• mitde nuclear phyics dalinda doktorasini bitirip turkiyeye donmus, simdilerde bogazici fizikte part time calisip c ve algorithm dersleri veren hoca. bugun kafasini utuledim kendisinin umarim kizmamistir.
  • bu dönem dersin içine s.çtım evet.

    dönemin başında böyle olacağı belli değildi. olsaydı zaten, dersi vermeye başlamazdım. ha, her dönem iki ders saati falan kaçar ama, daha önce bu çapta bir felaket üretmişliğim yok...

    "neden"i ise, bana "esas" faydası olan işler fena halde dara girdi. hatta maddi, iş durumu ve moral olarak kırk yıldaki en dar zamandan geçiyorum desem, yeridir...

    çaresine baktım zaten. görünen o ki, benim için bu sıkıntılı dönem hemen de bitmeyecek. gelecek dönem için "bana ders vermeyin, yapamıyorum, yeniden böyle bir felaket yaratmak istemiyorum" dedim. gelecek dönem ders yok yani.

    ondan sonraki dönem, eğer işler toparlanırsa, yeniden ders vermeyi düşüneceğim. yoksa yok.
  • şimdilerde talentra isimli bir ik firmasında "iyi mühendis seçme" girişiminde olan, taşaklı abimiz.

    kendisiyle yaptığımız mülakatın sonlarında, şimdilerde konuşmakta olduğum büyük bir firmaya söz geldi. "seni belki dublin ofisine verebilirler, biz dublin'deyken..." diye başlayan bi cümle kurdu, o an "bu adamda bişeyler var" diyerek yao ming suratına büründüm. daha sonra bir googler olduğunu öğrendim. konuşmanın o aşamasına gelinceye kadar da bir googler olduğunu belli etmeyecek kadar mütevazi bir abimiz bu arada.

    daha sonra eve geldiğimde linkedin profiline baktığımda, boğaziçinde çap, ardından mit'de nükleer fizik, daha sonra google'da 1.5 sene kadar sre olduğunu öğrenip tavaf maksadında http://www.safkan.org/blog/ adresindeki bloguna 7 http request gönderdim.

    "bu gader güzel bi adam özgür yazılım günlerinde sunum yapsa ne güzel olur, dur dürteyim de sunum yapsın" diye düşünürken zaten kendisinin sunum yapacağını öğrendiğimde ise gözümden bir damla yaş aktı.

    özel bir nedenden sunumuna katılamasam da arkadaşlardan duyduğuma göre bugünkü sunumlardan en güzel ikisine imza atmış kafa adam, mühendis.

    ek: dünya gözüyle gördüğüm, ete kemiğe bürünmüş en taşaklı türk bilişimci
  • her şey, güzel bir yazsonu günü yine internette gezmeye çıkmış google bot'ların googlea döndüklerinde "abi bak bi, acayip bi adam buldum" demesiyle başlamış, şu vakit itibariyle arkasından "gelin olmuş googlea gidiyorsun" şarkısı söylediğimiz muhterem.

    halbuki biz onu öğreten adam bildik, belledik; egosuyla, zekasıyla bizi dövmesinden hep keyif aldık. bilgisine ve olgunluğuna, "adam gibi adam"lığına gıpta ettik. çoğul şahısla konuştum, kendisini bilip de böyle düşünmeyen pek azdır çünkü.

    ben şahsen etrafında yedi kere dönmüş, kendisine yüz sürmüş bir insanım. parmağına da çapıt bağlayacaktım, kovaladı.
  • bogazici universitesi fizik ve elektrik elektronik bolumlerini cift anadal yaparak 3.83 ortalamayla bitiren, los alamos neutron science center'da asistanlik gecmisi bulunan mit doktorali zeka kupu hocamiz. mit'den doktora aldiktan sonra sirf sevdigi kadin turkiye'de yasamak istedigi icin bol sifirli maaslari elinin tersiyle iten son sovalye :)
  • https://www.youtube.com/…k5wvtoof4zpdhxtc-xjtwu3qt0

    adresinden kendisinin algoritma hakkindaki bir dersini dinleyebilirsiniz.
  • boğaziçi'de ders verip derslere gelmeyen hoca.

