• ingilizce muhasebe bölümüdür.

    dış ticaret, uluslarası, ve işletme, ve lojistik vs. key wordlerine takılmayın sakın.

    herhangi satışçı sizden çok yurt dışına çıkar gezer, tozar. dur yaw tam söyleyeyim, dış ticaretçi bir kaç istisna haricinde hiç yurt dışına çıkmaz. hatta masasında da çok uzaklaşamaz.

    fatura kontrol edeceksiniz, atr, konşimento, sigorta, menşe-i şehadetnamesi kontrol edeceksiniz, akreditif talimatı, ek şartları, dilekçesi kontrol edeceksiniz, siz hep kontrol edeceksiniz, ve ne kadar dikkat ederseniz edin, bir yerden sonra mutlaka hata yapacaksınız, ve hataların her biri 500 ila 1000 tl'den başlayacak, o kadar okudunuz, belki okulda sevilen saygı gören birisiydiniz, bir çevreniz vardı, notlarınız iyiydi, aileniz iyi okuduğunuz için sizi seviyor saygı duyuyordu, sizin öz-saygı üretmenizi sağlayan ve yıllar içerisinde yavaş yavaş kurulan bir kimliğiniz vardı. hobileriniz vardı.

    artık yok. artık siz sekreterya hatalarından dolayı, bir rakamı doğru okuyamadığınızdan dolayı, 25 tane farklı yüklemenin evraklarından bir tanesinde basit bir talep hatası yaptığınızdan dolayı, atr'nin kaşesini kontrol etmediğinizden dolayı, maillerinizi doğru okumadığınızdan dolayı (evet, doğru okumamak. 4 yıllık fakülte ve tezli yüksek lisans mezunu olduğunuzu düşünelim), firmayı zarara sokan, sürekli ek taleplerle ve gümrükleme sıkıntıları ile ek masraflar çıkaran, gümrük sistemlerinin özellikle perşembe cuma sürekli gidip geliyo olmasından sorumlu, basit hataları ile müdürlerini utandıran, firmasını sendeleten, bir kişisiniz. yeni mesleğiniz hayırlı olsun.

    sekreterya hataları ile kahrolarak adım adım kendinize güveninizi kaybedeceksiniz haberiniz olsun. standford hapishane deneyinde (bkz: zimbardo deneyi) olduğu gibi insanlıktan ve sağduyudan yavaş yavaş uzaklaşacaksınız, ama şiddete başvuramayacağınız için (ödeyecek kiranız ve diğer sorumluluklarınız var) katharsis gerçekleşmeyecek ve sinip gideceksiniz, 1984'ü okudunuz mu? oradaki kahraman gibi silineceksiniz, umarım romanı da doğru okumuşsunuzdur.

    aslında siz ingilizce bilen bir sekretersiniz. veya masrafları o excel tablosundan bu excel tablosuna aktaran bir muhasebecisiniz. uluslararası herhangi şeyle ilginiz yok.

    mesleğiniz öz-saygı üretmeyeceğiniz, kendinize güveninizi yavaş yavaş kaybedeceğiniz, o eskiden banka veznelerinde gördüğünüz eriyip gitmiş adamlar gibi gitgide yok olacağınız bir meslek.

    asla işten rahat çıkamazsınız. durmadan bir şeyler olur. araç bozulur, gemi geçikir, limanda grev çıkar, evraklar kaybolur, taiwanlı ingilizcenizi yanlış yorumlar, şiparişi görmez, mailini okumamıştır, birden maymun yılbaşısı gelmiştir adamlar haber vermeden 15 gün kaybolmuşlardır, bugün hollanda da bayramdır, yarın italya da sevrandır, öbür gün ingilterede bank holidaydir, thailanddaki adam 03:00 da mail atar, kalkar okursunuz yükleme yapamıyordur, nakliyeci 30 gün der 50 günde getirir, parsiyel kamyonda yer bulamazsınız, kar yağar kamyonunuz ro-ro ya yetişemez, yağmur yağar ıslanırsınız, tablolarınız asla güncel durmaz, 20.000 farklı parametre vardır, maliyet hesabınız asla tutmaz, gümrükçünüz bilinmedik masraflar çıkarır, malınız kimyahaneye girer, malınız decleration of confirmity gerektiriyordur sizin haberiniz yoktur, malınız tekstil kayıtlıdır, şirketin haberi yoktur, siz doğru okuyamazsınız (istersen ulyess'i okumuş olun), doğru okuyamazsınız, ingilizce o ifade öyle yazılmaz (isterseniz tezinin kaynaklarının %80'ini ingilizceden siz çevirmiş olun, akademik ingilizceniz olsun), şiparişleriniz yanlış gelir, iade edemezsiniz, malı çekersiniz köprü yasağına yakalanırsınız, köprü yassağını geçersiniz, iç nakliyeciniz eksik evrakla polise yakalanır, gaza basar, malı kırar geçirir ben yapmadım der. dinlenemeyeceksiniz, işiniz bitmeyecek, aranız yok, her an bir şeyler ters gidebilir, ve gidecektir de. yoksa sigara içmiyor musunuz? çok tatlısınız.

