• 1917'de bağımsız kazakistan hükümetini kuran partidir. tahmin edilebileceği gibi kısa süre sonra da dağıtılmıştır. ancak sovyet güçleri tarafından dağıtılmadan önce aldıkları kararlar ilginçtir. rus göçmenlerin türkistan'a gönderilişinin durdurulmasını( ki yüzyılın başından beri yerleştirilen göçmen sayısı 6 milyonu aşmıştır), türklerin topraklarının iade edilmesini ve cepheye yollanan türklerin geri yollanmasını istemişlerse de bu kararlar sovyet büyüklerince yenilir yutulur olmadığı için kabul görmemiştir.
  • kazak miliyetçi partisi. 1905 gibi eski bir tarihe kadar geçmişi gider. gerçi şimdiki partinin adı sadece alaştır. milliyetçi kimliğinin yanında islami bir özelliği de vardır. iç savaş sırasında kızıllar ve beyazlar arasında gidip gelmiş, sonunda kızıllarda karar kılmıştır.
    1920 lerden sonra siyaset sahnesinden çekilmiştir (bilin bakalım neden?) ismi kazakların efsanevi atası alaş han dan gelmektedir.
  • rus devrimi sırasında ortaya çıkan askeri ve siyasal karmaşa ortamında çoğu soylulardan oluşan bir grubun öncülük ettiği mililiyetçi kazakların siyasal hareketidir. bu grup, rus okullarında eğitim görmüş, avrupacı ve milliyetçi, siyasal olarak da kadet partisi'ne yakınlık duyuyorlardı.
  • ulu alaş:alaş orda
    tarihin başlangıcından itibaren zaman zaman kısa süreler için iktidarı kaybetmiş olsalarda ortaasya ve idil-ural bölgesinin mutlak hakimi olan türkler 16.yüzyılın ortalarında rus istilasının başlamasıyla birlikte uzun yıllar sürecek olan bir var olma savaşına girişmişlerdir 19.yüzyılın ortalarından başlayarak rusya’nın öncelikli olarak idil-ural ve şuan ki kazakistan bölgesini ruslaştırma politikası bu çerçevede bölgedeki özellikle tahıl üretimi için dünyanın en verimli toprakları olan çernezyum topraklarına rus göçmenleri yerleştirme programı, göçebe kazaklara göçebeliği bıraktırıp verimsiz topraklara yerleşmeye zorlaması ve özellikle tatar ve başkurdlara yönelik misyonerlik faaliyetleri bölgedeki türk topluluklarında ciddi huzursuzluklara sebep olmuştur.rusların bu faaliyetlerinde şüphesiz o dönemde özellikle sen petersburg üniversitesinde teorik anlamda güçlenen ve bir zaman sonra generalleri ve rus devlet adamlarını etkisi altına alan pan-islavizmin etkisi yadsınamaz .tüm bu gelişmeler yaşanırken türkistan aydınlar zümreside oluşmaya başlamıştır.bu uyanış hareketinin başlamasında kırım’da gaspıralı ismail beyin çıkarttığı tercuman gazetesinin etkisi büyük olmuştur.gaspıralı, ‘dilde,fikirde,işte birlik ilkesi’ ile türk dünyasında birlik fikrini ortaya atarken gerek rusya türkleri gerekse osmanlı türkleri içerisinde uyanışın başlamasına ön ayak olarak gaspıralının modern eğitim metodları ve fikirleri türk dünyasında ilgi uyandırmıştır.öyleki ahmet baytursınulı,mirjakıp duvlatulı gibi dönemin iki onemli alaş-orda mensubu ve edebiyatcısı ilk olarak ‘fikirde birliği’ ve ceditci eğitim sisteminin türkistanda yerleştirilmesini savunmuşlar ve bu çerçevede faaliyetlerinin en başına bu düşünceyi yerleştirmişlerdir.alaş-orda devletinin başkanı(töre ağası) adilhan bükeyhanov ismail gaspıralı’dan "islam'ın tarihe adı geçecek kahramanı" olarak söz etmiştir.(muhanulı tursın,türkistan ult azattık kozğalısı jane türkistan muhtariyeti s.34)incelendiğinde benzer sözlerin dönemin tüm türkçüleri tarafından sarfedildiği görülecektir.gaspıralı tüm türk coğrafyasında mütavazi bütçeli gazetesiyle büyük bir uyanışı tetiklemiştir.

