• gitgide yaygınlaşan bir bilgi, türbülansın uçakların düşmesine yol açmadığıdır. oysa ki, düşen uçakta ateist kalmaz.
  • aynı tema turbulance: heavy metal filminde de işlenmiştir. izleyenlerde gülme efektlerine vesile olmuştur. almost famous filminden öğrendiğimiz bir şeyde türbülansa giren uçakta yalan kalmayacağıdır. *
  • başlık sahibinin analizini yapıyorum. fakirdir. fakir olduğundan uçağa hiç binmemiş yada bir kere binmiştir. türbülansa da dolayısıyla en fazla bir kere girmiştir. korkmuştur ve uçağın düşüneceğini zannetmiştir. inince de kendi durumunu ateistlerle ilişkilendirmiştir. sorun şurda ki ateistlerin fakir ve cahil olmayacaklarını bilmemektedir.

    (bkz: allah bizi fakirlerden muzaffer eğlesin)
  • katılmadığım söz.

    düşen uçakta da, selde de, deprem anında da, ölüm anında da ateistse yine ateist olarak kalacaktır insanlar. genelde ateistler bu sözü "ben düşen uçakta da ateistim lan, delikanlıyım, kimseye yalvarmıyorum, var mı?!" şeklinde cevaplayıp sözde bu cümleyi kuran inananları mat ettiklerini düşünüyorlar.

    aslında işin özü şu: istersen hayatının her anını allahsız olarak yaşa allahsız
    olarak öl, sonunda yok olup herkes gibi yokluğa gideceksin. hadi güle güle...

    zaten düşen uçakta iman eden adamın imanından bir hayır gelmeyecek. yani o aslında "allah'ım yardım et, bizi bu uçaktan kurtar" dese de yine ateist olarak kalmaya devam edecek. çünkü o anda can havliyle böyle söylenmesinin allah için bir değeri yok. bu sadece canı kendince kıymetli olduğundan olmadığını düşündüğü allah'a karşı bir ikiyüzlülükten ibaret.

    konuyla ilgili birkaç ayet:

    ve israiloğullarını denizden geçirdik. firavun ve ordusu, azgınlık ve düşmanlıkla onları izlemekteydi. nihayet, boğulma ümüğüne çökünce şöyle dedi: "iman ettim. israiloğullarının inanmış olduğu dışında ilah yok. ben de o'na teslim olanlardanım."

    "şimdi mi? daha önce isyan etmiş, bozgunculardan olmuştun."

    yunus suresi, 91-92

    firavun da müşrikin önde gideni olarak boğulma anında allah'a iman ettiğini söylüyor ama bu allah için bir şey ifade etmiyor. allah, iş işten geçtikten sonraki yakarışlarla pek ilgilenmiyor.

    denizde size bir zorluk dokunduğunda, o'nun dışındaki tüm yalvardıklarınız ortadan kaybolur. fakat o, sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. insan çok nankördür. isra 67

    herhangi bir zorluk anında -inansın inanmasın- insanların ister istemez allah'ı anması, allah'tan yardım dilemesi de bence allah'ın bir başka varlık delili. allah tarafından sonsuza dek kendisine muhtaç olacak şekilde yaratıldığımızın bir başka göstergesi. bunu bu hayatta görmezden gelenler olsa bile bu gerçekle ahirette yüzleşecekler.

    allah, aklı ve vicdanı çalıştırarak samimi bir teslimiyet istiyor. "yaratmış olan bilmez mi" diye soran allah, elbette kimin ne olduğunu en iyi şekilde bilendir. o nedenle, hem inananların inkarcılara "düşen uçakta ateist olmaz" demesi, hem de inkarcıların bu söze cevap yetiştirmesi gereksizdir. düşen uçakta, batan gemide, takla atan otomobilde, ateist olur elbet. öyle iki allah demekle insanlar iman etmiş olmuyorlar. önemli olan zordayken de, her şey yolundayken de inancı hayata yansıtabilmektir. yoksa zorluk dokununca allah'ı anıp, zorluk geçince eski nankörlüğe dönmekle allah'a teslim olmuş olmuyoruz.

    düşen uçakta ateist olur mu olmaz mı?
  • turbulansa girmiş bir uçakta ateist var mıdır yok mudur o'nu bilemem ama konuyu tartışırken; siz yine de firavun'la sıradan bir ateisti bir tutmayın derim. ateist olmak ile şirk koşmak, katliam yapmak, bizzat peygamber ve inananlar ile savaşmak ve hatta firavun olmak arasında derya denizler var.

    refere edilen bir diğer ayette zaten bir kurtarma söz konusu. atıf, kurtarıldıktan sonraki yönelimle alakalı. ayet refere ederken biraz dikkat etmek lazım. o yüzden , siz bu konuları çok şey yapmayın, yetkili merci gereken kararı zaten verecektir. başınızı da belaya sokmayın.
  • neden?

    çünkü uçak türbülansa girmeden önce cihatçı teröristler tüm ateistleri uçaktan aşağı atmıştır!
  • tanrıları adına ahkam kesen kulların en sevdiği hezeyanlardan biri. kul mu konuşuyor tanrı mı belli değil. ya da öyle samimiler ki hergün karşılıklı tavla atıp çay içiyormuş gibi bir halleri var. ilginç.
hesabın var mı? giriş yap