• beşar esad ile özerklik konusunda anlaşıp sınır boyunca isyancılara ve türkiye'ye karşı bir tampon bölge oluşturdular. esad çok iyi biliyor, bu saatten sonra isyan bastırılsa dahi özerklik vb açılımlar yapılmadan orta vadede suriye'de suların durulması mümkün değil.

    suriye öyle ya da böyle içinde barındırdığı farklı etnik gruplar tarafından bölünmeye mahkum bir ülke. bunu olabildiğince ötelemenin tek yolu ise özerk bölgeler oluşturmak.

    bunun ilk aşamasını da, tek kurşun atmadan, güle oynaya düzenli biçimde sınır kentlerinin güvenliğini kürtlere teslim ederek gerçekleştirdi. bu sayede özgür suriye ordusu militanlarının türkiye sınırını geçebileceği bölgeler de daraltılmış oldu.

    yani esad uçağını düşürerek 1. golü, sınır boylarınının güvenliğini kürtlere teslim ederek 2. golü attı türkiye'ye...
  • beşar esad döneminde kimliklerini alan, muhalifleri hapislerden çıkan ve siyasi özgürlük tanınan kürtlerdir ki, kentleri ele geçirirken kendilerine ateş bile açılmamıştır. buradan devam edersek, kanımca esad'ı zora düşüren değil, bilakis rahatlatan bir adım atmışlardır. istedikleri kadar "baskıcı şam rejimi" diye açıklamalar yapılsın, bu adım asıl özgür suriye ordusu'nu ve türkiye'yi zora düşürdü.

    nitekim, kuzey sınırı boyunca kürt bölgeleri adeta suriye ile türkiye arasında tampon oluşturdu ve muhaliflerin silah tedarik yolları zora girdi. ayrıca türkiye buraya müdahale ederse, bir dış devletle savaşmanın yanı sıra bir de kendi içinde bir iç savaş riskiyle karşı karşıya kaldı.

    ancak durum esad'ın istediği değil, mecbur kaldığı bir olay.
  • siyasi örgütleri olan pyd (a.k.a. pkk) uluslararası politikayı türkiye'nin "deneyimli ve cesur" dış politikasının mimarı ahmet davutoğlu'ndan çok daha iyi bir biçimde siyasi gelişmeleri okumayı göstermiştir ve şimdi "hayır devlet kuramazsınız" diyen rezil islamcıların ipliğini pazara çıkarmıştır: hani özgürlükçüydünüz lan yobaz köpekler...

    bu ülkede bazı kürtlerin kimliği bile olmadığı da doğru bir bilgidir velakin bu suriye'nin "gaddarlığından" çok türkiye'nin zalimliğinden kaynaklanıyor. bu kürtler 1925 şeyh sait isyanının bastırılmasının ardından suriye'ye kaçmışlardır ve aslında fiilen mülteci statüsündedirler. suriyeli kürtlerin kimlik ve vatandaşlık hakları ise yetersiz de olsa vardır. ancak türkiyeli kürtler de yeni yeni kimlik almaya başlamıştır. bugüne kadar suriye'de kürtler rahatlıkla devlet dairelerinde kürtçe'yi kulanmışlardır.
  • yüzyıllardır oralarda yaşayan, sınırları cetvelle çizilmiş bir coğrafyanın, cetveli elinde tutan tarafından biçilmiş rolünü oynayan halklarından biridir...

    tekrar ediyorum, yüzyıllardır... yani ana akım medyada yer alan haberlerin öznesi olmak üzere bir anda pıt diye ortaya çıkmadılar... son hamleyle kendilerine biçilmiş rolü oynamaya devam mı ediyorlar, yoksa bu rolü oynamayı reddettikleri için mi (heyecan verici değil mi?) haber öznesi oldular, onu zaman gösterecek... çok da uzun sürmeyeceğini düşünüyorum...

    arap baharı başladığında, "bop bitti mi?" diye sorduğum biri, "kim bilir, belki de yeni başladı" demişti... onu da görmeye ömrüm yetecek, biliyorum...

    komplo, strateji, günlük dış/iç politika hesaplarından bağımsız olarak; suyun yönünü filan değiştirmiyorlar, belki de su yolunu buluyor...

    tamam, ilk kez haber bültenleri sayesinde suriye kürtlerinden haberdar olanların, "kürt işi rayından çıktı" olarak özetlenebilecek (ne özeti? hepsi o zaten) analiz sıçanların tarihsel süreçle filan harcayacakları zamanları yoktur, eminim. ama en azından, başlangıç sayılabilecek bir iki yazıya göz atacak vakit bulurlar sanırım...

