• (bkz: norman mapeza)

    galatasaray'ın 94 sezonundan kadrosuna musallat olmu$ birisiydi. gelirken mapeza icin kralın cocugu, i$te babasının ülkesi varmı$, prensmi$ aslında ama zevk icin top oynuyomu$ söylentileri cıktı.. daha sonra mapeza'nın kral cocugu olmadıgı anla$ılınca kulupten uzakla$tırıldı. dardanel, altay falan derken mapeza'nın aslında para icin adam kesicek yapıda biri oldugu anla$ıldı.
    bir de denizlispor'lu co$kun birdal'ı kendisine faul yaptı diye mahkemeye vermi$ti..ciddi ciddi yani.. hakim sarı kart göstermi$ti co$kuna.. tövbe tövbe..
  • yoachim yaw:
    samsunspor'un ara dönemde transfer ettigi siyahi futboluydu ve ilk maçindaki futbolu gazete kipürlerinde 5 üzerinden 4 yildiz ile degerlendirilmiş, onu haftanin kareasi siralamasinda 1.lige oturtmustu.
    haftanin kareasinda, gürcan yurt'un robinson-cuma'sından firlamis gibi duran fotografi, "yeav, biragin bunlari yog mi ijiniz gujiniz sizin" diye haykirsa da cok sevgili spor medyamizin abartma hastaligi bulasmisti ona bir kere, nitekim sonraki maçlarda esamisi okunmadi.

    oruma :
    pascal nouma ile ayni dönem rc lens formasini giymis bu oyuncu, türkiye'de samsunspor formasini giymisti. kismen basarili futbolcuydu, uzaktan isabetli sert sutlari vardi. uzakten çektigi sert sutlar, surat ifadesi ile birlesince "korum ha!" yakistirmasi kaçinilmaz olmustu. samsunspor'un yari dönem için transfer ettigi avrupa görmüs vetaran afrikalilardandi.

    desire mbonabucya :
    soyadi telaffuz esnasinda kastirdigi için,bir süre sonra ön adi olan "desire" ile hitap edilen eski gaziayintap'li futbolcu.

    marcello :
    bu da gaziantepspor'da bir dönem oynamis,spikerler tarafindan ismi "megartssello" seklinde yavsakça telaffuz edilen brezilyali futbolcuydu.adam bu telaffuzdan bikmis olsa gerek ki seneler sonra "aminija goyim sijin" dercesine kaçti.

    stelea :
    senelerce sampunspor kaleciligini yapmis rumen idi,tipi tecavüzcü coskunu sakalsiz halini andiriyordu.

    georgi nemsadze ve gosha cemalauri :
    sota ve arçil arveladze kardeslerden sonra gürcistan'dan çikan her futbolcunun birer altin olduguna inanan trabzonspor yönetimi ve teknik heyetinin icraatlarindan...
    biri "alisamadim" dedi ayrildi digeri de mehmet ali yilmaz tarafindan "çamurali" lakabina uygun görülüp,sezon sonunda postalandi.

    guintchev :
    bursaspor'un, kendini forvet zanneden kalecisi ganchev ile karistirdigim, kaleci olmayan, ön libero oynayan, bulgar futbolcusu idi. senelerce izmir ve akdeniz takimlarinda oynadi. iliman iklimi seven biriydi herhalde.

    milivoyev :
    uzun yillar kayseri, denizli, yahut altay formasi giyen yugoslav futbolcuydu. ikinci lig mikinci lig onur meselesi yapmadan futbolunu oynadi, profesyonelce isini yapti.

    yuri :
    bu da uzun yillar denizlispor formasi giydi. denizlispor ikinci lige düsünce de takimini yalniz birakmadi. uzun, düz, kumral saçliydi. zannedersem beyaz rustu. (siyah rus mu vardi ?)

    ayrica anadolu klüplerinden özellikle ankara temsilcilerinin bulup getirdigi afrikali kelepir futbolcular vardir. bunlarin isimleri, bilgisayar ortaminda bir algoritmadan geçmisçesine; mbele, mboya, mbula, mbone, ndeki, ndiaye, mpo, mponzea, nmbanza vs şeklindedir. bunlardan toplu halde 100 tane geldiyse 10 tanesi kalir, 10 tanesinden de sadece 1-2 tanesi 5 sene içinde isim yapar, taninir hale gelirdi. sudan ucuz olduklari için 100 tanesi bile masraf etmezdi.

