şiir
-
şiirsi, şiiral, şiirsel, şiirimsi var. şiirlenmek var, şiirizma var (şiir-aforizma), ataşiir* var. (bkz: yalnız ölürsem/@ibisile)
şair olmuycam, ama ısrarla şiir yazıyorum. şairlik belki de şair olmadığını keşfettikten sonra başlar, keza kahramanlık da.
söz şiirdir, göz nazar. (bkz: söz/@ibisile)
acaba siyaset/politika şiirin veya edebiyatın bir kolu mu olsaydı? veya dans veya tiyatronun? (bkz: o zaman dans)
şiir noktasızlaştırılmış, imlasızlaştırılmış bir olanaktır. şiir sözü imladan kurtarmış, uçurmuş, başka bir imlaya, başka bir konmaya iletmiştir. kuralı yıkmış, evreni ve kuralı yeniden kurmuştur.
bir şiire bağlanıyorsan, sanırım ya yazmak gerek ya ezberlemek.
sis (bile) insana şiir yazdırmıyorsa, ondan şair olmazmış. (yazın tesisatı zorlamayınız.)
şiir çevrilemezse, çevrilemiyorsa, o zaman müzik de anlaşılamaz madem.
falanca'nın iki satırlık* bir şiiri vardır
ezberleyemedim.
yerinde edilen küfür şiir gibidir.
yerinde edilen ve edilmeyen şiir küfür gibidir.
şiir ve şarkının bir kekemenin sıkıntısını örtmesi gibi, dans etmek de onun panik ve sosyal kaygısını perdeliyordu.
yazılan şey, şiir/şiirimsi olunca hiç yapacak şey kalmıyor. anlamı önemli değil, duyumu, duyurduğu, canlandırdığı önemli. sadece etkisi. yığılanlar, sözler bir şey tetikliyorsa ne ala, tetiklemiyorsa önemsiz ve etkisiz demek. belki şiir değil demek. şiir, matematiğine rağmen bir tür vahşi dil, vahşi iletişim.
sen şairsin oya. şair olduğundan belli, kurulu bir haddin yok. bunu unutmayasın. sen ayık da eyleyebilirsin, sarhoş da. kendini sağaltarak da şiir olabilirsin, çürüyerek de. her halükarda verimli bir ömür geçirmenin, insan ve evrenoğluyla bağlar kurup düzenlemenin önüne geçemezsin, geçeme, yaşar ol.
iyi okunan bir şiir, her şeye karşın o şiiri daraltıyor, tektipleştiriyor. şiir okunması herkesin kendi içsesini beklese daha iyi. hatta insan bir şiiri kendi kendine de sesli okumamalı. şiir de cin gibi, beklenmedik şeyler yapabiliyor; bir tür sıkıştırılmış güç ve istenç taşıyor, buna sessizce açık olmak gerek.
latife tekin'in benzersiz iç-şiiri var. yazısı, sesi çok müzikal. çocukluğunda evlerinde çok kuran mı, mevlit mi okutulduğunu anımsadığını okumuştum. marcel proust'un nasıl kendine özgü ritmi varsa onun da akıcılık hissettiren, peşine takan, belki bazı sanatçılarla paylaştığı bir ritm duygusu var.
türkçede, bulgarcada, rusçada, farsçada, arapçada çok harika şiirler ve şairler var. batı bunları bilahere keşfedecek. biz batı şiirini az çok biliyoruz, batı bizim şiirimizi çok az biliyor (belki uzak doğuyu yakın doğudan çok biliyor). bunun benzeri bir savı fransız-ispanyol bağlamında luis bunuel de söylemişti..
düşümde bir şiir var. düşey bir ruloya sığabilir, sade, 7-8 dize gibi, akıcı. ya yazılan ya çevrilen ya uyarlanan. adım adım, aşama aşama onu yazıyoruz ve üstümüzde deniyoruz. çok yakışıyor. elbise, giysi gibi. nasıl oluyordu unuttum ama uyuyor mu diye gerçekten bakıyoruz. bir cep telefonu zili sesi duyar gibi oluyorum, sonra karım beni ibisile, ibisile diye uyandırıyor. uyandım. bu düş bana bir haiku düş gibi geldi.
