• rotting christ elemanlarinin oturup "şu güne kadar ne yaptık ne yapmadik bir düşünelim" diyerek , üzerinde epey kafa patlattıklarını düşündüğüm , en sonunda da gerçekten mükemmeli yarattiklari albüm. thy mighty contract albümünün fanatiği bir insan olan bendenizi bile şoka sokmuş , kafada buldozer etkisi yaratmış bir albümdür. açıkça söyleyebilirim ki , rotting christ in yaptiği en müthiş albümdür. daha iyisine gerek yok.

    2006 nin sonunda yapilmiş en güzel sürpriz.

    edit: özellikle nemecicdeki tulum lara dikkat çekmek isterim. bu nasil birşeydir , hala anlam veremem.

    *
  • albümün download edilebilir çoğu versiyonunda şarkı isimleri yanlış yazılmıştır. misal; daha önce dinlediğimiz enuma elish parçasının ismi nemecic olarak yazılmış. yine ilk dinleyişte herkesin beğenisini toplayan nemecic parçası yanlış taglanma dolayısıyla gaia tellus olarak bilinmekte falan filan. enuma elish den baz alıp şarkı isimlerini yukardaki sıraya göre değiştirirseniz iyi olur. track list veren arkadaşa selamlar.
  • a dead poem'den sonra rotting christ'in dinleyebildiğim ilk albümü. artık rotting christ'i bir kayıp olarak görüyordum. ama daha albümü sadece bir kez dinlemiş olmama rağmen önümüzdeki bir ay boyunca isteyerek dinleyeceğim bir albüm olacağına eminim.
    son tanımım da şu olsun. uzun süredir böyle karanlık kokan, sert ve coşturan bir yeni albüm dinlememiştim. gençlik yıllarıma geri döndüm.
  • son derece olgun, yaratıcı ve bir o kadar da gaz albüm. uzun süredir hiçbir grup beni bu kadar heyecanlandırmamıştı.
  • yunan şair hesiod'un tanrıların ve evrenin yaratılışını anlattığı eseri.
  • asirlardir, black metal içinde yaptiği müziğini bu albümle doruğa ulaştirmiştir rotting christ. (bkz: husn i mubalaga)
    yaşinizin gereksiz bir olgunluğa ulaştiğinizi düşünüp, kaymişsaniz jazz, electronic, chillout tarzi muziğe; artik elvada diyeceksiniz o halde bu albümü dinledikten sonra içinizdeki yumuşak derinliğe.

    rotting christ, bu albümle kendisinden beklenen güzel müzik arzusunu yakip yikmiştir. literatüre güzelliğin imkansizliğini siğdirabilmiştir.

    kesinlikle ustalik eseri diye takdim edilecek bu albümde on tane parça bulunmaktadir. her bir parçadaki gitar distortionlari, sololari, baterinin gitara köle olmasi ve yeri geldiğinde yol gösterdiği o harika 'partition magic' oh yeah dedirtiyor insana. tarif edilemez armoni, bizi yunan mitolojisinin koynuna götürüyor eşsiz sözler ile..

    black metal defterini çoktan kapattiğinizi düşünüyorsaniz; "aa ama ben dinleyemiyorum ki artik, başim ağriyor yaa" diye mirildaniyorsaniz da; kendinizi artik içinde olduğunuz marilyn monroe sweati içersinde rezil bir insan olarak görüyorsaniz da, lütfen çekincelere gömülmeyen derim. çünkü bu albüm beğenilmesede kayitsiz kalinmayi haketmiyor.
    hepimize afiyet olsun.
  • öncelikle playlist'in aslında şu şekilde sıralanmaktadır;

    01. the sign of prime creation
    02. keravnos kivernitos
    03. nemecic
    04. enuma elish
    05. phobos’ synagogue
    06. gaia tellus
    07. rege diabolicus
    08. he, the aethyr
    09. helios hyperion
    10. threnody

    çünkü

    -----------------------

    son bir kaç gündür hep ertelediğim şeylerden biri olan bu muhteşem albümü dinlemeyi, sonunda başardım. zaten ara ara dinliyordum ama ilk kez tamamını gün boyu arka arkaya dinleme şansına eriştim. benim şimdiye kadar en sevdiğim rotting christ albümü a dead poem'di ama artık anlamış bulunuyorum ki bu değişmiş.

    theogonia, gerek müzikal anlamda gerekse de elemanlarımızın performansı açısından en doyurucu albümüdür. tabi böyle deyince sanki rc'nin diğer albümleri ortalamaymış gibi algılanabilir ama değil. rotting christ'in her albümü diğer black metal gruplarının albümlere nispeten daha iyidir ortalama olarak. çünkü hemen hemen tüm albümlerinde "boş şarkı" diyebileceğiniz şarkı yoktur. albümlerindeki tüm şarkılar belirli bir kalitenin üstündedir. bilmiyorum, belki de bize kültür olarak daha yakın olmalarındandır.