    bu uyanışın gerçekleşmesinde ki diğer bir etkende 19.yüzyılın ortasından itibaren türkistan bölgesinden ciddi sayılarda gencin eğitim almak için kazan,ufa,orenburg gibi kuzey türklünün önemli eğitim merkezlerine akın etmesidir.orta asyalı gençler burda diğer türk topluluklarından insanlarla tanışma fırsatı buluyor,fikri olarak etkileşime girebilecekleri bir ortam yakalıyorlardı.diğer tarafdan dikkat edilmesi gereken bir noktada, birlikten uzak geniş orta asya steplerine yayılmış göçebe kazakların orta asyada ki diğer türk topluluklarının kurduklerı ve kurmaya çalıştıkları devletlere veya birliklere nazaran daha uzun ömürlü ve modern ilkelere sahip alaş orda devletini kurmalarıdır.burada iki etken rol oynar kazaklar diğer topluluklar kadar toprağa bağlı değildir ve genellikle büyük toprak sahipleri yoktur dolayısıyla toplum biraz daha hürdür.ikinci olarakda aşiret veya akraba toplulukları toplum üzerinde etkili değildir.kazaklar ‘ru’ denilen akraba topluluklarına bölünmüşlerdir ancak bu akraba toplulukları klasik anlamda akraba topluluklarındaki ve aşiretlerdeki millet içinde alt kimlikler,güç odakları veya feodal yapılara sebep olmaz.tam tersine aynı ru içinden iki kişinin evlenememesi bu ruları birbiriyle sürekli kaynaşmaya iter.bu dönemde özbeklere baktığımızda ciddi bir toprak bağımlı feodal yapıyla karşılaşırken, türkmenlerde ise birbiriyle çekişme içinde aşiretler görmekteyiz.öyle ki özbekler bu dönem zarfında hiçbir zaman güçlü ideolojik temelleri olan uzun ömürlü ve tüm türkleri birleştirme amacı güden bir birlik kuramamışlardır diğer taraftan basmacılar hareketi uzun sürsede fergana dağlarında vur-kaç hareketlerinden öteye gidememiştir.türkmen direnişinin 1920 ye kadar sürmesinde de hiç kuşkusuz türkmenistan’ın coğrafi konumu ve ingiliz desteği ile modernize edilmiş 6 alaylık bir askeri güçlerinin bulunması önemlidir.dönem içinde ki bağımsızlık hareketlerini iki kategoride toplarsak kazak,idil-ural bölgesi ve azerbaycan’da ki hareketler ceditçi-türkçü karakterdeyken özbek,türkmen ve güney türkistan bölgesinde ki hareketlerde ceditciliğin etkisi olmakla beraber ana hatlarıyla daha feodal yapıda olan başkaldırı hareketleridir.

    ceditcilik akımı türkçü,moderleşmeci,demokratik,bağımsızlıkcı bir akımdır cedid terakkiperverler tudesi nizamnamesi adı altında yayınlanmış ceditçi modernleşmenin temel ilkeleri şu şekildedir;
    1.milli kültüre dayalı bağımsız ve hür bir millet olarak yaşamak hayatın esasıdır. bu bütün milletlerin idealidir.
    2.bizim maksadımız türkistan'ın müstakil ve hükümetin milli olmasıdır.
    3.milliyet, dil, anane, edebiyat ve adat birliğine ihtiyaç vardır.
    4.hür türkistan'da devletin şekil ve idaresi cumhuriyet olup, hakimiyetin kaynağı demokratik usullerce seçilen millet meclisi, vilayet ve şehirlerde ki meclislerdir.
    5.türkistan'daki türk olmayan unsurlar medeni muhtariyetin hukukundan istifade ederler.
    6.memlekette vicdan hürriyeti tam olur. dini ayinlerin icrası hür bir şekilde devlet himayesinde gerçekleştirilir. memlekette ecnebi misyonerlerin faaliyetlerine müsaade edilmez.
    7.basın ve neşriyat hürriyeti ve şahsi hürriyetler devletin anayasası ile teminat altına alınır.
    8.memlekette esas vergi kazançtan alınır. miras üzerinden de kazanç nispetinde vergi alınır. türkistan'da eski zamanlardan kalmış ortaçağ vergileri lağvedilir.
    9.türkistan'daki en önemli sorun göçmen kabilelerin yerleşik hayata geçirilmesi sorunudur. bu mesele büyük nehirler etrafında tarım arazileri açmakla hallolunur.
    10.türkistan'a türk ırkından olan kavimlerden ve müslümanlardan başka muhacir getirilemez.
    11.türkistan'da işçi meselesi milli sanayiinin kurulmasıyla çözülür.amelelerin çalışma şartları, iş saati, küçüklerin ve kadınların çalışması ve hizmetlerin muhafaza edilmesi ve sigorta gibi meseleler ise avrupalılar gibi modern milletlerin usulleri ile düzenlenir.
    12.modern bir hukuk düzeni ile kişilerin din, dil ve ırk ayrımına bakılmaksızın tarafsız ve bağımsız bir yargı sistemi kurulacaktır.
    13.kadim bir medeniyetin ocağı olan türkistan'da asırlardan beri kerakum edip gelen medeniyet eserlerinin muhafazasına ve bunların da yerli hars ve medeniyetin yükselmesine hizmet edecek bir şekle sokulmasına çalışır.

