• icine girmesi zordur fakat girince cikmasi da zor oldugu dogrudur.2 senedir telefonumda vardi 13 dk oldugu icin basini dinleyip kapatiyordum.simdi bagimlisi oldum,full time dinliyorum.
  • koluma dövme yaptirsam kesinlikle rime of the ancient mariner yazdirirdim bu sarki yüzünden..
  • iron maiden'ın en uzun parçası olma özelliğini empire of the clouds şarkısına kaptırmıştır.
  • mükemmel bir iron maiden parçası. 13 dakika çok kısa bence 1 saat filan olabilirmiş.

    edit: "water water everywhere.." kısmında zevkten dört köşe olmam normal mi acaba? albatrosu öldürenlerin cezasını bulmuş olması acayip keyiflendiriyor beni. keşke gerçek hayatta da böyle olsa, hayvancıklara eziyet edenler gerçekten lanetlense... belki de lanetleniyor aslında?

    yalnız günahı işleyen adamın değil seyirci olanların ölmesi de çok dikkat çekici. çok acayip bir kafa ile yazılmış müthiş bir şiir.
  • ingiliz romantik akımının öncülerinden samuel taylor coleridge'in afyon etkisinde yazdığı varsayılan epik ve alegorik şiiridir. çevirisini yıllar önce 6 45 yayınlarından okumuştum.

    ayrıca iron maiden bu epik şiiri 1900'lü yıllarda besteleyerek 13 küsür dakikalık harika bir şarkıya imza atmıştır.
  • uzun zamandır dinlemediğim,aşmış parça.bana göre maiden'ın yapabileceği en iyi eser buydu,yıllar geçmesine rağmen hala aynı fikirdeyim.
  • (bkz: sarmaşık /@hanging rock) filminden sonra yeniden anımsanan coleridge şaheseri.

    gelelim türkçe baskısına:

    orhan pamuk'un yazdığı boş ön söz dışarıda bırakılırsa kitap gayet güzel tasarlanmış. dante'nin muhteşem ilahi komedya'sını da resimleyen sıra dışı ressam gustave dore'nin karanlık, gerçeküstü, yer yer ürpertici resimleri yüksek kalitede basılmış. çevirmen şavkar altınel'in kimi kez romantik bir esinti taşıyan son söz'ü de oldukça güzeldi.

    sonsuz kere sonsuz yaşamaya mahkûm edilmiş lanetli yaşlı gemicinin aslında okurunu arayan bir düş gezgini olarak şairi (yaratıcı-sanatçıyı) temsil ettiğini sanıyorum. dinsel vurguların bir hayli romantik ve şairane çizilmesi olasılıkla coleridge'nin dinsel didaktizmin soğuk sularından kaçınma çabasıyla ilgili. sırf bu çaba bile tek başına ahlakçı tezlerin reddi üzerinden kavranabilir. romantiklerin dinsel ve ulusal olana kapı açarken bunun daha çok sanatsal imgelemin yeni olanaklarının aranmasıyla ilgili olduğu gayet belirgin.

    ölümü günlerce yanı başında seyrederek korkuların belki de en büyüğünü yaşayan yaşlı gemici, yaşamın değerini de çok iyi anlayacaktır. güzellik ve doğa kuşkusuz romantik edebiyatın başlıca sorunlarındandır. coleridge şairane buluşlarla, bazen yıldızları, denizi, dalgaları, bazen de rüzgarın uğultusunu ve saatlerce yağan yağmuru size güçlü bir biçimde duyumsatır.

    düğün konuğunun yaşlı gemicinin sözlerinin etkisine kapılarak ertesi gün bilgece uyanması ve yaşama daha farklı gözlerle bakması yaşamın ve yaşamın anlamının değerini mi yüceltiyor, yoksa şairin kendi eserinin geleceğine dönük gizli kibrini mi imliyor? sanırım her ikisi de. belki de kitabın gücü de buradan kaynaklanıyor. çünkü metnin görünen yüzü ile altmetni birbirine teğet geçse de epey farklılık taşıyor, diye düşünüyorum. yüzey metin (üstmetin) bize doğa ve insan sevgisi, öldürmeyi yasaklayan geleneğiyle dinsel buyrukları, insan kalmak için gösterilen mücadeleyi anlatsa da altmetin şairin evrensel mesajını içerir: yaşlı gemici o denli güçlü bir eserdir ki yıllar geçse de etkileyiciliğinden hiçbir şey yitirmeyecektir! bu, okurunu arayan bir kitaptır. yaşamda kalması için lanetlenen ve ülke ülke dolaşarak hikayesini anlatan yaşlı gemici de şairin hayaletinden başkası değildir. sözün özü mükemmel bir öngörü, muhteşem bir eser.
  • thomas zwijsen'in nylon maiden albümünden dinlenmesi evla olan harikulade iron maiden parçasıdır. akusik gitar sizi orgazma sürükleyecektir.

    youtube
  • samuel taylor coleridge'in en uzun şiiri olup uzun bir deniz seyahatinden dönen denizcinin deneyimlerini anlatır.
  • zar zor ankara'da kızılay da şimdi adını ne hikmetse unuttuğumuz pasajın alt katında muhteşem powerslave albümünün arşivime girmesiyle tanıştığım muhteşem ve ötesi şarkıdır. ilk başlarda uzun olduğu için daha kısa şarkıları dinlemeye öncelik verirdim ancak zaman geçtikçe bi şarkıya kanım birdenbire çok ısınmaya başladı. tabii ki ongilizcr6bok gibi olduğu için sözlerden ve şiirden bi haberim. derken live after death albümünü cd olarak satın aldım (ilk cd iron maiden offıcıal sitesinden alındı ama bana ulaşmadı) ve konser yorumunu dinleyince bu şarkıya resmen aşık oldum. ama cok boktan bir hata yapıp istanbul ankara otomobil yolculuğunda powerslave albümünü arka camın önüne bırakıp yolculuk yaptım ki ankara'da plak yerine bir jel ile karşılaştım. velhasıl kelam böyle bir maiden anısına sahibim. şimdi internet sağolsun sıkıldıkça ve çokça dinlemeye devam ederim.
hesabın var mı? giriş yap