• dost görünümlü olurlar genelde. hatta dost görünmeye bile uğraşmazlar, sadece arkadaşca bir tavır içinde görünüp size yakın olmaya çalışırlar. insanların "burnunun dibindekini görememek" özelliğinden faydalanıp gizlice kuyularını kazar, bir işte riski onların üzerine yükleyerek maksimum çıkar sağlamaya çalışırlar. çıkar sağlayamasalar bile diğerlerinin zarar görmesinden keyif alarak kendi ezik egolarını şişirmeye çalışırlar. kötücüldürler. yaptıklarının sorumluluğunu cesurca üstlenecek cesarete sahip olmayan özgüvensiz insanlar olduklarından kendilerini güvende sandıkları karanlıkta hareket ederler, gizlenmeyi tercih ederler. bir özellikleri de kendilerini çok zeki sanmaları. gizlilik içinde yürüttükleri planlarını kimsenin fark edemeyeceklerini düşünürler ama önünde sonunda kendilerini belli ederler. zararlı, mide bulandırıcı, nefret edilesi bir insan modeli.
  • insanların en fenası. iyiyi bilirsin, kötüyü bilirsin. ona göre davranırsın, mesafeni ayarlarsın. ama bunu birden bilemiyorsun. laf arasında bir cümlesinden anlıyorsun. kendini ele veriyor. vay arkadaş diyorsun. neler dönüyormuş meğer. çok kötü ya.
  • gizlilik icinde kotuluk yapan kisi.
  • kötülük yaparken gizli ve kurnaz olan.
  • uzaktan bakıldığında gayet haşmetli iken yaklaştıkça küçülen insanlardır. koşarak uzaklaşınız.
  • gerçek sinsi olaylara karışmadan olaylardan karlı çıkan manipülatör kişidir. direk birilerinin arkasından konuşan birbirinin dedikodusunu yapıp kaba şekilde kuyu kazmaya çalışanlar ise zeka ve akıl fukarası olup gerçek bir sinsiyle ya da düzgün aklı başında insanlarla karşılaşınca bayağı bir zararlı çıkarlar.
  • kendinize konduramadığınızdan söylediği sözlerin içindeki iğnelemeleri daha sonraları anlaşılan, yönünü şaşırmış ve çuvaldızını kaybetmiş kişi...

    (bkz: iğneyi kendine batır çuvaldızı başkasına)

    dalkavukluğu çok iyi becerirler, gözlerinde bizim göremediğimiz sinemaskoplar vardır.
  • her ne kadar belli etmemeye çalışıp kendilerini “saklayıp” gizlemeye çalışsalar da, bir şekilde ele verirler kendilerini. gözleri mesela, ben sinsiyim gibilerinden bakar. görmeyi biliyorsanız anlarsınız. anlarsınız yüz ifadelerinin bile diğerlerinden farklı olduğunu.

    yaptıkları iyilik söz gelimi... onları bile bir amaç uğruna yaparlar. daha sonra kullanmak, başınıza kakmak da bunların içerisindedir.

    sahtekar tavırlar sergilerler. yüzüne gülüp arkasından konuşurlar.

    bir mutluluğunu anlattığında tam sevinemez bile ama sevinmiş gibi yapabilir. yine bu hareketlerinden, durağanlığından anlayabilirsiniz aslında seviniyor gibi yaptığını.

    mutsuzluğunuzdan mutlu olur. hep “benden” daha kötü durumda olsun ister. ama sorsan “ne alakadır, alakası yoktur...”

    mesela sizinle çok fazla tartışmaya girmemeye çalışırlar , kavga etmezler ama alttan kuyunuzu kazmaya çalışırlar.

    çevrenizde vardır bu tipler. “yok” demeden önce iyice bir düşünün. görememek çok daha tehlikelidir. karanlıkta yürümek ve önüne ne çıkacağını bilememek.

    size bunlardan kurtulmanızı değil sadece değer yargılarınızı gözden geçirmenizi önerebilirim.

    tabi bu anlattıklarımdan bir ya da bir kaçı sizde yoksa...
  • sinsi yakıştırmalarına maruz kalmayan kişi. zaten sinsi diye birini eleştiriyor iseniz biliniz ki gercekte sinsi değildir. sinsi, sinsilik yaptığını çaktırmaz. onu anlayamazsınız, anladığınızda ise çok geç kalmış olursunuz. etrafımızda uyanık gecinenler var ve bunların tespiti tabii ki mümkündür. ama sinsiler için bu pek mümkün değildir. sadece hayatınızdan çıkıp gittiklerinde ve geride bıraktıkları yıkımları görünce sinsi olduklarını anlarsınız. işte o zamanda artık çok geç olmuştur.
  • çaktırmadan rezil olmanızı sağlayan
hesabın var mı? giriş yap