• tanım mükemmel yapılmış. (bkz: #29758091) ancak örneklendirebilirim. yani tanım devamı olacak.
    tamamen hayali bir vaka takdimi.
    iri bir bebek sezaryanla doğar, iri olduğu için kan şekeri düşer, s/c olduğundan ttn olur, dakikada 60-70 nefes alır, solunum sıkıntısı gelişir. bu durumda olası sepsis düşünülerek yoğun bakıma alınır. aksi ispat edilene kadar bu bebekte tanı konjenital pnömoni, erken sepsis, metabolik hastalık, prenatal asfiksidir. tek tek bakmanıza gerek yok, hepsi fena halde ağır hastalıklar. bunlara öntanı deniliyor. elbette liste başı ilk anılan; ttn ve iri bebek ama binde bir açmazı var. kültür sonuçları alınana kadar ampirik tedavi denilerek ikili antibiyotik başlanır. antibiyotikler inadına gider trombositopeni ve nefrotoksisite yapar. tablo iyice karmaşıklaşır. bu arada co2 biraz yükselir, entübasyon kararı alınır, uyanık entübasyon sırasında tansiyondaki ani oynama, işlemin 2-3 kez denenmesi sırasında hipoksi+uç alanlarda iskemi ile beyinde yer yer minik (1-2 mm) nöron kayıpları olur, bu alanlar epileptik odağa dönüşür. entübasyon sırasında yemek borusu zarar görür. mekanik ventilasyon sırasında pnömotoraks , o da başımıza geldi mi, cerrahi girişim, yatış süresi ve antibiyotiklerde artış, bunun üzerine mantar sepsisi, iatrojenik ağır anemi nedeni ile kan nakli, kanla bulaşan hastalık kapma (hiv, hcv vs). ....... bütün bu kabus senaryonun başlangıcı neydi? 3-4 saat sonra düzelecek geçici solunum sıkıntısı.

    tıp tepmiştir işte.

    oysa en baştan bu bebeğe hiçbir şey yapılmasaydı 4 saat sonra düzelecekti. tedavi edilmek istenirken neredeyse tüm organlarda kalıcı hasar oluşturuldu. peki neden? sadece para hırsı veya orospu çocukluğu ile açıklamak kolay ama yararsız olacaktır. alternatif bir senaryo da yazabilirdim. solunum sıkıntısı olan ve 4 saat boyunca bebek odasında izlenen, tedavisine başlanmayan bebek öldüğünde ertesi gün gazetelerin birinci sayfalarını süsleme kaygısı desem. skandal. doktorun ihmali öldürdü. öldüren ihmal. doktor türbanlıyız diye bebeğimize bakmadı. ve ötesi.
    binde bir kuralı gereği müdahale edilmeyip kötü giden hastada "neden müdahale etmedin?" sorusuna yanıt verilemeyeceği kaygısıyla yapılmıştır hepsi. geleceğin tıbbında hukuk-tıp ilişkisi yeniden düzenlenmeli. yoksa tıp çok kişiyi tepecek.
    bilir misiniz ki "neden yaptın?" sorusu nadiren mahkumiyet sebebidir, en sık mahkumiyet "neden yapmadın?" sorusuna tatmin edici yanıt veremediğimiz için olur. o zaman yeni hekim yaklaşımı: "hadi yapalım. sonra başım ağırmasın" şeklinde.
  • tedavi etmeye çalışırken daha fazla zarar verme.
    (bkz: overtreatment)
  • hastanın başına binde birlik yan etki ve komplikasyonların peşi sıra gelmesi durumu. bir nevi tıbbi son durak sahneleri bütünü.
  • neyzen tevfik'in bir şiirinin konusu. şiir için: (bkz: midemi tıp tepti benim)
hesabın var mı? giriş yap