    strateji-mtrateji, hesap-mesap işleri için: http://haber.sol.org.tr/…tejik-plan-mi-haberi-57458

    gerçeklik için: http://t24.com.tr/…bir-kurt-devletine-dogru-mu/5430

    haa, arada "pkk'nın suriye kolu" diyiverdiğimiz adamlar ne düşünüyor merak ediyorsanız: http://www.bbc.co.uk/…/07/120724_pydinterview.shtml

    hem türkçesi de "istanbul türkçesi", yabancılık çekmezsiniz...

    okumayı bitirdiyseniz, kürt meselesi konusunda rahatça ahkam kesebilirsiniz artık. batalay ve inş o kadarını bile bilmiyor, emin olun...

    allah rahatlık versin.

    ekleme: şimdi aklıma geldi. suriye kürtlerinin aydın tabakasından, 20 yıldır isveç'te yaşayan abdülbasit seydanın, suriye ulusal konseyinin başına türkiye'nin yoğun çabalarıyla getirildiği, bi nev'i atandığı bilgisini de aklınızın bir köşesinde tutun n'olur. belki bi yerlerde işinize yarar, "a-naa?" filan dersiniz...
  • türk medyası ve hükümeti tarafından nasıl da fırsatçı gösteriliyorlar, sen git adamları ayaklandır, silah ver, ülkende örgütle, eğitim ver sonra isimlerinin başına "özgür" kelimesi koyup kullan, ülkeyi bölmeye çalış ve kürtler fırsatçı,bölücü de, ilahi türk medyası ve kukla oynatıcısı hükümeti...
  • yakın zamanda özerklik ilan etmeleri ardından yeni yönetim ve anayasa çalışmaları için seçime gitmeleri bekleniyor. son birkaç gündür bölgede tansiyon ve çatışmaların artmasında bu yol haritasının engellenmeye çalışılmasının büyük etkisi var. ağustosta bölgenin ikinci özerk kürdistan'ının ilanı hiç de sürpriz olmayacak.
  • suriyeli kürtlerden birinin kendi dilinden suriye kürtleri ;

    haber bültenlerini son günlerde en çok meşgul eden konulardan biri, suriye rejimi ve muhalifleri arasındaki çatışmalar, rejimin gaddarlığı vs.

    suriye kürtleri’nin baas rejimi altında ciddi bi zulm altında olduğunu neredeyse hepimiz biliyoruz. ancak sanırım türkiye kürtleri’nin büyük çoğunluğu orda yaşananlardan bihaberiz. bi kaç ana konu dışında suriye’deki kürt kardeşlerimizin sıkınıtılarını bilmiyoruz.

    kaç zamandır bu konuda bişeyler karalamayı düşünüyorken bugün gördüğüm bi twit bu konuda beni teşvik etti. ben de suriye kürdü bi dostumuzdan yardım istedim, o da aşağıdaki metni bizim için kaleme aldı. hem benim için hem de site ve okurları için oldukça faydalı bi çalışma olduğu kanısındayım.

    baas rejiminin nasıl bi zalimlik olduğunu, bu yazıyı yazan dostumuzun orda yaşayan ailesini düşünerek isminin kullanılmaması ricasından sonra biz de burdan kanlı canlı hissedebiliyoruz, malesef.

    rejime lanet ederken, dostumuza şükranlarımızı sunuyoruz. buyrun efendim:

    “bu yazıyı yazarken tamamen somut ve bilinmesi gereken bilgileri paylaşmaya çalışacağım çünkü suriye kürtleri hakkında çok az şey biliniyor..

    suriye kürtleri coğrafi bir bütünlüğü olmayan , hepsi türkiye sınırında üç ayrı bölgede yaşıyorlar, ,bölgeler :cezîrê bölgesi , kobanî bölgesi ,ve efrîn bölgesi.

    arap şehirlerinde de belli bölgelerde yaşamaktadırlar, şam’da zorava mahalesi,ve halep’te şêxmeqsûd ve eleşrefiye mahaleleri en iyi örnekleridir.

    nufüsla ilgili kesin bir sayı verememekle beraber 3 milyon kürdün bulunduğu tahmin ediliyor .

    1961’de yapılan sayımda bazı kürtler suriye vatandaşlığından çıkarılmıştır, ve onların sayısı şu an 300 bin kişiye yakındır. kimliksizler iki kısma ayrılıabilirler , “ecenebi” yani yabancı ve “mektum” yani gizlenmiş , her iki kesim bir çok haktan yararlanamıyorlar , ancak mektumlerin durumu çok daha ağırdır.

    en önemli kürt şehirleri; qamişlo 500 bine yakın nüfusa sahip, ayrıca adları devlet tarafından değiştirlmiş birçok küçük şehir vardır. doğudan batıya sayarsak ; eyndîwar( dicle nehrin kenarinda ), rimêlan ( suriye’nin petrol şehri), dêrik (adı elqahtaniye olarak değiştirilmiştir),tirbesipî (adı elamlikiye olarak değirilmiştir),qamişlo , amûdê, dirbêsiyê , kobanî (eynu alarap olarak değiştirilmiştir )ve efrîn …

    ayrıca yüzlerce köyün ismi de arapçalaştırlmıştır, bunların belki en önemlisi girê mozan; telelwfa olarak değiştrilmiştir, bu köyün önemi milattan önceye ait orkeş impatoluğunun merkezi olmasıdır .

