• ülkemizdeki iğrenç adalet mekanizmasının bir sonucu. oysa ki, kızımız cep telefonumu gasp ettiler falan deseydi büyük ihtimalle serbest bırakılmazlardı. mal, candan daha önemli soktuğumun ülkesinde. o kızın yaşadığı travma falan umrunda değil hakimin.
    bir de olayın intikam yönü de var. adamlar belki manyak, gidip o kıza veya ailesine zarar verecekler belki hakim efendi, karısını öldüren kocalar akıllandıramadı mı daha sizi?
  • o değil de sonra bazıları çıkıp, kur'an-ı kerim'de suç işleyenlerin ellerinin, kollarının kesilmesi ile ilgili ayetlere barbarca diyor.

    15 yaşındaki kız için "vermeseydi kardeşim, savunsaydı kendini." diyemeyeceğimize göre, bir yerlerden kesmeye başlayarak, bu tür şeylerin önüne geçilebilir.
  • ejder kapanı filmindeki akrep cello gibi anti-kahramanlar mı bekliyoruz nedir anlamadım? yeri gelince anamız var bacımız var diye ortalık ayağa kaldırılır ama sefil bir tecavüzcüyü bile cezalandıramıyor bu ülke.
  • haberin yorumlarından biri, dokunmadan alıntılıyorum:

    "allah evlatlarımızı korusun. demekki bizim başımıza gelse kendi ataletimizi kendimizin sağlaması gerekecek."

    ne yazık ki aynı fikirdeyim. ne yazık ki ülke bu hale geldi. türkiye'deki adalet sistemi bu şekilde devam ettikçe, kendi adaletini sağlama fikri bana hiç anlamsız gelmiyor.
  • karar veren hakimin acaba kendi kızı yok muydu?
    benzer yaşlarda kızı olsa, bu kararı verebileceğini zannetmiyorum.
  • ödüllendirilcesine serbest bırakılan bu şerefsizler 15 yaşındaki bir insanın hayatını bitirmişlerdir. öldürmekten beter etmişlerdir. o 15 yaşındaki çocuk hayatı boyunca bu olaydan dolayı psikolojik travmalar yaşayacaktır. insan hayatı bu, sil baştan yapmak diye bir şey yok, bir matematik sorusunu yanlış yaptığında silip düzeltirsin ama hafızaya yapışan korkuları, işkenceleri, haksızlıkları silip atamazsın sadece onları nasıl taşıyacağını ve hayatta kalabileceğini öğrenirsin psikolojik tedaviler sürecinde.
    geçen gün bi belgesel izledim. kadın suçlarıyla ilgiliydi. amerikada fakir bir kesimden gelen bir kadın sevgilisiyle zengin bir muhitte yaşayan genç kızın evine girmiş, kıza işkence edip öldüresiye dövmüş, daha yetmemiş kadın kıza tecavüz etmiş. sevgilisi de tüm bu süreçte kadına yardım etmiş. kızcağızı öldürdüklerini zannedip olay yerinde kaçmışlar ama kız ölmemiş, kurtulmuş.
    suçlularda yakalanmış bir süre sonra. bu olayı gerçekleştiren kadının aldığı ceza ne biliyor musunuz? "ömür boyu hapis cezası". kadına yardım eden sevgiside 40 yıl mı ne almış.
    olay mağduru genç kız olayın olmasından 5 yıl sonra intihar etmiş ve ölmüş. adalet sisteminin ömür boyu hapis cezası verdiği suçluya rağmen mağdur olan kişinin yaşadığı travmayla hayatına devam etmesi hiç kolay değil yani.
    ya bizde olanlar? 60 kişiye pazarlanan 15 yaşında bir çocuk var ve suçlular yakalanıp salıveriliyor. bu nasıl mümkün olabilir? bunlar sadece okuyup geçeceğimiz haberler olmaktan öte geçmeyecek mi? hergün böyle adaletsiz yargılar görmek ve unutmak zorunda mıyız? kazasız tecavüzsüz geçen her günümüz yanımıza kar mı?
    bu haberleri bakanlar, rte filan okumuyor mu? kimsenin hiç mi içi sızlamıyor?
  • "dizini kırıp evinde otursaydı" zihniyeti sonucu serbest kalmaktır.
    allahtan kızı, sokağa çıkarak masum halde sokakta gezinen adamları suça teşvik etti diye içeri atmamışlar. hakim insaflıymış.
hesabın var mı? giriş yap