• bana göre batman i asıl güzel yapan şey ve diğer bir çok süper kahramandan ayıran şey,süper olmamasıdır.sıradan bir insan olmasıdır onu çekici kılan.bu filmde batman'in insani tarafına fazlaca yer verilmiş,bir çizgi roman uyarlaması gibi bakılmamış batman'a.bu bakımdan benim beklentimi fazlasıyla karşılamış,memnun etmiş bir filmdir.
    uzatmadan;
    2,5 saatlik bir sinema ziyafetiydi benim için.
    ayrıca yaşadığı şehirde imax imkanı olanlar kesinlikle bu zevki kaçırmamalı derim.
    kimileri fazla müzikten şikayetçi olsalarda,bence doyumsuz olan diğer bir öğe de müziklerdi.hans zimmer beni gene kazandı bu filmle.soundtrack albümler ilginizi çekiyorsa şiddetle tavsiye ederim ayriyetten efenim.
  • küçüklüğümden beri hayranı olduğum batmani belki de bu en gorkemli sinema macerasında bir kenara iten efsanevi jokere sahip olan filmdir. dvdler bir tarafa küçük yaşımdan beri hemen her batman çizgi romanını biriktirmişimdir. dolayısıyla batmanin ilk macerasını da okudum, bane tarafından belinin kırılıp bir köşeye atıldığı o müthiş çizgi romanıda. *
    jack nicholson in harika jokeri, jim carrey nin komik soru isareti adami, danny devito nun ilginc penguen adami da herseye ragmen unutulmazlar arasinda. hepsi kendine gore etkileyiciydi, guzeldi. ama heath ledger in jokeri gercekten de bir baska olmus. gercekten oscari hak etmis. eminim filmi izleyen herkes ayni sekilde dusunecektir. tek kelimeyle why so serious.
  • tim burton'un batman'leriyle karşılaştırılmaması gereken filmdir. sapla samanı birbirinden ayırmak gerek. ortada 2 farklı yönetmenden 2 farklı yorum var. önemli olan kendi yorumları içinde ne kadar başarılı oldukları.

    burton'ın batmanlari, maket gibi duran gotik gotham city binalarıyla birlikte karnaval havasında geçen, bu dunyaya ait olmayan tam bir fantastik şölendi.

    nolan'un batmanlari, die hard tarzı zekice suç organizasyonlarının işlendiği, ciddi bir havada geçen ve insanoğlunun psikolojisine inceden değinen, zekice diyalogların varolduğu, insanı kendine bazı değerleri sorgulatan bir başka kaliteli bakış açısı ve yorumu olmuştur.

    bu yüzden hemen sidik yarışı yapmamak lazım, aynı şekilde jokerlerin de karşılaştırılmasına aynı boyuttan bakmak lazım. burton'un filmine daha piç ve soytarı fantastik bir joker giderdi ve jack nicholson hakkını vererek oynamış. nolan'ın filmine ise daha zeki, psikopat, ruh hastası, komik mimikleriyle yaran bir joker giderdi ve heath ledger da hakkını vermiş. her şeyi birbiriyle karşılaştırmak bence 2 filmi de saygısızlık olur.

    imdb meselesi ise; öncelikle imdb'nin dünyanın gelmiş geçmiş en iyi filmini belirleyebilecek bir merci olup olmadığının tartışmaya açılması gerektiğidir. öncelikle bu çözülsün. öyle olsaydı eğer oscar ödülleri gibi bir çok ödül internette oylamayla verilirdi.

    film ise olağanüstüydü. lafı fazla gevelememek lazım.
  • ne lan bu ciddiyet?

    tamam süper bir film, joker'a, heath'e laf yok. ama yavaş gidelim, saçımız başımız dağılmasın. ikinci bir izlemeden önce sağlıklı bir yorum yapmak zor. beklediğimden çok daha iyi bir film. ama yine de canımı sıkan şeyler var. spoiler da yolda.

