*

  • alman dili ve edebiyatı bölümünde en az 4* sene boyunca yok goethe yok nietzche ydi,arada iki tutam adolf hitler hatta wilhelm richard wagnerlerle fln öğrencilerin kafalarını paketledikleri dersler/kişiler bütünü..
  • almanca yazan bir sürü düşünürün, bir sürü yazarın ve bir sürü şairin eserlerinin tümünün oluşturduğu genel başlık. belli başlı isimleri okumak çok keyif verebiliyor insana; franz kafka, friedrich dürrenmatt, bertolt brecht, ve daha bir sürüsü bu edebiyatın önde gelen isimlerindendir.
  • almanya, avusturya ve çek cumhuriyeti, fransa ve isviçre'nin almanca konuşulan bölgelerinde yaratılan ve özellikle alman aydinlanmasi olarak adlandırılan yüzyılda (goethe, schiller , lessing, heine, hölderlin vb) dünya edebiyatının zirvesine yerleşmiş edebiyat ekolü.

    hemen hemen diğer tüm edebiyatlarda olduğu gibi alman edebiyatı da destanlarla başlar. zira bu destanların yazıya geçirilişi bir ülkede edebiyatın başlangıcını oluşturur genellikle. almanların milli destanı da sayılan ve dahi alman müzisyen richard wagner tarafından da bestelenen nibelungen destani bu destanların en ünlüsüdür. yuzuklerin efendisi adlı roman ve film serisi bu olağanüstü destandan etki sonucu yaratılmıştır.

    alman aydınlanma dönemine ise hiç kuşkusuz dünya edebiyatının en büyük birkaç isminden biri olan goethe damgasını vurmuştur. çok yönlü bir dahi olan goethe, şiir, tiyatro ve roman alanında döneminin en önemli yapıtlarına imzasını atmıştır. şiirde dogu batı divanı, oyunda faust, ve romanda da genç werther'in acıları adlı yapıtları öne çıkar.

    goethe'nin en yakın arkadaşı olan schiller ise dönemin öne çıkan bir başka ismidir. hemen hemen tüm şiirleri ve oyunları dilimize çevrilen schiller'in en önemli yapıtı haydutlar adlı oyunudur.

    henrich heine ise lirik şiirde dünyanın önemli şairleri arasındadır. özellikle şarkıları ile meşhur olan heine'nin şarkıları ve gezi yazıları dilimize çevrilmiştir.
    alman edebiyatının bir diğer zirve dönemi de 20 yüzyıldır. özellikle roman alanında yüzyılın en başarılı yenilikçilerinden birkaçı alman edebiyatına dahildir:

    thomas mann : kuşku götürmez bir biçimde alman romanının en üstün ismidir. hemen hemen tüm yapıtları başyapıt düzeyindedir. daha ilk romanı buddenbrooks ile dikkat çekmiş, sihirli dag adlı romanından sonra da nobel ödülü almıştır. venedik'te ölüm adlı kısacık romanı bile taşıdıgı yogunlukla bir başyapıttır ve filme de alınmıştır.

    franz kafka: yapıtlarını almanca yazdıgı için alman edebiyatına dahil edilen franz kafka, yorum dahi getirilemeyecek ölçüde büyük ve etkili bir yazardır.

    robert musil : avusturya asıllı olan musil, alman romanının en modern yazarı olarak kabul edilebilir. niteliksiz adam adlı romanın degerini anlayabilmek için, james joyce'un ulysess ve marcel proust' un kayıp zamanın izinde adlı romanlarla kıyaslandıgını belirtmek yetecektir.

    bertolt brecht: alman tiyatrosunun en büyük devrimcisidir. denilebilir ki shakespeare ve ibsen dönemleri için neyse brecht de 20. yüzyıl için aynı şeyi ifade eder. şairlik yönü de oldukça kuvvetlidir.

    rainer maria rilke ve paul celan , alman şiirinin 20. yüzyıldaki en önemli isimleridir.

