• yıllardır savunduğum durum(edit: zira benim daha çok savunduğum zorunlusunu bitirenlere tusta 1-2 puan eklenmesiydi) sonunda olacak diyorlar. şu an tasarı halindeymiş kesinleşen bir şey yok diye en başta belirteyim. biliyorsunuz doktorların devlet hizmet yükümlülüğü(dhy) diye insan haklarına aykırı diye tasdiklenen söz konusu bir durumu var. fakat aslında bu zorunlu hizmet olarak adlandırılan durum aslında zorunlu değil zira anne babanızın durumu iyiyse ya da canınız tatlıysa ya da en basitinden tuzunuz kuruysa dhy'nizi tamamlamadan tus'a hazırlanabiliyorsunuz. şimdi internette bir fotoğraf dolaşıyor ne diyor bu yıllardır gelmesi gereken 31. maddede buraya yazalım.

    madde 31: 3359 sayılı kanunun ek 5inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    "tabipler devlet hizmeti yükümlülüğünü tamamlamadan uzmanlık eğitimine başlayamazlar. ancak bu süre içerisinde uzmanlık sınavını kazananların hakları saklı tutulur. uzman tabipler ise devlet hizmeti yükümlülüklerine başlamadan veya tamamlamadan yan dal asistanlık sınavlarına katılabilir ve uzmanlık eğitimine başlayabilirler. ancak, birden fazla uzmanlık veya yan dal uzmanlık eğitimine başlanabilmesi için devlet hizmeti yükümlülüğünün tamamlanması şarttır."

    şimdi bu madde ile ne olacak maddeler halinde yazayım ki hem okuması kolay hem anlaması kolay olsun. bu arada yanlış olmasın zorunlu hizmetini yapmış bir hekimim eşim de aynı şekilde.

    1- 6 pratisyen hekim kadrolu bir adet devlet hastanemiz var. burada doktorlardan birincil olarak acil sağlık hizmetlerini yürütmesi isteniyor. fakat bu 6 kadrolu hastanede (görece güzel şehirlerden ya da ilçelerden biri değilse) hiç bir zaman 6 tane doktor olmuyor. neden olmuyor? çünkü hiç kimse gidip ağrı'da çalışmak istemiyor. bu madde ile ne olacak her hastanedeki doktor sayısı düzgün bir hizmet için yeterli olacak.
    2- bu madde ile artık zorunlu hizmet ile gelen çalışkan arkadaşlar telefon ile hastaneyi ya da toplum sağlık merkezini arayıp ya ben zaten tus'u kazandım nöbet yazacaksanız hiç başlamayacağım diyemeyecek.
    3- bir doktor ve yanına görevlendirme ile verilen doktor 30 gün boyunca hastaneyi döndürmeye çalışan iki hekim ki bunun tek başına 30 gün boyunca nöbet tutmak zorunda kalanı da var (nasıl oluyor demeyin icap nöbeti diyorlar zınk diye kitleniyorsun) aylardır zorunlu hizmetle gelmesini beklediği meslektaşı istifa etmesin diye binbir şaklabanlık yapmak zorunda kalmayacak.
    4-görece zor durumda olan anne babasına ya da kardeşine bakmakla yükümlü ya da başka bir nedenle bmw almak için mesela çalışmak zorunda olan hekim artık insan gibi çalışacak. tabii bu yasa devlete mali yükümlülük getirecek. devlette çalıştığım dönemde şunu gördüm temmuz ve eylül büyük kurası ile hastaneler dolar ve bu doktorların hepsi 4x maaş alır fakat ocak 15 gibi kadrolar sıfırlanmaya başlar ve hastanelerde tek tük hekim kalır. 2 hekim 6 hekimin yaptığı işi yapar fakat görece 3 hekimin aldığı parayı alır. çoğu ilde genel sekretere gider biz bu şartlarda çalışamıyoruz derseniz istifa edebilirsiniz diye cevap alırsınız. istifa eden doktorlar yönetimin çok umrunda değil zira tek doktor dahi olsa çalışmak zorunda olan birileri oluyor ve kör topal bir şekilde sağlık hizmetleri yürüyor.
    5-ailede toplam 6 doktoruz. bunlardan 4'ü uzman doktor ve hepsinin net olarak söylediği şey zorunlu hizmetini tamamlamasa dahi biraz olsun yapıp asistanlık eğitimine başlayan ile hiç yapmadan asistanlığa başlayan arasında hastaya yaklaşım konusunda dağlar kadar fark olduğu. (bilgi olarak demiyor yaklaşım olarak diyorum)

