4830 entry daha
  • öncelikle belirteyim ki, türkiye’de gerçek manada* bir krizin olduğunu düşünmüyorum. bunu daha çok dar boğazlık olarak yorumluyorum. ama ciddi anlamda* bir dar boğazlık söz konusu. gerçek manadaki krizden beklentim, açlık ve sefaletin daha da çok hissedilmesi (bkz: yunanistan).
    haa bu dar boğazlığın sonu gerçekten krize mi çıkar, onu ilerleyen zamanlardaki uluslararası gelişmeler ile türkiye’nin bu gelişmelere alacağı aksiyonlar belirleyecek (bkz: s400) ve (bkz: doğu akdeniz sorunu). umarım hem abd hem de ab merkezli bir yaptırımlar silsilesi ülkemize uğramaz. çok iyi bir şekilde diplomasi yürütmemiz gerek. yoksa işin sonu nereye varır pek öngöremiyorum.

    mevcut dar boğazlılık ise zengin kesimi, son model araba alabilecek kişiyi pek etkilemez. daha çok orta ve dar gelirli kesim etkilenir.

    peki zengin kesim hiç etkilenmez mi?
    yurt dışı temelli etkilenirler. artan kurdan dolayı paris’te 2 günde harcayacağı parayı gelir marmaris’te 1 haftada harcar. kafesine gider, otelinde mojitosunu yudumlar. sen de bunlara bakıp mekanlar dolu dersin.

    lakin ülkenin ekonomik durumunu bu kişiler üzerinden genelleyemeyiz. eğlence mekanlarını dolduran %10’luk kesime bakarak geri kalan kesimin ekonomik durumunu tahmin edemeyiz. misal: 50 haneli bir mahalle düşünün. bu mahallede 2 doktor ve 2 öğretmen yaşasın. bu mahalleye nezih muhit diyebilir misiniz?
    bir mahalleyi nezih yapan, o mahallede oturan kişilerin statüsü kadar o mahallenin konumu, suç oranı, temizliği gibi faktörlerdir de. mahalleye suriyeliler yerleşmiş, bir evin önü parkeli diğer evin önünü bok götürüyor. sosyal medyada neredeyse her gün işlenen bir suçun görüntüsü çıkıyor. halkın geneli maalesef refah ve rahat değil.

    gelelim araba meselesine. bir krizden beklentimiz kimsenin arabası olmaması mı? öyle bir şey teorik olarak mümkün değil zaten. kriz var diye herkes arabasını satmak zorunda kalsa kim, nasıl, hangi parayla alabilecek?

    ki kaldı ki zaten daha birkaç hafta önce araba satışlarında düşüş diye başlık açıldı sözlükte, sayısal verilerle de kanıtlanarak. sen her gördüğün parlak arabaya son model diyorsan onu bilemem. fakat en nihayetinde otomotiv sektörü etkilenmiştir.

    - “arabaya okey, hadi oteller ve mekanlar da tamam. ama halkın genelinin gittiği avm'ler dolu” diyebilirsiniz. avm’yi dolduran kalabalık yüksek oranda çocuklu aileler.
    bu yüzden ben de şöyle bir soru sorarım: günümüz şartlarında 4 kişilik bir ailenin en ucuza yapacağı sosyal aktivite nedir?

    - havalar malum sıcak. evde otursan klima mı yakacaksın? git en yakın avm’ye, iki mağaza gez, gel eve.
    - okullar tatil, çocuklar evde sıkılıyor, e sen elaleme instagram’dan bakıp özeniyorsun, hop hadi avm’ye.
    - mağazalarda düz renk tişörtler 50 lira. bir tık üstü tişört 80 lira. ne yapıyorsun peki? geziyorsun öylesine. kuru gürültü.
    eve dönerken oğlana çocuk menüsü hamburger, kendine pide-döner vs. üstüne de 2 liraya krem şanti dondurma.

    dediğim gibi elbette kıyafetler alabilen, yeni ayakkabılar giyen kitlemiz de mevcut. olmasa mağazalar kepenk kapatırdı zaten. baştada dediğim gibi “kriz var” gibi büyük bir laf edemem.
    ama “son model arabalar var” ve “mekanlar dolu” gibi basit söylemlerle de yaşanması muhtemel bir krizi görmezden gelemeyiz.

    kaldı ki devletin arttırdığı ve getirmeyi planladığı vergiler,
    artan işsizlik sayısı (ki bu sadece kayıtlı olan işsizler),
    düşürülmeye çalışılan ve düştü denildiği halde pek hissedilmeyen enflasyon,
    otomotiv satışındaki düşüş,
    sigaraya, alkole, benzine yapılan zamlar,
    piyasanın dövize güvensizliği de işin ciddiyetini göstermektedir.

    edit: piyasanın dövize güvensizliğini şöyle örneklendireyim. bugün yabancı bir markanın bir ürününe bakarken try fiyatı yapıştırılan etiketi kaldırdım ve altında euro değeri yazan fiyata baktım. euro değerinin tam 8 katı liraya hesaplanmıştı. yani gidip euro alsanız ve o ürüne euro ile ödeme yapsanız, etiket fiyatındaki liradan daha ucuza para öderdiniz.

    edit ıı: ziplamayi ogrenen fil adlı arkadaşın çok güzel bir katkısı oldu. avm’lerin doluluğunun kuru kalabalık olduğunu kanıtlar nitelikte mağazaların ciro endeksini paylaştı. endeks, mağazaların metre kareye düşen ciro sayısının düştüğünü gösteriyor. buyurun kaynak
  • ne olması lazım ülkenin krizde olduğunu anlamanız için insanların kendini her sokak başında yakması, dışarı çıplak çıkması falan mı gerekiyor? parası olan, işi tıkırında olan insanlar harcamaya devam ediyor . kriz orta ve alt kesimi vuruyor. onlar kirasını ödeyemiyor, işsiz kalıyor. üst ekonomik gelir grubu ise daha az hissedecek her krizde olduğu gibi. ayrıca bu bir anda da olmaz bizim gibi hemşericilik, akraba dayanışmasının olduğu ülkelerde yavaş yavaş.

