• hastaligin ilk 24 saatinde aciclovir adli antiviral ilacin alinmasi faydali olmaktadir. kasinti icin banyo kuvetine ilik su doldurulur, bir naylon corabin icine konmus bir avuc yulaf (corabin agzini baglayalim)suya atilir. yulaf yapis yapis bir sivi birakmaya baslar. bu salya benzeri seyin cozulmus oldugu banyo suyu icinde nese icinde oturulur. turkce karsiligini ne yazik ki bilemedigim tea tree (cay agaci gibi ama nasil?) sabunuyla vucut yikanir. eger iyice hastalikli bir ruha sahipseniz ve kasinmamaya kararliysaniz ve de gucunuz yetiyorsa, eurax (krem ya da losyon) kabarciklara tatbik edilir. aslinda illa birsey surulecekse yine tea tree yagi surulebilir. bu tea tree yagi ucuga da iyi gelmektedir. dogal antiseptik ve kasinti gidericidir. tea tree yagi giren eve doktor girmez. tea tree yagi en kral yagdir. alerji ilaclari da kasintiya baska bir cozumdur. aspirin alinmamalidir.
    bir de gece uyurken ellere corap giymek (ya da eldiven elbette) cok akillica olur. gece oranizi buranizi kasiyip cirkin olmazsiniz.
    goruldugu uzere, sucicegiyle savasta corap cok muhim bir unsurdur. corabi hem elimize giyiyoruz, hem de yulaf banyosunda kullaniyoruz. bunun disinda tea tree yagi cok onemlidir.
  • 23 yaşında geçirdiğim hastalık. doktorun verdiği kırmızı ilacı suratıma sürüp hastaneye gidince (bkz: resident evil) beni gören çocuklar hayatlarında bir daha asla düzelmeyecek yaralar almıştır.
  • kesinlikle çocukken geçirilmesi gereken hastalıktır efendim, nedeni de 23 yaşındayken geçirince insanı hayata küstürmesidir.

    aşılı yeğenimin 8-10 lezyonla ayakta atlattığı bu hastalık, beni iki- üç hafta boyunca eve kapatmıştır. şöyle ki vücumda lezyonlar belirmeden bir kaç gün önce yüksek ateş, halsizlik gibi belirtiler başladı ancak üşüttüğümü sanıp evde elime ilk geçen asprin'i içtim, hem de iki tane (çok tehlikeli olduğunu ve beyin iltihaplanması yapabileceğini ilerideki günlerde öğrenecektim) normalde ilaç aldığım zaman düşen ateşim tekrar yükselmezdi ancak yüksek ateşim bir kaç gün devam etti. en sonunda bir gece saç dibimde çıkan iki sivilceyi fark ettim ancak aklıma suçiçeği asla gelmedi çünkü 23 yaşındaydım, bu yaşta çıkmazdı bu hastalık (!)

    ertesi gün gözümün altında da bir sivilce çıktı, sonra iki tane oluverdiler. arkadaşlarımın 'sen suçiçeği çıkarıyorsun galiba' diye dalga geçmelerine aldırmadan onların sivilce olduğunu iddia etmekteydim. derken boynumda da bir sivilce çıktı, onu da bir güzel patlattım. derken kulaklarımın arkasında da... yavaş yavaş suçiçeğinden şüphelenmeye başladığım sırada bir arkadaşım göbekte ve sırtta çok çıktığını oraya bakmam gerektiğini söyledi. arabaya bindiğimde ilk iş karnıma baktım ve evet 3 tane küçücük şey bana sırıtıyordu. kocaman kız suçiçeği çıkarmıştı.

    eve geldiğimde ateşliydim, giderek yükseldi ve kendimi acilde buldum. doktor şikayetimi sorduğunda suçiçeği çıkardığımı öğrendiğinde birazcık götüyle güldü ve hastane personeline alay konusu olduktan sonra ateş düşürücü ve kaşıntı giderici iğneler yedim. giderek çoğalan lezyonlarım yüzümde 100 taneyi buldu. belki de daha fazla. ve boyutları da vücumdakilerin iki-üç katıydı. bu kadar çok çıkmasının nedeni yaşım mı yoksa aşısız mıydım bilemiyorum. ancak en güzel yanı ertesi gün intaniye kliniğinden aldığım 10 günlük rapordu.

