• izlemez olaydım. beşiktaşlılığın verdiği ızdırap yetmezmiş gibi bir de bu adamlara üzüldüm... futbolla yatıp kalkan birisi değilim ama yine de beğendiğim bir dizi oldu, tavsiye ederim. dizi diyorum çünkü adamlar belgesel diye yola çıkıp tam bir dram dizisi çekmişler.
  • su yerel taraftarlik muhtesem bir sey gercekten.

    "1976'daki kupada jack windslow ne guzel bir gol atmisti hatirlar misin" filan diyorlar adamlar. o kupa da ustelik domestic bir kupa, hani uefa ya da sampiyonlar ligi degil. ancak herkes takiminin sinirlarinin ve tarihinin o kadar farkinda ki bu tip hikayeler insanlara mutluluk veriyor.

    ikinci sezonu az once bitirdim. yani bir takim nasil oluyor da tum olaylari adeta bir senaryo gibi yasiyor inanilmaz gercekten. premier league'den dustugun sezon tek hedefin sampiyonluk iken tekrar kume dusuyorsun, ustune "bizim yerimiz burasi degil" diye tabiri caizse sika sika gitmeyi beklerken son dakikalarda gelen golle wembley'den eli bos donuyorsun. ustelik ayni stadda bir kac hafta once dandik bir kupa (ama iste yerel basari) finalinde de boynun bukuk ayrilmisken. bu kadarla da kalmiyor;

    takim sezon ortasina josh maja ile cok iyi umut verirken ara transferde bu canavari kaybetmeleri, ustune yapilan panik transferi (ki o da will grigg), taraftarlarin yeni transferden beklentileri ve ust uste alinan beraberlikler ile yasanabilecek en hazin, en senaryovari seyi yasamalari.

    sezon boyunca bizimle olan kombine sahipleri de oyle "haftasonu da maca gideriz iste" diye dusunen tipler degil. birinin kolunda kocaman "sunderland till i die" dovmesi vardi. evinde takima yeni katilan ve daha cocuk yasta denebilecek oyuncunun imzali formasi duvarda asiliydi mesela. trenle londra'ya giden ciftin konusmalari, devamli olarak sunderland'in sinifsal olarak nasil bir yer oldugunu ve kozmopolit olmayan tam bir tasra oldugunu vurgulamalari da hep bu insanlari anlayabilmemiz icindi.

    will grigg'e donecek olursak; kendisinden bekleneni hic bir sekilde verememis olacak ki gol yollarinda sakat olmasina ragmen herkes hala aiden mcgeady'e bakiyordu. ilk sezonda da forvet konusunda surekli bir sikinti vardi, neticede kume dustuler. bu sezonda maja kendileri icin efsane bir hucum silahiyken, bu kez de menajeri alip goturdu ve kotu bir transfer ile sonuc ortada. baskanin surekli fiyat arttirirken "simdi bu para fazla diyorsun ama final macinda 2 gol attiginda oyle demezsin" derken aslinda mantiktan ne kadar kopup olaya sadece optimist bir bakis acisiyla yaklastigini goruyorduk hatta.

    insanlar seviyor gibi gorunse de baskan/kulup sahibi isleri pek kontrol altinda tutabiliyor gibi gorunmedi bana. biraz olaylarin saskinliginda ve hic kendinden emin ve mantikli gorunmuyor. daha ziyade taraftar gibi bakiyor sanki olaya (ki taraftar olmadigini da soyledi).

    yine cok cok guzeldi. gelecek sezon olmaz muhtemelen su lanet olasi covid-19 yuzunden ama bu kadar filmvari isler basarabilen sunderland afc'yi 3. sezonda da izlemeyi cok isterdim.
  • desteklediğim süreç içerisinde iki kere küme düştüğüm, ikisinde playoff finali olmak üzere toplam üç playoff kaybettiğim takımım samsunspor ile müthiş bir yazgıda birleşiyor sunderland. onun için bu taraftarı emin olun benden iyi kimse anlayamaz.