    şimdi bu maddenin mutlak suretle çıkması gerek ya da zorunlu hizmetin tamamen iptal edilmesi gerek. gönül ister ki zorunlu hizmet iptal edilsin fakat yok biz edemiyoruz diyorlarsa mutlaka bu maddenin çıkması lazım. hem tam hükümetlik bir madde bunca zamandır niye bekliyorlar anlamadım. devlette çalıştığım kısa dönem boyunca ki kısa bir süre şube müdürlüğü de yaptım görüşme şansı bulduğum tüm yetkililere bu durumu anlattım. zannetmiyorum katkım olduğunu ama olduysa çok mutluyum. tabii bu madde ile benim çocuğum doktor olacak diyen zengin anne babalar çocuklarını özel üniversiteye göndermeden önce bir kez daha düşünecekler.

    buradan yetkililere sesleniyorum sıra geldi şunları düzeltmeye (sağlık sistemi tamamen felç biliyorum da düzeltme ihtimali olan maddeleri yazacağım)

    1-acil serviste icap nöbeti tutulmaz, tutulamaz. şimdi eğer küçük bir ilçedeyseniz ve doktor sayınız 2 ya da 1 ise müdürlük size diyor ki canım kardeşim sen hastanede kalma git evinde kal hasta geldiğinde seni arasınlar o zaman gelirsin. ama her hasta geldiğinde arıyorlar yani icaplık bir durum yok eskisi gibi. adam mesela saat 3'te geliyor gribim diye kalkıyorsun ilaç yazıyorsun geri eve dönüyorsun 4'te başka biri geliyor beni kene ısırmıştı 3. örnek kanımı vericem diyor bir diğeri 6'da geliyor uyuyamıyorum, terliyorum diyor ve bunların hepsi için hastaneye gidiyor sonra da sabah 8'de yeniden mesaiye devam ediyorsun. bakın bu durumu geçtim en küçük ilçede dahi hız sınırları göz önüne alındığında doktorun hastaneye ulaşma süresi arabası varsa eğer 20 dakika o da minumum diyorum. şu an herhangi bir süre belirtilmemiş durumda yasalarda. diyelim ki kalp krizi geçiren bir hasta icap nöbeti tutulan bir hastaneye getirildi. doktor evden çıkıp hastaneye gelene kadar geçen süre yerine o hasta ambulansa bindirilip paramedik ile en yakın hastaneye gönderilse çok daha mantıklı. zira zaten ilk müdahale dışında hiç bir şey yapma ihtimali olmayan doktor hastayı hemen sevkedecek. bu bahsettiğim durum başıma geldi icap nöbetlerinde hastanede durduğumdan bir sıkıntı olmadı. hastanın ambulans da kalbi durdu fakat hayata döndü daha sonra. ama hastanede olmasaydım büyük ihtimalle vefat edecekti.
    2-hasta sevkleri hakkında şimdi şöyle saçma sapan bir durum var mesela sizin ilçeniz bağlı olduğunuz şehir merkezine 100 km ama yanınızdaki şehre 20 km. hasta sevk edeceğiniz zaman kendi şehir merkezine edebiliyorsunuz dibinizdeki şehre ekstrem durumlar dışında edemiyorsunuz. mesela çankırı çerkes'te çalışıyorsunuz bir kalp krizi geldi hastanenize. siz çankırı'dan daha yakın olan karabük'e hastayı sevk edemiyor size çankırı'dan yakın olan ankara'ya hastayı gönderemiyor önce çankırı'ya gönderiyorsunuz. diyelim ki bu hasta kalp krizi geçiriyor doktor olarak direkt ankara'ya gönderemiyorsunuz önce o hasta gidiyor çankırı'ya çankırı'dan sonra gidiyor ankara'ya. bunun düzeltilmesi lazım.
    3-zorunlu hizmet kurasının adam gibi açılması lazım. torpil mi dönüyor ne oluyor bilmiyorum ama 20 sene boyunca çalışıp da kurum içi ile gidemeyeceğin fethiye, bodrum gibi yerler zorunlu hizmette açılmaz. kurum içinde tercih edilmeyen yerler zorunlu hizmet kurasına açılmalı.
    4-şu an sosyoekonomik düzeye göre yapılmış bir bölge gruplaması var. bu bölge gruplamasına göre zorunlu hizmet süresi değişiyor fakat buna da önerim şu şekilde devlet hizmet yükümlülüğü süresi 300 günden 600 güne kadar değişebiliyor. fakat o zorunlu hizmet 1. bölgede çıktıysa ve üstüne üstlük bir de tsm çıktıysa tus gibi bir derdiniz yoksa ömrünüzün sonuna kadar orada durabiliyorsunuz. buna çözüm önerisi nasıl olmalı? devlet hizmet yükümlülüğü süresi sabitlenip 2'ye bölünmeli ve her hekim zorunlu hizmetini hem muğla, izmir, bursa gibi yerlerde hem de ağrı, batman, dersim gibi yerlerde yapmalı. gittiği iki ildeki süre de ikiye bölünüp hekim hem acil serviste hem de toplum sağlığı merkezinde çalışmalı.
    5- tus zamanı sahte heyet raporu alan ve veren doktorlar hakkında acil soruşturma açılması lazım. bunu kanıtlamak oldukça basit dershanelerin düzenlediği tus kampı adı altındaki eğitimlere 2 tane müfettiş gönderip kursa katılanların isim listesi alınıp heyet raporu alanların bir çoğu çok basit bir şekilde yakalanabilir. hem benden size tüyo bu kampı yapan en büyük dershaneye paralel diyorlar. ve düşünün bunu hemen hemen bütün tus'a hazırlanan doktorlar yapıyor ve ciddi bir şekilde savunuyorlar. düşünün gidiyorsunuz tanıdık doktora heyet raporu alıyorsunuz maaşınız yatıyor her ayın 15'inde siz hasta değilsiniz ve vicdanınızda gram sızlama olmuyor. resmen ülkeyi dolandırabileceğiniz ve başınıza iş gelmeyecek şekilde kazanç sağlıyorsunuz ve bunu normal görüyorsunuz.