    ilk gün rahattı, iğnenin etkisiyle kaşıntı ya da benzer bir şey olmadı. doktorun verdiği alerji ilacını içtim ve tutkal gibi olan beyaz renkli losyon'u kullandım. ancak ikinci gün çoğalan beneklerim her yerimde çıkmaya başladı. vücudumun yanı sıra damağımda, dilimde, diş etimde, ayak altımda ve her yerde. ağzımda çıkanlar 2 gün yemek yememi engelledi. doktor gözümde çıkarsa çok tehlikeli olabileceğini hemen gelmem gerektiğini söyledi, ancak çok şükür böyle bir şey olmadı. ikinci günün gecesi çok zordu, içleri su toplayan beneklerim sabaha kadar kaşındı. gül suyu, losyon vb. hiç biri fayda etmedi. bunun yanı sıra ateş ve halsizlik devam ediyordu. 2. ve 3. günler hayatımın en zor günleri oldu.

    lezyonlarım kurumaya başladığında asıl zor zamanın şimdi geldiğini anladım. kuruyanların kaşıntısı geçmiyor hala kaşınıyordu. çevremden aldığım uyarılar doğrultusunda onlara hiç dokunmamaya çalıştım. ancak unutup kaşıdığım çok oldu ve yüzümde bazı küçük izler kalacak gibi duruyor. yüzümdekiler döküleli ( ya da benim yardımımla kopalı) iki hafta oluyor ancak hala küçük kırmızı yaralar ve küçücük çukular var. kırmızıkların geçeceğini duydum ancak çukurlar hakkında bir fikrim yok. şimdi keşke kaşımasaydım diyorum ancak 23 yaşında bu hastalığı (sanırım aşısız) geçirip, yine de az izle bitirdiğimi düşünüyorum. vücüumdi izler ise beyaz ve yara kabuğu soymuş gibi. bakalım onların geçmesi ne kadar zaman alacak...

    sonuç olarak beni 2 hafta eve kapatmış, çok zor geçmiş, okulumdan geri kalmamın sebebi olmuş ve alay konusu etmiş bu hastalığı lütfen çocuklarınız 5-6 yaşlarındayken birilerinden bulaştırın ve geçirmesini sağlayın.

    not 1: gül suyu sürmemi doktor önermişti. bir faydası oldu mu olmadı mı bir fikrim yok.
    not 2: suçiçeği olduğumu fark etmeden önce içtiğim iki asprin bir hasar bıraktı mı bırakmadı mı bilemiyorum. bekliyorum.
    not 3: ailem beni fanusta büyüttüğü için kızamık, kabakulak vb hiç bir hastalığı geçirmemişim, yaz tatilinde hepsini bir yerlerden bulaştırıp aradan çıkarmayı düşünüyorum...
  • suriyeli göçmenlerin yeniden hayatimiza dahil ettiği hastalık. menenjit ise bonusu oldu.