    suriye’deki kürtler fransız zamanından beri kendi hakları için ve suriye’nin bağımsızlığı için mücadele etmektedir.
    türkiye’den sürgün edilen, yada kaçan kürt aydınların çoğu suriye’ye geldileri için ulusal bilinç suriye kürtlerinde yüksek olmasının en büyük nedenlerden biridir.

    bunlardan başlıca isimler: celadet elî bedîrxan, nûreddîn zaza, cegerxwîn, nûrî dêrsimî ve osman sebrî.
    kürtçe latin alfabesi suriye’de celadet elî bedîrxan tarafından yazılmışıtr.

    cegerxwîn 1937 tarihinde ilk kürtçe okulu amûdê’de yapmış ancak fransızlar bir yıldan az süre sonra kapattırmışlar. (ksh notu : cegerxwîn iki köy kurarak komün yaşam denemesinde de bulunmuş. köylüler birbirine girdiklerinden başarısız olmuş. köylerden birinin adı: çêlek.)

    suriye’nin ilk partisi suriye kürt demokrat partisi 1957’de kurulmuştur, sekreteri nûreddîn zaza seçilmiştir, ve kurucu üyeler arasında cegerxwîn ve osman sebrî de vardır.

    hiç bir zaman resmi olarak kürt partilerine izin verilmemiştir,şu an gizli 11 kürt partisi vardır.ki zaten arap partilerine izin verilmemektir.

    kürtlerin inkarı mısır-suriye birleşmesinden ve nasir yönetimi ile gelen ırkçı ve faşist düşüncelerden sonra artmıştır.

    amûdê sineması olayı bunların en büyük göstergerlerinden biridir.bu özetle; 1960 yılında cezayir olaylarına destek amacıyla sinema da toplan 300 kürt çocuğunun vçıkarılan yangın sonucu yaşamını yitirmesi olayıdır. amûdê’den günlerce yanık et kokusunun yükselmesine neden olan bu vahşetle alakalı hiç bi resmi soruşturma yapılmamıştır.

    1963’te baas partisi yönetime el koyduktan sonra kürtler tamamen dışlamaya başlanmışıtr

    ve arap kemeri siyaseti uygulanmaya başlanmışıtr.

    arap kemeri siyaseti kürtlerin topraklarını ellerinden alıp ve araplara vermeyi ,şehirleri araplaştırmayı amaçlamaktadır.

    2004’te bütün kürtler ayaklanmıştır ve 60 yakın kürt genci öldürlümüştür.

    ve ondan sonra yeni yasalarla kürtleri göçettirme politkasına başvurulmuş, kürt bölgelerinde inşaat yasaklanmıştır, tarıma sınırlama getirlmiştir.

    kürtler de diğer suriye vatandaşları gibi büyük ekonomik sıkınıtılar içinde yaşamaktadır. ülkenin tüm nimetlerini iktidardaki esad ailesi ve çevresi yemektedir.

    suriye’de bir çok kürt sırf baas partisine üyeolmadığı için memur ve öğretmenlik yapamamaktadır.bu sebeple işsiz bir çok kürt öğretmen ve memur vardır. ”

    türkiye’deki kürtlerle benzer kaderi paylaşan suriye’deki kardeşlerimizin durumu özetle budur.

    seydayê gerok

    http://www.amednewsagency.com/…rtler-seydaye_gerok/
  • (bkz: pyd)
  • 2005 senesinde halep'i gezerken karşılaşma fırsatı bulduğum kürtlerdir. aslında tam olarak suriye kürdü demek olmaz, suriye'de yaşayan kürt demek daha doğru. çünkü bu kürtlerin bir kısmı ırak kürdüdür, halepçeden kaçıp buraya gelmişlerdir, bir kısmı ise türkiye kürdüdür, 80 ve 90 lı yıllarda suriyeye gelmişlerdir.

    o zamanlar kaldığım pansiyonun sahibi de halepçeliydi, türkçeyi iyi bilirdi. kendisi ile muhabbet ederken kürtlerin durumuna konu geldiğinde "dikkat edin, amerikalılara bu kadar bel bağlamayın, diğer ülkeler birlik olur sizi ezerler" demiştim. o da " abi biz o kadar zulm gördük ki kaybedecek birşeyimiz yok artık" demişti. adam o zaman olacakları üç aşağa beş yukarı kestirmişti.

    bakalım kürtler ne zaman hatayı almaya teşebbüs edecekler, göreceğiz.
hesabın var mı? giriş yap