    bu ilkeler 20. yüzyılın başında türk dünyasında kurulan türkçü hükümetler tarafından temel esaslar olarak kabul edilmesine karşın ne yazık ki sadece, türkiye cumhuriyeti uzun ömürlü olabilmiştir

    alaş-orda hükümetinin kurulmasından önceki süreçte en dikkat çeken isimlerde biride şüphesiz mustafa çokay olmuştur.mustafa çokay genç yaşında, rusya dumasında kazak temsilcisi olarak bulunan ve bölgesinde etkili bir isim olan adilhan bükeyhanov’un dikkatini çeker ve mustafa çokay’ın siyasete girmesi adikhan bükeyhanov vasıtasıyla gerçekleşir.bükeyhanov’un desteğiyle rusya duma’sında rusya müslümanları siyasi kanadının sekreterliği gibi önemli bir göreve getirilir.(mustafa çokay’ın hatıraları,çokayeva mariaj,turan kültür vakfı 2000)bu görev mustafa çokay’ın siyasi hayatında önemli dönüm noktalarından biri olur öyleki bu görev sayesinde rusyada ki tüm türk topluluklarıyla yakın ilişkiler kurma şansı yakalayan çokay bu sayede ülkedeki akımları,eğilimleri ve sorunları yakından tahlil etme olanağı bulur.çokay genç yaşına karşın o kadar canla başla çalışmaktadır ki sadece kazakların değil tatar siyasetcilerdende önemi, bir kısmının dikkatini çeker bu genç aydın.öyleki menşevik ihtilali patlak vermese birdaha ki seçimlere çokay’ın rusya dumasına girmesine kesin gözüyle bakılıyordu.1917 ihtilali bağımsızlık için bir şans olmakla birlikte malesef erken gelen bir şanstı zira türkistan’ı bağımsızlığa taşıyacak olan türkçü kadrolar henüz tam olgunlaşmamıştır.

    1917 ihtilali ile tüm türk dünyası bağımsızlık için ayaklanırken kazakistan’da alaş orda hükümeti ilan edilmiş töreağalığına ise adilhan bükeyhanov seçilmiştir.adilhan bükeyhanov’a dair kendi ağzından ve gerçek anlamda siyasi hareketlerinin arka planındaki düşüncelerine dair pek fazla yazılı belge bulunmamasına karşın 1917 bağımsızlık ilanının şartlar oluşmadan fakat aynı zamanda "şartların zaruriyetinde ötürü" ilan edilmiş erken bir bağımsızlık olduğunu görmekteyiz
    alaş-orda hükümeti eyalet temsilcileri ve eyalet dışı alaş-orda vekillerinden oluşan 25 sandalyeli bir hükümettir.hükümetteki temsil dağılımı ise kazak ve kazak dışı milletler olarak belirlenmektedir .buna göre 15 sandalye kazaklara ait olurken 10 sandalye kazak dışı milletlere verilecektir.hükümetteki 15 kazak sandalyesi şu şekilde dağıtılır; velihan tanaşev(bökey vekili),halel dosmuhammedov(oral vekili),aydarhan turlıbayev(akmola vekili),ahmet birjanov(torgay vekili),halel gaffarov(semey vekili),sıdık amanjanov(jedisu vekili),mustafa şokay(sıriderya vekili) eyalet dışı genel alaş orda vekilleri ise;adilhan bükeyhanov,janaşa dosmuhammedov,elimhan ermekov,muhammetjan tınışbayev,bakıtkerey kurmanov,jakın akbayev,bazarbay mamıtıv,otınşı eljanov(türki halktarı sayfa 253)