    oğlum bu sene anasinifina başlayacağından aile hekimliğinden bilgi aldım. öğrendiklerime göre 2014 öncesi doğanlar için devlet aşıyı karşılamıyor. ılk dozunu kendim alıp 2 yaşında yaptırdım oğluma. ikinci doz 4 yaşından sonra yani bugünlerde yaptırılacak. ancak oğlum 2011 doğumlu olduğundan yine bu dozu kendim almak zorundayım. bir doz asi 150 tl civarında yapıldı özel hastanede.
    ayrıca devlet menenjit aşısını da karşılamıyor. bu asi içinde pamuk eller cebe demek zorunda kalicam.
    mühim olan sağlığı elbette.
    ben bir şekilde alır yaptırırım ama bunu karsilayamayacak insanlar var. sosyal devlet olamıyoruz bir türlü.
  • 25 yaşında beni derde kedere sokan hastalık.
    ilkokulda suçiçeği salgını yüzünden 30 kişilik sınıfımın alayı hasta olmuş ancak nasıl bir bağışıklık sistemim varsa aşısız yakalanmamış ve o dönemi güle oynaya geçirmiştim. ardından kabakulak olmuş ve uzun süreli hastalıklar yaşlarını atlatmıştım.
    okulumun açılmasına bir hafta kala anneannemde döküntüler çıktığını öğrenince, ailenin en çok alerjik lezyon çıkaran şahsı ben olduğum için gitmiş internettten döküntü şeklini ve şikayetleri girerek zona olduğunu öğrendim. alt satırlarda zonadan suçiçeği bulaşma riskini de okuduktan sonra biraz gerilerek
    "aaa su çiçeği geçirmedim ben seni öpmiyim anneanne" diyince "ayyy çok hasrettim beni öpmene" lafını da yiyip oturdum...
    meğersem odada iken alıvermişim mikrobu ve kuluçka döneminin sonunda ateş ve halsizlik baş gösterdi. efervesan tablette geçiştirdim.
    2 gün sonra yüzüm hafif kızardı ve ailemin "gene ne yedin alerjin çıkmış" laflarıyla uğraşmamak üzere yattım. pazar günü aşırı terlemiş halde, sabahın bir köründe uyanıp yüzümü yıkamaya gidince kendisiyle tanıştım. bütün yüzüm kıpkırmızıydı. hemen acile gittim ve teshis olarak suçiçeği konuldu. kaşıntı kremi antibiyotik ve başka bir hapla geri yollandım. yalnız çok saçma geliyordu. sonuçta bu hastalığa neden klasik grip hapları ve böcek sokmalarına verilen ilaçları verdiklerini anlamamıştım. neyse pazar günü ateşten yanan suratıma sürekli kremi sürüyodum. ancak kısa süreli serinlikten sonra gerilip yanmaya batmaya başlıyodu. prospektüsü okuyunca su çiçeğine kullanılmaz ibaresini görünce gerilip ağlamaya başladım. ben kazık kadar kız yüzümdeki yaralara bakıp bakıp ağladım
    ama yok böyle bi yanma ateş kaşıntı. okulum var lise de değil ki anasını satayım. "suçiçeği olmuşum" dediğim herkes bi gülüyor bi dalga geçiyor daha da geriliyorum. ilaçlar saçma sapan yokmu bunun hapı mapı millet kırılıyor bulamadılar mı çaresini diyorum... ertesi gün başka doktora gittik bana verdiği ilaç multivitamin ağrı kesici ve kaşıntı önleyici krem oldu.
    artık bunun bir çaresi yok 20 gün boyunca evdeyim diyerek daha da çaresizliğe düştüm. bu arada daha önce egzama çıkan bölgelerim suçiçekleriyle kaplandı, yüzümde 40 taneye yakın kabarcık ilhataplandı, sırtım ve karnım 3er cm aralıklarla döküntü çıkarmaya başladı.
    depresyona ggirişim böyle başlar o sırada doktor olan kuzenim fotoğrafımı görmek istedi whatsuptan atmak için çektiğim fotoğrafa bakıyorum da ölü balık gibi bakıyorum. hiç bir ümidim kalmamıştı. sürekli ağlama kaşıntı ağrı baş gösteriyor aynaya bakmıyordum bile. sonra kuzenim fotoğrafımı cildiyeci bir arkadaşına göstermiş o da "bu hayatımda gördüğüm en ağır suçiçeği vakası hemen tedaviye başlamak lazım. zonalılara verdiğimiz ilaçtan vericez kafasını pencereden çıkarmasın. zatüreye çevirebilir, dikkatli olsun ve şu ilacı ivedi bir biçimde başlasın" talimatıyla valtrex adlı zona ilacına başladım.