    1. mahkumların olduğu gemide, detonatör camdan dışarı atıldı. kötünün içindeki iyilik gösterildi. çok güzel. peki ya sivillerin olduğu gemide, neden o detonatör kullanılmadı? iyinin içinde kötü yok mu? iyi, saf iyi mi? hani nerde yin yang?

    cık. olmadı. mahkumların bulunduğu gemi havaya uçurulduğunda oluşacak dramatik gücü düşünüyorum da, filmi fezaya uçururdu. gerçekte de olması olası olan durum budur. mahkumlar böcek gibi harcanır. ama sonuçta bir çizgi roman uyarlamasından bahsediyoruz. yine de bu seçim filmin iyi-kötü eksenindeki söylemine kabak gibi bir tezat oluşturdu. bu hamle sadece neye yaradı? o felsefesine kurban olduğum joker'e karşı aklı sıra batman'i haklı çıkardı ve insanlığın içindeki iyilik kazandı. haaadi canım sen de!

    ayrıca detonatörü camdan fırlatan abi, pek korkunçtu ama şaşıydı. tipinden tırsarken aynı zamanda kahkaha attım. hem o gemide nasıl bir parti veriliyor ki, mahkumlar ellerini kollarını sallaya sallaya detonatörü geminin kaptanından alabiliyorlar? christopher nolan senaryo yazmasın*, uyarlama yapsın* mümkünse.

    2. harvey dent* ile birkaç polis ve vatandaş öldü. tamam. ölümlü fantastik dünya, allah rahmet eylesin. ama bunların sorumlusu joker değil midir a dostlar? son 5 dakikada öyle anlamsız bir manevra yapıldı ki, birden batman günah keçisi oluverdi. koskoca batman'i köpeklerle kışaladılar gotham'dan (gerçi batman'in zayıf noktası köpek saldısıymış. o kısmı anlaşılabilir ahahah). sonuçta kazanan gordon ve şürekası yani kötüler oldu...

    3. filmin temposu aşırı yüksek. salt diyaloglar birbirini kovalıyor. insana arada nefes alacak vakit kalmıyor. göstersene kardeşim ordan iki tane gotham manzarası da biraz soluklanalım. ha bir iki tane vardı ama onlar da bina tepesinden bakan batman karizmasını besleme amaçlıydı. film 3 saat olmasın diye orasını burasını kırpanları tırpanla kovalamak lazım.

    ha bu kadar laf ettim ama övgülerimi saysam bunun iki üç katı olur. bir dahaki izleyiş sonrasındaki entrye inşallah.
    9/10
  • batman'a ve süper kahraman kavramına yaklaşan yeni bir seri olarak düşünülmeli ve o ön koşulla izlenmeli.gayet de güzel olmuş ama, klasik -diyeceğim geliyor- batman ruhu sıfır. gotham ruhu sıfırında altında. o gotik etki hiçe indirgenmiş ancak çağrışımları görülen postmodern ruh da yaratılamamış. zaten bu istenmemiş ama istenseymiş, yeni bir batman konsepti oluşturma amacı varsa çok daha başarılı bir ilk adım olurdu. çünkü film bir batman filmi olarak ele alınacak olursa, sönük kalmış. kurgu mükemmel olsa da, polisiye tarz on numara olsa da batman bu değil hala benim için, aklımda başka bir batman var, tek sevdiğim süper kahramanlı filmlerin siyahlı adamı; tim burton'un batman'i belki. burda kıyaslama yapmam çünkü iki farklı sinema olayından söz ediyorken saçma olur ama bunca zamandır batman'i batman yapan şeyler var. burda ise anlatılmak istenen bir şey var ve sanki seçilen kahraman batman ve o şeyin içine konmaya çalışılmış gibi. neden süperman değil neden örümcek adam değil de neden batman benim en sevdiğim süper kahraman diye düşününce, işin içine, gotham giriyor. batman, pek çok süper kahraman gibi, grotesk bir dünya'nın içinde değildir. ya hepsi ya hiç zihniyetinde birisi olarak, en sevmediğim şey, o komik kıyafeti ile, olağan dünyamızın içinde herkesin alışık gözlerle baktığı bir süper kahramandır. oysa batman gotham city ile birleşince, tamamen fantastik, bir yönüyle masal bile sayılabilecek bir şeydir. sanırım ben bunu özleyerek gittim sinemaya ve böyle bakınca eksik geliyor insana izlediği şey

