• the talos principal gerek hikayesi gerekse de oyun mekanikleri anlamında portal ve portal 2'nin ardından puzzle türünde mihenk taşı olarak nitelendirilebilecek yegane oyunlar biridir. oyun puzzle mekanikleri olarak inanılmaz yenilikler sunmuyor hatta ve hatta tam anlamıyla 3 boyutlu bir puzzle deneyimi de sunmuyor ancak hem lineer olmayan -bir nebze- ilerleyişi hem de puzzle'ların zorluk seviyesiyle -ki bu seviye portal 2'nin kat kat üzerindedir- bunlara ek olarak da oyuncuyu sıkmadan ona sürekli yeni oyuncaklar vermesi ve bunları doğru şekilde öğretmesi ile bir puzzle oyunundan beklenen teknik özellikleri fazlasıyla yerine getiriyor.

    oyun grafiksel anlamda da oldukça tatmin edici olsa da oyuncuya benim nazarıma göre asıl keyif veren kısım hikayesi ve bu hikayenin aslında oyucuya varoluşunu, bilincini ve "insanlığını" sorgulatıyor oluşu bir yandan kendine elohım diyen bir tanrının monologlarını dinlerken öte yandan da bir (bkz: turing testi)'ne tabii olmaktasınız. oyun zorluk seviylerine göre 3 farklı sona sahip ancak söylemeliyim 3. son dışarıdan yardım olmaksızın bitirebilinecek seviyede değil -en azından benim yeteneklerim ile :)-

    toparlamak gerekirse the talos principal türü sevenlerce kesinlikle oynanması gereken, türü sevmeyenlerce bile en azından o hikaye anlatıcılığını tatmak adına internetten bakarak dahi olsa oynanması gereken oyunlardan birisi.
  • road to gehenna yazilip road to cehennem okunan ek paketi ile, walkthrough'suz oyunu bitirmeye calisanlarin, kalan son ozguven kirintilarini da hupleten oyundur. icime agladim bazi bolumlerde...
  • bu nasıl bir şeydir. bu nasıl bir felsefedir, insanlığın tarihini nasıl bir sembolize etmektir, dinleri nasıl benzetimlemektir dedirten oyun.

    4. boyutun kavramını açıklamışlar adamlar. playback özelliğini kazandıktan sonra resmen zaman dilimlerinde kesişme yaşıyoruz.

    müzikleri de zaten söylendiği üzere 10/10.

    not: logic ile ilgilenen bütün herkesin oynaması gereken oyun. resmen ufuk katlıyor. zihninizin neler yapabildiğine şaşıyorsunuz.
  • bu oyundan geçtiğimiz sene bir arkadaşım bahsetmişti bana. onunla beraber ilk oynadığımda kendi kendime "bu oyunu nasıl gözden kaçırdım" diye düşündüm. ilk steam indirimlerinde aldım ve 5-6 saat oynayarak bitirdim.

    bulmacaları belirli bir seviyeden sonra ciddi anlamda uğraştırmıştı beni. bazen mantığın sınırını aşmamız ve farklı düşünmemiz gerekiyor. problem çözme odaklı düşünce olayını bana aşılayan ve öğütleyen, şu zamana kadar gördüğüm, oynadığım en güzel oyun.

    road to gehenna ( yeraltına yolculuk ) ek paketi vardır bir de. buna hiç bulaşmayın çünkü uykusuz kalırsınız.
  • "cehennemde duyduğuma göre, dünyanın altı bin yılın sonunda, alevler içinde yanıp kül olacağını söyleyen antik gelenek doğrudur.
    bu vesileyle, yalazlı kılıcıyla kerubi'ye hayat ağacındaki muhafızlığını bırakması emredilir, ki bunu yaptığında bütün yaradılış yok olacak ve şu an için sonlu ve çürümüş olarak görünenler, sonsuz ve kutsal olarak ortaya çıkacaktır.
    bu, daha fazla tensel zevkle gerçekleşecektir.
    lakin, insanın ruhundan ayrı bir bedeni olduğu temel inancı silinmelidir; ki bunu korkunç bir yöntemle, cehennem için sağlıklı ve şifalı olan, görünürdeki yüzeyleri eriten ve gizlenmiş olan sonsuzu gözler önüne seren aşındırıcılarla, levhalar üzerine basarak yapacağım.
    algının kapıları temizlenirse, her şey insana olduğu gibi, sonsuz biçimiyle görünecektir.
    çünkü insanoğlu kendisini, her şeyi daracık çatlaklarından gördüğü mağarasına kapatmıştır."

    gerek bulmacaları gerekse hikayesi ve felsefesiyle bambaşka bir oyunken bir de bu şekilde william blake'in the marriage of heaven and hell'inden bölümler çıkarıyor karşınıza, enfes gerçekten.
  • günlerdir ilk bulmacayı dahi çözemeyecek kadar şapşaldım. ilk defa bulmaca çözmeye yönelik bi oyun oynuyordum ve daha ilk bulmacadan ahmaklığımı kabul edip kenara çekilmiştim.

    sonra memleketime giden otobüse binmek için büyük bir kentin otogarına gittim. maalesef ki yaklaşık 1 saat 45 dakika önce oradaydım. bilgisayarımı açtım, mouse’ı çıkarıp mousepad niyetine romain gary’nin kadının ışığı(clair de femme) kitabını koydum. kulaklığımı taktım. o büyük şehrin, lanet otogarında ilk bulmacayı çözdüm ve su gibi aktı sonrası. sanıyorum ki otogara gelene dek akıl tutulması yaşamıştım ve her şey o boktan otogarda son buldu.

    elohim’in sesi, karekodları okudukça karşılaşılan gerçeklikler, sinyal bozucular, 0 ve 1 arasında yaşanan sonsuzluklar... tek kelime ile muhteşem bir oyun.
    *
  • bulmaca-zeka oyunu olmasının yanında, felsefe, tarih, bilim kurgu da barındıran, bu üçünden hoşlananların seveceği çok iyi bir oyun. buna şüphesiz ki çok iyi olan müziklerinin katkısı da önemli derecede.
  • muhtesem oyun, muh-te-sem. oneren suserler sagolsun.

    her yere gec kalmama neden olacak yakinda 'tamam bi yarim saatcik daha', 'tamam su kismi da cozeyim cikicam' diye diye arkadassiz kalacagim.
  • bitti sozluk, cok mutsuzum. hayatimda bosluk oldu resmen.

    sa-ha-ne oyunmus, buna benzer ne varsa oynamak istiyorum!

    top of tower kismi fena sinir bozuyor ama en az bir kere olmek lazim, ya ne sahane yapmislar, saygi duydum.
  • %80 indirimle 11 küsür lira steam de.
hesabın var mı? giriş yap