• insanların günlük koşuşturmacalardan kendilerini kurtarmak için başka şeylere sığınmaya çalıştığı dönemlere denk gelir.
    insanoğlu gariptir işte böyle, köşeye sıkıştığı zaman kaçacak en güzel yolu bulur, aşık olmak.
    rahat duygu çünkü, süper mazeret.ve de en önemlisi, tatlı bişey.
    uzun mesafe koşup yorulduktan sonra yolu tamamlamadan bir kenarda sıcak solukları serin sularla yıkamak gibi.
    kış başında olur genelde bunlar, okulların açıldığı, işlerin yoğunlaştığı dönem.
    ve ilk baharda olur, zamanın koştuğu günlerde.(ay pek romantik oldu)herkes hayatı, doğanın uyanışını kaçırmama telaşındadır.
    ve sınav günlerinde olur.matematikle ya da kimyayla ya da fizikle, edebiyatla, her şeyle bağdaşır aşk.
    hastalanınca olur, sığıncak biri gerekince olur.
    ama en önemlisi, kendinden kaçarken başlar aşk mevsimi.
    beyin duvarlarında köşe kapmaca oynarken ruhla beden, kıvrımlar arasından bonus modunda çıkar aşk. küçücük bir fikir aydınlatır kırmızı objeyi. gidip almak için koşar ruh, beyin elinden kolundan tutup çeker,zaten onun kucağında aşk, yapışır vermez.
    ruh bütün gücüyle çalışır.dokunur, koklar, bakar.beyin pes ederse, ve ruh hala yalnızsa, acı dönemi bekler kişiyi.
    beynin zamanlaması iyiyse ve ruh kutuyu aralayıp diğer ruhu çağıran o büyülü formülün dışarı çıkmasını sağlayabildiyse, ruhlar birleşir ve bir güç olur.
    dünyayı ayakta tutan büyük sevgi de bundan ibarettir.
    her aşk böyledir.
    her an, aşk mevsimidir.

    (bkz: vay be)
    (bkz: ibrahim sadri)
    (bkz: uykunun gelmesi)
    (bkz: can sıkıntısı)
  • halit recep bey'in bestelediği bu parçayı, seyyan hanım seslendiriyor:

    şimdi aşk mevsimidir
    gönülde karar olmaz
    çapkınlığın demidir
    bir günle bahar olmaz
    (2)

    vefa umma güzelden
    vazgeçme sen emelden
    kaparlar gider elden
    bu işte insaf olmaz
    (2)

    sarıya kanma sakın
    kumrallar cana yakın
    esmer kızlar çok çapkın
    insana hiç yar olmaz
    (2)

    vefa umma güzelden
    vazgeçme sen emelden
    kaparlar gider elden
    bu işte insaf olmaz
    (2)
  • (bkz: bokumu ye)
  • buram buram tango kokan, tam zamanında gelmiş, ankara sonbaharını tatlandırası albüm. yerim yerim!

    ayrıca hangi orkestrayla çalıştılar bilmiyorum ama cuk oturmuş! bu kadar uyumlu olur!
  • baharda çıksa hiç bırakmayacağım albüm olurdu sanırım. zira tangoyu hep baharla özdeşleştirdim ben nedense. türk tangosunu toparlayan bir albüm olmuş, ve o tatlı sesi ile bana göre bir açığı doldurmuş dilek türkan.

    baharda çıkmamış olması sıkıntı değil, bahara kadar dinlerim baharda dinlemeye devam ederim.
  • bir aşkın başlangıcının ve bitişinin resmi. uvertürle giriyor. yani huzurla başlıyor her şey. sadece huzur. bomboş bir salonun içinde titret titrek yankılanıyor, kulaktan giriyor, tam göğüste hapsoluyor. sonra da çalmaya devam ediyor nazlı nazlı. tüm albüm yaklaşık altı ay sürüyor, gerek huzurlu, gerek tutkulu gerekse kederli. ama kapatmak istetmiyor hiç kendini. sürekli çalsın, sürekli eşlik edelim. dinlenmeyince özletiyor namussuz bir de hani. lakin, 'hayal ufkunda uçan binbir renkler, enginlerde efsane güzellikler' sonsuza dek sürmüyor elbet.

    ve ben ne zaman bana eşlik edecek bir dost, saki arasam bu albümü başa atıyorum. 17'ye kadar dinliyorum, orada kapatıyorum. cici beyim'e yazık ediyorum belki ama, tek günahı 18. şarkı olması.

    2-3 gün yetiyor. sonra sar başa.
  • verdiği sözlerden dönemeyenlerin,
    biteceğini bile bile tüm tutku ve arzusuyla devam edenlerin,
    hasret acısıyla canı yananların,
    günlerin o'nsuz başlayıp o'nsuz biteceğini bilenlerin

    mevsimidir.
  • çok güzel müthiş harika bir dilek türkan albümü ve saatlerdir tekrar tekrar dinlediğim solo albümü parçası. sanırım orkestraya aşık oldum.

    bi' de bence esmer kızlar çapkın olmaz bence.
  • yeni kesfettigim ama son zamanlarda dinledigim en guzel albumlerden biri.
hesabın var mı? giriş yap