    --- spoiler ---

    önemli konulardan birisi filmin hikayesini anlatmaktan öte kaygılar taşıması, bazı cümlelerle ne yapmaya çalıştığını, karakterlerinin aslında ne yaşadığını, ne demeye çalıştığını açıklama çabasına girişmesiydi. örneğin, batman'in joker'i hakladığı sahnede ikisi arasında geçen konuşma ya da joker'in harvey dent ile yaptığı konuşma karakterlerin kendilerini açıkladığı sahnelerden örnektir ki bence bir filmde bu tür sahneler ne kadar çoksa başarısızlık o oranda artacaktır. film, polisiye anlamda ve kurguda ne kadar başarılıysa, karakterlerin içsel dönüşümleri konusunda da o denli savruktu. benim eksikliğini hissettiğim, az önce sözünü ettiğim batman ne kadar fantastik ve masalsıysa burda da o denli felsefi ve psikolojik temellendirmeler vardı ama sözünü ettiğim şey, seyirciye ileti verme hali, bu derinliği bulandıran bir şey. dibi görmek isterim bu durumda, yönetmen de, kendi anlatısının şeffaflığına güvenmeli, suyu karıştırmamalı, aniden söylenen cümlelere sığınmamalıdır.

    --- spoiler ---

    bağımsız olarak bakacak olursam, bir kaç film için harcanacak enerjiyle tek bir film yapıldığını ve pek çok açıdan da fazlasıyla doyurucu olduğunu söylemek mümkün ama batman fanlarının rüyasına girecek türden bir film olmadığını bin kere söyledim galiba bu yazının içinde. zaten böyle bir amaç güdülmediği de çok açık.

    joker e gelince, benim heath ledger yasım bu gece başladı sanırım. candy i bir kez daha izlemek, neden yaptın neden neden diye ağlamak istiyorum ledger için. tabi bu onu geri getirmeyecektir. ancak şu da var, filmin heralde en başarılı yanı buydu. anti-kahraman çok mükemmel kurgulanmıştı. handikapsa şurda; yine klasik diyeceğim burda, benim fikrim, batman atmosferini düşününce, kentin kendi halinin zaten distopik oluşunu seyirci kabullenmiş durumdadır. yani, gotham şehri zaten distopyanın ta kendisidir ve seyirciyi batman'e yakınlaştıran bir gerilim zaten söz konusudur. bu filmde, çok iyi kotarılmış anti-kahraman joker'in gölgesinde kalan batman'in bu halini, sadece ledger'in müthiş performansına bağlamak doğru olmayacaktır. seyirci damarlarında, batman'e ait fantastik kanın akışını duyumsamak niyetindeyse- ben öyleydim- kendisini anti kahramana yakınlaşma noktasında zaafiyet yaşayacaktır bu çok doğal. çünkü nerdeyse tek fantastik şey, o anti-kahramanın ta kendisi; batman dışında.bu durumda ledger'in performansına artı bir efekt, yankı katmıştır. yani arkaik batman bilinçaltımız bizi buna yöneltmiş olabilir. ama ledger müthişti ve öyle olmasına fırsat tanıyan, nedense kahramanlık sorgulaması için batman'i seçmiş bir yapımın içindeydi.

    aylar sonra edit: hiç huyum değil geçmişe bir şeyler yazmak dönüp ama zamanının ötesine geçtiği için bu entry her zaman gözümün önünde. kendi beğenimi dile getirmenin ötesine geçip adamakıllı eleştiri yazmışım. çok da doğru tespitlerde bulunmuşum. beni bu tespitlere götürecek kadar önem vererek ve dikkatle izlemişim filmi ki, aaaay süper bittim abi bu filme diye yazıp geçen birisinden kat be kat fazla değer vermişim bu bağlamda filme.
  • meğerse alt metninde amerika'nın dış politikalarını temize çıkarmaya çalışıyormuş bu film. teori bana ait değil tabi. (bkz: imdb)

    batman: amerika
    gotham: dünya

    gotham (dünya), batman'in (amerika) terörle/kötülükle mücadelesini sorguluyor. alfred sürekli kötüyle savaşmanın bedelinden bahsediyor. gordon işkenceye, lucius ise insanların gizlice dinlenmesine ve gözetlenmesine karşı. ama gelinen noktada bunun mecburi olduğu kabul ediliyor. sonuçta gordon şöyle diyor: batman/america is the hero the world needs, not the one they deserve.. harvey ise yozlaşmamış, ideal bir dünyanın kahramanı. bu dünyada o bile temiz kalamaz ve öyle ideal bir dünyada olmadığımız için de batman'in eline mahkumuz, ona güvenmeliyiz.

