• bu sektör de yeterince dirsek çürütmüş biri olarak;

    türkiye'de bu taşıma fiyatları böyle olduğu sürece bu sektör düzelmez, çünkü

    çalışanların % 98'i eğitimsiz ve asgari ücret alıyor.

    bir yandan da kargo gönderici firmalar mümkün olduğu kadar az fiyatlara çalışmak

    istiyor..

    örneğin n11 : kg başına 0,35 kuruş gibi

    diyeceksiniz ki ben kargoya gittim dosya için benden 20 tl istediler neresi ucuz bunun?

    sizin yolladığınız kargolar toplam kargo gönderilerinin %1'i yani sektöre siz değil

    günde 200 kargo gönderen ve tanesine 2 tl ödeyen firmalar yön veriyor.

    yani sizin gönderinizi bu 200 kargo ile beraber asgari ücretli eğitimsiz personeller

    taşıyor, ya da taşımıyor...
  • alıcılardan ötürüdür.adam hem evde durmuyor hemde eve gelen kurye neden yoktunuz diye not bıraktı diyor.güzel ülkemin öküz insanları
  • hiçbir şeyin gelişmemiş olmasından kaynaklanmaktadır..
  • katılıyor ve artırıyorum. devlet kargo firmalarına keskin bir takım standartlar getirmeli ve asgari fiyat limiti koymalıdır ki böylece kargo şirketleri de dünya kadar işi asgari sayıdaki personele yıkmadan tatmin edici maaşlar karşılığında personel çalıştırabilsin. rekabet ise sağlanacak ek hizmetler ve fiyat limiti üzerine konulacak küçük marjlar üzerinden olsun. burda hem kargom bedavaya yakın bi fiyattan gelsin hem de çasçabuk gelsin kapıma kadar demek pek de gerçekçi kaçmıyor.

    (bkz: içeriden bildiriyorum)
  • on yıllardır bu kargo işi bir temele oturtulamadı, bir sistemi yok. kuryenin inisiyatifine kalmış tamamen kargomuzun gelip gelmeyeceği. bu kadar şikayete, bu kadar huzursuzluğa, olumsuzluğa rağmen kimse olumlu bir adım da atmıyor. kimsenin kendini geliştirmek gibi bir kaygısı yok.

    asıl elimizi kolumuzu bağlayan hepsinin birbirinden kötü olması. "a kargosu çok kötü ben artık b ile çalışayım" diyemiyorsun çünkü b'nin de ondan aşağı kalır yanı yok, o da çok kötü. yabancı şirketler görece daha iyi olsa da, onların şubesini de her yerde bulamıyorsun.

    buna bir çözüm bulmak lazım artık ya. on yıllardır bu rezalet hiç değişmeden devam ediyor ve yapabileceğimiz hiçbir şey yok. bir şeyler yapmamız lazım. acaba e-devletten cumhurbaşkanına mı yazsak? *

    bir değil, üç değil, beş değil. yurtiçi kargo bakırköy şubesi neredeyse hiçbir kargomu eve getirmiyor. "geldik, bulamadık, kağıt bıraktık" yalanını tutturmuşlar, oradan yürüyorlar. yıl sonunda "bakın şu oranda başarılı olduk" demek için. her seferinde aynı şey. kime neyi şikayet edeceğiz ki? kimsenin umrunda değil.

    abd'den 6 günde kapıma kadar gelen kargonun karşısında ankara'dan 5 günde şubeye kadar gelen kargo.

    kimse kargo şirketinde çalışmaktan memnun değil. nedense insanların angarya işi gibi görüyorlar bunu. zor da iş ama karşılığında para aldığın iş için maksimum efor sergilemek lazım, kargocuların büyük çoğunluğunda böyle bir şey yok. çok büyük çoğunluğu başka iş bulduğu gibi kaçıyor kargoculuktan ki zaten kim neden profesyonelleşsin kargo taşımacılığında.

    artık üşeniyorlar mı yoksa talimatlarda "şu bölgede 3'ten az kargo varsa oraya gitmeyin, gitmiş gibi yapın" maddesi mı var, bilmem. gidiyorum, "ben evdeydim, geldik demişsiniz, gelmediniz" diyorum. hop kuryeye yönlendiriyor, "abicim geldik evde yoktun yauw" diyor, "kağıt bıraktık ama düşmüştür belki" diyor; sadece biri itiraf etti, "bahçe kapısından içeri giremeyince gittik" diye. bakar mısın düşünceye? istersen hiç zahmet etme ben gideyim, kargonun gönderildiği yerden alayım geri döneyim.
  • aslında türkiye genel olarak hizmet sektörünün en gelişkin olduğu ülkelerden biridir.
    bunun başlıca nedenleri ekonominin hizmet sektörü ağırlıklı gelişmesi ve ucuz iş gücüdür.
    gerçekten de gelişmiş ülkelerin hiçbirinde bu kadar ucuz tamir,onarım, montaj hizmeti, berber, bakım ücreti, gece 23lere kadar açık avm'ler marketler, 7/24 açık restoranlar, büfeler, 21'e kadar damacana su servisi bulmanız çok zor.

    ancak aynı şeyi neden kargo hizmetleri için söyleyemiyoruz, gerçekten düşündürücü.
    yani ülkenin genel yapısına baktığımızda kargo hizmetlerinde de çok iyi olmamız gerektiği sonucu çıkıyor.
    aslında kargo hizmetleri sektörün ilk defa şehirler arası otobüs tekelinden çıkıp profesyonelleşmeye başladığı 80'li 90'lı yıllarda çok da kötü değildi.
    bence ana nedenler;
    1. yıllardır kötü yönetilen ptt'nin sonradan toparlanmaya çalışsa da sektörde özellikle güvenirlik açısından boşluk yaratması
    2. bir anda patlayan e-ticaret hacmi için mevcut kargo kapasitesinin yetersiz kalması
    3. acımasız kargo pazarı rekabetinde e-ticaret firmalarının maliyet düşürebilmek için kargo şirketleri üzerinde baskı kurmaları
    4. vizyonsuz kargo şirketlerinin patlayan kargo sektörü hacmini öngörememesi ve asgari ücretle, az adamla aşırı iş yükünü çevirmeye çalışması ve altından kalkamaması, sonuçta da hep kaliteden taviz verilmesi.

    sonuçta olan hem yoğun kargo hizmeti kullanan şirketler hem de kargo şirketleri zarar görüyor ama malesef bunun çok farkında değiller.
    her gün binlerce lira değerinde malın kargoda hasarlandığı, çalındığı, imzasız belgesiz başkasına teslim edildiği rezaletler havada uçuşuyor.
    bunun da elbet bir bedeli olacak.
    bu konuda fark yaratacak bir e ticaret firması veya kargo şirketi ciddi avantaj sağlayacak.
hesabın var mı? giriş yap