*

  • tarihsel sosyoloji'nin en önemli temsicilerinden. harvard'ta rusya araştırmaları bölüm başkanlığı yapmıştı. 16 ekim 2005 tarihinde 92 yaşındayken yaşama gözlerini kapadı. diktatörlüğün ve demokrasinin toplumsal kökenleri adlı eseri yarım yüzyıldır hala en önemli kaynaklardan biridir.
  • yanlış hatırlamıyorsam kendisi nasyonal sosyalizm'e sadece tü kaka demek yerine kapitalizmin gelişimi içerisindeki rolünü ortaya koymaya çalışmıştır.
  • "bir değer sistemini yaymak ve devamını sağlamak adına, insana yumruk atılır, dövülür, hapse gönderilir, toplama kamplarına atılır, aldatılır, rüşvet verilir, kahraman yapılır, gazeteleri okuması söylenir, bir duvarın önüne dizilip ateş edilinir ve hatta bazen sosyoloji bile öğretilir" demiş abd'li sosyal filozof.
  • diktatörlüğün ve demokrasinin toplumsal kökenleri’nde sanayi öncesi dönemden modern dünyaya geçişte üç ana tarihsel rotadan bahseder: kapitalist demokrasiye götüren burjuva devrimleri (ingiltere, abd, fransa); faşizme götüren başarısız akim burjuva devrimleri (almanya, japonya) ve komünizme götüren köylü devrimleri (rusya, çin).
  • her ne kadar kendisinin -diktatörlüğün ve demokrasinin toplumsal kökenleri'ndeki "burjuva yoksa demokrasi de olmaz" (s. 487) iddiasındaki gibi- her bir sınıfın demokrasi konusunda belirli ve değişmez duruşları olduğu tezi bizzat kendi takipçileri tarafından çürütülmüş de olsa (bkz: capitalist development and democracy), kitabının sonundaki şu sözleri gösteriyor ki, moore memleketin -gerek resmi, gerekse aklınca "ezber bozan" yeni resmi- sosyal bilimcisine hala çok şey öğretebilecek dev bir insandır:

    "tarihsel süreçlerin kurbanlarına sempatiyle, kazananların savlarına ise kuşkucu bir tutumla yaklaşmak, toplumla ilgili araştırma yapan herkese, egemen mitoloji tarafından teslim alınmasını önleyen önemli bir kalkan oluşturur. nesnel olmaya çalışan bir bilginin kağıt kalem kadar bu duygulara da sahip olması gerekir" (s. 601)
  • amerikan sosyolog."diktatörlüğün ve demokrasinin toplumsal kökenleri: çağdaş dünyanın yaratılmasında soylunun ve köylünün rolü (1966)" adlı eseriyle ünlüdür.kitap modernleşmenin ingiltere, fransa, amerika, japonya, çin ve hindistandaki modernleşme sürecinin karşılatırmalı bir araştırma çalışmasını ve totaliterizmin felsefi tarihini içermektedir.bu eserde demokratik, faşist, komünist rejimlerin toplumsal kökenlerini oluşturan koşulların, özellikle sanayileşme ve var olan tarım yöntemlerinin farklı siyasi sonuçlarını irdeleyerek ele alır. demokratik kurumların gelişmesinde başrolü oynayan şiddete özellikle dikkat çeker.
  • diktatörlüğün ve demokrasinin toplumsal kökenleri'ni açın; okuyun yani ve bir de üstüne o kitabı anladıktan sonra yemeyin de yanında yatın.çünkü o kadar önemli bir siyaset kitabı ki (tabi bazı çıkarımları da kendiniz yapacaksınız.her şeyi belediyeden beklemyin yani.) siyaset ile ilgili bağlamda her şeyi birbirine bağlamayı başarabilmek için zorunlu bir kitaptır.işin kötü yanı bir çoklarına dili ağır gelebilecek bir kitap.tabi şimdi içeriğine de girmek isterdim ama o kadar anlatmak istediğim şey var ki bu kitapla ilgili ama gözümde büyüyor hepsini yazmak.en iyisi mi siz beleşçilik yapıcağınıza alın kitabı okuyun.
  • daron acemoğlu tarafından, barrington moore'nin yazmış olduğu diktatörlüğün ve demokrasinin toplumsal kökenleri adlı eserine atıfta bulunulmuş ve diktatörlük ve demokrasinin ekonomik kökenleri adlı bir eser oluşturulmuştur.
  • diktatörlüğün ve demokrasinin toplumsal kökenleri isimli eserinde kısaca şunu söylemektedir. büyük toprak sahipleri iktisadi dönüşüm aşamasında, yani yoğun meta üretimine geçişte varlıklarını sürdürdüğü ölçüde otoriter; burjuvazinin egemenlik kurma derecesine göre ise demokratik hükümet tesis edilebilmektedir.
hesabın var mı? giriş yap