    bu kriz v şeklinde yani dibe vuralım geri çabuk bir şekilde toparlanalım diye gelmiyor maalesef. daha çok dibe inip dipte bir süre bekleyeceğimiz şekilde geldi (u). burası dip mi? bence değil biraz daha aşağılara ineceğiz. o zaman bu krizdi değildi tartışmaları da bitecek.
  • ekim ayı gibi öldürücü darbeyi vurucak kriz. o zaman çomiler feryat figan bağırmaya başlarlar ama kim dinleyecek o meçhul.
  • inşaat sektörünü vurdu. yakın zamanda geçmesi beklenmiyor faizler çok yüksek yeni yatırım yok. milletçe zor durumdayız.
  • sanırım artik amerikadaki 1929 da çıkan büyük buhran a dogru gidiyor bu durum .belki onu bile aratabilir. sonucu ne olur ? umarım akpnin tarihin çöplügüne gitmesi olur .bir daha hiç çıkmamak üzere
  • ınsaat sektoru icin 2018 ikinci yarisindan itibaren kendisini hissettirmistir.aylardir isler bombok.simdi oh olsun insaat isi yapanlara demeyin,insaat sadece konut isi degildir.size 200 bin tlye maledilen daireleri bi milyon tl ye iteleyen mutahitlere olan sinirinizi anliyorum tabiki.benim bahsettigim sanayi tipi insaat fabrika depo vs..
    sanayici is yapamiyo yatirim yapip buyumeye calismiyo.bizde guc tasarrufu modunda yasamaya devam ediyoz napak..
  • he amk kriz yok. bundan iki sene önce 2017 ağustos ayında londraya geldiğimde pound 4.50 liraydı. 5500 lira param vardı hatırlıyorum 1220 pound ile gelmiştim buraya. pik noktasını söylemiyorum kurun, indi çıktı şuan 7.10 tl bir pound. 5500 lira ile 775 pound alınıyor. 1220 nerde 775 nerde. senede iki defa türkiyeye geliyorum, cebimdeki para x 7 olmasına rağmen türkiye pahalı geliyor. geçen geldiğimde boxer bakmıştım kullandığımdan bi paket daha alayım diye. under armour 3lü paketi var, orada 250 liraydı. buradan 23 pounda aldım.
    trafikteki lüks arabalardır, dolu tatil beldeleridir falan kendinizi kandırmayın amk. o trafiktekiler senin gibi üç kuruş kazanmıyor, otelde takılanların büyük çoğunluğu yurtdışından her şey dahil gelenler. parası x 7 yapanlar yani. teşhis koymadan tedavi edilmez, önce sen şu kriz olayını kabul et amk.
  • 1.akdenizde doğal gaz araması,
    2.s-400 füzelerinin ülkemize konuşlandırılması,
    3.fıratın doğusuna yapılacak operasyon.

    yiyeceğimiz yaptırımları ve ambargoları geçtim fıratın doğusuna yapılacak operasyon savaşa girmek demek.

    bu durumda kim sikler ekonomik krizi.

    akdenizde doğalgaz kaynaklarını ve suriyede ypgnin kontrolündeki petrol kuyularını ele geçirirsek bir anda hem doğalgaz hem petrol üreten ülke konumuna geliriz.işte o zaman ekonomik olarak bizi kimse tutamaz,dünyanın en büyük 16.ekonomisinden ilk 10 hatta ilk 5 e zıplarız.

    birlik olalım,dirlik olalım biraz sabredelim.
  • ''avmler dolu,herkes ege'de tatilde'' diyen andavalları skseler de kurtulsak!ulan hödük!ulan şerefsiz! ülkenin nüfüsu 82 milyon,bırak da 3 milyon kişi tatil yapsın! geriye kalan 79 milyon ne olacak peki?'' sözlükteki fakirlerde para yokmuş!! bu ülkenin kaymağını yiyen %5lik kesim.asgari ücret 2000 tl. ev kirası 1500 lira! bu durumda insanların fakir olması gayet doğal. kazanılan paranın 4'te 3'ü kiraya gidiyor!
  • zengini zenginleştiren, fakiri fakirleştiren krizdir.

    işverenlerin ortamlarda öldük bittik deyip, bir çalışana üç kişinin işini yaptırdığı, ama arkada para sayma makinesine desteleri yerleştirdiği krizdir. dolayısıyla işi olmayanların, bir müddet daha işi olamayacağı krizdir. işi olanların da “en azından bir işim var” mantığıyla bir müddet daha zam alamadan artan ekonomik yük karşısında karın tokluğuna çalışmaya devam edeceği krizdir.

    konkordato krizidir. maaşları artmayan fakirler, gereksiz harcamalardan kaçınacağı için otobüs firmaları(çünkü artık genelde fakirler yazın memlekete gitmek için otobüs kullanıyor) ya da kestane şekeri firmalarının batması normal. ama demin de dediğim gibi zenginler daha da zenginleşeceğinden uçak firmalarının ve otel sahiplerinin cebinin daha da dolacağı krizdir.

    dövizi olanların yaşadığı, olmayanların da yurtdışında ya iş baktığı ya da cep telefonu baktığı krizdir.
2582 entry daha
hesabın var mı? giriş yap