    yaklaşık 6 saat sonra birkaç tanesi kurudu. yüzümdekiler hariç diğer bölgelerdeki lezyonlar kuruyup kabuklanmaya başladı.
    şuan evden çıkmama evresi tamamlamadım ama olmayanlara söylüyorum kesinlikle aşı olun. hayattan sizi 10 gün mahrum bırakmasını geçtim, gerçekten moralinizi çok etkiliyor. mutlaka cildiyeciye görünün. hatta mümkünse birden fazla doktora görünün. devlette hem adam gibi bakmıyorlar hem de diğer hastalarında saçma sapan koşarak kaçışlarına da maruz kalıyorsunuz. virüsten koşarak kaçıyorlar lan çok acayip.
    şu hastalık geçsin kızamık kızamıkçık hatta kuşpalazı aşısı varsa onu bile olacağım
  • bugün teşhisi konulmuş ve bir gün içinde ergenlik çağından beter bir vaziyete dönmüş biri olarak bu hastalığın orta okullarda veya şöyle lise 1 de falan yaygınlaştırılması gerektiğini düşünmekteyim. milyonlarca önemli işimin gücümün olduğu bu zamanda beni moral olarak çökerten bu meret bahsettiğim dönemlerde başıma gelseydi beni okula gitmek yerine bilgisayar oyunları karşısında mutlu mesut saatlere sürükleyebilirdi.
  • vücudun her yerinde kaşınan ama dokunulunca acıyan şişkinlikler yaratan bir hastalık. ilk ortaya çıkan şişlik, en geç kaybolan şişliktir aynı zamanda. ne tarafınızın üstüne yatarsanız ordaki şişlikler acır ve uyutmaz insanı. şişlikler kaşınırsa yara olur ve deride çukurluklar kalır. kaşınmayan şişlikler ise zamanla küçülür ve bulundukları yerde yarı şeffaf kabuklar oluşur. bu kabuklara da dokunulmamalıdır. çünkü bunlar çok güçsüzdür, dokunuldukları anda düşerler ve gene deride çukurluklar oluşabilir.
    bu hastalık lise çağındayken geçirilirse doktor 15 gün rapor verir. bu süre zarfında çalışma masasında ne kadar defter kitap varsa kaldırılır. yerlerine oyuncaklar konur. 15 gün oyuncak oynanır.
  • hastalık derideki virüslerin nefes alınan havaya karışması yolu ile bulaşmaktadır ve #9518677' deki bilginin aksine hastalıkta bulaştırıcılık dönemi ciltteki sulu lezyonlar kabuk bağlayana dek sürmektedir, ve evet hastalık #4799224 'de iddia edildiği gibi otopsi materyalinden (ölüden) bulaşabilmektedir (derideki sulu lezyonlardan)

    kaynak: paul n, jacob me. an outbreak of cadaver-acquired chickenpox
    in a health care setting. clin infect dis. 2006;43:599ñ601

    (bkz: sözlükte bilgi kirliliği)
  • komplikasyonları arasında reye sendromu da bulunan, döküntüleri polimorfizm gösteren viral enfeksiyon hastalığı.

    genel olarak 1 kere geçirince bağışıklık kazanılsa da 2 kez geçirenler var. misal ben. kaşıntıdan ölmeyeyim ve kaşımayayım diye pembe, süspanse, rezil kokulu bir şey sürülüyordu döküntülere. yani ben bugün sınavda öyle dedim. o kullanılmıyormuş artık, beyne toksik etkisi varmış..

    sonra "bu kız niye şapşal oldu" al işte! ilaçtanmış meğerse!
  • neredeyse 40 yaşında yakalanıp da kürtaj olmama sebep olan hastalık. bende acısı bir başkadır. yüzlerce aşısız çocuğu önlem almadan ülkeye sokup , artık neredeyse sıfıra inmiş çocuk hastalıklarını yeniden hortlatanlari da yukarı havale ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap