film sonra credits, 5 dakika film yine credits, 10 dakika film yine credits bu ne amk benim indirdiğim filmde mi bi sıkıntı var anlamadım bu ne böyle amk ?
  • bir çizgi romanın beyaz perdeye uyarlamasını sevebilir miydim? böyle düşününce cevabı olumsuz sanıyordum fakat filmi beğenenlerin bu derece çok olması ve zevkine güvendiğim birkaç kişinin de bu filme çok yüksek puan vermesiyle izlemeye karar verdim. bir yandan robert rodriguez'in planet terror'ını izlemiştim ve oldukça beğenmiştim. onda da bu film kadar olmasa da biraz çizgi roman havası yok değildi. sin city'yi izlerken tek kelimeyle mest olduğumu söyleyebilirim. hikayenin akışı, o renkler, ortaokul ve lise yıllarımı hatırlatan çizgi roman hikayeleri.
  • oynayanların oyunculuklarını beğenmediğim film. cok anlamsız ayrıca sürekli kan. beğenmedim.
hesabın var mı? giriş yap