• zamanı verimli kullanmak dendiğinde genellikle yapılan eyleme odaklanılıyor. yaşam keçilerinin en favori konusu bu. önce beyninizi yediler kendini geliştirme zırvalığıyla.

    1-kültürlü olun!!!!
    günde en az 100 sayfa kitap okunmalı, bir yabancı dil öğrenilmeli, sürekli öğretici belgeseller izlenmeli, çelenkli festival filmleri izlenmeli, şarap tadımına gidilmeli, ekonomi sanat matematik bilim her şeyden anlamalı ayı olmamalı unutmamalı sevgiyle anmalı o güzel günleri hatırlamalı....

    2-sağlıklı olun!!!
    her gün muhakkak 1 saat spor yapılmalı, şu egzersiz sonra bu egzersiz, şöyle beslenmeli, o yenmemeli bu içilmemeli....

    3-bakımlı olun!!!
    cildinize şu, ayağınıza şu sürülmeli, 1 saat beklenmeli, çok kolay bak evde yapın, göbeği inceltin, selülitten kurtulun, 6-7 pack yapın, saç maskesi, sakal maskesi...

    4-sevdiklerimiz?
    sakkın ihmal etmeyin, çocukla "kaliteli vakit" geçirilmeli "etkinlik" yapılmalı. al kaliteli aktiviteler bak bunlar. eşine sevgiline şu şu yapılmalı, haftada 1 arkadaşlarla buluşmalı...

    5- kendimiz?
    e işte üsttekileri yapınca kendinizi daha mutlu hissedeceksiniz. çok kültürlü fit bakımlı olacaksınız herkes size özenecek uu yee...

    6- e ama bunlara zamanımız yok? ahahhahah onun da tekniği var anacım, o alanda da kendinizi geliştirin tabii ki, çok basit. günde minimum 5 saat 57, maksimum 6 saat 11 dakika uyuyun, iş yerinde kahve molalarında kitap okuyun*, trafikte tedtalks dinleyin*, evden önce doğru cime, koşu bandında ayaklar huh huh koşarken sol elinizde kitap yine kültürlenicez boşa geçirecek 1 dakikamız yok, kulaklıkla da şu şu şu ve şu podcastleri dinleyin*, eve gelince bir yandan duş alırken bir yandan cep telefonundan herkese döve döve izletilmesi gereken 100 belgeseli izleyin, ha bu arada masajınızı aradan çıkarın, sonra çocukla "kaliteli aktivite" zamanı, listeye bakın o kadar yazdık. hayır akşam yemeğinde onlar olmaaaz, şu sebzeyle şu sebzeyi şöyle doğrayıp ya bak ne kadar kolay dur tarifi veriyorum...

    ***
    dünyanın en sinsi manipülasyonu yemnederim. önce sana mutlu ve iyi hissetmek için nasıl biri olman gerektiğini döve döve dikte edip bunu bir güzel bellettiler yakışıklı güzel fit şık sağlıklı kültürlü bakımlı.... seni ezip ezip püreni tabakta kemiklerinin yanında sana yedirdiler. artık kimse bunu tartışmıyor bile. siyah maskeli, siyah kıyafetli insanlar fili dövüp dövüp çukura yuvarladılar, çukurdasın artık. ondan sonra aynı insanlar maskeleri çıkarıp beyazları giyip iyi polis olarak geri geldiler, çukurdaki sana "şu an öyle değil misin?? kıyamaaammmm.... hiç takma kafanı çok kolay şekerim ben sana yardım edicem bak şimdi tekniği veriyorum" diyip devasa listeleri tependen yağdırdılar. bir de paso aslansın kaplasın sen yaparsın kendine inan sinsi gazlarını... "ama hepsini yapamıyorum gün yetmiyor" deyince de bunu sürdüler işte "aaa o zaman zaman yönetimi diye bi şey var şekerim onu öğrenmen lazım" diyip. resmen tur bindirerek bir de onu sattılar. zamanını boşa harcamak diye bir kavram var artık çok popüler. her anını dolu geçirmen lazım. dolu ne? onlar tanımladı: “kendini geliştirerek”. gelişim ne? onlar tanımladı.

    yani ben gezegenin en zeki türü olarak popülasyonumuzun işte anca işte on binde yüz binde 1'lik bir kesimin bu safsataların gazına geleceğini tahmin ederdim. enteresan şekilde koca koca kitleler bunları içselleştirdi ve ben yaptım şekerim sen de yapabilirsin diye diye bir de birbirine satarak iyice çığ gibi büyümesine sebep oldu bu anlayışın. "zamanını boşa harcama kendini geliştir" akımı dünyayı sallıyor şu an.

