• cin olmadan şeytan çarpmaya benzer. neymiş akp'den zaten sosyalist açılımlar beklemiyorlarmış, icraatlar da beklemiyorlarmış... kardeşim bunu kim iddia etti ki zaten, kim size çıkıp "ya bunlar akp'den sosyalist icraatlar bekledi" dedi. asıl denilen ve sizin dediğiniz şuydu: 12 eylül 2010 referandumunda 'evet' çıkması, türkiye'nin demokratikleşmesini sağlayacak'. bu oldu mu hayır, akp faşizanlığını artırdı mı? evet, akp daha baskıcı bir yönetim oluşturdu mu? evet, "kürt sorununda barış rüzgarları esecek" diyen de ben değil, doğan tarkan'dı. oldu mu hayır...

    12 eylül anayasası ile ehven-i şer siyaseti yapıp, yeni anayasa'nın daha demokratik olacağını söyleyenler, yani sizler, o halde bu anayasadan kaynaklanan güçler birliğinin yarattığı açık faşizanlığın vebalini boynunuzda taşıyorsunuz. ona buna statüko atfedip, "kemalist devlet" tahlillerinizle akp'yi olumlarken, çıkıp bunun hesabını soranlara "biz zaten akp'nin neo-liberal bir parti olduğunu biliyorduk" demeyin komik kaçarsınız. gerçi sizdeki de yüz, hala utanmadan, sıkılmadan konuşuyor, hala saçma sapan argümanlarla gün kurtarmaya çalışıyorsunuz.

    danıştay'ın mevcut durumu daha mı demokratik, yargıtay'ın, ysk'nın, hükümetin, meclisin? barış rüzgarları mı esiyor? biz o dönemde "bu yasalar akp'nin faşizanlığına olur verecek" derken "eki eki eki kenan evren destekçileri" bunlar gibi abidik gubidik salvolarla gün kurtarmaya çalışan sizdiniz. görüyorum ki taktik hala değişmemiş. haklı çıkan hayır cephesi, haksız çıkan 'yetmez ama evetçi'ler olmuştur. gün gibi ortada. bugünün hesabını da verin.

    (bkz: akp faşizanlığına arka çıkan yetmez ama evet'çiler) var bir de. onlar daha da fena. hala "ysk darbesiymiş" de hatip dicle'nin vekilliğinin düşürülmesi "anayasaya karşı çıkan devletin akp'ye darbesiymiş de... ulan bir susun en azından. hakkaten bak allah'ın adını veriyorum susun. daha fazla rezil rüsva olmayın.
  • kesinlikle tkp'nin hezimeti sonrası hali kadar kötü değildir. ne de olsa hala başbakanlarından aferin almakla kıvanç duyuyorlardır. her gece yatarken youtube'u açıp, erdoğan'ın "devrimci solcu işçi partili dostlarımıza da teşekkür ediyoruz" demesini izliyor ve uykuya öyle dalıyorlardır.

    sizin gibi diz çökerek yaşayacağımıza yeniliriz daha iyi.
  • yere kuyu kazıp girilmesi hal olan durumlar bütünü ve sorunsal olarak bize hayat dersi vererek hayatı öğrenmememizi anlatan, öğreten durumlar bütününün şu anda anlanması hali
  • adalet bakanlığı ile hsyk kontenjanı pazarlığı yapmak, sonra da bakanlıktan "yok lan bu salak liberallere 1 üyelik vermeye bile değmez" yanıtı almaktır. midesi sağlam olan için nefis bir hal.
  • pişkinlikle arsızlık arası ince bir çizgide duruyor. pek şanlı teorisyenler de arzı endam edip teorize etmişler "biz akp ile el ele verdiysek siz de mhp ile el ele verdiniz". şimdi bunu daha önce de yazmış olmalıydık, zaten diyen ekip de neyin ne olduğunu biliyor neyse: evet sabit bir metne verilmiştir ve bu metin de akp tarafından hazırlanmıştır. sen o anayasayı onaylamışsan, orada evet'inin farklı bir gerekçesinin anlamı kalmıyor. hoş bir yandan, akp'liler bile "yetmez ama evet" diyorlardı. bugün açık sol düşmanlığını kamufle etmeyenler de, "daha demokratik bir ülke olacağız" diyenler de. hayır ise birden fazla farklı nedenle verilebilir. örneğin mhp "türk yurdu tehlike altında" derken, sosyalistler işçi sınıfının durumunun hepten boka saracak olmasından bakıyorlardı hadiseye.

