• alfred adlerin toplumsal sorumluk ta toplumsal sorumluluk diyen, yaşamın aydınlık ve karanlık tarafından bahsedip, bu aydınlık karanlığı da toplumun değer yargılarını esas alarak belirleyen ve neredeyse toplumun mürebbiyesi konumuna geçen ve zaten eğitimci olduğu düşünüldüğünde bu durumuna fazla şaşırılmaması gereken, kardeşlerin doğum sırasının kişiliğe olan etkileriyle ilgili kayda değer şeyler söyleyen, yeterli çaba ve emekle herşeyin başarılacağı fikriyle insana cesaret veren ve alfred adler başlığında da belirtildiği gibi ana teması eksikliklerin kompanzasyonu ve aşağılık kompleksini yenme, üstünlük sağlama ve en geç 4 5 yaşlarında mekanizması tam anlaşılmamış bir biçimde belirlenen yaşam idealini hayat boyu gerçekleştirmeye yönelen insan olarak özetlenebilecek kitabı. ayrıca bütün tersliklerin bu erken yaşlarda belirlenen idealin hayatla uyumsuz olmasından ileri geldiğini ve bireysel psikolojiyle bu idealin ortaya çıkarılıp toplumla uyumlu ve topluma faydalı biçime sokulabileceğini anlatır.
  • "yaşama sanatı, yalanlara inanmayı bilme sanatıdır. bunun korkunç yanı, doğrunun ne olduğunu bilmememize karşın, bir yalanın yalan olduğunu hala anlayabilmemizdir."

    cesare pavese
  • "yaşama sanatı, yalanlara inanmayı bilme sanatıdır."

    cesare pavese
  • "birçok insan matematiğin ve fizigin kurallarini bilebilir. bunlari teknolojiye uygulayabilir. teknolojiyi, medyayi, sporu, ekonomiyi, siyaseti, tarihi veya hukuku da bilebilir. güzel sanatların birçoğunda da beceri sahibi olabilir. fakat çoğu insan yaşamı yöneten yasalarla, yaşama sanatı denilen o güç sanat hakkında az şey bilir. nasıl mutlu, huzurlu ve memnun olunacağını öğreten o sanatın tamamıyla cahilidir. sanatları öğrenirken listenin en başına yaşama sanatını koymayı unutma!"
  • modern derinlik psikolojisinin 3 büyük kurucusundan biri sayılan alfred adler' in bireysel psikolojisine giriş mahiyetinde çevirisi keyifli say yayınların 12 baskı yapmış kitabının adı. kitabın önsözünde freud' un psikanalizinin büyük kent insanına, jung' un analitik psikolojisinin henüz doğadan kopmamış taşra sakinleriyle ilkel yaşam düzeyindeki kimselere, adler' in psikolojisinin ise küçük ve orta kentlerde oturanlara hitap ettiği, freud' un çocukların, jung' un 45 yaş üstü erişkinlerin adler' in ise gençlerin psikolojisini açığa çıkardığı ve bu üçünün birbirini tamamladığı söylenmiş.

    içeriğin de ise; doğum sırasına göre karakterlerin nasıl belirlendiği ve aşağılık kompleksiyle kendini herkesten üste görme hallerine derinlikli değinilmiş. şımartılan her çocuğun sonrasında kendinden nefret edilen bir çocuğa dönüştüğünü varsaymış. ayrıca çok ilginç olan; suç ve suçlularla ilgili olarak cezaları ağırlaştırmanın caydırıcı bir etken olmadığı aksine suçluyu kendini kahraman sayabileceğine dair olan inancını pekiştirdiğini, bu tip suça meyilli insanların egosentrik bir dünyada yaşadığı unutulmaması gerektiğini söylemiş.
  • alfred adlerin bireysel psikolojiye giris olarak tanimlanabilecek, okumasi zevkli ve ogretici ama uygulamasi zor teorik oneriler getiren; evlilige, cinsellige, duslere, yasalara vs degindigi calismasi.
  • iyi bir hayata,hoş arkadaşlara, iyi bir işe sahip olma şansınız olabilir. ama asıl önemli olan bunlarla nasıl hareket ettiğinizdir. bunu başarabilmek, dengeleri ayarlayabilmektir "yaşama sanatı."
  • "uvv aga bu nee" dedirten alfred adler kitabı.

    --- spoiler ---

    adler kitapta pek çok yerde okuyucuya hayata karşı cesur ve atılgan olmasını asla çekingen olmamasını öğütler çünkü kişi başarılı olmak istiyorsa alabildiğine değişik durumlarla yüz yüze gelmelidir.
    ayrıca adler'in kuramına göre herkeste aşağılık duygusu bulunur -ki bu iyi de bir şeydir çünkü bu duygu sayesinde daha iyi olmak için çabalarız fakat çoğumuzda bu duygu bir kompleks halini almıştır ve kitap bu kompleksin neden oluşmuş olabileceğini, çeşitli durumları okuyucuya sunduktan sonra okuyucuyu bir iç sorgulamaya yönlendiriyor. bu da bir kitaptan herhalde alabileceğimiz muhtemelen en iyi şey olsa gerek. bu kompleksler karşısında sorunun kişinin yetersizlikleri olmadığı, sorunun bu yetersizlikler karşısında kişinin takındığı tavır olduğunu düşünüyor adler. önemli olan cesur olmak ve güçlüklerin üstesinden gelebileceğimizi bilmemiz.
    ayrıca unutmayın, herkesin sizin sahip olduğunuz gibi bir aşağılık duygusu var.
    bireyin çocukluk dönemine dair yaptığı tespitler çok çarpıcı oluyor. muhtemelen kendi hayatınızla bağdaştıracağınız bir sürü nokta bulacaksınız okurken. yine adler'e göre hepimiz sosyal canlılarız ve toplumsal hayata uyum sağlamalıyız falan filan, daha da derinlemesine inmek isteyenler kitabı okusun amk:)
    bazı kısa bilgileri de aktardıktan sonra birkaç alıntı fırlatıp incelemeyi kesiyorum. paylaşmak istediğim enteresan bilgilerin birincisi; kıskançlığın derinliğinde güçlü bir aşağılık duygusu yatar ve komplekse dönüşmediği sürece kişi için faydalıdır çünkü kişiyi gelişmeye teşvik eder.
    ikincisi ise aslında ideal partneri arayan insanların niyetlerinin gerçekte bir partner aramak olmadığı, bu sorunu ertelemek olduğudur çünkü ideal eş kavramı çoğu zaman mümkün değildir.

    "ancak cesur, kendinden emin ve dünyayı kendi evi gibi hissedip yadırgamayan insanlardır ki yaşamın hem zorluklarından hem de üstün yanlarından aynı şekilde yararlanır; asla ürkek ve çekinden değillerdir."

    "içinde yaşadığımız durumda kendimizde bir şeyin eksikliğini hissetmeseydik, üstünlük sağlamaya ve başarı elde etmeye uğraşmazdık."

    "intihar bir çeşit öç alma, topluma karşı yöneltilmiş bir çeşit suçlamadır."

    "öyle insanlarla karşılaşırız ki yenilgiden korkarlar. bir aşağılık kompleksine "
    yakalanmışlardır."

    puan 10/10. kolaydı:p

    --- spoiler ---
  • yalanlar içinde yaşadığımızı bilmenin acısını derinden derine hissetmemize ve doğrunun ne olduğunu asla tam olarak bilemememize
    rağmen yalanları kabullenerek yaşamayı bilmektir.
  • türkiye sınırları dahilinde sadece yaşamaktır.
hesabın var mı? giriş yap