    bir de fenerbahçe'de stanimir stoilov isimli bir bulgar vardi.
    orta saha oyuncusuydu ama özel hayatinda hirt idi."demet akalin'a hastayim, bitiyorum ulan" gibi demeçler vermisti magazin basinina.

    ekleme :

    jarko serafimovski:
    trabzonspor'un, ismi zorteks olmasi kuvetle muhtemel bir takimdan, 15 gol atti deyü aldigi kazma makedon forvet/orta saha dönüsümlüsüydü. özkan sümer, mehmet ali yilmaz'a olan kizginliginin hincini bu adamdan aldi.

    gerson (ya da jerson) :
    90'li yillarin basinda fenerbahçe ortasahasinin dinamosu olmus candido gerson degildi bu futbolcu; beyaz tenli, uzun kivircik saçli, baska bir gersondu. çanakkale dardanelspor, bursaspor'da oynamisti; ceza sahasi içide 500 çalim atip kaleyi karsisina aldigi anda topu ebesinin amina diken futbolculardandi. mususi ile iyi anlasirlardi.

    mike marsch ve barry venison :
    greame souness döneminde, ingiltere'den dean saunders ile birlikte getirilmis oyunculardi.
    mike marsch, porno filmlerde partnerini düzerken gaza gelip kendi kafasina saplak vuran tiplere benziyordu. venison ise -masallahi var- manken gibi adamdi, sekilli, sari uzun saçlari vardi. marsch orta saha da oynarken, venison liberoda takiliyordu. marsch futboldan bihaber olmadigini belli eden figürler sergilerken, venison'un topu istop edeyim derken üzerine basip yeri opmuslugu vardi. fenerbahçe ile oynadıkları bir macta dalian atkinson kendisini kumbara'ya cevirince, yoneticiler tarafından kader arkadaşıyla birlikte kovuldu. velhasılı kelam, marsch ve venison beraber geldiler, beraber dondular.

    miroslav stevic :
    werner lorant'in askerlik arkadasiydi bu devlet dairesi memuru tipli eleman. yaslari da birbirine yakindi ikisinin. fenerbahçe ile anlastigi gün antrenman bile yapmadan ayaginin tozuyla çiktigi feyenoord maçinda sahanin en iyisi olmasi ile olumlu izlenim birakirken, ayni maçta rakip takimin japon futbolcusu ono'nun pipisine tekme atmasi ve kirmizi kart görmemesi ise büyük sansti. fakat agresif tavırları, kavgaci kisiligi ve kart sevdasi yüzünden ilerleyen maclarda fazla verimli olamadı. bu oyuncunun, emekliye ayrılmadan önce fenerbahçe'de yorgunluk atmak istedigini anlayan yöneticiler, kendisine bir adet plaj havlusu, mayo ve istanbul-bodrum-dortmund bileti verip, kapıya koydular.

    peter kjaer :
    besiktas'in danimarka'dan getirdigi yasli kaleci. 2 maç oynadiktan sonra sözlesmesi feshedilmisti. hatta fesh ani kameralara da yansimisti :
    o zamanki asbaskan yildirim yildirim demirören, karsisinda kivanç oktay ile, kendisine uzatilan mikrofonlara "kjaer ile olan sölesmemizi feshettik.kendisine besiktas'a hizmetleri dolayisi ile tesekkür edip bunda sonraki futbol yasantisinda basarilar diliyoruz" dedikten sonra hemen arkalarinda duran kjaer'in elini sikmisti. kjaer de tokalasmadan sonra arkasini dönüp uzaklasmisti. dostane sözler ve centilmence tokalasmalar hos görüntülerdi ama demirören'in yüzündeki "kaleci aldık, buzdolabı getirdiler a.k." manali bakis benim gözümden kaçmadi.

    zübeyir baya :
    yemin ediyorum besiktas'in kadrosunda yakin geçmişte böyle bir adam yer aldi. fasli mi, tunuslu mu, misirli mi yoksa hepsinin kirmasi miydi orasını tam hatirlamiyorum ama besiktas'a freiburg'dan getirilmisti. gol atma hevesi yüzünden, mevkisini surekli ihmal edip takimi defalarca ön liberosuz birakmıisti. sifo memet'in jubilesinde milan'a gol attigi için (o pozisyonda ben de atardım a.k.) kredisini sonsuz saniyordu, fakat birkaç maç sonunda limiti doldu.