    satış golcü ise siz kalecisiniz. 100 gol kurtarın bu sizin görevinizdir, 1 gol yiyin ananıza küfrederler. kobi lerin sahipleri nasıl insanlarmış hemen öğreneceksiniz. 16 yaşında ticarete atılan lise mezunu adamdan fırça yerken, yaw artık bu basit hataları yapma okumuş adamsın diye seni aldık derken size, siz neden varolduğunuzu düşüneceksiniz. açık öğretim işletmeden mezun satışçılar arabalarına binip ray-ban gözlükleri ile gezerken, kendine güvenli halleri ile akşam üstleri çay içip arkalarına yaslanırken, siz maillerinizi tekrar ve tekrar ve tekrar kontrol ediyor olacaksınız. bir şeyi yanlış mı okudunuz, mail mi atladınız, işte siz hep böylesiniz. sadece ve sadece siz kendinize güvenemezsiniz, fabrikayı süpüren meydancıya özenirsiniz, servis şöförü hayatından mutlu geleceğinden emin, keyfi yerinde bir adamdır. adamdırlar, öyle herkes her sözü onlara edemez, size ederler. artık hata yapmayın lütfen, hayır okumamış biri olsanız ağzımı tutmayacağım, ama siz okumuşsunuz. ne güzel okudunuz değilmi? aileniz artık çalıştığınız için sizinle gurur duyuyor.

    sizi bitirdiler haberiniz olsun.

    uluslararası ticaretmiş, hassssiktirin ordan.
  • fikret başkaya'nın aktardığına göre toplam dünya ticaretinin üçte biri en büyük 200 çokuluslu şirketin kendi şubeleri arasında gerçekleşiyor. diğer üçte birlik kısım, bu çokuluslu şirketlerin arasında. yani, dünyadaki toplam "uluslararası ticaretin" dünya ticaret hacmi içindeki payı yalnızca üçte bir (ki bu, en büyük 201. çokulusluyu da kapsayacak şekilde başlamak kaydıyladır).
  • dünya ticaret örgütünün koruması altındadır:

    "öyle bir dünya'da yaşıyoruz ki, bir uluslararası ticaret kuralını ihlal etmek, insan haklarını ihlal etmekten daha zor" *

    (bkz: trips)
    (bkz: trims)
    (bkz: gats)

    dtö'nün evveliyatı için
    (bkz: gatt)
  • türkiye kolu google translate'e çok şey borçlu. diğer pek çokları gibi.
  • disaridan cok cazip gorunen ama hayli sikintili ve stresli bir sektordur.

    kendi cevrenizde gayet tahammulsuz ve sabirsiz bilinen biriyken, calisma arkadaslariniza ve is yaptiginiz kimselere karsi cok sabirli ve uzlasmaci olmaniz gerekir. gumruk ve banka islemlerinde cok sik puruz cikar. ulkeler arasi burokrasi/mevzuat/kota catismalari sac bas yoldurtur. hem karsi taraf, hem de siz her turlu islemi eksiksiz yapmis olsaniz bile, gumrukteki onemsiz ve cogunlukla sacma olan bir prosedur sebebiyle maliniz limanda alikonup, fahis miktarlarda ardiye yiyebilir. gumrukculer isi hizlandirmak icin rusvet ima edebilir, tepki verdiginizde surekli sikinti cikarabilir. rekabet ortaminin cetinligi malum, kendinizi, dolayisiyla kurumunuzu iyi pazarlayabilmeniz icin, insanustu bir eneri sarfi lazim gelebilir. turkiye ile arasindaki saat farki cok olan ulkelerle is yaptiginizda, gecenin leyli vakti kalkip calismaniz gerekebilir. vesaire.

    demem o ki, sirf cok para kazandiriyor diye bu sektoru secmeyiniz. sevmiyorsaniz secmeyiniz. hatta bence universiteden hic mezun olmayiniz, hep ogrenci kaliniz. mis gibi.
  • x kuşağından gelen alaylı ihracat ithalat elemanlarının veya yöneticilerinin siz bir okul okuduğunuz, girişte biraz falza maaş aldığınız, tipinizde üniversitenin keyfini "kızlarla" ve "arabalarla" çıkardığınıza dair bir aroma sezdildiği (nasıl bir hasret imgesidir bilinmez, ki yok böyle yaşanmışlık), ah bir de ingilizce bildiğiniz için her adımda, her hatanızda veya rastgele sizi zora düşürmeye, yıpratmaya çalışacakları meslek.

