• sırf merly streep in tek eliyle gözlüğünü tutarak başını eğdiği o yüzündeki doğaüstü kinayeli ifadeye tanık olmak için görülmeye değer film.
  • filmin en can alici repligi is dunyasinda kadin ve erkeklerin toplumun gozundeki esitsizligini gozler onune seren tek bir cumledir. paris'te yemek yerlerken christian thompson, andy'ye miranda'dan icin "itiraf et iste sadistin teki o" minvali uzere bir seyler soylediginde andy soyle cevap verir:

    "ok she is tough but if miranda were a man, no one would notice anything except how great she is at her job."

    tabi siz derin dusuncelere dalamadan christian abimiz bombayi patlatir:

    "you, my friend, are crossing over to the dark side."
  • bu filmi o kadar seviyorum ki sonunda dayanamayip kitabini da okudum. normalde once kitabi okumayi yeglerim; es kaza filmi once seyrettiysem de kitaba kasmam hic, ama bu defalik boyle oldugu iyi olmus cunku diger orneklerin aksine film kitaptan daha guzel.

    --- spoiler ---

    kitapta andy sachs sarisin, 1.78 boyunda ve 52 kilo. hic oyle filmdeki gibi 40 beden giyecek bi tip degil, ki filmdeki haliyle kitapta elias & clarke'in kapisindan dahi sokmazlardi herhalde. sasirtici olan su ki, bu haliyle de andy'ye kendisini sisman hissettirmeyi basariyorlar. tekrar ediyorum, 1.78'e 52; ve kendini sisman hissediyor.

    andy'nin en yakin arkadasi lily'ye cok daha fazla yer var kitapta. kendisi columbia'da bir master ogrencisi ama ayni zamanda da alkolik ve seks duskunu. bir noktada artik yatagina aldigi adami sabah kalktiginda tanimayacak hale kadar dusuyor. andy'nin kendini runway'e ne kadar kaptirdiginin ciddiyeti de bu sekilde anlatiliyor aslinda: lily tum bu hizli dususunu yasarken andy buna seyirci kaliyor ve kitabin sonuna dogru kiz bir araba kazasinda komalik oldugunda andy zahmet edip onun icin paris'ten donmuyor. "nasilsa komada, benim orda olmadigimin farkina bile varmaz" seklindeki acinasi teselli calismalari insana filmdeki andy'yle kitaptaki andy'nin farkini gosteriyor. filmdeki andy'nin boyle bi sey yapabilecegini aklinizdan dahi gecirmezsiniz.

    baska bi farkliliksa, kitaptaki andy'nin miranda'dan cok, cok, cok daha fazla korktugu. filmde bunu gormuyorsunuz, hatta sezmiyorsunuz bile ama kitapta andy miranda'yi her gordugunde ufak capli bi panik atak hatta bi kalp spazmi geciriyor demek cok da abarti olmaz. hos zaten kitaptaki miranda'nin yaninda meryl streep'in karakteri gokten inmis bir melaike gibi kalir. gercek miranda tam bi despot, tam bi diktator. filmde onumuze sunulan insani taraflarindan kitapta eser yok. en belirginini soyle soyleyeyim; nihayet paris'te isi biraktiktan sonra andy'nin new york'ta yeni bir is bulmasi miranda'nin kisisel faksiyla degil, miranda'dan en az andy kadar nefret eden insanlar sayesinde oluyor.

    kitapta andy, emily'ye kazik atmiyor. emily mono'ya tutuldugu icin paris'e gidemiyor ve andy'ye bu konuda kesinlikle kirgin falan degil. andy'nin gozunu acan sey de, dolayisiyla, emily'yi cigneyip gecmis oldugunun farkina varmasi degil, miranda'nin andy'ye onda kendi gencligini gordugunu soylemesi oluyor. yine kitaptakinin aksine, andy paris'ten sessiz sakin degil; miranda'ya buyuk bir kalabaligin ortasinda "canin cehenneme" dedikten sonra ayriliyor.

    bu nevi farkliliklar kitap uyarlamalarinda makul, bazi seyler filmin daha akici olmasi ve illa ki hollywood'un klise alt metinlerini icerebilmesi icin degistiriliyor; ama andy'nin erkek arkadasinin neden komple degistirildigini anlayabilmis degilim. filmde abimiz nate adinda bir asci, malum; ama kitapta ismi alex ve meslegi ogretmenlik. brown'dan (north western'dan degil) andy'yle birlikte mezun olmuslar. birlikte de yasamiyorlar. belli bi sure iki hintli kizla yasadiktan sonra andy, lily'yle eve cikiyor.

    christian thompson'insa soyismi farkli (simdi unuttum) ve andy onunla yatmiyor. ama filmdekinden cok daha fazla asik oluyor tabi kendisine. ha yatmiyorlar deyince aklima geldi; french runway'den gelen hatun; yok miranda'yi yerinden etme calismalari, andy'nin bunu onleme girisimleri falan hepsi hikaye. andy emily'ye kazik atmadigi gibi miranda da nigel'a kazik atmiyor. nigel kitapta bir iki yerde geciyor sadece zaten.