    son ekleme :

    uche agbo:
    artik adanspor'un da bir uche'si var seklinde lansmani yapilan (sanki "her takima bir uçe" kampanyasi vardi ) bu tifil oyuncu forvet mevkisinde yer alirken, ayaginin tozuyla çiktigi ilk lig maçinda güzel sayilacak bir gol atmisti.bir sonraki maç galatasaray'la oynanacak kupa maçiydi.iste bu maçta, taç çizgisine yakin bir yerde ikili mücadeleye girdigi fatih akyel'den yedigi omuz darbesiyle stadin disina labut gibi uçan uche agbo, bir daha ortalarda görünmedi.
    (posizyonu firsat bilirek ülkesine kaçti sanirim.)

    felix michel ngonge (ya da ngonga) :
    isminin asaletine(!) aldanilip; "öööf 'ngonge' be,kesin parçalar bu!" düsüncesiyle alindigina adim gibi emin oldugum futbolcuydu. jonhson, yaw, preko gibi afrika asilli belçüke vatandasiydi. forvet oyuncusuydu. samsunspor'da oynamisti. türkiye liginde vasat performas sergilese de daha sonra transfer oldugu watford'da takir takir oynamisti.

    pollen ndlanya :
    98 dünya kupasi hazirlik karsilasmalarindan birinde brezilya'ya attigi gol ile afrikali kelepir futbolcu hastasi anadolu klüplerinin transfer listesine ilk siradan girmis futbolcuydu.müsadenizle attigi golü hatirlatmak istiyorum :
    etkisiz brezilya hücumu sonrasi,güney afrika adina bir kontra atak gelisir.afrikalilar uzun topla çikar,o sirada topu ayaginda tutan sag kanat oyuncusu ceza alaninda bos ve "hareketsiz" duran ndlanya'yi görür görmez ortayi yapar.top ta gider gider,ceza alani içinde baglari çözülmüs kramponlarini baglamakta olan ndlanya'nin götüne çarpip kaleciyi yaniltarak içeri girer.ndlanya gol attigindan habersiz,halen ayakkabilarini baglamaktadir.
    akabinde bursaspor'a uçak bileti ayirtilir.kisa sürede iskender kebaba doyan ndlanya ise;"biraz da izmir kizlarinin tadina bakmak istiyorum" der ve göztepe'yle anlasir.

    davor vugrinec :
    aslinda kapi gibi oyuncuydu fakat surat yapisi itibariyla bir garipti. adamin burnunun bittigi yerden alt çenesi basliyordu, alni otoban gibydi.

    fuludu lan! [nasıl unutmuşum]
    altay'da böyle bir herif vardı. isminin verdiği ezikliğin hıncını toptan alırdı. haliyle sert vururdu, vurduğu da allah ne verdiyse... pasları bile şut gibiydi.

    taze taze :

    sergio neves :
    katar liginde arapları çalımlarken kasetten izlenmiş, beğenilmiş, beğenilmesiyle kovulması bir olmus eski fenerbahçeli bahtsız. en son, fernando sucre takma adıyla ikamet ettiği fox river eyalet hapishanesi'nden, micheal scofield isimli bir çılgınla tüymüştür. fbi tarafarından aranmaktadır.
  • hayrettin demirbaş
    geldiği galaksinin koordinatlarını bilmesem de kesinlikle bu dünyaya ait değildi.
  • (bkz: sergio almaguer trevino)

    ismine bakınca gercek bir futbol dehasıdır ya da en kötü olmadı kesin bir yerleri ke$fetmi$ ünlü bir ka$if damgasını yapı$tırabilecegimiz bu arkada$ aslen ununu elegini asmı$, topla alakası olmayan ya$lı ba$lı bir arkada$tı.
    fatih terim'in popescu a$kının depre$tigi zamanlarda saç kesimi benziyor diye taa gurbet el meksiko'dan getirmi$ti. bülent'e futbolu bırakmalı diyenler almaguer'i gördükten sonra bülent'in eline ayagına kapanıp bırakma bizi diye yalvarmı$lardı. yoku$ a$$agı kamyonların lastiginin altına konan takoz gibi birisiydi.
    en son galatasaray lisesinin 1960 mezunlarının pilav gününde göründü $üpheler arttı. buyuk ihtimal $u an hayatına devam etmiyordur.
  • (bkz: souleymane oulare)