"şairin boşalmış sokaklarda bir şiir ganimeti elde etmek için girdiği savaşta kullandığı silahlar, sözcüklerin oluşturduğu bir hayaletler ordusudur, fragmanlardır, dize başlangıçlarıdır." walter benjamin - das passagenwerk
"kim bir şairi kırsa
şair gider uzun bir dizeyi kırar mesela
bilirim kim dokunsa şiire
eline bir kıymık saplanacak.
bilirim kırılmış dizeleri tamir etmez zaman
yorgunum oysa
durmadan kendime bir tunç uyak aramaktan." didem madak - kalbimin en doğusunda
"benim deli olduğumu düşünüyordu, ama yağmurun, ağaçların altında yürümeyen biri şiiri asla anlayamaz." osho provokatör mistik
"şiir, yitiren kazanıyor oyunudur. ve gerçek ozan, kazanmak için ölünceye dek yitirmeyi* seçer. yalnız bir kere daha belirteyim ki, burada söz konusu olan çağdaş şiirdir. (...) ozan insan girişiminin toptan başarısızlığa uğrayacağından emindir ve kişisel yenilgisiyle, insanlığın genel yenilgisini ortaya koymak üzere, kendi öz yaşamında bozguna uğrayacak biçimde davranmaktadır." jean-paul sartre - qu'est-ce que la litterature*
"yazar ise, tersine, imlerle uğraşır. (...) iyi ama şiir sözcüklerden aynı biçimde yararlanmıyor ki; hatta onlardan hiç yararlanmıyor*; bence, şiir onlara yararlı oluyor. ozanlar, dili kullanmayı reddeden kişilerdir. (...) ozanlar konuşmaz; susmaz da: bambaşka bir şeydir onların yaptığı. (...) gerçekte, ozan araç-dilden bütünüyle kurtarmıştır kendini; ta başından sözcükleri birer im değil, birer nesne gibi gören tutum seçmiştir." jean-paul sartre - edebiyat nedir
[aynı şekilde, bazı şiirler "et" (ve) ile başlar. bu bağlaç zihnin göreceği bir işi belirtmez artık: ona mutlak bir süreklilik kazandırmak üzere bütün paragraf boyunca uzar gider bu "ve".] jean-paul sartre - edebiyat nedir
"şiir yazardı, şiirli boş inançlar beslerdi." vladimir nabokov - lolita
"şiir, yaşamın her kesiminde sürekli olarak var bence. şair olarak bunları kullanmaktır geriye kalan. yaşadıkça şiiri, yazdıkça yaşamı düzeltiyor gibiyimdir." edip cansever (kitapla direniş'te)
"hayatımızı geriye dönemeyecek bir uca taşımazsak, şiirin peteğini nasıl doldururduk?" ahmet hamdi tanpınar - huzur
"ama lawrence, romanın şiirden de üstün olduğuna inanır. çünkü insan her şeyden önemlidir ve bir insan bütün değişik yanlarıyla ancak bir romanda anlatılabilir. "why the novel matters" (roman neden önemli) adlı denemesinde kendini ermişlerden de, bilim adamlarından da, filozoflardan da, şairlerden de daha değerli bildiğini söyler." mina urgan - d. h. lawrence
"sis şiir esinliyor, bulut ve uçuşun esiniyse şüphe. kuşkucu korkunun öte ucu umut ve vaat ihtiyacı. kuşkucu süte doymamış bir çocuktur. (...) kumarbaz "süt vanaları açıldı, açılacak," coşkusunda bir kuşkucudur. paranoyak, "irinin ardı kesilecek, taze süt galiba düşman kardeşimi besleyecek" umudunda bir kumarbaz." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi
"şiir gerçekliği duyulur görünüşü içinde kavrar, nesir gerçeklikte kendisini hayata bağlayan bağları araştırır." kemal tahir - dil dosyası
(avrupa şiirde ritme kafiyeyi eklediğinden beri, dizedeki güzellikler artık başka bir dile aktarılamaz oldu; buna karşılık düzyazı bir eserin aslına sadık çevirisi zor ama mümkündür; romanların dünyasında devlet sınırları yoktur; rabelais'yi referans alan büyük romancıların neredeyse hepsi onu çevirisinden okumuşlardır.) milan kundera - le rideau
"şimdi, nesrin onuru ve şiirin alaycılığı ile iki ya da üç cilt yazmanın benim için ne kadar kolay olacağını göreceksiniz; birinin ne denli geniş ve yeterli bir hakimiyet kurduğunu ve diğerinin içinde yaşadığı o küçük koruluğun nasıl oksijensiz ve bodur kaldığını." virginia woolf - güvenin ölümü
(ilk giri tarihi: 24.3.2016)
(bkz: şiirler)
(bkz: şiirlemek)
(bkz: şiirsel/@ibisile), şiiral, şiirimsi, şiirli
(bkz: düzşiir)
(bkz: şiir çevirisi)
(bkz: şiir gibi/@ibisile)
(bkz: haiku/@ibisile)
(bkz: buf-i kur/@ibisile)
(bkz: hilmi yavuz/@ibisile)
(bkz: frantisek halas)
(bkz: lirik şiir)
(bkz: metafizik şiir/@ibisile)
(bkz: confessional poetry), gizdökümcü şiir
(bkz: pornografik şiirler)
(bkz: erotik şiirler)
(bkz: imagism)
(bkz: terza rima)
(bkz: terkib-bend)
(bkz: terci-i bend)
(bkz: poet laureate)
(bkz: villanelle/@ibisile)
(bkz: çarşaf/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap