• melâl, hüzün, gam, keder, kahır, elem var iken esamisi okunmayandır. bir cümlenin içinde yer bulduğunda o cümlede ancak "çaydanlık" kelimesi kadar hükmü vardır. derinliği yoktur. insan üzülür, bâki olan ise üzgünlük değildir. o bir demdir, gelir geçer. geçmeyen şey ise kuyudaki sedada gizlidir. insanoğlu henüz bu sedayı isimlendirememiştir. zira kimse bu sedaya kulak kesilmemiştir. hep içimizdedir ama bizim için müphemdir.

    üzgünlük dediğimiz şey esasen üzgünlük bile değildir. bir ihtimal melâl, hüzün, gam, keder, kahır, elem...bir ihtimal...
  • içinden ''tanrım vesaire olmamalıydım'' geçen ibrahim tenekeci kitabı. bilenler bilir; üzgünlük ibrahim tenekeci şiirlerinin arka bahçesidir.
  • bugün bu duygu içerisindeyim, tam oldu buldum derken yine kaçtı tren... bir gün gerçekten üzgünlük halinden kurtarabilecek miyim bilmiyorum ama bugün iyi değilim. aşırı duygusalım ve bu duygusallığım ancak sohbet eşliğinde kırılır. zaten iki gündür içime kapandım.
  • en kötüsü, ağlayanıp unutulacak kadardan az, ve konuşup kurtulunabilinecek kadardan ise çok olanıdır.
  • şiir tadında günlük notlardan oluşan ibrahim tenekeci kitabıdır. şairin o dönem şiirlerinin kamera arkası gbidir. acı acı güldürür, gülerken ağlatır.

    yataktan çıkmak zor gelmeseydi kitaptan birkaç satır da yazmak isterdim ama şu an beni yataktan çıkarabilecek tek şey, tuvalete sıkışmak olabilir. fakat aklımdaki şu söz de o kitaptan diye anımsıyorum;

    -insan bir fabrika olsaydı, ne üretiyor olurdu?

    -mazeret.
hesabın var mı? giriş yap