• izlerken, kronolojik olarak aşağıdaki düşüncelerin aklımdan geçmesine sebep olan film:

    1. vasat bir filmle vasat bir akşama merhaba.
    2. klişeler denizinde boğulmak istiyorum.
    3. hafiften gerdi mi ne?
    4. film fena değilmiş yalnız.
    5. ulan neler oluyor ya?
    6. hay yapacağınız işe sıçayım!
  • bir sinefil olarak film başlıklarına yazmıyorum. yazarsam sürekli yazma hissim oluşacağından böyle bir yükü kendi adıma taşımaktan korkuyorum. bu yüzden bir filmi kaç kere izlersem izleyeyim gelir buralarda başlıklarda yazılanları okurum. genellikle şukela moduna alırım. okur ve benimle birlikte yakalanan ayrıntıları, güzellikleri vs. buradaki yazarlar bilmese de onlarla paylaşmış olurum kendi içimde

    ve bu filmin başlığında da şukela moduna alıyorum. ve ilk entry ''boom!'' tüm keyfim kaçıyor.

    bir siz akıllısınız bir siz dikkatlisiniz. adamlar milyon dolarlık işler yapıp her sahneyi kafalarında aylarca çekiyorlar. bir eksik varsa bile bu yapımcı ve yönetmeninin ''zorunda kalarak'' ortaya koydukları bir şeydir en fazla. onun dışında size hata ya da mantıksız gelen bir şey varsa bu sadece götümüzle izlememizden kaynaklanıyor.

    şöyle ki;

    --- spoiler ---

    ''help'' yazısı dışarıdan yazılmış değil. içeriden yazılmış. ters olması da dışarıdaki okusun diye. hatta yönetmen ekşide bir vizyonsuz bunu anlamaz, bir de filmimin başlığının şukela modunda ilk sıraya yerleşir aman ha diyerek ne yapmış? karaktere cama dokunmasını söylemiş. bunu da çekmiştir. dikkatle izlerseniz karakter içeriden yazılmış ters ''help'' yazısına parmak uçlarıyla dokunuyor. yani içeriden mi dışarıdan mı yazıldığını gayet iyi anlıyor. izleyici şüpheye düşmesin, kadın yanlış tespit yaptı denmesin diye.

    bize düşen ise kıçımızla izleyip tespit sıçmak yerine bu yapımların keyfini çıkarmaktır.

    --- spoiler ---
  • konuya ve oyunculara bakmadan sadece jj abrams'a ve filmin adına güvenerek izlediğimden john goodman'ı görünce şaşırdım ve mutlu oldum. severim kendisini.

    film çok güzel başlıyor ve heyecanını düşürmeden çok iyi devam ediyor. son anlara kadar insanı germeyi başarıyor. yalnız filmin finaliyle ilgili söylemek istediğim birkaç şey var.

    --- spoiler ---

    valla şimdiye kadar onlarca uzaylı filmi izlemişimdir ama bu kadar aptal uzaylı barındıranını görmemiştim. sen ta kalk bilmemkaç ışık yılı uzaktan gel dünyaya savaş aç ama gemilerin bir tane sikko molotofla havaya uçsun. onu geçtim koca gemiden aşağı yollaya yollaya beyin fakiri sese duyarlı yaratıkları mı yolluyorsun.

    kız son sahnede houston'a gitmek için neyin tereddütünü yaşadı arkadaş sanki başka nereye gideceksin de orda büyük cesaret göstermiş gibi gururla yola sapıyorsun.

    uzaylılar sanki tam hazır olmadan savaş açmışlar gibi geldi. biraz daha teknoloji kasıp birlik üretip öyle saldırsalarmış keşke.

    --- spoiler ---
  • ilk yarısı - ve aslına bakılırsa sondaki çözüme kadar olan kısım - itibariyle, lezzetli bir psikolojik gerilim. altı yüz yetmiş üçüncü kez de benzer bir yorumun kendisine atfedildiği yapım.