    fenerbahce'nin siyahi forvetiydi. zararsız birisiydi. rakip takımları incitmemek icin onlara gol atmazdı. sevilirdi herkes tarafından. hafif garip birisiydi bir de. mac cıkı$ı devamlı suretle takım otobüsünü karı$tırır ba$ka yerlere giderdi. hatta bir kere 110t iett otobüsüne binerken son anda ridvan tarafindan fark edilmi$tir..
  • (bkz: ndayi kalenga)

    ankaragücü'nün forveti. suratının yarısı dudaktı. kimse mactan önce ba$arı dilemiyodu. icli birisiydi kalenga. iyi golcuydu. tam gemiyle amerika vaadiyle kandırılıp ankara'ya bırakılmı$ birinin $a$kınlıgına sahip bir surata sahipti. eger onun oldugu bir maca denk geldiysem izlerdim.. etrafına lan benim burada ne i$im var bakı$ı unutulmazdır..
  • (bkz: arif erdem)

    dayanamadım arif agabey, tâbiyeti türk ama burada olmasının sebebi futbola yabancı olmasıdır..
  • (bkz: karel rada)

    porno filmlerde sırasını beklerken arka planda mastürbasyon yapan amcalara benzeyen çiyan biriydi karel rada. defansın sıkıştığı anlarda topu taca göndermekten başka bir numarası yoktu.
    trabzonspor bunun yerine başka bir yabancı oyuncu almak istemiş, yabancı kontenjanını açarken eldeki rada'dan da olmamak için rada'nın sözleşmesine başka bir takıma giderse bilmem kaç milyon mark öder maddesi koydurmuştu.
    mamafih bu bile çakal rada'yı durduramamış, rada hemen saç rengini değiştirip, top sakal bırakarak fifa'dan çaktığı geçici lisansla slavia prag'da oynamaya başlaşmıştı.
    trabzonspor yönetimi hala rada'dan gelecek parayı bekliyor. ki adam futbolu bıraktı gazetede köşe yazarı oldu. artık belki ilk maaşıyla
  • (bkz: sead halilagic dost)

    önce galatasaray'a geldi bu tosun. kulup sahip cıkmadı. hatta o dönem parası ödenmedigi icin ayrılan bekcinin kulubesini sead'a verdiler. kafasına da bir $apka takıp bekcilik yaptı bir süre. o kulube icinde $iirler yazdı ve kitap cıkarttı, istanbulspor, adanaspor, be$ikta$ formaları giydi.
    galatasaray forması giydigi dönem de $ampiyon yapamadı takımını ama be$ikta$ forması giyerken galatasaray'ın $ampiyonluguna katkı yapmı$tır.
    neresinden tutarsanız unutulmaz iyi bir insandı.
  • (bkz: bruno quadros)

    galatasaray tarihinde anlam veremediğim transferler ve akıbetini bilmediğim futbolcular sıralamasında en üstlere oynayan brezilyalı topçu. taffarel, marcio ve capone'nin yanına dördüncü olarak alalım, kampta brezilyalılar kinge, piştiye 4. aramakta zorlanmasınlar mantığıyla transfer edilmiş gibi bir his uyandırmaktadır. brezilya liginin derinliklerinden bulunup şampiyonlar liginde ac milan'ın karşısına dikilmiş, sonrasında bu sürreel rüya kısa sürmüş, göz açıp kapayıncaya kadar kendisini istanbulspor'da bulmuştur bruno.

    şimdi, madem bir entry girdik, tozlanmış bir dosyayı açmaya çalıştık, dedim bir 5 dakka araştırıyım da sonradan editle meditle uğraşmayayım, hem de "insan önce bir nette araştırır" demesinler. arkadaşın web sitesine ulaştım. gördüm ki, kendisi türkiye maceresından sonra 4-5 yıl brezilya'da sağda solda takıldıktan sonra, geçen sene japonya'ya transfer olmuş. hem saçları da uzatmış, topsakal da bırakmış, komançi gibi olmuş bruno.

    http://www.brunoquadros.com.br/
hesabın var mı? giriş yap