    kimse de demiyor ki hocam bi dakka, ben niye dışarıdan ekstra zorlamayla kendimi geliştirmek zorundayım, bir! yani bu niye ille de olması gereken bir şey?? hadi geliştiricem diyeyim, o gelişimin tanımını sen kimsin de yapıyorsun? hadi senin tanımınla hemfikir oldum şans eseri diyelim, ona ulaşmak için bana niye taktik veriyorsun? sen kimsin de benim potansiyelimden bu kadar eminsin, yaparsın diye beni gazlıyorsun. niye kendime inanmak zorundaymışım? potansiyelime kafam girsin, niye hepsini açığa çıkarmak zorundaymışım sonra? 7 milyar insandan birisiyim, beni ne tanıyosun da hayatta mutluluğa ve kişisel tatmine ulaşmamın illa senin tanımladığın haliyle bilgili kültürlü fit şık olmaktan geçeceğine böyle emin olabiliyorsun? niye ulan niye yani. zorum ne???

    ***
    neyse... şimdi zamanınızı verimli kullanıp hafta sonu ölmeden önce oturulması gereken 100 koltuk listesinden koltuğunuza oturup ölmeden önce izlenmesi gereken 100 filmden birini izleyin. jeneriği atlayın çünkü 121 dakika 12 saniye sonra ölmeden önce yenilmesi gereken 100 salatanızdan birini hazırlamaya başlamalısınız. o bitince yazın ölmeden görülmesi gereken 100 yeee.... enee öldünüz mü!? ahah hiç dert değil, sizin için cehennemde muhakkak girilmesi gereken 100 kazanı derledik:))))
  • benim için mutfakta yemek pişerken spor yaparak işimle alakalı işe yarayabilecek videoları izlemektir. bunu yapınca tamam, güzel geçti bugün diyorum.

    mutfakta bamya pişerken ağırlık kaldırarak şant manukyan'ın günlük piyasa yorumunu izliyordum. işemeli sıçmalı finansal krizlerin anlatıldığı filmlerdeki dude brolara döndüm anasını satayım. tek farkım kız olmam.
  • "tabi ara sıra operası balesi tiyatrosu gosterisi kulturel aktiviteler" - "bir de bir yerlere kitap okumayı/evde film keyfini sıksıtırmam lazım" gibi cümleler kullanan birine verilmiş her saniye bence lüks

    ekşi sözlüğe hiç yazmazsan bunlara vakit bulunur, o zaman da hayat bize güzel olur

    -gulucuk de gulucuk-
  • tv izlemeyin,hayat berraklasacak hele dizi hic mi hic sonra bos beles insanlarlada avm gidip alinamayacak absurt seylere de bakmayin.yolda harcanan zaman icin kitap yada farkli haber kanallarindan , gazetelerden yararlanin.vaktinizi dil ogrenerek yada spor yaparak da degerlendirebilirsiniz isin ve okulun disinda.gunde yarim saat hosunuza gidecek olan bir sey yaparak , misel yuruyerek,dua ederek yoga yaparak zihninizi dinlendirin.hergun yarim saat kendinize ayirin bu esnada cep telefonu internet gibi dikkatinizi celecek elektronik cihazlardan uzak durun.zaman insanin en degerli hazinesi, eger biri yada birileri soylemek istedigin varsa vakit kaybetmeden yazin,arayin hayatiniz boyunca ayni kuskuyla yasamayin.boylece hayatta keskeleriniz azalir.parasi bol olanlar abonelikle,parasi az olanlar ise ota boka para harcamayip haftasonlari yada ayda bir kez bir sanat merkezine tercih edin.muze , tiyatro vs.kizlara soyluyorum o ic camasirlarina yada sadece senede bir kez kullanacaginiz dandik elbiselere yada ayakkabiya harcamazsaniz gidersiniz.erkekler bilmiyorum onlarda ikinci bir is yapabilir.kisa sure vaktinizi iyi degerlendirmenin meyvasini yemege baslarsiniz.hergun olmamak kaydiyla aksamlari film izlemek serbest.
  • insanoğlunun başarmakta en çok zorlandığı şeylerden biri de belki bu. saçma sapan şeylerle ilgilenip, vaktimizi (yaşamımızı) öldürüyoruz. mevzunun vahametini daha iyi kavramamızı sağlayacak şey, oldukça pratik bir yöntem olan, not almak. evet, her yarım saatte bir, o yarım saatte ne ile meşgul olduğumuzu not alalım.

    20:00 --> kitaplığın tozunu alıp çekidüzen verdim.
    20:30 --> hayvan çocuğu gibi karpuz yedim. haberlere baktım.
    21:00 --> ekşi sözlük'e girdim.
    21:30 --> ekşi sözlük'teyim.
    22:00 --> debe'yi okuyor olduğumdan halen ekşi'deyim.
    22:30 --> oha saat on buçuk olmuş. aaaa badi'den mesaj gelmiş.
    23:00 --> ekşi sözlük'ten çıkamıyorum.
    23:00 --> kanzuk beni yatağıma kaldırır mısın? uyudum uyuyacağım da...
    23:30 --> zalımsın ekşi!

    her gün böyle bu. erteleme, öteleme huyu da berbat bir şey. berbere gitmem gerek; "ya yarın gitsem de olur aslında" diyebiliyorum. git işte sik kafalı git! balkon yıkanacak veyahutta.