    --- spoiler ---

    bosa harcayabileceginiz ekstra bir gununuz varsa kitabi da okuyabilirsiniz tabi, ama film daha guzel kesinlikle.
  • alışveriş ve sıfır beden manyaklığını körükleyen yapımlardan bir diğeri.
    filmde tarifi verilen peynir diyetini yapanlar bile çıkacaktır eminim. şahsen pazartesi başlıyorum.
  • --- spoiler ---

    harry potter in son kitabinin yazilmis oldugunu ve ulasmanin da sizi tavlamaya calisan bir adet editore baktigini varsayan defilemsi film.
    benim aklima takilan , seviyeli bir iliski surduren cirkin ordek yavrusu misali sonradan guzelleşen(klişe) kizimiz andrea , erkek arkadasina , pariste gecirdigi felekten bir gece icin ne diyecek peki?we were on a break ??

    --- spoiler ---
  • her gün bi kere seyretmek istediğim bi film.
    ne güzel hemen birisi olabilmeler, hemen başkası olabilmeler, hemen kararlar alabilmeler, kararlara bağlı kalabilmeler, kendini sorgulamaları kısa tutmalar. bunun yanısıra, bang&olufsen telefonlar, chanel çantalar, prada ayakkabılar, new yorku sallayan paltolar, ceketler, ikinci defa kullanılmayan aksesuarlar, insana kendini unutturan meslekler.
    önüne değil, ileriye bakan, gece saat 11 dedin mi telefonunu kapatıp uyuyan, içki veya antidepresansız sosyalleşebilen genç kızlar. benim gözümde uzayın kraliçesi sizlersiniz
  • moda temalı eğlencelik film. filmdeki elbiseler, ayakkabılar göz alıcı evet. miranda'nın harry potter'ın yayınlanmamış baskılarını talep eden şımarık ikiz veletlerini odunla dövesim, zavallı andrea'ya şişman diyen başta miranda olmak üzere tüm vogue kafilesine kafa atasım, film öncesinde yediğim çikolataları kusasım gelmiştir.

    --- spoiler ---
    nigel, adrea'ya bu bilmem kaç milyar dolarlık endüstri hep "iç güzelliği" için demiş gülümsetmiştir
    --- spoiler ---
  • filmde anne hathaway 'in ve emily blunt'ın new york sokaklarında bir o yana, bir bu yana topuklu ayakkabılarla koşturup durduğu film. filmi izlerken, ben acı çektiğimi belli etmeden üzerlerinde bile duramıyorum, bu kızlar o topuklularla nasıl koşturup duruyolar öyle diye düşünüp kendi beceriksizliğime yanmıştım. filmin kamera arkası görüntülerinde gördüm ki onlar da pek becerememişler, sapır sapır dökülmüşler, bol bol yere yapışmışlar.* *
  • bu film izleyenlerine büyük bir aydınlanma yaşatmayacaktır ama moda sektöründen öte, iş hayatında güçlü olmak için gerekiyorsa, ruhunu şeytana satmanın başarıya giden yoldaki etkisi görülecektir. evet klişeleri boldur, evet müzikleri güzeldir, meryl streep her zamanki gibi döktürmüştür. ama hanımlar sakın erkek arkadaşınıza bu filmi izlemeyi teklif etmeyin, zorlamayın. en güzeli kız kıza izleyin. onlar sağ, siz selamet.
  • -spoiler içerebilir-
    henüz filmini izlediğimdir. iş hayatının insan üzerindeki etkileri gayet iyi anlatılmış, iş hayatının sosyal hayata etkisi ve alıp götürdükleri. ancak film bitti ve aklımda kalan tek şey; kandırılmış ve aldatılmış bir adam. filmin sonunda özür dilemesi gereken kadın iken neredeyse adam özür dileyip onu ikna ediyordu; evet evet öyle oldu zaten.
    modern yaşantı için ise endişelendiren nokta bir kadın başka bir adamın statüsünden, mesleğinden, karizmasından etkilenip onunla beraber olabiliyor ve bunu sevgiisine hiç belli etmiyor, modern aldatma sanırım bu.
    -spoiler içerebilir-
hesabın var mı? giriş yap