    ha bir de,

    alfred: ingiltere! (ayrıca alfred'in bir elmas hırsızı için burma'daki ormanı yakmaları hikayesi, geçmişten verdiği bu örnek, referans, buram buram napalm ve vietnam kokuyor) fikir babası fallik osman'a teşekkürler.
    rachel dawes (ya da gotham general hospital): ikiz kuleler!
    joker: usame bin ladin! (ikisi de video kayıtlarıyla tehditlerini savuruyor) ya da saddam!
  • ---dikkat (çok dikkat) spoiler içerebilir!!---

    benim için bu filmden akılda kalabilecek şahaneler;
    -heath ledger'ın dehşet sarsıcı ve şaşırtıcı oyunu. oyunculuğu. (belki kendisine yönelik önceden beslediğim çok pozitif bir önyargıyla izlediğimdendir)
    -dövüş sahnelerinin etkileyiciliği,
    -hikayenin (plot'un) psikopatlığı...

    ...idi.

    batman filmlerini takip eden biri değilim, hani çocukluğunda çizgi romanlarını okumuş ve ilgi duymuş bile değilim. filme de sadece dünyayı çalkalamakta olduğu ve bu kadar "mihenk taşı olmaya aday" diye bahsedilen birşeyi kaçırmamış olmak için gittim. ve fakat muazzam etkilenmiş olarak çıktım. insanın aynı anda hem korkunç zayıf hem de dehşet güçlü olabileceğine işaret eden bir dizgisi/kurgusu/anafikri varmış gibi geldi bana. ki bunu anlatış şekli de size film boyunca en az 5-6 kez "ohaaaa" dedirtecek düğüm ve çözülme anlarıyla süslü. sadece harvey dent'in patlamadan sonra yüzünün aldığı biçim fazlaca yapay geldi bana, hikayenin içinde önemli bir mesajı olmasına rağmen fazla abartılmış gibi geldi. (ki bu da biraz yabancılaştırıyor insanı, hani koparıyor o hayal dünyasından. belki kasıtlı birşeydir.) daha doğal bir yanık/deformasyon filan olup yine aynı etkiyi -hatta belki daha güçlüsünü- yaratabilirmiş gibi geldi bana. (niye böyle salak bişeye takıldım bilmiyorum)

    özetle, insana olan inancınızı bir yıkıp, bir yeniden inşa eden gel-git'lerle dolu bir film bu. görülmeli mutlaka.

    --spoiler'lar bitmiş olabilir. ---
  • hazır the dark knight fırtınası devam ederkene, bir kaç trivia verelim madem;

    * harvey dent rolü için christopher nolanın ilk seçimi matt damonmış. hugh jackman, ryan phillippe, liev schreiber ve josh lucas'da rolü oynayabilecek kişiler arasındaymışlar. ama sonuçta rol aaron eckharta gitmiş.

    * bir şaka olarak christian bale'e batman and robin filmindeki gibi göğüs uçları belli olan bir batman kıyafeti verilmiş. ama maalesef christian bale orjinal kostüm dizayn edilirken gördüğü için bu şakayı yutmamış yine de göğüs ucu belli olan kıyafetle fotoğraf çektirmiş. (inşallah nete düşer bu fotolar ehehehhe)

    * bu film adında batman lafı olmayan ilk batman filmiymiş.

    * christopher nolan'ın oğlunun adı rory olduğundan film çekilirken koydukları çalışma başlığı (working title) rory's first kissmiş. filmin sonuna kadar bu ismi kullanmışlar hatta "rfk" diye bir logoları bile varmış.

    *robin williams, lachy hulme, paul bettany ve adrien brody heath ledger role seçilmeden evvel the joker karakteriyle ilgilendiklerini belirtmişler.

    * christopher nolan'a niçin joker için heat ledger'ı seçtiğini sorduklarında; " çünkü o korkusuz(fearless)"diye cevap vermiş.

    * dwight yoakam'a filmde ufak 2 rol teklif edilmiş fakat kendisi bir albüm üstünde çalıştığından reddetmek zorunda kalmış.

    * katie holmes'un rachel dawes karakterini 2. filmde oynamamasının nedeni ücreti düşük bulmasıymış. 1.5 milyon dolar gibi bişey teklif etmişler. (bence kocası* izin vermedi ama çaktırmayın zira ne kadar düşük ücret alırsa alsın çok büyük bir projede yer alıcaktı ve kariyeri için iyi bir adım olurdu)

    * maggie gyllenhaaldan önce rachel dawes karakteri için rachel mcadams ve emily blunt'un düşünüldüğü konusunda söylentiler çıkmış.