    görüldüğü üzere alman edebiyatı yirminci yüzyılda yeni bir aydınlanma dönemi yaşamıştır. daha sayamayacagımız kadar irili ufaklı onlarca şair-yazar bu listeye eklenebilir: hölderlin, stefan george, e.m. remarque, anna seghers, hermann hesse, henrich böll ...
    yaşayan yazarlar içerisinde ise alman edebiyatının en büyük ismi olarak nobel ödüllü gunter grass karşımıza çıkar. grass, sadece teneke trampet adlı romanını yazsaydı bile yine de dünya edebiyat tarihinde önemli yerini alacaktı. eski bir ss subayı olması onun edebi degil, insani degerini düşürür.
  • edebiyatın ilk akla gelen kadrolarını veriyorum;

    1- goethe
    2- schiller
    3- lessing
    4- fontane
    5- brecht
    6- mann
    7- hesse
    8- böll
    9- grimm kardeşler
    10- rilke
    11- seghers
    12- arendt
    13- grass
    14- hegel-marx-kant (edebiyat? hm)

    bu meyanda kafka da sayılır sayılmasına da herkes içine sindiremiyor çek olduğundan. musil de var ama avusturyalı.
  • rönesans dönemi için incil'i latince'den almanca'ya çeviren luther (1483-1546) edebî almanca açısından önemli bir zemin hazırlamıştır.

    romantik dönemde, özellikle şiir ve romanda öne çıkan goethe (1749-1832), lirizm, aşk, halk edebiyatı temaları dışında felsefik yorumlara da yer vermiştir. yine bu dönemde, schiller imzası önemlidir.

    schlegel kardeşler, heine, hoffman gibi romancılar ile kleist ve hebbel gibi tiyatrocular xıx. alman edebiyatının diğer önemli romantik isimleridir.

    1800'lerin başında, grimm kardeşler jakob grimm ve wilhelm grimm tarafından derlenen alman efsaneleri romantiklerin efsaneler ve folklore karşı ilgisini artırmıştır.

    bu yüzyılda, realist cepheden, fontane, storm ve hauptmann isimlerini saymalıyız.

    xx. yüzyılda bertolt brecht ve thomas mann öne çıkmıştır. bunların yanında, isviçre asıllı alman yazar hermann hesse, alman ve dünya edebiyatı için önemli imzadır. bu yüzyılda, diğer önde gelen alman yazarları heinrich böll ve günter grass'tır.

    günümüzde-1989 sonrası alman edebiyatı, wolfgang hilbig, erich loest, monika maron ve
    christa wolf gibi eski doğu alman yazarlarla güçlenmiştir.
  • goethe, schiller, hesse, brecht'e sahip olsa da leibniz, spinoza, kant, hegel, feuerbach, marx ve nietzsche'li alman felsefesinin golgesinde kalir..
  • klasik rus edebiyatı ile gayet de sidik yarıştırabilir.
  • (bkz: #27829404)
  • alman edebiyati denince, turkiyedeki orta ust sinifa ait hemen herkesin aklina bi kac isim gelir.. kah sosyal medyada duyduklari, kah lisede okutulan kitaplar goetheler schillerler ve her ne kadar alman olmasa da, almanmiscasina sahiplenilen kafkalar havada ucusur..

    aynen marxin das kapitali gibi, aynen tutunamayanlar gibi, aynen otomatik portakal gibi muamele gorur alman edebiyati.. cogu kisinin dilinde olan, oysa bi cogunun harbi harbi okumadigi ya da izlemedigi ama siksen bunu kabul etmeyecek kisilerce konusulur en cok alman edebiyati..

    almanca ogrenmeye basladigim zaman 13 yasindaydim.. aradan on kusur sene gecti, almanca hayatimdan cikmadi.. hatta almanya hayatim oldu.. ilk almanya ziyaretimde, tuvaletin kenarinda kucuk sari kitaplarin zusammenfassunglarini gormustum.. bi anda ordan burdan duydugum onlarca yazari, kitaplari karsimda gorunce hangi birine 2 euro verecegimi bilemedim, en tasaklisi en bilinen goethe diye faust in iki bolumunu de aldim..