    1917 ihtilali patlak verince adilhan bükeyhanov başkanlığında ilki şilde 1917 de orınborda düzenlenen birinci uluslararası kazak kurultayında ulusal alaş partisi kuruldu.ikinci kurultay ise aynı şehirde aralık 1917’de gerçekleştirildi ve bu kurultayın sonucunda alaş orda devleti kurulurken ilk meclisde belirlenmiştir.bu kurultayların dikkat çeken isimlerinden biride ilk kurultaya başkanlık yapan halel dosmuhammedov olmuştur.tıp doktoru olan halel dosmuhammedov 1918’de ikiye bölünen alaş orda devletinin batı bölümünün başkanlığını jahanşah dosmuhammedovla birlikte yürütecektir.(tuğırı büik tulğa s.6)ihtilalle birlikte apar topar kurultaylar yapılmış kazak aydınlarının kafasında yakın dönemde bağımsızlık fikri yokken bir anda ortaya çıkan bu durum gelecek dönemlerde kazak aydınları arasında bilhassa tam bağımsızlığı alma yolunda kullanılan yöntem hususunda ters düşmelere sebebiyet verecektir.mustafa şokay bu kurultaya katılmakla birlikte 10 aralık 1917’de hokand muhtar cumhuriyetinin iktisat bakanlığını üstlenir çok geçmeden hokand hükümetinin başkanı tınışbayev başkanlıktan ayrılırken çokay devlet başkanı olur.çokayın oldukça kısa sürecek olan hokand’daki görevi siyasetcilerle çekişme içinde geçer bölgedeki hanlar ve toprak sahipleri bir yandan kendi içlerinde çekişme halindeyken diğer taraftan ceditcilerle bu feodal unsurlar arasında ciddi bir gerilim bulunmaktadır.çokay hiç bir tarafa tam anlamıyla yaranamaz ve oldukça düşman toplar.ancak çokay’ı destekleyenler bu yaşta bir gencin bu denli birikime sahip olmasını , mütavazi ve mücadeleci karakterini her zaman takdir ederler.hokand hükümetinin başkanı olduğunda çokay henüz 27 yaşındadır.hokand aceleci davranıldığını şu şekilde ifade eder; “muhtariyet kurulmanın hazırlık kurultayında seçmenlerimin ısrarına karşı koymam gerekiyordu,üzerime nasıl bir manevi mesuliyet aldığımı ,her iki taraftan nekadar düşmanı üstüme çektiğimi hissediyordum.acele etmekle halk için ağır durumlara düşeceğimizi;devletlerin okul seneleri olduğunu,kendimizin ise henüz mektepli olduğumuzu anlatmam icap ediyordu.onlara diyordum;siz birden oldun devlet yaşına erişmek istiyorsunuz.halbuki bizde adam yok,tecrübe yok ,imkan yok ordu yok.rusya inkizar halinde dahi bizden kuvvetlidir.gelecek hakkında düşünüyormusunuz?ilan etmek çok kolay,bizim içinde bulunduğumuz şartlar altında muhafaza etmek çok zordur’’(mustafa çokay’ın hatıraları s.65)