    * heath ledger joker rolüne hazırlanmak için 1 ay boyunca bir otel odasında yalnız başına yaşamış jokerin profilini çıkarmış hatta joker'in düşünceleriyle ilgili bir günlük tutmaya bile başlamış. (heath ölmeden evvel bir röportajını okumuştum, orda şöyle diyordu "joker rolü hem fiziksel hem de psikolojik açıdan zor bir rol ve bu yüzden uyumakta zorlanıyorum. geçen hafta gece ortalama 2 saat uyudum çünkü zihnim düşünmeyi bırakmıyor" ve bir gece ambien aldığını ama tek bir tanesinin fayda etmediğinden 2.sini alıp 1 saat sonra ayağa dikildiğinden bahsediyordu. sanırım bu yüzden aldığı uyku ilacı, yatıştırıcı vs. neyse onların dozunu daha da arttırdı. bu demek ki heath, joker rolü için kendini feda etti işte bu yüzden artık heath ve joker benim gözümde bir bütün oldular sanıyorum herkes için de bu böyle olacaktır.)

    *heath ledger joker karakterini yaratırken a clockwork orangedaki alex'ten ve sid vicious'dan ilham almış.

    * christopher nolan filmi yaratırken büyük ölçüde heat filminden esinlenmiş. hatırlarsanız william fitchner heat filminde oynuyordu ve filmin başındaki banka sahnesinde onu banka müdürü olarak görmüştük. banka sahneside heat etkileri taşıyo zaten. bu arada william fitchner ve christian bale equilibrium filminde de beraber oynamışlardı.

    * film vizyona girmeden önce bol bol reklam kampanyası ve pazarlama teknikleri hazırlanmış. bunlardan bir tanesi 2007de yapılan comic conda yapılan why so serious adlı bir eventmiş. (comic con diyince de akla direkthe ocdeki seth cohen geliyo eehehhe) neyse bu eventte batman fanlarini joker kılığına sokup şehre ipucu bulmaya göndermişler. en sonunda bütün fanlar bir araya toplanmışken siyah gotham plakalı bir suv gelip bir tanesini arabanın içine atıp götürmüş. o gün daha sonra gotham city newspaper dağıtımaya başlamış etrafa ve manşetinde joker olduğuna inanılan birisinin ölümüne dövülmüş olarak ele geçirildiği yazıyormuş. resimde de arabaya konup götürülen fanin resmi varmış ve elinde tuttuğu kartta "aralık'ta görüşürüz" yazıyomuş. (adamlar neler yapıyo kardeşim!! ondan sonra niye imdb'de 1. oldu diyoruz. işte bu marketing ve reklamın gücü bariz bir şekilde.)

    * the gotham araba plakaları illinois eyaleti plakalarına bakılarak dizayn edilmiş.

    * swat minübüslerinin jokeri kovaladığı sahnede dünyada sadece 4 tane bulunan imax kameralarından birisi parçalanmış.

    * heath ledger film vizyona girmeden ölünce, sahnelerini tamamlayamadan öldüğüne dair spekülasyonlar başlamış. aynı gün warner bros açıklama yaparak heath'in ölmeden önce bütün sahnelerini tamamladığını söylemiş.

    * joker, hemşire kıyafeti giymişken isim etiketinde ismi matilda olarak gözüküyor. matilda heath ledger'in minik kızının adı.

    * sir michael caine'e göre heath ledger joker olarak jack nickholson'dan daha başarılıymış. zira jack'in jokerini daha çok şaklaban tarzında komik bir karakter olarak görürken heath'in jokerini korkutucu bir psikopat olarak betimlemiş. hatta şöyle bir olay gerçeklemiş: joker parti sırasında bruce wayne'in çatı katını ziyaret edince, daha evvel heath ledger'la hiç tanışmamış olan michael caine o kadar korkmuş ki repliğini unutmuş.

    * filmin başında batman'i batman begins'deki kostümüyle görüyoruz. daha sonradan bu kostümün yerine yenisi geliyo. yeni kostüm toplam 200 parça kauçuk, fibreglass, metal ve naylonun birleşmesiyle oluşturulan bir maddeden yapılmış. maskesi de bir motorsiklet kaskı temel alınarak oluşturulmuş.