    -lan çıkıp şu balkonu bir yıkayayım ya.
    -yıkasam mı ki lan?
    -aslında bir iki gün daha idare eder ha.
    -ulan kim çıkacak da yıkayacak şimdi orayı. otur oturduğun yerde.*

    m. serdar kuzuloğlu, bir konferasında değiniyor mu mevzuya;

    "bizde plan program diye bir şey yok. mesela yarın saat 13:30'da balık tutacağım. 13:30 oluyor. gitmekten vazgeçiyor. e n'apalım? hadi çekirdek çitleyelim."

    * * * * *

    kapısında porsche chayenne olan etiler mukimini kıskanmam da, zamanı iyi kullanan adamları feci kıskanırım ben arkadaş! iş yerinde, onca koşuşturmacanın ve sesin içerisinde, 15 dakikalık boşlukta kitap okuyan insan gördü bu gözler. sanki eroindir çekiyor. kadın, o kitabı bitirmeyi arzuluyor çünkü. kafaya koymuş. ve kitabı da adeta yiyor. ya ben? akşam olacak. etraf sessiz olacak. moralim iyi olacak. canım kitap okumak isteyecek. içimdeki ben de onaylayacak. ohhooooooo!

    * * * * *

    bir kağıda plan program yapmak çok mu zor diego? ama yapmıyoruz işte. olağan seyrine bıraktığımız o kadar çok şey var ki...

    bitirilmesini arzuladığımız işlerin, iş bittiğinde bünyemize sağlayacağı endorfini de iş ile beraber ötelemiş oluyoruz. ötelenen ve gittikçe de yığılan bu ufak tefek şeyler bize huzursuzluk verir hale geliyor.

    şu son 5 saatir nelerle uğraştığınızı bi düşünün, bana hak vereceksiniz.
  • istediğiniz şeyleri yaparak zaman geçirmektir.

    istediğim şeyi yaparak geçirdiğim zaman benim için verimlidir, isterse 5 saat 9gag'da, 10 saat sözlükte geçirmiş olayım hiç farketmez. demek ki o anda ona ihtiyacım vardı ve onu yaptım, bu kadar basit.
  • son dakika insaninin yaptiginin tersi eylem.
  • bi numarası yoktur çoğu zaman. bugün geç kalktım, hem düzgün beslendim, hem evi temizledim, hem iş yaptım, hem kütüphanemi düzeltip, notları dosyaladım, yarına yapılacakları hazırladım. pazar günü için yapılabilecek bir sürü şeyi tamamladım; ama bir gram keyfim yok. yani her şeyi zamanında yapmak bir derde deva olmuyor.
  • randy pausch'un bu konuda ki dersi nasil yapilabillecegini gayet guzel bir sekilde aciklamaktadir.
    ayrica (bkz: zaman yonetimi)
  • modern insanın en büyük problemlerinden biridir. her şey hızlanıyor, zaman sanki hiç bu kadar hızlı akmamıştı. buna karşılık hedeflerimiz doğrultusunda yapmamız gerekenler var. bunun belki bilincindeyiz. ama zamanı çoğu kez planlamadığımızdan, hem yapmamız gereken şeyleri ihmal ediyoruz, hem hayatı kaçırma hissini derinden taşıyoruz. peki zamanımızı nasıl planlamalıyız?
    belki çok klişe olacak ama birçok insanın hayatı kendisine zerre kadar faydası olmayan uğraşlarla geçiyor. öncelikle bunları belirlemeliyiz ve şu soruların yanıtlarını vermeliyiz:
    zaman kaybına yol açan olay
    tarih
    nerede
    kiminle
    neden
    kaybedilen zamanın miktarı*. bu soruları ve cevaplarını, zamanı her boşa harcadığımızda ve bundan sıkıntı duyduğumuzda aklımıza getirmeliyiz.

    en büyük sermayemiz nasıl ve ne uğruna heba oluyor? bunu düzeltmenin vakti artık gelmedi mi? eleştiriye açık olmalıyız. her insan verimli zaman için farklı yollar izleyebilir ancak bence takvimle günleri, saatleri planlamak çok fazla işe yaramıyor.
    iki gün yerine getirilip üçüncü gün takvime uyulmuyor ne yazık ki. en önemli nokta hayatımızda yer kaplayan şeyleri önem sırasına göre yazmak. ardından bu listeyi, önce kendine sonra çevrendeki insanlara kabul ettirmektir. aksi takdirde zaman, zaman hakkında endişelenmekle geçmeye devam edecektir.

    *http://mathematicalworld.blogcu.com/…apmak/10547770
hesabın var mı? giriş yap