• iyi güzelde bu sistemde imam nasıl yetişiyor? milletin ölüsü yıkanmadan mı kalsın? dindar kindar nesil nasıl yetişecek? başörtüsü edebiyatı nasıl yapılacak? cahil cühelanın oyları nasıl alınacak bunlar yapılmadan bana bir söylermisiniz. onçin bize ters böyle akılla üretilmiş sistemler.
  • türkiye'de eğitim sistem ve politikaları konusunda birçok şey söylenebilir. bir çok sıkıntı olduğu aşikar. ancak kuzey ülkeleri ile türkiye'yi hemen hemen her açıdan karşılaştırmanın saçma ve anlamsız olduğunu düşünüyorum. nüfusu 5 buçuk milyon olan finlandiya'da kabaca düşünürsek 1 milyonun altında bir öğrenci vardır. böyle bir kitleyi memnun edecek şekilde yönetmek kolay bir süreç. türkiye'de ise 82 milyon nüfusu düşündüğümüzde her yaş grubu için ortalama yaklaşık 1 milyon öğrenci var ki yönetmesi de çeşitli zorlukları beraberinde getiriyor. dediğim gibi, eğitim politikaları tartışılabilir zaten sıkıntılı olduğu besbelli ama, bu yönetilebilirlik göz önünde bulundurulmalı diye düşünüyorum.
  • eğitim ile kültür birbirini etkiler ve eğitim kültürün bir adım önündedir. sadece bir adım!
  • kopyalamaktan ziyade, tüm dinamikleriyle analiz edilip süreç içerisinde türk toplumuna uyarlanarak hayata geçirilebilecek bir sistem olduğundan, gayet mantıklı kopyalamama hali...

    (bkz: tanım diye takla atmak)

    katıldığımız seminerlerde minik karelerle örneklerini bize sundukları, teoride beğenilen ama uygulanması için ciddi bir alt yapı isteyen sistem, finlandiya eğitim sistemi. başkasının üzerinde harika duran birr elbise bizi rezil de edebilir. bilindiği üzre öğrenci merkezli, proje temelli egitime geçeceğiz diye niteliksiz bir nesle imza attılar. hala toparlanamıyoruz. herkesin eleştirdiğinin aksine, proje ödevlerini aile ile beraber yapmak, ortak paylaşımı arttırdığından ve ailelerin de gelişimine katkı sağlandığından sistemin en hoş geri dönüşü oldu. ama hazırlıksız ve damdan düşer gibi entegre edilen hiç bir sistemin tutmayacağı, nettir.
  • acun'dan bu konu hakkında yardım istenebilir. gönderelim finlandiya'ya 2 ay, 2018-2019 eğitim-öğretim yılında bakın bakalım nasıl tıkır tıkır işliyor sistem. ama ek olarak üniversiteye giriş sınavında sms sistemi getirmesin yeter.
  • turkiye'de "sil bastan" tarzini benimsedik. simdi elin canim sistemini de mi harcayalim arada? ayrica istenen duzeyde altyapi ve kulture sahip miyiz ki ustumuze 10 beden buyuk o cici kiyafeti giymek isteyelim,o sahalara cikalim? egitimde iyilestirme istenmiyor ki. kaos iyi bize, duzen bizi bozar
  • sistemin finlandiya için uygun oluşu türkiye için de uygun olduğu anlamına gelmez. 5 milyon nüfus ve o demografik özelliklerde şahane çalışıyor olabilir. 80 milyon nüfus ve bu demografik özelliklerde aynı sonuca ulaşmak için farklı bir formül gerekebilir.
  • isteseler de kopyalayamazlar. çünkü kopyaladıkları takdirde;

    - peygamberin hayatı & din kültürü gibi dersleri artırıp biyoloji dersini azaltamazlar.

    - çocuk yaştaki öğrencilerin başlarını kapatıp, kadının rolünü erkeğinin kölesi olarak gösteren ipe sapa gelmez tiyatro oyunları düzenleyemezler.

    - illegal kuran kurslarıyla çocukları sistematik olarak cahilleştirip, iktidarlarını sorgulayacak rasyonel nesiller yetişmesi riskiyle karşı karşıya kalırlar.

    - merdivenaltı kurslarda yaşanan çocuk tacizlerine rağmen bu kursların varlığını devam ettiremezler.

    - müfredatta tarihi çarpıtamazlar, kendilerine göre yontamazlar.
  • nüfus olayına neden bu kadar takıldı bu insanlar anlamadım. senin nüfusun 80 milyon ise sende 80 milyona yetecek kadar okul yapar, ona göre öğretmen yetiştirirsin. sonuçta finlandiya eğitim sisteminde şu kadar nüfusa sahip ülkeler için geçerlidir. fazla nüfusu olan insanlar kullanamaz diye bir ibare yok.

    din merkezli düşünce yerine akıl merkezli düşünce yapısına sahip bireyler olmayı başardığını zaman başarabiliriz bu koplayama işini. hatta daha ileri bir seviyeye bile taşıyabilirsiniz.
  • iyi bir eğitim sistemi demek sorgulayan, çağdaş bir toplum demek olduğundan kopyalayamaması gayet normal. çünkü bu belli bir kesimin işine gelmeyecektir.

    mesela öğretim üyeliğinin hiçbir ağırlığı kalmasın diye birçok düzenleme yapılıyor.
    yds'de 60 bile alamamış kişi doçent olmak istiyor ve bunun önünü açarcasına yök puan şartını 55'e çekiyor.
    sözlü sınavı defalarca geçememiş kişiler için de sözlü sınav kaldırılıyor. yine doktora için dil şartı kaldırılıyor falan.
    böylece vasat insanların eğitimde söz sahibi olmasının önü açılmış oluyor.
hesabın var mı? giriş yap