    11 şubat 1918’de hokand düşerken hokand’ın müdafileri 1928’e kadar sürecek olan basmacılar hareketini başlatırlar.hokand’ın düşüşünden sonra alaş orda bünyesinde çalışmaya devam eden çokay alaş-orda hükümetince versaydaki barış konferansı başkanlığına türkistan meselesini anlatması için yurtdışına gönderilir.ancak versay’da türkistan meselesi pek yankı bulmazken çokay mücadelesinin ikinci dönemini geçireceği avrupa’ya ilk defa görmüştür.çokay alaş’ın düşmesiyle istanbulda jana türkistan dergisini çıkarmaya başlarken new york times’a yazılar gönderir.daha sonra paris’e ordan berlin’e geçer.maddi zorluklarla mücadele ederken çokay hep yazar ölümüne kadar mücadelesini sürdürür.1941’de türkistan milli ordusunu kurarken vefat eder.ölüm sebebi tifus olarak bildirilsede çokay’a yakınlara bu ordunun başında olmak isteyen vali kayyumhan tarafından zehirlendiğini savunmaktadır.öyle ki 1942 de tesis edilen türkistan milli komitesi temur turkistan taburu,162.türkler tümeni,cc müslüman tümeni,egemen ssc bölüğü ve alaş ekibinden oluşurken komite çokay’ın ölümünden vali kayyumhan’ı hep sorumlu tutmuş ve hiç birzaman çokay döneminde ki mücadele arzusu geri gelmemiştir.(bekiroğlu amir,mustafa çokay s.84.-85.)komite başkanı olan vali kayyumhan ilkeleri olmayan biridir ve almanlar’ın her türlü isteğini harfiyen yerine getirmektedir.benzer siyasi şahsiyetler türkistan coğrafyasında 20.yüzyıl boyunca izlenmiştir ve bu yardakçıları bir çoğu ‘‘halk kahramanı’’ ilan edilirken mücadeleyle özdeşleşmiş isimler en derinlere gömülmeye çalışılmıştır.

    alaş orda hükümeti içinde kurulduğu ilk kongreden itibaren tam anlamıyla bir fikir birliği sağlanamamış olmasına karşın hükümetin temel stratejisi rusya’nın içinde bulunduğu kaosdan yararlanmak ve iç savaşın olabildiğince uzun sürmesini umarak bu süreçte bir yandan orduyu güçlendirmek diğer taraftanda diplomasi ile zaman kazanmak olmuştur.öyleki kazaklar ve alaş orda hükümeti çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştır ve bu geniş coğrafya içindeki alaş orda parçaları farklı dört alt yönetim biriminden kopartılmıştır; sirderya ve jedisu-türkistan genel valiliğinden,semeye ve akmola-bozkır genel valiliğinden,torgay-orınbor valiliğinden ve ural direk rusya’dan koparılmıştır..bu durumda bölgesel rus yönetimleriyle oldukça çetrefilli bir ilişkiyi gerektirmektedir.alaş-orda hükümeti içinde iç savaşta beyaz ordu’nun desteklenmesini savunan bir grup olduğu gibi moskova’yı elinde tutan bolşeviklerin yanında olunmasını veya en azından gözardı edilmemesinin gerektiğini savunan bir grup daha mevcuttur.bu bağlamda 1918 nisanın’da halel dosmuhammedov ve jahanşa dosmuhammedov otonomi için v.i. lenin ile moskova’da görüşürler.akabinde semey vekili halel gaffasov ve alaş genel vekili olan elimhan ermekov 26 temmuz 1918’de yine moskova’da j.v.stalin ve v.i.lenin ile görüşmüşler ve bu görüşmeler sonucunda otonom batı kazakistan devleti kurulmuştur.otonom devletin başkanlığını halel dosmuhammedov ve jahanşa dosmuhammedov yürütmüşlerdir(türki halktarı s.261) önce bağımsızlık ilan eden alaş orda hükümeti sonra daha ufak bir toprak üzerinde özerkliği kabul etmesi alaş-orda yasalarına aykırıdır ve bu durum alaş orda’ya önemli bir darbe vurmuş bir çok parti mensubu bu şekilde bir anlaşmaya imza atanları samimiyetsizlikle suçlamış partiden ayrılmış veya pasifleşmiştir.bu üyelerden biride mirjakıp dulatovdur.mir jakıp dulatov ekim ihtilaline başından beri karşı çıkan alaşordacılardan biridir.hatta 1913’de çıkartmaya başladığı kazak gazetesi başından beri bolşeviklere karşı olduğu için 1917’de kapatılmıştır.alaş orda’nın bolşevikler’e karşı silahlı mücadeleye başlamasıyla birlikte mir jakıp dulatov bizzat kazak köylerini dolaşarak mücadele için asker,silah ve erzak toplamıştır ancak alaş orda’nın önemli mevkilerdeki bir çok mensubunun zamanla bolşeviklere katılmadığını ve bolşevik propagandası yaptığını gören dulatov köy köy dolaşarak topladığı askerleri,alaş orda’yı samimiyetsizlikle suçlayarak, atbasar adındaki bölgede dağıtır.mirjakup dulatov kazak milli hareketinde önemli tanınmış bir aydın olmasına karşın masabaşında oturmamış ve bağımsızlık için her kazağın elinden gelen özveriyi göstermesi gerektiğini savunmuş, öylede yapmıştır.