    --- spoiler ---
    2. sezon 6. bölümün son dakikalarında bir kadın taraftarın; final maçının kaybedilmesinden sonra söyledikleri, yaşanmışlıklarımı aklıma getirip beni ağlattı.
    “niye hiç kutlayanlar biz olamıyoruz? niye olamıyoruz?”
    --- spoiler ---

    edit: o kadar başarısız ki playofflarda sayısını yanlış yazmışım...

    sezonlar sonra gelen edit: sonunda be! geliyorlar yavaş yavaş…
  • kaliteli bir belgesel, bir takim nasil cokertilir gozler onune serilmis
  • iki gündür büyük hayranlıkla izlediğim belgesel. sunderland taraftarlarının duygularını bir antalyasporlu olarak çok net hissedebiliyorum.

    --- spoiler ---

    başkanı çok naif buldum. takımı kurtarmak için uğraşıyor, çabalıyor ama maalesef finansal faktörler ve takımın ligteki durumundan ötürü işleri rayına koyamıyor.

    bir de sunderland'in bu duruma düşmesindeki en büyük problemi kalecilerde buluyorum. ne jason steele, ne robbin ruiter ne de takıma devre arasında dahil olan lee camp... hepsi birbirinden kötü. dizide kaleye gelen bütün toplar gol oldu. öncesinde belki dikkatimden kaçmış olabilir ama kalecinin ilk defa adam gibi bir top tuttuğunu 1. sezon 7. bölüm 4. dakika 50. saniyede tutuyor.

    daha sonra takım kaptanı john o'shea... liderlik yapamıyor takıma. o kadar tecrübesi olan bir adamsın, ağırlığını koy bi göster kendini be kardeşim.

    --- spoiler ---
  • öncelikle belirteyim belgesel güzel izlemeyen arkadaşlara izlemelerini tavsiye edebilirim . belgeseli izlerken fark ettiğim bir şey vardı belkide 2.sezon son bölümüne kadar gözümden kaçmış bilemiyorum ama maçlarda sarı kartlar penaltılar sakatlıklar oldu ama sunderland oyuncularından kimse kırmızı kart görmemişti. sonra takımın güncel kadrosuna transfermarktan bi bakayım dedim alim öztürk isminde türk stoper ismi görünce kendi kendime bu arkadaş oynarsa kesin tek kırmızı kartı da bizim türk görür dedim ve izlemeye devam ettim . evet 2. sezon son bölümünde bizim öztürk yanıltmadı beni fakat iyi bir hakem olsa o pozisyona kırmızı vermezdi bunu da söylemeliyim .

    premier lig'de bir gün sunderland ismini görmek dileğiyle ...
  • gunumuz fenerbahcesi ve yakin gelecekte ona katilmasi muhtemel super lig takimlarinin cok sey ogrenebilecegi bir yapim. bir klupte ekonomi nasil baskana bagimli hale geliri ve bunun klupte acacagi onarilmasi cok guc ekonomik yaralari; bir takimin kendi kendine yetmesinin ne kadar muhim oldugunu ve bir sirket olarak futbol takimlari nasil yonetilmeli / yonetilmemeli dersini; ayni zamanda, takimlari kotu durumdayken ve hatta alt lige duserken taraftarin ruh hali ve kendilerine dusenleri bir bir, cok guzel dramatik bir anlatimla bize sunan basyapit.

    sundarland bizim icin cok guzel bir ornek. ben turk takimlarinin da yakinda ayni durumlara dusmesini bekliyorum. ligi ust uste domine eden galatasaray gibi takimlar ekonomik olarak daha iyi durumdayken kendi takimim fenerbahce gibi basariyi yakalayamayan takimlarin her gecen sene; gecmiste yapilan buyuk ekonomik hatalarin ceremesini sunderland afc gibi cekmelerini bekliyorum.
  • 2. sezonu da izledikten sonra karantina günlerinde fm kariyerine başlatmıştır.

    hedef 4. sezonda uefa kupası hadi bakalım.
  • gerçekten son yıllarda izlediğim en iyi dram belgeseli . ingiltere’nin neden futbolun beşiği olduğunu ve medeniyetin aslında bir kültür olduğunu bizlere bir kez daha kanıtlayan bu şaheseri bizlere izleten sunderland kulübüne ve netflix’e teşekkürler.
  • bitirdikten sonra fm - sunderland kariyeri başlatan belgesel, keyifliydi.
hesabın var mı? giriş yap