    türkiye tarihini "mhp katil bir parti akp ise pis bir burjuva partisi" diye açıklamaya çalışan ekip bir ara bana hatırlatsın, akp'nin 12 eylül döneminde yönetici olan bakanlarını tartışalım, ölüm oruçlarıyla devrimcilere kan kusturan "ne orucu efendim, yiyorlar" diyenlerin kimler olduğunu da tartışabiliriz mesela. mhp ile akp arasında bu açıdan fark koymaya çalışmak acizliğin resmi değilse nedir?

    bütün bu saçmalıkları bir kenara bıraktığımızda "evet demek demorkasinin gelişmesidir" denilmesini dün gibi hatırlıyorum. en azından aslınıza rücu edin "proletarya nasılsa bir bok yiyemiyor biz de kıçın kıçın gittik sermaye sınıfının kucağına" diyin olsun bitsin. dönekliğinizi teorize de edersiniz hem süper olur.
  • acınasıdır. artık inandığım şeylerden biri de bu insanların, işsizlik ve fakirliklerine aldırmadan devlet büyüklerinin ''dış borcu na bu kadar kapadık'', ''bu yolları ben yaptım'' gibi söylemlerine, ölene kadar salya sümük destek verecekleridir. fakirleştikçe fakirleşecek battıkça batacaklardır. acırsam da ibneyim.
  • "statükocuuu, ergenekoncuuu"* "küçüüük burjuvaaa"* dedikleri adamlara oy veren dsip'lilerin halidir
  • savunamayınca çarpıtan adamın pozisyonuna benzer. argümanlar düşünce "ya bunlar amerika bizi işgal edecek diyorlardı" çekerler. aslında öyle diyen yoktur, aslında türkiye tarihini bile bilmeyen bir cehaletin son pişkinlikleridir bunlar.
  • ama bu hale düşen insanlara desteğim sonsuzdur. biz kancıklık bilmeyiz. kancıklığı ve hainliği öğretene zamanında cevabını vermiştik. şimdi bu ileri demokrasi şaklabanlığına, ankara tarzanı'na herkes gerekli cevabı verir umarım. vermezse zaten hakkediyoruz hepimiz bir internet sitesinde yorum yaptığımız için soruşturma geçirmeyi. (bkz: ibne basın bunu da yazın)
  • içler acısıdır.

    demokrat yargı derneğinin o dönemdeki eşbaşkanı osman can derneğin neye yetmez neye evet dediğini ne güzel de açıklamıştı, unutmadık o günleri..
    şimdi son durumu açıklıyorum:

    ankara adliyesi önünde yergı-sen, yarsav ile birlikte basın açıklaması yaparak " yargı bağımsızlığı yok" diye feveran eder hale gelmişlerdir. hsyk'nın yaz kararnamesiyle sürülen hakim ve savcıları görüp yargı bağımsızlığı ortadan kaltı demekteler..

    işte düştükleri hal budur...

    edit: nostalji olsun osman can denen zat şöye bir konuşma yapmıştı o dönem okumak isteyen için link aşağıda:

    http://www.radikal.com.tr/…1&categoryid=42&rdkref=1

    edit 2: yetmez ama evetçiler bu duruma bir açıklık getirsinler niye susuyorlar..
hesabın var mı? giriş yap