    * joker'in makyajı 3 parçalık bir silikondan oluşuyomuş. normalde bu tür makyajların yapılması 4-5 saat sürerken yeni teknolojiyle birlikte 1 saatten az bir sürede makyaj tamamlanıyormuş. heath ledger'ın dediğine göre silikon o kadar rahatmış ki yüzünde sanki hiç makyaj yok gibi hissediyormuş.

    * kostüm dizayncısı lindy hemming jokerin kıyafetini yaratırken onun karakterini incelemiş ve jokerin kendisini hiç önemsemediği sonucuna varmış. ve bu tanıma uyan pete doherty, iggy pop ve sid vicious gibi sanatçıların kıyafetlerine bakarak jokerin kostümünü yaratmış.

    * filmdeki patlama sahnelerinden birisi londra'daki battersea elektrik santralinde çekilmiş. alev topunu gören bazı mahalle sakinleri terrörist saldırısı oluyo diye ihbarda bulunmuşlar.

    * filmin konusu yaratılırken batman'in jokeri içeren ilk 2 çizgi roman bölümü ile "the long halloween", "the killing joke"ve "the man who laughs" adlı çizgi roman bölümleri dikkate alınmış ve o bölümlerde anlatılan olaylar beyaz perdeye geçirilmiş.

    * joker karakterinin 1940taki ilk yaratıcılarından birisi olan jerry robinson danışman olarak stüdyoda bulunmuş.

    * senaryo nolan kardeşler tarafından yazılmış olsa da; hikaye oluşturulurken david s. goyer ve christopher nolan beraber çalışmışlar. daha sonradan david s. goyer filmi izledikten sonra "isminin bu kadar iyi bir filmde olmasına inanamıyorum" demiş.

    * orjinal batman theme'i filmde sadece 2 kere çalmış çünkü filmin müziklerini yapan hans zimmer ve james newton howard seyircinin mırıldanabileceği kahramanvari bir melodinin, batman'in komplex ve karanlık karaterinin etkisini azaltabileceğine karar vermişler.

    * joker'e, bruce wayne'in çatı katı partisinde cevap verip kendini feda eden yaşlı beyefendi rolünü oynayan kişi vermont eyaleti senatörlerinden patrick leahy'miş. kendisi büyük bir batman fanıymış. 12 temmuzda filmin ön gösterimi yapılması için ayalarmalar yapmış ve öngösterim sırasında da çocuk kütaphanesi için bağış kampanyası düzenlemiş. kendini ayrıca batman and robin filminde de görebilirmişiz.

    * film bazı sinemalara oliver's army adıyla taşınmış.

    * christopher nolan çekilen her sahneyi teker teker tek başına izlemiş ve kontrol etmiş.

    * film, batman begins'in bugüne kadar ki toplam yurtiçi hasılatına sadece 6 günde ulaşmış.

    * joker için bestelen 9 dakikalık parça sadece "d" ve "c" notalarını içermekteymiş. filmin yapımcısı ve batman'in çizgi roman şirketinin sahibi dc comicse yapılan güzel bir göndermeymiş bu.

    * filmi çekimi sırasında aynı anda yan tarafta wanted çekilmekteymiş. morgan freeman 2 filmde de mevcut olduğundan stüdyolar arasında gidip geliyomuş. birgün wanted'ın yazarı mark millar izinsiz batman'in setine girmiş ve güvenlik kendisini batpodun içinde oturuyo halde bulunca setten atılmış.

    --- spoiler ---

    * filmde joker'in 2 gemide bulunanlara uyguladığı şey john nash'in oyun teorisinde anlatılan prisoners' dilemma örneğinin ta kendisidir.

    * aaron eckhart film vizyona girmeden evvel two face makyajıyla ilgili şöyle demiş; ona baktığınızda direk mideniz bulanıyor çünkü sanki yüzü asitten yanmış veya parçalanmış gibi duruyor. bazı fan sitelerinde two face'in yüzünün nasıl olacağına dair çizimler görüyorum ama şunu diyebilirim ki bu çizimleri yapanlar çok küçük düşünüyolar. inanın christopher insanların düşünebileceğinden çok daha ileriye gitti. (gerçekten de two face'in makyajı inanılmazdı)

    * james gordon karakoldayken terfi haberini alıyor ve herkes alkışlamaya başlıyor o sırada hücresinde oturmak da olan joker'i de alkışlarken görüyoruz. aslında bu alkışlama olayı senaryoda yokmuş, heath ledger doğaçlama olarak alkışlamaya başlamış. christopher nolan'ın da çok hoşuna gitmiş bu hareket ve bu sahneyi filme koymuş. (iyi etmiş ben çok gülmüştüm şahsen hehehehe)

    --- spoiler ---

    * film vizyona girdiği haftasonunda (three-day opening weekend) 158 milyon dolar hasılat yaparak spider man 3ün rekorunu kırmış.