    mağdurun subjektif algısı ve şikayeti, kendi gördüğü hasarı başkasına projekte ederek rahatlama manevrası gibi görünüyor değil mi?

    bak mobbing doktorası yapacaksınız diyorum. istediğiniz kadar iletişim yetenekleri kuvvetli, sosyal ayrımları görmeyen, her insana insan gibi davranmayı kişisel bir görev olarak benimsemiş olun, solcu olun, halk adamı olun, onlar sizin onlardan olmadığınıza kanaat getirecek. siz değil onlar sizi ötekileştirecek. bu iş %98 deneyime dayandığından, fresh meat gibi siz etrafta salınırken, onlar her hareketinizde size zaiyat verdirecek bir nokta bulacaklar. siz mobbing doktoranızı yaparken, onlarda bu işin emeritusu olduklarını size gösterecekler. zaten işe verilen emek mesainin %35'ini kapsıyorsa, gerisinde bu aktiviteleri yaşayacaksınız.

    maaş farkınız (ki aslında onlardan az alıyorsunuz ama, ilk girişleriniz itibari ile siz daha fazla aldınız) kadar iğneleme, gözlüklü ve okullu göründüğünüz için bazı uzak departmanlardaki kimseler tarafından daha fazla adam yerine konulduğunuz kadar fırça, hele hele sevimli sekreterle edebildiğiniz muhabbet miktarı için (merhaba, merhaba, nasılsın, iyilik sağlık, görüşürüz) yüksek sesli uyarı receive edeceksiniz.

    receiverlarınız ile oynamayın, normal yayın budur.

    sizi ne kadar uyarsam az.

    mühendis değilsiniz, o üst teknik gruplardan değilsiniz, okudunuz ama iş bilmiyosunuz, yapacağınız işi biraz ingilizce öğrenebilmiş herhangi evrak memuru (iyi bir iş yaptığını düşüdüğü için daha bile şevkle) yapabilir.

    yani, siz açık hedefsiniz.

    usat-çırak ilişkisinin o üzerine titrenen nostaljik resmine hiç sokulmayan "fırça" kurumu ile tanışıp, ustaların neden suratsız, çırakların neden şaşkın olduğunu anlayacaksınız.

    sizi ne kadar uyarsam az.

    açık hedef olacaksınız.
  • en baba bölümlerden biri. başlayıpta bitirilemeyenlerden baktım bitmiyor en iyisimi okulu bırakıp askere gideyim demişliğim ve gerçekten yapmışlığım da vardır. ha "ne değişti" derseniz, kafamda uçuşan rakamlardan, çan eğricisi kezban suratlardan kurtuldum.
  • eğer bu ticaretin eğitimini üniversite bölümü olarak almayı düşünüyorsanız bir kez daha düşünün. neden? çünkü uluslararası ticaret teoriden çok pratik bilgiyi gerektirir. neden? çünkü sürekli güncellenen kanunlar. değişen teşvikler bilmem ne ile uğraşmak sizin okulda aldığınız eğitimin bir işe yaramamasına yol açar. eğer illa ki düşünülüyorsa yüksek lisans programı olarak ya da yan dal olarak seçilebilir ki 4 senenizi heba etmeyin.

    şimdiki aklım olsa mühendislik okur üzerine dış ticaret mastırı yapardım. bi düşünün.
  • günümüzde uluslararası ticareti şöyle tanımlamak olası herhalde;

    abd, amerikan dolarını* üretiyor*, amerika dışındaki ülkeler ise bu paranın satın alacağı malları üretiyor.

    biz buna karsilastirmali ustunluk diyoruz, herkes üretemediğini dışarıdan alıyor*.
  • bu bölümü okuyanlara lisans yüksek lisans farketmez naçizane tavsiyem okulunuzun araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi ilanlarını takip edin. %99 uluslararası ticaret mezunlarının kendi bölümüne başvuru kriterlerinde yer almadığını göreceksiniz. okulunuza, dekanıniza gerekli tepkiyi gösterin. madem siz o bölümde okuyorsunuz sahip çıkacak ve yuceltecek olan sizlersiniz. o sıralarda kadro için sikistirmazsaniz sizin ileride oturacağıniz o kadrolar işletme ve iktisat mezunlarıyla dolmuş olur. ve maalesef uluslararası ticaret diye 100 yıl öncenin teorilerini anlatıp dururlar.

    bu bölümde yüksek lisans yapacaklara tavsiyem yapmayın. maalesef akademik kadro yok.
hesabın var mı? giriş yap