• (bkz: tutankamon)
  • howard carter ve lord carnarvon, mısır firavunu tutankhamun'un mezarına üçbin yıl sonra giren ilk insanlar olarak tarihe geçmiştir.

    tutankhamun hakkında bildiğimiz bazı bilgiler antik mısır imparatorluğuna gölge düşürecek cinsten. özellikle geniş kalçaları ve bir bacağının yamukluğu yüzünden baston ile yürümek zorundaydı.

    bulduklarında mumyanın başında altın bir maske bulunuyordu ve bunu mumyaya zarar vermeden çıkartmak zordu. ekip mumyanın başını gövdesinden ayırdı. analizler sonrasında bilgisayar ortamında etleştirilen tutankhamun'un dişlek olduğu ortaya çıktı.
    şuradan

    gözümüzde canlanan muazzam mısır imparatorluğu'nu yöneten muhtemelen akraba evliliği sıradan kişidir.
  • ilk gençlik yıllarımda antik mısır tutkunuydum. o çağlara dair ne bulabilirsem büyük bir iştahla ve merakla okurdum. kütüphaneye gittiğimde en sık ziyaret ettiğim kitaplardan biri, iletişim'in uygarlıklar ansiklopedisi serisinden "eski mısır"dı. ah martin amcam, o devir de senin yüzünden kapıldığım hoş bir maceraydı ya.* sonrasında, the mummy gösterime girince defalarca gidip harçlıklarımı filme feda etmiştim. 2000'lerin başında ise national geographic türkiye yayın hayatına başlayınca abonelerine "firavunlar ülkesi mısır" kitabını vermişti, o vakitler harçlıklarımla öyle iki yıllık aboneliği bir çırpıda karşılayamayacağım için bir süre dantel örüp satmış, biriktirdiğim paraları da ng aboneliğine yatırmıştım. kitap elime ulaştığında ise kalbim heyecandan patlayacak gibi olmuştu. (şimdi bir ay içinde onlarca kitap alabiliyorum ama o zamanlarda yaşadığım heyecanın yerini tutmuyor, o günler ve ilk heyecanlar başkaymış.) l'affaire toutankhamon'u da o heyecanla okumuş, mezarın bulunma serüveninden müthiş etkilenmiştim. artık mısır'a eskisi kadar ilgi duymuyor olsam da her iki kitabın da yeri kütüphanemde hâlâ ayrıdır.

    lakin geçenlerde, peaky blinders yüzünden sam neill'ın imdb profiline bakarken listede bu diziyi görünce şaşırdım, bunca zamandır gözümden nasıl kaçmış, hayret! eski zamanlar canlandı gözümde, hemen malum ortamlardan bakıp indirdim ve izledim. aslında güzel bir yapım olabilirmiş, lakin işlenişi pek yapay ve özensiz olmuş. hadi carnarvon ve carter'ın yapmacık hâlleri neyse de (hele de carter gereksiz yere ne kadar genç gösterilmiş), binyıllar sonra bulunan bir mezar ve içinden çıkarılanların "biz hepimiz setiz, stüdyoyuz, öylesine yapılmış kopyalarız" diye yapaylıklarını bağırması çok göze batıyordu. üstelik dizi göze cazip gelsin ve izleyici çeksin diye gereksiz bir aşk hikâyesini de boca etmişler, iyice tatsız olmuş.

    belki yirmi yıl önceki hâlim olsa şu kısacık diziden acayip etkilenirdi ama, insan yaş aldıkça detayların doğallığına daha çok önem veriyor, bir zamanlar gözünde büyüttükleri ise öncelikleri arasından çıkıyor.
  • twitterda, instagramda photoshop yapan bir tasarımcı
  • antik mısır firavunu tutankhamun, mezarının keşfiyle dünyanın en ünlü arkeolojik hazinelerinden birine sahip oldu.
hesabın var mı? giriş yap