• hızlı yaşayan, hızlı yiyen, hızlı tüketen, hızlı "öğrenen"... ve dalgalı kur misali hızlı değişen insanların değişimlerinden önceki hallerini özlemektir.
  • imkansıza duyulan özlemdir zira kimse eski haline dönmüyor
  • efenim göz boyamıştır o. zaten son hal almışsa tanımamışsın demektir. çünkü insan (bkz: yedisinde neyse yetmişinde de odur)
  • ilişkide bu durum farklılık gösteriyor çünkü kişinin ilk hali dediğimiz şey güçlü bir maskedir. bi bakıyorsun karşına biri çıkmış hayata bakış açın aynı, müzik-film tarzın aynı, mizahı muhteşem, oturup sohbet edebiliyorsun falan. sonra tabi o maske zamanla düşüyor ve gerçek kişiliği çıkıyor ortaya. en son ilişkim bu maskeden ibaretti. bayımızla tanışma evresinde ortak özellikler almış başını gidiyordu, sonra ilişki bi başladııı.. doğa yürüyüşlerini, gezmeyi seven çocuk gitti evinden ofisinden çıkmayan bir kütük geldi. gerçi genelleme yapıyor olmam da doğru değil bu benim hayatıma çıkan insandı. evet doğru insan değildi. tavlamak için attığı yalanlardan ibaret, arkadaş çevresi olmayan tek yaşayan kötü bir hayatı vardı elde etmek istediği için de karakterinden ödün verdi, bana da insanlara karşı olan tutumumda dikkatli olmam gerektiğini göstermiş oldu. neyse konuya dönüyorum son yaşadığım ilişki de dahil olmak üzere, ilk tanışılan kişi aslında o göründüğü insan değil, taktığı maskeyi özlemektir bu.
  • artık tanımadığın/tanıyamadığın içindir.
  • tanıdığımızı zannettiğimiz bu insanları aslında tam tanıyamamış olmamızdan kaynaklanan durum. belki de tam da ihtiyacımız olduğunda karşımıza çıkan bu insanları kafamızda öyle bir yere koyduk ki sanki bir melek. zamanla da değiştiğini düşünüyoruz ama aslında o hep oydu. ya biz görmemiz gerekeni görmezden geldik ya da o beğenmediğimiz tavırlarını sergileyecek o ortamı bulamadı.

    bu konuda fikrim; hayal kırıklığına uğramamak açısından insanları olduğu ve olabileceği gibi kabullenmek, beklentiye girmemek en doğrusu. üstelik bir insanı beğenmiyorsak çekip gidebilmeliyiz. çok değişti aslında böyle bir insan değildi diyerek kendimizi kandırıyoruz ve karşımızdaki insana da saygısızlık yapmış oluyoruz. onu kafamızdaki aslında hiç olmadığı eski haline döndürmeye çalışıyoruz. bundan vazgeçmeliyiz; çünkü o, o kadar.

    (bkz: yedisinde ne ise yetmişinde de aynı olmak)
    (bkz: can çıkar huy çıkmaz)
  • '' insanlar sizi eskisi gibi kullanamadıklarında, değiştiğinizi söylerler. '' - sigmund freud
  • yıllar boyu sevdiğin insan ya da arkadaşlarını görmeyince beynine son görüldüğü haliyle kazınıyor. çok uzun bir zaman sonra yıllara yenik düştüğünü görmek insana bazen acı ve buruk bir hüzün veriyor. bunu iki hafta önce 22 yıldır görmediğim üniversite arkadaşlarımı yeniden görünce yaşadım. 22 yıldan bu yana ilk kez gördüm çoğunu. ve evet hepsi de yıllara yenik düşmüştü. yirmili yaşların başındaki o halleri gitmiş artık orta yaşlı birer insan olmuşlardı. ama aklımda hepsi de o gencecik pırıl pırıl halleri ile yer etmişlerdi.
  • ilk halini çok iyi bilip de değişimlerini izlemek ve keşke olduğun gibi kalsan diyememek...
  • bir insanla ilk tanıştığınızda önce geniş zamanda konuşursunuz. genel olarak neler yapar, nelerden hoşlanır, ne dinler, ne okur vs. sonra geçmiş zamanlar konuşulur, komik hikayeler anlatılır. kısa vadede bireysel ya da ortak yapılabilecek eylemler gündeme gelir. böylece bir de yapmacık bir gelecek zaman eklenir, tutulmayacak sözler verilir.

    nitekim bir süre sonra sadece şimdiki zamana geçilir. kişiler birbirlerine "ne yaptıklarını" sorarlar, o an ne yapıyor olduğunu. kimse de sıçıyorum demez mesela.
    ikili ilişkilerin çoğunlukla tıkandığı nokta da bu, bir insanın ilk tanıştığınız halini özlemeniz çok normal çünkü önceleri o insanı tanımaya dair konuşmalar gerçekleştiriyorsunuz. yeni biri, bu heyecan veriyor. üstelik özelliklerinizi karşı tarafa anlatırken kendinizi de hatırlıyorsunuz. sonraki süreçte buluşalım mı, eve geldim, pilav yapçam muhabbeti yapıyorsunuz. haliyle taraflardan en az biri sıkılmaya başlıyor. oysa ki insanlar anı yaşamayı sevmez, geçmişe takılır ya da muhtelif konularda gelecekten beklenti içerisinde yaşar. yaşamıyor gibi, yaşamıyor gibi.
hesabın var mı? giriş yap