    ancak diğer taraftan baktığımızda alaş orda’nın stratejisinin bolşeviklere karşı beyaz orduyu desteklerken,çar yanlılarından silah ve techizat desteği almayı umduğunu görmekteyiz. bununla birlikte savaşın başında düzenli bir orduya sahip çar yanlılarının bu savaştan galip çıkacağı düşünülsede beyaz ordu’nun komutasında ki büyük zaafiyetler savaşın başındaki güçsüz kızıl ordu’nun güçlenmesi için zaman tanımıştır böylelikle 1917’de alaşorda kurulduğunda güçlü olan beyaz ordu ,1919’a gelindiğinde sibiryada dağılmış sürekli çekilen bir enkaz haline gelmiştir.
    beyaz ordu içindeki grupların anlaşmazlığı 1918 yılında su yüzüne çıkmaya başlarken komuch yönetimi kasım askeri bir darbeyle devrilir ve amiral kolçak diktatör yetkileriyle, yüksek yönetici(verkhovni pravitel) sıfatıyla beyaz ordu’nun başına geçer.amiral kolçak’ın, ‘’bolşevikler bertaraf edildikten sonra rusya halkları istediği yönetim biçimiyle yönetilecektir ’’ söylemleri başta alaş orda ve yöneticileri tarafından cezbedici gelsede çok geçmeden amiral kolçak’ın, bolşevik karşıtı ülke içindeki diğer siyasi topluluk ve hükümetlere olan baskıcı tutumu çok geçmeden alaş-orda içerisindeki, zaten var olan, bolşeviklerle anlaşma taraftarı grubu dahada güçlendirir.bolşeviklerle anlaşma yanlılarının önemli dayanaklarından biride yüksek rütbeli askerlerin , parlementonun milliyetçi kanadının beyaz ordu tarafında olduğu ve bu grupların ‘’bölünmez tek rusya’’ anlayışına sahip olduğudur öyleki amiral kolçak 1918 sonbaharında alaş orda hükümetini tanımadığını ilan etmiştir(ulttın ulı ustazı,s.104)
    adilhan bukeyhanov, 1918’in sonunda beyaz ordu’dan silah sevkiyatı tamamen kesilince silah tüccarı don kazaklarından silah temin etmeye çalışmış ancak 1919’a gelinmesine karşın kazak ordusu oldukça güçsüzdür.ordunun tüm mevcudu 3500-4000 civarında olup 3 şehire dağılmıştır;jedisu:700,troyskie:540,ural:2000.bu küçük silahlı güç maalesef bağımsız alaş orda hükümetini korumaya yetmemiş ve alaş orda’nın düşmesiyle,bölge ancak aynı yüzyılın sonunda tekrar bağımsız olabilmiştir.

