• hükümetin dalgasını geçerek noktayı koyması durumudur. bunu kabul edip de parktan çekliyoruz diyenlere de yazıklar olsun. ulan hepsi bunun için miydi yani? yargı kararına uysunlar diye mi???
  • kaybedilen canların da rahat etmesi için akıllı davranmak lazım. bakın haklıyken haksız duruma düşeceğiz ve yine başa dönecek olay.

    bir oyun oynanıyor ve oyunu kuralına göre oynamamız lazım yoksa kaybedeceğiz.

    hepimiz baştan beri neler döndüğünün farkındayız.

    ama fevri davranırsak kazanamayacağız. maalesef şu anki durum budur.
  • gorusmeden cikan yarginin kararina saygiymis. toplanmasalar da olurmus diye dusundurduler.

    (bkz: thanks captain obvious)
  • kanımca iki perdelik bir oyunun ilk perdesidir. bu aşamada "çevrecilerle anlaştık" mesajı verilip ikinci perdeye geçilecek. tabi parktaki kimse bu "anlaşmayı" tanımayacak, direnmeye devam edecek.

    ikinci perdede birden "çevrecilerle alakası olmayanlar kaldı parkta, müdahale etmemiz gerek" denilip yine çadırlar sökülecek. kamuoyu şiddeti artık meşru görecek. "istismar eden marjinaller" temizlenecek. aynen böyle olacağına eminim.

    yemek tarifi gibi oldu biliyorum.
  • her biri politika uzmanı, diplomat sözlükçüleri memnun etmemiştir.
  • şu an çok sayıda agresif yazı görüyorum burada. sanki bir telaşa kapılmış gibi çekileceğiz diye. arkadaşlar, bunun bir kazanım olduğunu söylemek çekilmek anlamına gelmez.. en baştan beri ne yaptığımızı göz önüne alırsak ortaya daha net çıkar her şey diye düşünüyorum. en başından beri pasif direniş, karşıdaki erki çaresiz bırkan bir direniş oldu, şimdi nefret içerikli söylemlerle, çekilmeyin demek direnişin ruhuna aykırı diye düşünüyorum. ortada net bir şey var. kimse çekilmiyor içiniz rahat olsun. bunun için ne kazandık da yumuşuyorsunuz diye millete çemkirmeyin rica edeceğim.. burada elde edilen bir kazanım hatta ara kazanımdır. nefes alma vaktidir. pit stoptur. bunu belirtmekte de sakınca yoktur. bunu söylemek sizi çekiliyor yapmaz. şu an nefret aşılayan söyleme gidersek direnişin bitmemesi için haklılığımızı yitirmeye başlarız. biz bundan sonra direnişin atacağı adımı düşünmeliyiz.

    şimdi "bence" öncelikle yapılması gereken agresif cevaplar yerine, akp'nin haftasonu mitinglerinde provokatif diller olup olmayacağını gözlemek olacaktır. eğer orada provokatif ve ötekileştiren söylemler devam ederse zaten "yeter bu kadar nefeslendiğimiz haydi bakalım!" güdüsü kendiliğinden gelecektir direnişe. şu anda direniş ilk kez agresif yöne kaymaya başladı gibi görünüyor. bunu kesinlikle yapmamalıyız. agresiflik karşı tarafa mağduriyet yarattığı gibi (ki mağdur olmak için nasıl kırk takla atabileceklerini biliyoruz), kamuoyunda şu ana kadar gördüğümüz müthiş desteği de azaltacaktır. samimiyeti görmek için, rte'nin yarınki konuşmaları ile haftasonundaki mitinglerdeki dilini görmemiz lazım. sonra atacağımız adımları değerlendirmeliyiz bence.
  • çok kararsız kaldığım bir şekilde neticelenmiştir. aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık. tam bir rte taktiğiyle sonuçlanmıştır. şimdi geziden ayrılmayın desem, birinin bana provokatör demesini geçtim kendi kendimi provokatör hissederim. geziden ayrılın desem, bütün bir eylemi sadece iki-üç ağaç için direnen üç-beş çapulcu seviyesine indiririm.

    sanatçıların ve taksim derneğinin de neden bu denli süt dökmüş kediye döndüklerini de anlamış değilim. taksim'den haklı talepler alınmadan çıkılmamalıdır kanısındayım. bugün git yarın gel gibi bir zihniyetle, haklı bir eylemin, üç beş ağaç seviyesine indirilerek gezi protestosunun itibarsızlaştırılmasına izin verilmemelidir. evet mesele aynı zamanda ağaçlardır da, ama esas mesele hak ve özgürlüklerdir. başbakan'ın ağzımıza bir parmak bal çalıp, "hadi hadi evinize." demesini hiç bir sanatçı hiç bir dernek üyesi haklı gösteremez. çünkü yarın yine aynılarının olmayacağının garantisini vermemiştir.

    vali hakkında tek bir açıklama bile yoktur ki görevden alınması gerekir. keza emniyet müdürü de aynı şekilde. ve bu sırf istanbul için geçerli değil, olayların, yaralanmaların ve ölümlerin yaşandığı bütün şehirlerde yapılmalıdır. fakat bu konu hiç gündeme getirilmemiştir. başbakan'ın babacan tavrından bahsedilmiştir sadece.

    belki tayyip erdoğan'ın geri adım atması bile bir başarı olarak görünebilir ama çerçeveye uzaktan baktığımızda aslında büyük de bir başarısızlık olduğu görülebilir. günlerdir eylemcilere bir ana avrat sövmediği kalan başbakan, şimdi babacan bir tavırla karşımızda yalanını bu halk yemez.

    esas yapılması gerekenler yapılmalı, ondan sonra halktan gezi parkından çıkması istenmelidir. sonuç olarak, hiç kimse cezalandırılmadan, hiç kimse görevden alınmadan ve daha bir gün önce direnişe destek veren avukatlar yaka paça göz altına alınırken, aynı zamanda da ankara'da ve belki de bilmediğimiz bir çok şehirde hala insanların kafası gözü yarılırken, aman gezi parkı kurtuldu hede hödö demek, hiç bir sanatçıya hiç bir derneğe yakışmaz.
  • ağaçların hakkından yola çıkıp kendi hak ve özgürlüklerimiz için de yollara düşmüştük ya biz...bir an heyecanlanmıştım itiraf edeyim.bu saatten sonra geri dönülmez bir yola girmiştir bu direniş. zaten uyulması şart olan yargı kararı büyük lütuf gibi gösterilmiş ve zaten sabah açıklanan halk oylaması bir çözüm olarak sunulmuş bunlarda, hee evet, diyerek çıkmışlar toplantıdan. ne olacak şimdi orada kalanlar olursa, işte demiştik bunlar terörist diyecekler allah ne verdiyse dalacaklar. hani baskı hani yasaklar hani adaletsizlik nerde çözüm nerde ses duyurma..
    diyeceğim o ki, ölen arkadaşlar, gözlerini kaybeden, yoğun bakımda olan, yaralanan binlerce insan olan onlara oldu.
    umut dediğin, mutsuz bir sonmuş...
  • bu açıklamaların üzerine tek bir direnişçi bile "ha tamam o zaman ya" deyip alanlardan ayrılacak değil, eminim. taksim dayanışması hakkındaki görüşlerim için:

    (bkz: #34569238)
hesabın var mı? giriş yap