• 13 subat 2007 tarihinde verilmis bir kanun teklifi ile artik basarili gorulen sporculara verilmesi dusunulen paye...

    lan devletin sporcusu mu olur?
  • sadece devlete spor yapıyo bunlar. hatta bir de derin devlet sporcusu var. futbol oynar gibi yapıp aslında pentatlon kayıyorlar bunlar. (pentatlon kayılıyor muydu? amaaaan siktir et...)
  • -mesleğiniz?
    -devlet sporcusuyum
    -ne yapıyorsunuz?
    -ayda 400 ytl maaşla beş kişilik aileme bakıyorum
    -yaz oğlum...ağır siklet
  • devlet sporcuları, özel bir ilgi ve alakaya bağlı yaşarlar. kamu iktisadi teşebbüsleri uyarınca yetiştirilirler. zaman içinde özelleştirilme riskleri vardır. özelleştirilen devlet sporcuları, satın alan ailenin çocuklarıyla aşırtmalı aba güreşi yaparlar. çok dramatiktir aman diyeyim...
  • ilk örneklerinden birisi, 1946 yılında bu ünvana layık görülen devlet bilardocusu hüsamettin baturlugil'dir. sevinci kısa sürmüştür. mecliste düzenlenen ünvan töreninde mebuslara dönerek pike hareketi yapmış ve yanlış anlaşılarak idam edilmiştir.
  • adlandırması yanlış olmakla birlikte kanımca doğru bir uygulamadır. şöyle ki; genç yaşlarında, futbol gibi para getiren sporlarla uğraşmak yerine, atletizm, güreş, boks gibi daha bireysel sporlarla uğraşan ve uluslararası başarı kazanan pek çok sporcu, sporu bıraktıkan sonra malesef işsiz kalmakta ve 50 - 60 yaşlarında, yaşadıkları dram ile gazetelerin 3. sayfalarına haber olmaktadır. aynı eski yeşilçam oyuncuları gibi.

    zamanında bu ülkenin bayrağını başarı ile yurtdışında dalgalandıran herkese, daha sonra bu devletin sahip çıkması kadar doğru ve zorunlu bir husus olamaz. ancak kanımca burada incelenmesi gereken tek bir nokta vardır, o da 2004 yılında çıkartılan ödül yönetmeliği'nin, ihtiyaca cevap verip vermediği hususudur.

    bu yönetmelik uyarınca zaten ulusal ve uluslararası spor hizmet ve faaliyetlerinde üstün başarı gösteren sporcular ile bunların kulüpleri, teknik direktörleri ve antrenörlerine başarıda emeği geçen diğer kişilere ayni ve / veya nakdi yardım yapılması ve ödül verilmesi mümkündür ve belli kurallara bağlanmıştır.

    böyle olunca, bu yönetmelik eğer işe yarıyorsa, bu takdirde devlet sporcusu kavramını sorgulamak gerekir.
  • bu "devlet sporu" nasıl bir şey acep diye derin düşüceler içersindeyken dehşetle fark ettim ki sen, ben, o; hepimiz devlet sporcusuyuz. çünkü hayatımızda en az bir kez bu sporu yaptık. bu spor genellikle devlet dairelerinde yapılır. bu sporun muhtelif alanlarında faaliyet göstermiş kişilerden edindiğimiz bilgilere göre bu sporda başarılı olabilmek için her şeyden önce sabır gereklidir. stratejinizi iyi belirleyebilmelisiniz. dayanıklılık da son derece önemli. duruma göre başka nitelikler de gerekebiliyor. hemen örneğimize geçelim, aluminyum kişisi anlatıyor:

    (bkz: #4008325)

    bu, sabır ve dayanıklılığın ne kadar önemli olduğuna güzel bir örnek. okullar, özellikle üniversiteler de bu sporun en yaygın biçimde yapıldığı yerlerden biridir. örneğimiz hyena kişisinden:

    (bkz: #66223)

    ayrıca, devlet sporcusu olmak için türkiye cumhuriyeti vatandaşı olma zorunluluğu yoktur. ülkemize yolu düşen diğer ülke vatandaşları da duruma göre bu sporu icra ederler. örneğin hollanda vatandaşı bir arkadaş, bir milyon euro'luk teknesinin ülkeye girişine onay verebilen ayvalık gümrüğünün, 750 dolarlık sobanın ülkeye girişine onay veremeyeceğini öğrenmesi üzerine istanbul'a giderek devlet sporcusu olmuştu.

    biraz daha düşününce anlaşılıyor ki hepimiz devlet sporcusuyuz. levent kırca entrysi gibi oldu ama, neyse...
  • şahsımın 2014 yılı ekim ayı itibari ile sayın cumhurbaşkanı'mız recep tayyip erdoğan'ın çankaya eski dışişleri konutunu kullandığı sırada ailemle beraber bendenizi davet edip takdim ettiği ünvandır. kendisi görüşlerime, düşünceme son derece ters ve onaylamadığım bir kişilik olsada "bunu kendisine de nazikçe izah ettim" bunu anlayışla karşıladı. bundan 5 ay önce yani 15-16 mayıs 2014 gibi olması gerek emniyete davet edip gbt sorgulaması, bir takım güvenlik ve kişisel bilgi soruşturması için iznimi alıp içişleri bakanlığından emir geldiğini o yüzden yapıldığı anlattılar. sağolsun gayet anlayışlı ve sakin sakin anlattılar, ben ise panik ve korku ile zarzor ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. ya memurluktan olacaz ya da hapsi boyayıp her ikiside olacak. daha kaç sene oldu ki başlayalı memuriyete. 2 ay tabiri caizse uyku uyuyamadım, acaba ne yapacaklar, ne edecekler diye. ama korkulan olmadı bir davet mektubu ile önce ankara gençlik spor bakanlığına davet edildim. dönemin bakanı akif çağatay kılıç ile birlikte bakanlık konutunda bir yemek yiyip durumu anlattı. sonra 2 ay daha geçti ve cumhurbaşkanlığı daveti ile dışişleri eski konutuna çağrıldım. cumhurbaşkanı ile uzun bir görüşme ve bir yemek ile ailece yaklaşık 2 saat birlikteliğimizin sonunda dışişleri eski konutundan ayrıldık. bu da böyle bir anımdır. kendisi ile her 29 ekim resepsiyonunda "meraba meraba" etmişliğim vardır. sonradan ögrendim ki aslında eski cumhurbaşkanı abdullah gül verecekmiş asıl bu ünvânı ama görev süresi yetmemiş, nabalım kısmet.
hesabın var mı? giriş yap