    bölgede komünist rusya hakimiyeti tesis edildikten sonra türkçülerin ne kadar talebi olduysa red edilmiş,çarlık rusyasından daha baskıcı bir yönetim moskova’nın başına geçmiştir.ceditçi akımın bağımsızlık taleplerini değerlendirmek bir tarafa moskova yönetimi sürekli bir asimilasyon politikası izlemiş ve bölgeyi dahada bölmüştür.türkistan komünist partisi müslümanlar bürosu’nun 1920 şubatında gerçekleştirdiği 3. konferansında ;“türkistan cumhuriyetinin adının “türkistan türk cumhuriyeti” olarak değiştirilmesi gereklidir kararı alınmıştır.”(türki halktarı tarihi,s.259)bu talebin değerlendirilmesi bitarafa aynı yılın 13 haziranında v.i.lenin türkleri, özbek,türkmen,kazak,kırgız,karakalpak v.s. olarak ayırma kararını onaylamıştır.alaş orda mensupları ise yeni dönemde komünist partinin içinde milliyetçi kanadı teşkil etmiştir.bir kısım alaş ordacı ise tamamen siyasetten çekilmiş, bir kısmı ise edebiyat yolu ile milli benliği ayakta tutmaya çalışmıştır.bu dönemde,ilk kazakça romanı yazan mir jakıp dulatov, uyan kazak adlı eserinde kazakların milli benliğine ve dinine sahip çıkması gerektiğini anlatırken içindeki şiirleriyle kazakları başkaldırıya ve umutlarını yitirmemeye teşvik etmektedir.diğer taraftan mağcan cumabay’ın şiirlerinde islam öncesi türk medeniyeti ve o dönemin sembolizmi önemli bir yer tutmaktadır.magcan,şiirleriyle bağımsızlığın elbet bir gün tekrar geleceğini o güne kadar milli benliğe sıkı sıkıya sarılmaya ve doğudan kopmamaya çağırır kazak gençliğini.(ulttık poeziya padişası,s.89-90) 1920’den 1935’e kadar varlığını sürdüren türkçü entelijians 1935’den 1940’a kadar süren stalin’in katliamları sonucu nerdeyse tamamen susturulmuştur.bu dönem zarfında tüm önemli türkçü aydınlar düzmece iftiralar veya milliyetçilik suçu ile çalışma kamplarında hastalıktan,kurşuna dizilerek veya suikastlerle katledilmiştir.
    anadolu ve orta asya türklüğünün aynı tarihlere denk gelen bağımsızlık mücadeleleri sonucu anadolu'da türkçülük akımı meyvesini verirken orta asya türkleri bağımsızlığa kavuşamamıştır.anadolu türklüğünün bağımsızlığına kavuşmasının en önemli sebebi kuşkusuz anadolu'nun dört bir köşesine milliyetçi-bağımsızlıkçı aydınların dağılmış olması ve rusya'ya nisbeten osmanlı'da türkçülük akımının fazla baskı altında olmamasıdır bunun yanında anadolu'da çok güçsüz olmakla beraber düzenli dağıtılmamış orduların varlığıdır kısacası osmanlıdan miras kalan devlet ve asker kadrolarıdır.( türkçülük üzerine notlar s.65) ancak bugün orta asya’da türkiye’de bağımsızdır ve yine yeni bir yüzyılın başındadır.

    kaynakça
    1.amanjanov k.r.,türki halktarının tarihi,bilim,almatı 2005
    2.mahanulı tursın,türkistan ult azattık kozğalısı jane türkistan muhtariyatı nurlı alem ,almatı 2006
    3.çokayeva mariaj ,mustafa çokay’ın hatıraları, turan kültür vakfı 2000
    4.tuğırı büik tulğa,uli tulğalar seriası,ortalık ğılımi kitaphane,almatı 2008
    5.bekiroğlu amir,mustafa çokay,megaofset ,erzurum2006
    6.gençer mehmet ziya,türkçülük üzerine notlar,erkin baspahanesi,kentav 2009
    7.ulttık poeziya padişası,ortalık ğılimi kitaphane,almatı 2001
    8.ulttın ulı ustazı,ulı tulğalar seriyası,almatı 2001
    9.tuğırı büik tulğa,uli tulğalar seriası,ortalık ğılımi kitaphane,almatı 2008
  • milliyetçi kazak hareketi/partisi/hükümeti. zaman zaman bolşevik-menşevik ikilemi yaşamış olsalar da mirsait sultan galiyev ekolünü tercih etmişlerdir.
  • milli marşlarında türklük vurgusu ön plandadır. türk sözünü tarif ederken yiğit, bahadır, güçlü gibi sözler eklenerek gururla ifade edilmektedir.

    “arğı atam - er türik, (ulu atam - bahadır türktür)"
  • 3 aralık 1917 tarihinde bundan tam 103 yıl önce, kazak ve kırgız türkleri ay-yıldızlı bayrağı ile, "alaş kazak türk cumhuriyeti'ni" kurmuşlardı. bu devlet orta asya ve özelde türkistan'ın ilk cumhuriyetidir. modern kazakistan ve kırgızistan tarihinin başlangıcıdır.

    görsel

    görsel
  • bayraklarının bayrağımızla olan benzerliği şaşırtıcı olan, kazakistan'ın manevi çekirdeği devlettir. bayrağımızdaki beyazları sarı yapınca ortaya çıkan bayrağı benimsemişler. sovyet politbürosu tarafından ortadan kaldırılmış.

    (bkz: tarihte güzel bir devlet)
hesabın var mı? giriş yap