suite française
-
tempête en juin ve dolce başlıklı iki ayrı bölümden olusan muhtesem roman. birinci bölümde paris'in ilk bombalanışı sürecinde birçok ayrı karakterin başından geçenler anlatılır. ikinci bölüm ise daha sonra işgal edilmiş bir kasabada geçer. vintage baskısının sonundaki irene nemirovsky'nin savaşa ve romanına dair notlarında aslında 3 bölüm daha yazmayı planladığını okuruz. elyazmasını yıllar sonra okuyan ve basılmasına önayak olan kişi irene nemirovsky'nin kızıdır. roman ayrı, yazarın hayatı ayrı, basılış öyküsü ayrı hikayelerdir.
-
çok iyi tasarlanmış kapağından etkilenerek aldığım kitap.alman işgali karşısında fransızların yaşadıklarını anlatıyor. fedakarlığın,paylaşmanın ne demek olduğunu bir kere daha gösteriyor.akıcı bir dili var fakat kitabın ikinci bölümü biraz sıkıcı gelebilir..
(bkz: irene nemirovsky) -
gelecekte bir gün, birine, sırf götlük olsun diye bir roman tavsiye etmek durumunda kalırsam, o kitap bu kitap olacaktır.
-
ne yazık ki, berbat bir türkçe çeviriye sahiptir bu kitap.
-
(bkz: nuriye yiğitler)
-
sonunda filmi yapılıyor, başrollerinde michelle williams, kristin scott thomas ve matthias schoenaerts var.
http://www.imdb.com/title/tt0900387/ -
-
sevdiğim bi büyüğüm 'al oku çok güzel kitap' diye verdi bunu. yani kitaplara ve yazarla saygım sonsuz ama bu nedir arkadaş. defalarca denedim devam edeyim sonunu getireyim ama olmuyosa olmuyodur. zorlamanın anlamı yok :/
şayet bir gün adam gibi çevirisi yapılırsa belkiii devamını okurum. o da belki.
buradan pegasus yayınlarına ve çevirmen nuriye yiğitler'e sevgilerimi yolluyorum. anladınız siz onu. -
-
bu ara the imitation game'den sonra izlediğim en etkileyici film.
gerek oyunculuk olsun, gerek kurgu ve müzik, film her şeyiyle işgal altında kalmanın yarattığı o korkuyu etkili bir şekilde yansıtıyor. ve tabii ki dolayısıyla, bir kez daha, o korkunç diktatörlük altında komşusuna yardım edenlerin cesaretini saygıyla anıyorsunuz.
--- spoiler ---
filmde hoşuma giden bir detaysa, film boyu hitler'in adının bir kere bile geçmemesi. alman askerinin rejime olan bağlılığını çok güzel özetliyor. işgal resmen hitler'den bağımsız bir şekilde işliyor, kimse de durup "aga bu nedir? napıyoruz biz?" demiyor. sosyal psikolojinin en önemli konularından biri olan obedience to authority mevzusunun en iyi örneği de işte tam olarak budur.
--- spoiler---
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap