• kıçından yorum yapanların bilgisi olsun diye söylüyorum: konserde dünyayı kurataracağını sanan cengaverler falan yoktu anacım. onlar iki hafta önce fetih şenliklerindeydi, tamam o da inönü stadındaydı ama karıştırdın sen. bu konserdekiler halayla dünyayı kurtaramayacaklarını amma velakin sadece halaya katılmakla işkence görebileceklerini, tutsak edilebileceklerini ve öldürülebileceklerini bilen insanlardı.
  • bağlamaları kelepçelenmiş bir halkın çocuklarıydılar. 12 eylül karanlığından sıyrılıp geldiler. tükürdüler yüzlerine cellatların ve ceplerinden çıkarıp kefenlerini, üzerilerine oturdular.

    susmadılar.

    faşist cuntanın onbinleri tıktığı stadyumda, gitarını çıkarıp venceremos çalan, elleri dipçik darbeleriyle kırıldıktan sonra, ıslıkla venceremos çalmaya devam edip kurşuna dizilen victor jara'nın yoldaşlarıydılar.

    infaz edildiler. susmadılar.

    küçük armutlu'da top oynarken polis panzeriyle ezilen sevcan'ın ağabeyleriydiler, ablalarıydılar.

    işkence gördüler. susmadılar.

    insanlık onuru işkenceyi yenecek diyen engin'lerin dilleriydiler. kardeşleriydiler.

    öldüler. susmadılar.

    25 yıldır bir gün bile susmadılar, susmayacaklar. yenilmediler, yenilmeyecekler.

    çünkü onlar halklar ve haklılar.

    kalbini dağ ateşiyle ısıtan, yüzünü kanla yıkayan bu güzel insanlar, 25 yıllık bir umut türküsünü yeniden dillendirmek için 12 haziran'da inönü stadyumu'ndalar.

    (bkz: türküler susmaz halaylar sürer)
  • önce konsere dair benim hislerimi yazayım; bence olağanüstüydü. bostancı, harbiye konserleri benim şarkıları algılayıp, müziği duymam açısından daha iyi olsa da bu konser olağanüstüydü. konser esnasında oturduğumuz yer dolayısıyla sesde sorun olduğunu düşündüm. kapalıdaydık, yaylılar karşıdan geliyordu, vokaller sahneden, vurmalılar sağdan. saha içinde ses daha iyidir diye düşündüm. hakkaten de öyleymiş. gerek saha içinde olanların yorumları gerek oralardan yapılan kayıtlardan duyduğum kadarıyla ses muhteşemmiş. bizim taraflarda iyi olmaması ne coşkuyu etkiledi, ne müzikten alınan zevki.

    çoklukla oturdum haliyle. 8 aylık hamile olmanın götürüsü. bu oturmak şöylesi bir enstantaneye sebep oldu ama; herkes ayakta ben oturuyorum. şarkı bitti, alkışlar... sonra diğer şarkı başlamadan deli alkışlar yeniden... nooluyo diye düşünürken, yanımdaki arkadaş da omzumu dürttü heyecanla: “dayı, dayı çıktı, dayı çıktı.” itiraf edeyim 5 saniye şok oldum. “lan dayı öldü????” diye. sonraki 3 saniye yoksa slayt gösterisi mi diye düşünmekle geçti. o an sesi duydum: ramiz dayıymış sahnedeki ahahah.

    madenciden çok güzeldi, defol amerika, arkasından baltasını biledi, gündoğdu, haziranda ölmek zor başta olmak üzere tüm şarkılar çok güzeldi.

    18.15 gibi stattaydık. çarşı te o saatlerden konser sonuna kadar hiç yorulmadan slogan attı. güzeldi. bir ara statta meşale yaktı kimi düşüncesizler. ya benim yanımda yakılsaydı diye düşünüp dehşete kapıldım. o kadar çocuk, yaşlı insan... tehlikeli işler bunlar. hamile olmasam bunu düşünür müydüm? tam tersi “ne görkemli oldu la!” derdim muhtemelen.

    o kadar çok çocuk vardı ki... şarkılara, sloganlara eşlik etmeye çalışan, gülen, koşan. seneye de benim kucağımda çocuk olur diye düşündüm, mutlu oldum.

    ihsan abi’yi * barkovizyondan da olsa görmek güzeldi. direnç çiçeği’ni söyler diye umduk judge fudge ile ama hele ulaş’a ulaş’a’yı söyledi. olsun. o da şahaneydi.

    muharrem’in sesini duyduk, içimiz yandı. selam ettik özgür tutsağa.

    bir aksilik oldu eve varmam 5’i buldu. yatağa girdiğimde bel, ayak, sırt ağrısından ve uykusuzluktan ölüyordum. ama bir an olsun “pöff gitmeseydim keşke.” diye düşünmedim. herşeyiyle çok güzeldi.

    şimdi gelelim, diğer söyleyeceklerime; öncesiyle, anıyla, sonrasıyla çok enteresan bir konserdi. konser şahaneydi, stad, yorum, izleyiciler, konuklar hepsi şahaneydi, enteresan olan yorumlardı.
    önce şunu okuyalım; (bkz: #15354085)
    o entryde değindiğim gibi çok büyük bir grup insan var, grup yorum mevzusu geçti mi “yorum da çok bozdu yaaaa” demezse ölecek hastalığına kapılan. yine o entryde bahsettiğim gibi, benim kendilerine dair, “esas kendileri eskiye nazaran bozduklarından, mücadele yer almayıp, kendi duygularını, hislerini kaybettiklerinden, bunu kabul etmek yerine, plazalarından yorum’a bakıp “aman da çok bozdu.” diyen.
    şimdi bu plaza güzelleri popülarite sever, moda sever. dolayısıyla değil grup yorum’u, ömürlerince dinlemedikleri aşık ihsani’yi alla pulla, inönü konseri de, reklamı iyi yap, medya yüzünü iyi ayarla, öyle ki feysbukta “katılıyorum” demeye başlasın insanlar yavaş yavaş, bu popülist arkadaşlar “ayyy tarih yazılacak ihsani’yi dinlemeye mutlaka gideceğim.” demeye başlarlar. elbetteki stattaki 55bin kişi yorum’dan bağımsız, bu şekil bir akışla geldiler demiyorum. öncesinde yorum’a bok atmaya doyamayan bir grup insandan bahsediyorum. yıllardır yorum’un tek bir konserine gelmemiş, yorum ne yapar eder bilmeyen, son albümleri bir kez bile dinlememiş ama yine de yorum’un bozduğundan emin olan kadrodan...

    bu grubun bir kısmı, ennn popülist ve sürü psikolojili kısmı konser sonrası, o coşku ve görkemin akışıyla “vayyyyyyy be ne konserdi, tarih yazıldı.” söylemlerini sürdürdü. “amerika katil” şarkısına hasta olup, “süpermiş.” dediler. “son albümlerini beğenmemişlerdi.” ama olsun. demek bunu gözden kaçırmışlar...

    bir başka kısmı, aynı papağanlığa devam etti: “cık olmamıştı işte. coşkusuzdu. grup elemanları gaz verememişti. çok konuşma vardı. grubun eskileri neredeydi hem? onlarsız olur muydu? hıh ruhi su, cem karaca, ahmet kaya kıymetlerini bilmek yeni mi akıllarına gelmişti, sıyrılıp gelen’i romantik buldukları için konserlerinde söylememişlerdi...”

    - lan arkadaş, o uzun konuşma dediğiniz , genel-iş sendikası başkanı erol ekici’nin yaptığı konuşma, ömrüm boyu dinlediğim en gaz, en şahane hazırlanmış konuşmaydı!!! grup yorum’un şarkılarının sözlerinden konuşma metni yapmış adam! türkiye halkları için canını vermiş onlarca insanı, birbirinden ayırmadan andı... konuşma sırasında tüylerim diken diken oldu. 1 mayıs’larda şöyle konuşmalar niye yapmıyorlar diye düşündüm. hastası oldum. sen ne istiyordun ki sıkıldın? yoksa tayad’lıların konuşmasına mı sıkıldın? kardeş kusura bakma da yorum en çok onların yorum’u. sen çok sıkılıyorsan daha şenlikli bir konsere alalım seni. yorum konserine gelip tayad’lılara sıkıcı demek hadsizlik değil de ne?

    - grubun eskileri, grubun eskileri... sözlükte, orada burada açın bakın tüm yorumlara aynı şekilcilikle, aynı ezberle aynı isimlerin sayılıp durulması! ben size soruyorum: ilkay, hilmi, metin-kemal, efkan, özcan diyecek duyarlılıkta vefalı, emek sevdalısı tosunlar, niye o saydıklarınız arasında gülbahar uluer, ayşegül yordam, erkan sevil, beril güzel, ufuk lüker, özgür tekin ve onlarca isim daha yok mesela. ya da ulan daha 3-5 ay önce yorumla sahneleri paylaşan öznur turan ile mesut eröksüz yoktu sahnede ama şunca entryde niye anılmamış isimleri, derdiniz eskileri anmak, anılmamasını eleştirmek ise, kolektif emeğin yüceltilmesi ise. kaldı ki kolektif emekte isimlerin önemi ne?? eh ama laf söyleyelim boş geçmeyelim derdindeyseniz, o başka tabi. keşke olabilseydi. ama kardeşim, arada anlaşmazlıklar varsa –ki insan değil miyiz hepimiz neden olmasın?- sırf sizin paşa hatrınız için nasıl bir araya gelsin insanlar? barkovizyondan hemen hepsinin görüntüleri geçti onu da mı görmediniz? hem biliyor musunuz kim neden gelmemiş? kim çağrılmış? kim çağrılmamış? kimin işi varmış? kim gelmek istememiş? hemen grubu yargılayıp asmanın manası nedir?

    - ruhi su’ların, rahmi saltuk’ların kıymeti yeni biliniyormuş!! yav en nefret ettiğim şey kulaktan dolma saçmalıklarla yargılara varıp, bir de bu yargılar yüzde yüz doğrular gibi ortalığa saçıp dökmek! bak kardeşim kültür sanatta tavır diye bir dergi var. bu adamlar ne der, ne düşünür, kimleri anar, kimleri onore eder, kimleri yerin dibine batırır hepsi yazıyor. korkma eskiden olduğu gibi bu dergiler üzerinde çıkınca başına bir iş de gelmiyor. hah bak oku ondan sonra ahkam kes.

    - sıyrılıp gelen’i yorum üyeleri romantik buluyormuş da ondan konserlerde söylemiyorlarmış!! vay arkadaş kaç yorum konserine gittin de sıyrılıp gelen dinleyemedin de, sonra bu açıklamayı duydun?? harbiye açık hava, altınoluk açık hava, bostancı gösteri merkezi... tüm bu konserlerinde söylediler sıyrılıp gelen’i, üstelik bu şarkıyı dinlemeye çok alıştığımız bir ses varken, selma hiç yadırgatmadan şahane söylemeyi başardı.

    - en şahanesi; coşkusuzmuş. grup gaz verememişmiş. arkadaşım, 55bin kişi! 1 mayıs sayısı neredeyse. tıklım tıklım doldurmuşlar bir stadı, bangır bangır senfonik orkestra eşliğinde giriyorlar sahneye. her yer ışık ışık. 55 bin kişi mahir hüseyin ulaş kurtuluşa kadar savaş diye bağırıyor... seni bu gaza getirmiyorsa senle ilgili bir sorun vardır. yoksa ilk andan itibaren tüyleri diken diken olan, ağlayan, yanındakine sarılan binlerce insan kendinden gaz üretebilen cinsten değildi gördüğüm kadarıyla. bir de şunu farket lütfen; grup yorum metallica, tarkan, kenan doğulu değil ki sana sahne şovuyla coşku versin. sen coşkularını kaybetmişsin grup ne yapsın. hayır eski yorum sahnede ne yapıyordu da bu arkadaşları coşturuyordu gerçekten merak ediyorum.

    bu klişelerle yorum yapma işine radikal gazetesi de kendini kaptırmış ki şöyle diyordu yazının sonunda: http://www.radikal.com.tr/…14.06.2010&categoryid=82 “ha unutmadan, yorum’a yöneltilen “çok sert duruyorsunuz sahnede” eleştirilerini dikkate mi almışlar ne, gülümsemeye başlamış yorum’cular. ya da dinleyicilerin coşkusu kanlarını kaynattı herhalde... ve bazı parçalara halk oyunları ekiplerinin dans gösterileriyle tiyatral gösteriler eklemişler, görselliğine daha önem vermişler. belki sonraki konserlerde kendileri de dans eder, kim bilir...” (bkz: #9605971) tee 2006’da demişiz: “halay çekiyorlar, oynuyorlar cıvıl cıvıllar ne güzel!!!” diye. 2007’de yazmışız: (bkz: #10437640) sanat müziği, roman havaları, oyun havaları diye... sen yıllardır gözünü kapamışsan yorum’a, görmüyorsan yorum sana ne’etsin?

    tüm bu yazdıklarımdan grup yorum eleştirilemez, onlara tavsiyede bulunulamaz anlamı çıkmasın. ben sadece çok fena sinir bozucu olan, yüzeysel, dışarıdan ahkam kesmekten başka bir niyet olmayan, kendinin sistemle barışıklığını kendi içinde rahat yaşamak için önüne gelene bok atmaya pek meraklı, boş konuşan abilere ablalara laf ediyorum. gayet içten, görerek, sorgulayarak eleştirenlere lafım yok. niye olsun, grup yorum’un avukatı değilim. tam tersi alakasız bir siyasi geleneğe sahip, yorum’un yakın olduğu siyasi geleneğe ve yorum’a kimi eleştirileri olan ve bizzat kendilerine dile getirmeye çalışan (idil kültür merkezi’ne gidin ya da arayın direk ulaşırsınız birilerine, kendileri popstar olmadığı için..) biriyim. ama aynı zamanda müzik gruplarını, yayınları takip ederken onları ön yargılı bir düşmanlıkla değil tam tersi dostça duygularla izleyenlerdenim. grup yorum benim için “hımm bakalım yeni soundları nasıl, bakalım güfteler başarılı mı? enstrümanlar, sololar olmuş mu?” diye takip edilen, hayranı olunası bir müzik grubundan öte, “yine mi tutuklanmışlar? insan konser düzenliyor diye tutuklanır mı? hangi üyesi yurt dışna çıkmak zorunda kalmış? albümlerine kurşun mu sıkılmış?” diye endişeyle izleyip, yanlarında olmaya çalıştığım, benim için, halk için sanat yapmaya çalışan, devrimci sanatçılardır. aynı grup munzur gibi, koma agire jiyan gibi. ulan futbol taraftarı bile “yenilsen de yensen de...” diyor siz ne pis insanlarmışsınız, “her şey şahaneyse destekçin olurum ancak” diyorsunuz?

    son söz sevgili arkadaşım rrr’den gelsin. ne güzel yazmış: (bkz: #8207520)
    “...grup yorum, tarihe çoktan atmıştır imzasını. gayri bir şarkı daha yapmasa da olur. bu ülke, sadece pabucun değil ıslığın dahi pahalı olduğunu gördü. yorum, özgür bir ıslık uğruna ışıksız geçen günlerin diyetini ödedi şikayetsiz. 20 yıldır yorum'un yaşadıklarına şahit alelade bendeniz, daha da utanırım korkmaktan, yutkunmaktan. yetmez mi?”
  • ilk başta konserin inönü stadı'nda olacağını duyunca "iyi cesaret" diye geçirmiştim içimden. stada geldiğimde gözlerime inanamadım. mahşeri bir kalabalık vardı. sonra konserin ortasında açıkladılar, tam 55 bin bilet satılmış. konserin nasıl geçtiğini anlatmak zor, tek kelimeyle muhteşemdi. çocukluğundan beri grup yorum'u dinleyen, bu 25 senede her şarkısını ezbere bilen biri olarak hissettiklerimi tarif etmem mümkün değil. birçok defa gözlerim doldu. şarkılar iyi seçilmişti, koro kusursuzdu, hatta bazı eski şarkılarına cover yaptıkları bile dikkatimi çekti. şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, ne konserlerini izlemiştim grup yorum'un, etrafta panzerler olur, 10 kere aramadan geçersin, polis kameraları dibine kadar girer. bugün stada girerken, konserde ve çıkarken tek bir polis bile görmedim. üst araması bile yapılmadı. memlekete demokrasi gelmiş diye sevineyim mi, yoksa başta bu grubun elemanlarına çektirilen çilelere, konsere gidenlerin terörist damgası yemesine üzüleyim mi karar veremedim.
  • bu konserde ben, babasının omuzunda 1 mayıs marşına bağıra çağıra eşlik eden daha 5 yaşında bir kız çocuğu gördüm. konser öncesi ve sonrası söylenecek, anlatılacak o kadar çok şey vardı ki aslında, bir anda her şey gözümde teferruat oluverdi. tarih 55000 bin kişinin inönü stadı'nda bir araya gelmesi değildi. tarih, o kız çocuğuydu.

    nice 25'lere...
  • haziranda ölmek zor ancak bu kadar güzel söylenebilirdi.
    25 yıl aradan sonra...
    aynı tadla...
  • beklenendende daha güzel bir atmosfer ve konserdi. ancak konserde söylenen parçaların % 80'nin yaratıcılarının yani müzikal anlamda grup yorumu var eden insanların bırakın çağrılmayı isimlerinin bile zikredilmemesi yürek burkmuştur.
  • 25 senedir bu gruba, muzisyenlerine, dinleyenlerine saldıran, gözaltına alan, hapse atan, işkence eden devlete sormak lazım bugün.

    -bakın insanlar 55 bin kişi toplandılar, şarkılar söyleyip eğlendiler, sloganlar attılar. polis işin içine girip konsere gelenleri taciz etmediği için olay falan da çıkmadı. neydi bugüne kadar korktuğunuz? neden bu kadar ezmeye çalıştınız insanları?

    artık kendi halkından ve onun isteklerinden korkan devlet olmasın bu ülkede. bırakın da konuşabilsin insanlar. düşünceyle devlet yıkılmaz. düşünceyle zayıflayan ve yıkılmasından korkulan devlet zaten güçlü değildir. insanlar kendilerini dinlemeyen otoriteyi yıkmak isterler, onları ve düşüncelerini ifade etme özgürlüğünü koruyan devleti değil. devleti polis ve asker değil halkı güçlü kılar. kendi halkı ile savaşan devlet bir yere varamaz.

    bazıları hala konuşuyorlar, "açılım da neymiş, gösterin de bilelim" diye. al sana açılım bu işte. siz her bokun "tepeden inme emirle ve bir günde" olacağını sanan eblehler olduğunuz için konuşun hala. her şey adım adım. bugün bu olacak yarın başkaları. sizin adi muhalefetiniz olmasa daha da hızlı ilerleyecek bu ülke. insanlar kendi isteklerine saygı gösterildiğini gördükçe başkalarınkine de saygı gösterecek hale gelecekler. sizin korkudan 3.5 atmanızın altındaki gerçek de bu zaten. zira sizin kendinizden başka kimseye tahammülünüz yok.
  • bu ülkedeki muhalif-sol siyaset 25 yıl boyunca grup yorum şarkılarındaki devrimci heyecandan, direnme ve mücadele etme kararlılığından beslenmiştir; bu anlamda, grup yorum bu ülkedeki sol geleneği-tarihi-mücadeleyi sanat alanına yansıtmasaydı, -rahatlıkla söyleyebilirim ki- devrimciler daha ruhsuz, daha heyecansız olurdu; yani, devrimci mücadeleye adım atmada "darağacında üç fidan" kitabını okumak nasıl bir anlam ifade ediyorsa, grup yorum'da attığın adımların hızlanmasında öyle bir anlam ifade ediyor. nice 25 yıllara, nice konserlere...
  • stada doğru giderken beraber yürüdüğümüz kalabalık nasıl bir gecenin bizi beklediğinin habercisiydi.içeriye girdiğimizde saha içi ve tüm tribünleri ağzına kadar dolu görünce hissedilen coşku daha da arttı.uğurlama ve arkasından haziran'da ölmek zor ile yapılan başlangıç muhteşemdi..sahnedekilere eşilik eden 55.000 kişilik koroyla saatler boyu hiç susmadan halaylar,türküler,şiirler eşliğinde harika bir 4 saat geçirdik..finale yakışan şarkı tabiki haklıyız kazanacağız'dı ve bu efsane geceyi harika noktaladı
    nice 25 yıllara grup yorum...kapalıda asılan bir pankartta dediği gibi ''bir ulusun türkülerini yapanlar yasalarini yapanlardan daha güçlüdür'' hep güçlü kalacaksın yorum halkınla beraber...
hesabın var mı? giriş yap