    * film vizyona girdiği gün 66.4 milyon dolar hasılat yapmış ve yine spider man 3ün rekorunu kırmış.

    *imax sinemaları bazında da 3 günlük haftasonu açılışı için 6.2 milyon dolar hasılat yaparak evet bildiniz yine spider man 3ün rekorunu kırmış.

    * gece yarısı gösterimlerinde de 18.5 milyon dolar hasılat yaparak star wars*'in rekorunu kırmış.

    * film 5 gün içinde en hızlı 200 milyon dolar hasılata ulaşan film rekorunu da kırmış. (daha kırıcak rekor kaldı mı acaba?? oscarlara bakıcaz artık heheehhe)

    * heath ledger joker rolüyle tam 32 tane yardımcı erkek oyuncu ödülü kazanmış.

    * film 20 şubat 2009 itibariyle dünya çapında 1 milyar dolardan fazla hasılat yapan 4 filmden biri olmuştur. (diğerleri titanic ve spiderman 3 sanırım)

    kaynak: imdb ve ordan burdan duyduğum bazı bilgiler
    çeviri: el emeği göz nurudur kesinlikle copy-paste değildir, repleri görelim beyler*

    --- spoiler ---

    not: anoktale arkadaşım, joker'in hastaneyi patlattığı sahnedeki patlayan binanın gerçekte ne binası olduğunu sormuştu zira gerçekten de binayı havaya uçurdular çünkü.

    velhasıl araştırdım ve gotham city general hospital binasının gerçekte chicago'nun batı yakasında bulunan ve uzun süredir kullanılmayan brach's candy fabrikası olduğunu öğrendim. fabrikayı hastaneye benzetmek için kızıl haçına kadar her ayrıntısını uzun uzun düşünmüşler ve daha sonra yıkım eksperleri 4 katlı binayı patlayıcıyla doldurup binayı patlatmışlar. bu sahne 29 agustos 2007 saat 14:00de çekilmiş.

    --- spoiler ---

    not: bir kaç yeni madde ekledim.
  • baştan söyleylim ki kesinlikle bir devam filmi değil ve kesinlikle batman begins kadar özgün olmayan veya olmaya çalışmayan ama aslında buna da pek ihtiyacı olmayan bir film. bununda sebebi nolan'ın ilk filmden sonra bir batman daha çekmeyi başlarda düşünmemiş olması gerek sanıyorum. filme gelirsek, her ne kadar süprizlerle dolu bir aksiyon sahnesi ile açılsada da durağanlığını üzerinden atamayan ancak zaman geçtikçe seyirciyi içine alan, hapseden ve şapşallaştıran bir yapı ile karşılaşıyoruz dark knight'ta, bunda nolan'ın payı kuşkusuz büyük. hikayeyi adeta bir dantel gibi yavaş yavaş özene bezene işlemiş ancak pek tabi devam filmi veya filmlerinden sonra göreceğiz serinin bütününe ne kadar oturduğunu. bunun dışında tüm yorumlara kesinlikle katılıyorum, karşımızda ekranda ışıldayan the joker ve heath ledger var ve maalesef onu çıkarınca filmin tüm lezzeti bir anda gidiveriyor.
  • gelmesinden gunler once duydugum olm cok tasakli filmmis, soyleymis boyleymis laflariyla gaza gelmeyip beklentiyi dusuk tutarak izledigim ve sonunda memnun kaldigim filmdir. imdb top 250 #1 olmayi hak ediyo mudur, hak etmiyo mudur bilemem; ancak heath ledger'in efsanevi bi rol oynadigi yadsinamaz. lan acaba jack nicholson'in canlandirdigi joker'le kiyasla ne seviyede olacak sualleriyle kafami kurcalarken, film esnasinda gordum ki adam jack nicholson'i da sollamis. yalniz soyle bi gercek var ki, heath ledger ne yapsa etse, su fox tv'de yayinlanan ozurlu dizi bez bebek'teki şoker'i gecemez.
hesabın var mı? giriş yap