• gayet yalın ve bir o kadar çekici giriş cümlesi* ile merak uyandıran, kasım ayında çıkması beklenen son paul auster romanı:

    "i was looking for a great place to die. someone recommended brooklyn."
  • an itibariyle orjinal dilinde hard cover sürümü amazondan alınabilecek kitap. amazon.de'nin ortak çalıştığı english book service isimli kurum 2 gün içinde postaya vereceğini iddia etmekte. iddianın akıbetini bu başlıktan takip edebilirsiniz.

    edik notu: amazondan kitap bir türlü başarıyla gelememiştir, kredi kartı sorunu ve saire olaya engel olmuştur. ancak kitabın ilk baskısına yine de ulaşmayı başardım, almanyadaki çılgın kitapçılar sağ olsunlar.
  • hardcover ve ingilizce olan surumu remzi kitabevlerinde bulunmaya baslamis olan kitap.
  • bu hardcover ve ingilizce kopyalardan biri son bir ay bes gundur en yakinimdaki dostum benim. nereye gidersem orda. elimin altinda. bir turlu bitiremiyorum, karakterlere de hikayenin kendisine de auster'in diline de bayiliyorum oysa.. iste tam da bu yuzden bitiremiyorum, evet. ama sanki biterse londra'nin da buyusu bitecekmis gibi geliyor biraz da, cunku bu kitapla basladigim her gun sonuna unutulmaz anilarla baglaniyor... en son ewan mcgregor kagit yoklugundan bu kitabin bos son sayfalarindan birini imzaladi*
  • cok enteresan bir sekilde nerdeyse butun dunyada piyasaya cikmis olmasina ragmen, amerikada- en azindan new york'ta- yayin tarihi aralik sonu olarak aciklanmis ve beni deli etmis kitaptir.
  • ölmeyi düşünürken, ailesine yeniden bulaşan ve ota boka karışmayı kendine görev edinmiş oldukça etken bir 60lık adamın hikayesini anlatan paul auster romanı. içinde bol bol new york ve bol bol yolculuk var her zamanki gibi, bol bol tesadüf var her zamanki gibi, süper bir dili var her zamanki gibi. bush'a her fırsatta giydirmeler var. sıradan ama enteresan insanların başına gelebilecek şeylerden bahsettiği için inanılmaz veya imkansız bir hikaye kurgusu yok, ancak her cümlesi ayrı keyif. pür yazın keyfi için, okuma eyleminin getirileri için okunması gereken nadide kitap. ayrıca içeriğinden bağımsız olarak hard coverlara karşı olan önyargımı kırmıştır. rahat oluyormuş hard cover okumak da.
  • yine o sade ama cok akilli cumleleriyle, son zamanlarin en dokunakli diyaloglariyla, icinde barindirdigi kafka hikayesiyle, paul auster'in en sevdigim kitaplarindan biri olmustur the brooklyn follies. auster sanki biraz baskadir artik, daha az kizgin, daha cok kabullenmis, sanki biraz yaslanmis, ama en çok da yazinin icinden size sicak sicak uflemistir. oyle bir keyif olmustur bu romani okumak. postmodernizmin mutlu sonudur.
  • okumasi cok zevkli oldugundan ozellikle yavas okunup bitirilmemeye calisilan kitap
  • pek leziz bir poe ve thoreau karsilastirmasi yapan eser.

    "a drunk from the south - reactionary in his politics, aristocratic in his bearing, spectral in his imagination. and a teetotaler from the north - radical in his views, puritanical in his behavior, clear-sighted in his work. poe was artifice and the gloom of midnight chambers. thoreau was simplicity and the radiance of the outdorrs."
  • demini iyice almış bir paul auster yapıtı. (not: paul auster mı demini almış, yoksa bu kitap mı, onu bir sonraki kitapta anlayacağız)

    edit: travels in the scriptorium'u okuduktan sonra anladim ki kitap demini almis.
hesabın var mı? giriş yap