    almanca ogrenmenin verdigi gazla, hamburgun o elit ortamiyla oturdum bos gunumde, bit kadar yazilari okumaya calistim.. laaaan ?! o da ne ? bi sikim anlamadim.. cumleyi anlamayi gectim, icinde anladigim tek bi kelime bile yoktu..

    o kitapla beraber anladim ki, ben almancayi almanca okuyamicam.. hala daha hauptbahnhoflarda, flughafenlarda beklerken kitapcilardaki kitaplara ozenirim.. ama icini acarim bi sayfayi, okumaya calisirim.. okurken anliyorum artik ama, bu surec beni o kadar yoruyo ki, baglaclarda bi es verip cumlenin basina donmem gerekiyo illa ki..

    bundan mutevellit almanca hukuk okuyanlara, germanistik ogrencilerine normalde asla yapmayacagim bi bicimde "saygi duyuyorum". genelde saygi duymaya egom el vermez.. ortalama insanim iste, halimi anlayin..

    turkce okudum alman edebiyatini ben ozetle.. steppenwolf oldugunu bildigim kitapin facebook sayfasinda almancasini begendim belki ama, bozkirkurdu olarak okudum..

    alman edebiyatini o yuzden bicim, fonetik, gramer olarak degil ancak icerik olarak analiz edebildim.. dilbilimci olmadigim icin buyuk eksiklik degil diye dusunuyorum..

    icerige bakilirsa, alman felsefesinde de, alman edebiyatinda da, muthis bi cocukluk ve mistiklik gorulur.. bunu buraya, sirf havali dursun diye yazmadim.. goetheyi anlamak icin, mitoloji brosuru verirdi freiburgda bi kitapci.. bunun almanyaya ozgu bisi olup olmadigini sormustum sahibine dukkanin, her orta yasli alman erkegi gibi bol bol konusmaya merakli oldugundan bi saat , bunun kendi fikri oldugunu ve butun parayi ustlenerek boyle verdigini anlatmisti..

    evet edebiyata geri donersem, alman edebiyati, alman klasik muzigi, alman felsefesi gercekten mitolojilerle, halk hikayeleriyle doludur.. bu noktada, bi dilin belki de en eski ogeleri olan atasozleri bizimkilerle cok benzer.. ingilizcedeki gibi chicken translate hadiseleri yasanmayacak kadar, bire bir ayni metaforlar kullanilmistir cunku.. turklerin de, bi cok laflari gizli ortulu atiflarla doludur aslinda.. yeni yeni konusulmaya baslanir oldu bazi seyler..

    grimm kardesler mesela, alman olduklari bilinmez.. kimse de kondurmaz zaten almanlarin soguk ve kuralci yapisina boyle masallari..

    almanlar, kendi mentaliteleri, kendi kurallari ve kendi sistemleri arasinda sikintidan patlayacak seviyeye gelmisler bana sorarsaniz.. ve kafayi cizen sanatci/ dusunur kesiminde tam tersi ogelere yonelinmis..

    bi nietzsche sinirden delirmis mesela.. he frengi mrengi onu ben de biliyorum.. ama adam hayatini agzindan salyalar cikararak, basini tuta tuta agridan kor olacak seviyeye gelerek gecirmis.. oysa bi alman icin bu o kadar atipik ki! ben senelerdir burda, bir tane bile sinir krizi geciren alman gormedim.. tip okumama ragmen gormedim.. o sogukluklari ve tepkisizlikleri dunyaya , en tasakli duygulardan birininin sembolu olarak gelmis adama cok ters..