    gerçekten eğlenceli, kaliteli adam ama derslere gelemiyor. hadi derslere gelemiyor, neden her dönem ders veriyor. yok mu bunun bi çaresi. ben yapamıyorum bana ders vermeyin de. hem ona hiçbir artısı olmuyormuş okulda ders vermenin. keşke düzenli gelebilse de iyi bir hocadan adam akıllı ders dinleyebilsek. ama gelemiyorsa bizi niye zora sokuyor. bak gene gerildim gece gece.
  • intertech'e geçmiş. ah be hacı google bırakılır mı.*
  • bir dönem ders almıştım kendisinden. entropy & information gibi bir şeydi. aslında güzel dersti ama okuldan aldığım para taksi paramı çıkarmıyor diyerekten dersleri youtube'a yükleyerek yapmıştı ve çok da faydalanamamıştık kendisinden.

    şunu da söylemeden geçmeyeyim, adam deha ama linkedin'de biraz boş yapıyor sanki.
  • hayatımdaki ilk mülakatımda karşıma çıkan adam. neden tercih ettiğimi bilmeden bilgisayar mühendisliği okudum. okurken nefret ettim yazılıma dair her şeyden. pazarlamacı olmak istedim, satışçı olmak istedim, iş geliştirmeci olmak istedim. her yeni mezun gibi, aile eşrafından defalarca "bizim x'in bilmemnesi y'de müdür. ona söyleyelim" laflarını işittim. hepsini reddettim. "arada adam olmadan bi bok beceremeyecek miyim ben ulan" diye zırladım. önemli bir firmanın genel müdürü bir şekilde aracı oldu benim için. alt şirketleri olan bir yazılım firmasında mülakata gidecektim. önce genel müdür amcanın odasına girdim. "ooo hoşgeldin cnmss, sen bizim z'nin yeğenisin değil mi ?" gibi bir karşılama beklerken, ceketsiz ve sakallı olarak mülakata gelmeme yönelik ağır eleştirilerle dolu 2 çift kelam ettik. hayatımın ilk mülakatında ceket giymemek ve kirli sakallı olmak benim ayıbımdı belki ama böyle de insafsız laf sokulmaz ki be adam. daha sonra alın şunu götürün mülakata diye emretti. hello world seviyesindeki yazılım bilgimle ne akla hizmetse girdim mülakata. karşıma yaşar safkan çıktı. sakalım ve ceketsizliğim için özür dileyerek başladım söze. "ya ne gerek var ben hiç takmam öyle şeyleri, çok da yakışmış ayrıca" sözleri ile gevşedim. gözlerinden zeka ve c++ akan bir adamın karşısında, bir an için "abi bokunu yiyim sadece sohbet edelim, beni test etme, zaten bi boktan anladığım yok" demeyi bile düşündüm. birazcık anlattım olan bitenleri. bilgiyi test edelim dedi. hayatımda duyduğum en orjinal 3 soruyu sordu. hiç birinin birebir bilgisayar mühendisliği ile ilgisi olmasa da bir insanın yeterliliğini ölçmek için inanılmaz yerinde sorulardı. götümden ter aka aka cevapladım. yarısından fazlasını salladım, salladığımı anladı, bozmadı. işe alınmadım. zaten alsalardı ayıp olurdu yazılım camiasına. ama o 3 soru ve ardındaki sohbetimiz, iş arayışına bakış açımı değiştirdi. önce mutlu olmak istediğim işe karar verdim, odağımı değiştirdim, ufkumu açtım. erkan oğur'un "kötü bir fizikçi olmaktansa, iyi bir müzisyen olmak istedim." sözü gibi geldi bana söyledikleri. çok sevdiğim ve kendimce çok başarılı olduğum başka bir sektöre atıldım ve hep zevk aldım yaptığım işten. google'a "mülakat zor sorular", "5 yıl sonra kendini nerede görmek istiyorsun sorusuna verilebilecek en iyi cevaplar" diye aratıp da iş arayan insanlar keşke kendisi ile tanışabilseydi diyorum bazen. teşekkürler gözlüklü şirin.

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)

    edit: imla.
hesabın var mı? giriş yap