    rotting christ ile ilgili olarak demiştim ki "dinledikçe insanın içinin huzurla dolmasına sebebiyet veren." (bkz: #16311819) şimdi düşününce kendime bir kez daha hak verdim. adamların yaptığı müzik dinginleştiriyor beni. içimdeki kötü duyguları uzaklaştırıyor, huzura erdiriyor beni. niteklim yeterli dozda alınan theogonia da bu sakinleştirici etkisini gösteriyor bünyede.

    açılış şarkısı olan the sign of prime creation mesela... çok gaz girişi var. sesi artirip o gaz girişi duyar duymaz bir nötron yıldızı gibi saniyede en az 3 kez kafayı çevirmemek mümkün mü?
    http://www.youtube.com/watch?v=l3ouimtmqb8

    keravnos kyvernitos da benzer biçimde hızlı leziz bir şarkı. eğer the sign of prime creation'da boynunuzu çok ağrıtmamışsanız headbang'e aynı şekilde devam edebiliyorsunuz.
    http://www.youtube.com/watch?v=symdp5xhcbo

    nemecic; rotting christ'ı hayatı boyunca dinlememiş birine albümü dinlettiğinizde dikkatini çekecek ilk şarkı muhtemelen bu olur. folklorik enstrümanlar çok şey katmış şarkıya hele tulum sesi falan duyunca insan bir garip oluyor. başlığına da yazdığım gibi eğlenceli gibi ki ailece halaya duruyoruz. (bkz: nemecic/@darth maul)
    http://www.youtube.com/watch?v=81d5hfonjqw

    enuma elish, albümde en sevdiklerim arasında. özellikle arkada duyulan otantik müzik aletlerinin uyumuyla nefis olmuş. hele bir de tunus veya cezayir tarzı berberi ezanı eklenince mükemmel olmuş. e tabi o kadar babil, sümer tanrı ismiyle başlayan bir şarkıda bunların devamı olan bir tanrıya gönderme olması yerinde. bunlar yetmiyormuş gibi bir de rotting christ'in alamet-i farikası olan sakis'in eşsiz yorumu eklenince 10 üzerinden 10 olmuştur eser. özellikle

    ...the genesis goes on...
    ...together with the stars...
    ...with which the waters swarm...

    kısımlarındaki sakis sesine bayıldım.
    http://www.youtube.com/watch?v=thj0bjl9dri

    phobos’ synagogue: gerçi sözlüktekiler pek rağbet etmemiş ama albümdeki diğer şarkılardan müzikal anlamda pek geri durmayan bir parça bu da. şarkıda dikkat çeken bir başka nokta meşhur seri katil charles manson'ın mahkeme savunmasına da yer verilmiş olması.
    http://www.youtube.com/watch?v=qrq8o1pzabo

    gaia tellus: latince sözlerle girişi ve bu esnadaki melodi bana tanıdık gelmişti zaten bunu şarkının başlığında yazdım. (bkz: gaia tellus/@darth maul) adı üstünde yer tanrıçası ve yunan tanrılarının anası olan gaia'ya adanmış bir şarkı. zaten sözlerden yunan mitolojisiyle alakası görülebilir.

    özellikle sakis'in ağır ağır söylediği

    ....to dele and vanguish the sorrow
    fullfill their vision to reign
    upon god's dweeling the hallowed
    their existence to gain...

    kısmına bayıldım ben.
    http://www.youtube.com/watch?v=kv2l3h43oxi

    rege diabolicus: diğerleri kadar sevmedim bunu ama rotting christ'ın özelliklerinden biri de böyle ilk kez dinlediğiniz şarkıları, aradan zaman geçtikçe benimsiyor ve sevmeye başlıyorsunuz. mesela khronos'daki if it ends tomorrow'u da ilk dinleyişlerimde beğenmemiştim ama şimdi rotting christ dinleyeceksem illa ki onu da katıyorum listeye. hatta "ben bunun neresini beğenmemişim zamanında?" diye de düşünüyorum.
    http://www.youtube.com/watch?v=a1qtps25190

    he, the aethyr; rotting christ'ın albüm çıkardığını duymasaydım ve alakasız bir yerde duysaydım bile bunun bir rotting christ şarkısı olduğunu anlayabilirdim ilk 10 saniyesinde. klasik rc şarkısı bu da, yine diğerleri kadar önplana çıkmamış olas da dinlenebilir keyifle.
    http://www.youtube.com/watch?v=x0v1fplkzzw

    helios hyperion; gaia tellus gibi bu da bana tanıdık geldi.

