• nakliye şirketleri elemanlarının bıktığı eylemdir.

    evi son taşıdığımda öğle vakti geldiğinde nakliyeci elemanlar,
    - abi nolursun lahmacun söyleme...

    diye yalvarmışlardır.
    köfte ısmarladım.
  • ecnebi diyarlarında muadili pizza yemektir. yerli alternatifi pidedir.
    tabak çanak paketliyken yapılması gerekendir.
  • konya versiyonu etliekmek yemek şeklinde gerçekleşir. o telaşenin, dağınıklığın içerisinde hangi arada derede hazırladın da o içi, kolumun altına tepsiyi tutuşturup fırına gönderdin beni annem?
  • lahmacun yemek için taşınmayı bekleyen insanların varlığı beni dehşete düşürüyor. lahmacun her zaman, her yerde yenir. elle yenir.
  • son zamanlarda duyduğum en iyi tespit. son dört yılda üç kere taşınmamdan mütevellit tecrübe ettiğim, ama şimdi şimdi farkına vardığım garip olay..

    ama yine de güzel olay yav..
  • geçenlerde taşınan bir arkadaşımıza yardım için, içinde bulunduğumuz ahval ve şeraiti bir an bile düşünmeden kalkıp yardıma gittik.

    koltuklar taşındı, dolaplar kuruldu, kapaklar ters takıldı, sökülüp baştan takıldı. perdeler yıkandı, gidere tam oturmayan borunun yarattığı küçük çaplı heyecan "ev zaten pis" denilerek usulca kontrol altına alındı. iş perde asmaya gelince, nice yağız delikanlılar, nice koç yiğitler yerdeki karoları saydı.

    her şey olması gerektiği gibiydi. her işten anlayan adam, hiç bir şeye elini sürmeden sürekli yönlendirme yapan kadın, sadece getir görür yapan genç.. bir taşınmadan beklenebilecek her şey vardı. neredeyse bu mükemmel taşınmaydı.

    neredeyse.. bir şey eksikti, biliyordum, hissediyordum ama dokunamıyordum. balkondan merdiveni alıp, arka odaya doğru giderken bir an sehpanın üzerinde onu gördüğümü sandım, yanılmıştım. basit bir ışık oyunu olmalıydı. yoluma devam ettim. karanlık koridordan geçip, merdiveni arka odadaki ışığın altına yerleştirdim. duyu alıp usulca çıkmaya başladım. attığım her adımda görüntüsü zihnimde daha da berraklaşıyordu, adeta artık tadını almaya başlamıştım ve biliyordum! ne istediği biliyordum.

    ampülü takıp hızlıca salona gittim. herkes oturmuştu. odaya bir sessizlik hakimdi. sehpanın üzeri boştu ve herkes sehpaya bakıyordu. belli ki herkes aynı şeyi düşünüyordu. öyleyse artık zamanı gelmişti :

    -lahmacun?

    o tarifsiz coşkuyu anlatmaya çalışıp, kelimelere taşıyabileceklerinden fazla sorumluluk vermek istemiyorum sözlük. bir kere dahi ev taşıdıysanız, zaten ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
  • bu durumdan en çok nakliye şirketi çalışanları rahatsızdır kanımca. her öğlen lahmacun mu yenir lan. sırf bu yüzden biz taşınırken karadeniz pidesi yiyoruz.
  • bunun amerikan (en azindan west coast'da) versiyonu burrito'dur. kuraldir, isciye burrito ismarlanir.
  • bayram temizliği, bahar temizliği gibi büyük temizlik operasyonlarında da eve kebap söylenmesi ile devam eder.
hesabın var mı? giriş yap