• her hafta riyad meydanlarında vuku bulan, suudi arabistan'ı iş gereği ziyaret eden birkaç arkadaşımın da canlı olarak tanık olduğu, cellatlığı baba mesleği olarak devralmış kişiler tarafından kılıç yardımıyla icra edilen, suudilerin ellerinde patlamış mısırlarıyla "ya allaaaah, maşallaaaaah" nidaları eşliğinde izlediği etkinliklerdir.

    ---------- (dikkat! çok rahatsız edici görüntü!) --------------
    https://www.liveleak.com/view?i=7f3_1428865743
    ---------- (dikkat! çok rahatsız edici görüntü!) --------------

    barış ve hoşgörü dini he mi?

    sevgi pıtırcıkları sizi.

    (edit: silinen youtube linki liveleak olarak güncellendi)
  • bu tür durumlarda, saçmalamak serbest olduğu için ve mesele de din olduğu için birisi çıkıyor saçmalıyor, size de ya susmak ya da cevap vermek düşüyor ben bu defa cevap vereyim.

    kurayza katliamında, kabile reisi filan katliamın hangi usule göre olacağını tayin etmemiştir. kendilerine yapılan itham, "ihanet ettiniz" idi. yani bu durumda, orada bulunan yahudi toplumu zaten infaz edilecekti, infaz edilme nedenleri yahudi olmaları ve stratejik bir yerde bulunmalarıydı. ya islamiyet'e geçeceklerdi ya da infaz. haliyle islamiyet'e geçmeyi kabul etmediler ve infaz edildiler, bir nevi kendilerine soykırım uygulandı, zira orada bir tane yahudi kalmadı. soykırım yapılırken de, politik olarak "sizi kendi kurallarınıza göre yargılıyoruz" denildi. muhammed'in, son peygamber olduğunu söylerken, yahudi hukukunu devreye sokması, politik davrandığını ve katliamı meşrulaştırdığını gösterir sadece.

    her nasılsa, 600'lü yıllarda vuku bulmuş bir hadise, dönüp dolaşıp, şu türlü insan müsveddelerinin yediği haltları meşrulaştırmaya zemin hazırlaması da bir hayli ilginç. suudi toplumunda, özgür mekanizmalar çalışıyor değil, bir aile, tüm toplumu kendi anlayışlarına göre yönlendiriyor, kurallarını belirliyor. ortada özgür mekanizma olmadan ve muhalefetin son derece cılız bir şekilde yer altında örgütlendiği yerde, toplumun değerlerinden bahsetmek ise bir o kadar abes.

    dünyanın her yerinde, 100 sene önce bu şekilde infazlar filan olmuyordu. çok uzağa gitmeye gerek yok, bizim toplumuzda da 100 sene önce, bu şekilde bir infaz gerçekleştirilmiyordu. kafa kesme tarihin ötesinden gelen, günümüz insanına dayatılmaya çalışan, aşağılıkça ve kahpece bir davranış biçimidir. öldürmeden bahsetmiyorum, bu şekilde herkesin gözü önünde, yapılan infazın toplumda çağrıştırdığı şey, hayvanlıktır, hayvanlıktır. bunun subjektifi filan yok, işte adam da "maşallah" diyor, kadınların çıkardığı seslere bakılırsa aralarında orgazm olanlar da var. bu şekilde roma vari yapılan infazın çağırıştırdığı şey açıktır, saçmalamanın alemi yok.

    toplumlar arasında tarihin her dönenimde, geçişler olmuştur. bunu ihraç anlamında kurgulamıyorum, toplumlar iyi veya kötü yönde etkiler birbirini. bazen zorla, bir dönüştürme olur bazen de etki. islamiyet'in ilk yıllarında ortaya çıkan fetih mantığı ile olan zora dayalı dönüştürme, islamcılar tarafından cihat olarak lanse ediliyor ve zoru bir kenara bırakıp, "etkiyi" ele alıyorlar. zora dayalı da olsa, elbette etkiden bahsetmek mümkün ama benim bahsettiğim, ne roma'nın, ne bizans'ın, ne osmanlı haydutluğunun, ne abd'nin ihraç etmeye çalıştığı "demokrasi" değil. zora dayalı olmayan, dışarıdan görülen ve içsel dinamiklerle gelişen bir etki, işte o dinamiklerin yolu kapalı olduğu için de, burada saçma sapan konuşan insanlar oluyor.

    vahişice bir şeydir, allah belalarını versin ne diyeyim.
  • suudi arabistan'da kafa kesme törenleri, tecavüz, uyuşturucu ticareti, homoseksüellik, silahlı soygun, dinden çıkma ve benzeri suç işleyenlerin infazı için düzenlenir.

    ceza uygulanacak erkek ve kadınlara önce sakinleştirici verilir, sonra polis tarafından tören yerine gözleri bağlı olarak getirilirler.
    yere plastik bir örtü serilir ve hükümlünün mekke şehrine yönelecek biçimde diz üstüne çökmesi sağlanır.
    suçlunun adı ve işlediği suç herkesin duyacağı şekilde okunur ve cellata arapların geleneksel eğri kılıcı verilir.