    masallar hikayeler bu adamlara cok ters.. bu adamlar, cocukken bile hayvanlarla yilanlarla bortu bocekle , hastalikla, kazalarla ic ice yasiyolar.. dusunce aglamiyo cocuklar 3 4 yasindan sonra.. ameliyatlardan cat diye uyaniyolar hic mizildanmadan.. bu adamlara, sefkat denen, acimak denen bi duyguyu anlatmaya calismis stefan zweig.. avusturyali ya da alman benim icin farketmiyo.. benim icin hepsi franz ferdinand..

    ya da wagner notalarinda, hirsi kompoze etmis.. hirs denen sey, bu adamlarin ruhunda yok.. olmasina gerek de yok.. zira impulsif hareket etmelerine gerek kalmayacak kadar tikir tikir isleyen bi sistemleri var.. parasiz mi kaldin ? patlat bi bafog, patlat bi kindergel wohngeld oh mis gibi yasma.. uzun kuyruklara, herkeslerin arasindan siyrilmana gerek yok.. ama iste anlatmis adam.. araba kullanirken wagner dinlenmesi kaza riskini arttiriyomus arastirma yaptilar.. oyle bi hiddet siddet ve hirs..

    kisaca, alman sanati diye bi catida toplayabilecegim butun ogeler, almanlari anlatmaz bence.. almanlarla ilgili cikarimlara varamazsiniz gunter grassin romanlarinda.. bizi bize anlatma, bizden olma hikayeleri yoktur bizdeki gibi..

    he evet, bi group 47, bi ii. dunya savasi edebiyati durumu var ama onlarin da cogu anidir, didaktik toplumsal eserlerdir..

    bunun disinda alman edebiyati, almanliktan en uzak edebiyattir.. hikayelerinde tipik almanlik bulamazsiniz mesela karakterlerin.. ve o hic bir sey demedide böllsavas sonrasi birbirini yeniden ve her seye ragmen kesfeden iki insan bulurken, almanya savastan ruhsal olarak en az etkilenmis halktir.. bu konu yokmus gibi yasanir, ancak universitelerde seminar olarak verilir.. bu kadar.. bizim turk kurt olayi gibi travmatik ve ajite bi gecmis bulamazsiniz.. aglayan analar babalar, opalar omalar goremezsiniz.. herkes olabildigince sogukkanli anlatir olani biteni..

    ve en son alman pornosu.. turklerin alman edebiyatina asina olmalarinin biricik sebebi.. alman pornosu bile surrealdir bi bakima.. geleneksel kiyafetler giymis adamlar kadinlar, bayvera kokan mekanlar, ezberlenmis diyaloglar.. adamalr sekse bile bi sistematiklik getirmisler de oyle yapmislar pornolarini.. bizdeki gibi yaraticilik yok.. nese bu konuya cok girmek istemiyorum.. öhöm

    evet, alman edebiyati basligi altinda almanlar hakkinda bol bol icimi doktukten sonra son bi analizle bitiriyorum sozlerimi.. alman edebiyati, almanlari anlamak, alman ideolojisini algilayabilmek, burdaki yasami koklamak icin iyi bi yol degildir.. zira, alman edebiyati almanlari anlatmaz.. belki de o yuzden bu kadar evrenseldir.. belki de, o yuzden bu kadar metaforlar barindirir.. belki de, tolstoy adlarini not alarak okudugumuz karakterler uretirken (aynen hayat gibi) almanlar ve almanliktan nasibini alanlar bi bocek uzerine kurmustur karakterini.. belki de, alman edebiyati bu yuzden bu kadar anlasilmamis kalacaktir bu kadar yuzeysel konusulup gececektir konu.. zira alman edebiyati, almanlarin aksine soyuttur.. gercek karakterleri izlemek okumak kolayken, demian gibi varligi bile malum bi karakteri anlayabilmek mesaakatlidir..

    herkese bol edebiyatli, bol birali gunler.. alman edebiyati baska turlu cekilmiyo zira..
  • alman edebiyatı başımın tacıdır.
hesabın var mı? giriş yap