    --- spoiler ---

    ancak *'ın hayat verdiği, kıyametten çok kıyametçi adamın dev prodüksiyon ve yatırıma girerek yaptırdığı sığınakta* yaşananlarda gerçekten insanı gerim gerim geren film. mezkûr karakterin gerçekten hakikati söyleyen babacan bir adam mı yoksa her şeyi neticesinden sallayan ve kendi "kıyamet sonrası" dünyasına inanmış bir psikopat mı olduğu sorusu zaten başlı başına sürekli bir gerilimken, john goodman'ın kimi sahnelerde sergileyemediği "sosyal yetenek"lerle toplumdan kopukluğunu - ve dolayısıyla kıyamet sonrası bireyci yaşama hâlihazırda hazır olduğunı - gösteren yapım.

    gösterilemeyen bu sosyal yeteneklerin en vurucuları, kadın olan bir bireyi sürekli "kız" ve "kız çocuğu" olarak görmesinden kelli sessiz film benzeri oyununda "little women"daki 'kadın'ı bir türlü söyleyememesi, can çekişmesi ve defalarca "kız" "kız çocuğu" demesi güzel bir sahneydi, psikolojik durumunun en aleni yansıması olarak.

    yine benzer bir şekilde "aldatılma" fikriyle yüzleşemeyip, arkasından iş çeviren kişilerin planını keşfedip de "affetme" lütfünü gösterip sonrasında kafasına sıkması ile yine toplumsal normların ne kadar dışında seyrettiği güzel ve berrak verilmiş.

    ve son olarak vurulan adamdan sonra bürünülen "koruyucu kollayıcı aile babası" figürüyle de hayatında nelere sahip olmak isteyip, eksikliklerinden kafayı nasıl kırdığı başarılı resmedilmiş.

    elbette korunup kollanan bu "kız"a yönelik ilgi sadece naif bir baba figürümüydü yoksa işin içinde cinsel bir veçheden de bahsedilebilir miydi sorusuna cevap vermese de bunu da karakterin içinde bulunduğu rahatsızlığın bir sonucu olarak görmek çok olası.

    --- spoiler ---

    ammevelakin, sondaki sahneler gerçek olsa ydg-h dünyaya hâkim olurdu diye düşünülen yapım.
  • insanların neresiyle izlediklerini anlayamadığım filmlerden biri. iyi film.

    --- spoiler ---

    filmin içindeki neredeyse herşey bir yere bağlanıyor ve bu bağlanma signs'daki gibi "ilahi adalet" şeklinde değil, kendi içinde mantıklı şekilde gerçekleşiyor. "mutasyona uğramış uzaylı solucanlar hakkındaki teorisini duymalısın" repliğinden sonra hala daha karşısındaki uzaylıya yok reptilian yok humanoid demek falan gerçekten enteresan. aynı şekilde houston'a gitmekle anlattığı küçük kıza yardım hikayesi arasındaki bağlantıyı kuramamak da.

    --- spoiler ---
  • buyuk ihtimalle tum film siginakta gececek. iste elemanlarimiz kotu adami oynayan john goodman'dan kacmaya falan calisacaklar. sonunda ise iste mary elizabeth winstead tam disari cikacak...bi bakacak etraf yaratik kayniyor; boyle dokulmus, perisan olmus falan findik fistik klise.
  • az once izleyip begendigimiz, tamamini fragmanda gordugumuz diger filmlere o acidan ornek olmasi gereken basarili film. o fragmani izleyip sinemaya gittiginiz de tamamen beklemediginiz bir senaryoyla karsilasip hele filmin son 10 dakikasinda oha megersem buymus diyorsunuz. gerilimi iliklerimize kadar hissettirdi cok begendik.