    cellat kılıcını genellikle havada birkaç kez savurarak deneme yapar ve kılıcın ucu suçlunun ensesine değecek şekilde indirir. bu dokunuş mahkumun kafasını yukarı kaldırmasına sebep olur, böylece tek darbede kafası vücudundan ayrılabilecektir.
    işlem sonunda genellikle vücuttan 1 metre öteye kadar uçan kafa görevlilerce alınır ve tekrar vücuda dikilmek üzere doktora verilir.
    ölünün bedeni plastik örtüye sarılır ve hapishanede isimsiz bir mezara gömülmek üzere götürülür.
  • "islamik terör" diye bir şeyin olmasının en büyük nedenlerinden biri, belki birincisi. suudi arabistan ki kabe'nin olduğu yer. "öldürmek, işkence ceza yöntemi olarak kullanılabilir" diye şiddeti meşru hale getirirsen, çıkar terör grupları, onlar da "cezalandırılması" gerektiğini düşündüklerine işkence eder, öldürür. azıcık psikolojiden, sosyolojiden anlayan insan bu ceza diye adlandırılan insanlık suçlarının toplumda (ve kaynağı din ile açıklandığı için aynı dine inanan toplumlarda) şiddeti arttıracağını bilir, azıcık zekası olan insan kendi düşünebilir, ya da ortada olanı görebilir.

    burada suudi arabistan ve ışid'in kullandığı ceza yöntemleri karşılaştırılmış: http://i.imgur.com/vtzxh6k.jpg

    daha bir sürü ortak özellikleri var. kız çocuklarını "evlendirmek" (suudi arabistan'da yasal bir evlilik yaşı yok), diğer dini inançları ve ateizmi yok saymak/cezalandırmak, kadınlara ikinci sınıf, üçüncü sınıf vatandaş bile değil, insan gibi davranılmaması... liste uzun. suudi arabistan'ın yasalarını övücü konuşan insan islamofobi diye dert yanamaz. eğer biri "evet islam bunlara izin veriyor, kadınlara böyle davranılır, insanlara işkence edilebilir, ceza olarak öldürülebilir" diyorsa bunlar zaten dehşet verici düşüncüler. bu düşüncelerden korkulması, bu düşüncelere sahip olan insanların dışlanması doğaldır.
  • nolur geberin gidin dedirten tipleri barındıran videodur. ağır cahillik ve aptallık içerir. korkutan kafaların nasıl kesildiği değil, bu devirde hala devam eden cehalettir.
  • bence olayın esas kitlendiği nokta şurada. fransız devriminde (yani endüstri devriminden çok önce) sokakların kanla yıkandığı, hayatta kalanların en büyük derdinin bu kadar çok cesedi napacağız denildiği dönemde adamlar giyotin diye bir icat yaptı. adamlar idama bile standartlaştırma, verimlileştirme ve adaletli olma yolunda bakmışlar yüzlerce yıl önce. öldürmenin bile makinesini yapmışlar. araplar ya da doğu kültürü ise aynı. dededen cellad...
  • bu konuda suudi arabistan'ın bir yan gelir kaynağı olduğu, idam edilen mahkumdan arta kalan organların batıdaki* hastalara nakledilmek üzere el altından satıldığı da rivayet edilir.
  • vahşet..barbarlık..canavarlık.

    avrupa vakti zamanında ayarlarıyla oynamasaydı aynı görüntüleri orada da izlerdik.

    arapların da reform hareketi yapmalarını ummaktan...neyse boşver.
  • dünya üzerinde var olan en vahşi ülkelerden birisi olması sebebiyle pek garipsemediğim durum.

    kanla başlayan kanla devam eder. birgün bu gözler o suudi krallarını aynen saddam ve kaddafi gibi görecek.
  • günümüzde birçok ülkede idam cezası mevcuttur. türkiye'de bile yakın zamana kadar idam cezası uygulanmakta idi. en azından hukuken mevcuttu. burada ülkeden ülkeye kendi değerlerine göre idam tarzları çeşitlilik gösteriyor. aslında düşünürseniz daha bir 100 yıl önce en yaygın idam biçimi buydu dünya'da. arabistan biraz daha geriden takip ediyor sadece.

    yine şahsen bazı suçlarda idam cezasının uygulanması taraftarıyım. (bkz: özgecan aslan cinayeti) vb.

    benim burada dikkat çekmek istediğim 2 konu var..

    1- bu insanlar gerçekten yasalarında bu cezaya karşılık gelen suçu işlemiş midir? yani karar adil midir?
    2- bu tarz fiillerde bulunan istisnasız herkese bu ceza uygulanabiliyor mu? yani mesela aynı suçu zengin suudi şeyhler veya iş adamları işledikleri zaman aynı cezaya maruz kalıyor mu?

    yukarıdaki iki maddeye verilecek cevap olumsuz ise bence idam şeklinin artık hiçbir önemi kalmamıştır. adaletsizlik en büyük, en kanlı ve en vicdansız cinayettir zira.
hesabın var mı? giriş yap