    ...and hype up the will of vengeance
    and draw down to earth by spells and wickedness
    the joyful color is for me
    what does paint your soul with weaknesses
    and break up your sacredness
    and bless the impure with joy and rawness...

    kısmında sakis'in yorumunu eski bir türkçe pop şarkıda da duymuşum gibi geldi bana. belki de ben benzetiyorum. tabi iki şarkıdır şöyle tanıdık geldi böyle tanıdık geldi diyerek sanki adamlar bir yerlerden "esinlemişler" dediğim sanılmasın. sadece benzerlik var diyorum ki o da öyle güçlü bir his değil. kayıtlara geçsin istedim.
    http://www.youtube.com/watch?v=xdzw6mex76a

    threnody; ben mi yanlış duyuyorum? arapça zikir var galiba gerçi darbuka, tef ve adını bilmediğim arap kavalının olması böyle düşündürüyor olabilir beni. ama "hü allah vesellem" gibi şeyler duyuyorum sözlerinde. gerçi o kısım "thrinos varys epeftei. dromo makry dialegei" diye geçiyor ama ben işkillendim hafız. her neyse ben şarkıyı çok beğendim. akdeniz-arap müziği etkisi var ama sırıtmıyor kesinlikle. iyidir iyi...
    http://www.youtube.com/watch?v=vnmkbvacnlq

    eğer albümdeki şarkıları kendi zevkime göre sıralasaydım, şöyle olurdu;

    enuma elish
    nemecic
    threnody
    gaia tellus
    the sign of prime creation
    keravnos kivernitos
    he, the aethyr
    helios hyperion
    phobos’ synagogue
    rege diabolicus

    sonuçta öyle ya da böyle adamlar yapmışlar. kalite anlamında zirvelerini bulmuşlar. umarım bir sonraki albümleri olan aealo bundan da daha iyi olur.
  • albüm hakkında bir kritik pasifagresif.com'da yer almaktadır.

    edit: ayrıca burada
  • hesiodosun bu güne gelmiş iki eserinden biri.
  • new layer: "o olmasaydı atamız babamız tanrımız kimdi bilemezdik" diyebileceğimiz çok az adam vardır şu dünyada. nitekim hesiodos ve theogonia'si onlardan biridir. o olmasaydı tanrımız tanrıçamız kimdi, bugün kime tapardık bilemezdik, herodot'a, homeros'a kalırdık. hadis'e, fıkıh'a kalmış gibi olurduk, kardeş kardeşle evlenirdi, mezheb-i iştirakiye dünyaya 2000 yıl önce gelirdi, unutulmasından üzüntü duyuyorum.

    tüm bu gerçeklere rağmen torah'ı saymazsan gözümde en eski kutsal kitap olan hesiodos'un theogonia'sını bile mitolojik şiir zanneden insanlarla dolu bir dünyada yaşıyoruz. nitekim bunda hesiodos'un peygamberlik, olmadı havarilik ya da halifelik iddiası olmadan sessizce yaşayıp gitmesinin de rolü büyüktür laf aramızda. bütün bir tanrılar tarihini, hikayelerini, mesellerini ve emirlerini yazması, buna rağmen bizim simdilerde eski foça dediğimiz yerin kiyisindaki kyme'de sessiz, sakin bir emekli hayatı sürmeyi tercih etmesi, arka koltukta oturup sahneyi tanrılara bırakması da gerçek bir peygamberlik alametidir gözümde. o kısma da dikkat edilmiyor, şikayetçiyim.

    ve fakat sümer mitolojisinin, torah'ın ve mısır çok tanrıcılığının hristiyanlığın ve müslümanlığın oluşumunda ne kadar katkısı varsa, theogonia'nın da o kadar etkisi olduğunu unutanlar için eklemek gerekir. bütün bir batı ve orta anadolu mitolojisini, anadolu'nun yerli ya da hint avrupa kökenli halk ve imparatorluklarının dinsel tapımlarının kahramanlarını ion, dor, aiol tapımlarıyla yeniden ele alan ve 2000 satırı bulmayan theogonia'da derleyerek, makedonların ve roma'lıların insafından kurtaran hesiodos her sokakta heykeli dikilmesi gereken efendilerden biridir.

    theogonia'nin ilkokullarda okutulması, eski yunancanın seçmeli ders olarak akp döneminde okullarımıza girmesi kuşkusuz en büyük arzumuzdur, dinimize milletimize bağlı insanlar olarak cumartesi günleri de dahil olmak üzere durmadan usanmadan çalışarak ve sürekli inşaat ve yol yaparak muasır japonya, malezya, çin ve uzakdoğu seviyesine gelmemizin yakın olduğu şu günlerde teşekkür ediyorum hesiodos, sağolasın gaia ana..

    yardımcı kutsal kitap için.. (bkz: erga kai hemerai)
hesabın var mı? giriş yap