    --- spoiler ---

    ben filmin son 10 dakikasina kadar adam yalan soyluyor aslinda disarida birsey oldugu yok , o disarida gordukleri hasta kadin falansa adamin ayarladigi birseydi vs diye dusunuyordum ..megersem neler olucakmis.. bizim kiz houston 'a gittigine gore ikincisi de 1-2 sene icinde cikar.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    malum şahıs molotofa falan girmeden insan gibi öldürülseydi filmin notu en az 1 puan yukarıda olurdu. şu anki not 7.3. top 250 garantiydi yani.

    normal şartlarda uzaylı görerek şok yaşayan bir kızın, korkudan düşüp bayılması gerekirken, bizimkinin cin gibi ayakta olduğu yetmiyormuş gibi kafasında kırk tilki dolaşıyor. yetmiyor molotof falan yapıyor.

    yahu kız 15 dakika içinde kendisini hapseden adamı yaraladı, hapsedildiği yerden kurtuldu, bu sırada asit ve gazdan zehirlenmekten kurtuldu, sonra yaraladığı adamın elinden tekrar kurtuldu, dışarı çıktı, sığınağı havaya uçtu, havada uzaylı gördü, yerdeki başka bir uzaylıdan kurtuldu, havadaki uzaylı tarafından kaçırılmak istendi, molotof yaptı, uzaylıyı havaya uçurdu ve gelen yardım çağrısını duyup insanlara yardım etmeye gitti. "15 dakika" diyorum bak.

    howard'ın haklı çıkmasına, ters köşeye tamam, ama molotofla uzaylı öldürmeye hayır. o kadar da değil. film dediğim gibi bitse birçok insan "vay anasını demek öyleymiş, yazık oldu kıza" deyip, etkilenmiş şekilde bitirecekti filmi. mevcut haldeyse tam tersi oldu. izleyenlerin çoğu filmin sonunu saçma buluyor.

    bir devam filmi uğruna böyle boktan bir sona değer miydi bilmiyorum.

    7/10

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    son 10 dakikaya kadar 9/10 iken, bir anda kendini 6/10 a çekti. sorun uzaylı teması değil, bütün bir medeniyeti terlemeden yokeden yarı organik yarı sentetik canlıların yer birliklerinin (uzaylı k9 u?) otomobil alarmıyla bir canlının çıkardığı sesleri ayırt edemeyip, uzay boşluğunda mutlak sıfırda seyahat edebilen gemilerinin alkol intoleransı olması. bildiğin yanan meyve tabağıyla pasifize oldu ya la koca "şey".
    --- spoiler ---

    koca fret çakmaktaş ne hale gelmiş öyle ya.
  • --- spoiler ---

    gerçekte anti klişe timi kurulsa herhalde en azılı üyelerinden biri olurum. o yüzden bi film izlerken de eğer komedi türünde değilse ve her şey klişelere uygun olarak giderse o filmi dikkate alamıyorum, imdb'de 3-4 puan verip kapatıyorum. bu filmde ise sevdiğim nokta tam böyle seyirciyi aptal yerine koyacaklarmış gibi hissederken bir anda olması gereken şeylerin gerçekleşmesi. genç elemanın vurulacağını hangimiz tahmin ettik? ya da sosyopat dayımızın her şeyin farkında olması, kolayca kandırılamaması vs. bunlar gerçekçi ve filmi akıcı/gerilimli yapan unsurlardı. nereye kadar? finale kadar. yani aslında final de güzel ama. o uzaylı tenekenin ağzına molotof atmak? gerçekten gerek var mıydı böyle bir sahneye? dışarı çıkardın karıyı, uzaylılar gerçekten vardı. tamam öldürsene işte o. hadi kurtardın, gerçekten diğer insanlara yardıma mı koşardı?

    --- spoiler ---

    6.8/10 diyorum. bir filmi izlerken bitişine kaç dakika kaldı acaba diye bakmıyorsanız bazı şeyleri doğru yapmışlar demektir.
hesabın var mı? giriş yap