    eyyorlamam bu kadar. tabii bu yazıyı okuyan bir çok hekim kızacak sen kimin tarafındasın diyecek? zira heyet raporu ile ilgili bir yazıyı drtus'a göndermiştim de iki günde yediğim küfrün haddi hesabı yoktu üstüne tabii bir de ban yedim. dediklerim anormal şeyler değil olması gereken şeyler ama hekimlerin %92.68'inde empati gelişmediğinden ötürü denizli'nin bir köyünden çıkıp hasta anne babasına bakmak zorunda kalan meslektaşına isterse yılda 365 gün nöbet tutsun beni ilgilendirmez diyebiliyor. ulan görece çok iyi bir yerde(küçük bir iç anadolu şehri) yaptım zorunlu hizmetimi ve her zorunlu hizmet kurası açıldığında gelenler gitti her gelene de aynı şey söyledim madem istifa edecektiniz niye gelip kadro işgal ediyorsunuz arkadaş? mesela çocuk yozgatlı tus'u da kazanmış sırf ailesiyle 2 ay olmak için yazıyor yozgat'ı bir de yozgat'ta çalışmak isteyen bir doktor var. bunların ikisi de yazıyor ilk tercihe yozgat'ı ama kura ile tus'u kazanan geliyor yozgat'a diğer yozgat'a gelmek isteyen çocuk ise gidiyor batman'a. 2 ay sonra yozgat'taki çocuk tus ile gidiyor, batman'a giden çocuk ise dayanamayıp ya 1 ay sonra bırakıyor ya da hiç gitmiyor. eğer şu madde geçmezse lütfen istirham ediyorum çalışmayacağınız yeri zorunlu hizmet kurasında ilk tercihe yazıp orada gerçekten hizmet vermek isteyenleri engellemeyin. hem istifa sonrası arkanızda kalan doktorlardan küfür yiyor hem de bir meslektaşınızın çalışmasını dolaylı olarak engelliyorsunuz.

    http://i.hizliresim.com/wkpl0l.jpg

    edit: can kıymetli kısmını yanlış anlayanlar olmuş. ondan canı tatlı diye düzeltiyorum. hee bir de ekleyeyim bu zorunlu hizmetin kalkması lazım ama kalkmıyorsa kesinlikle bu maddenin gelmesi lazım. zorunlu hizmet değil sözde zorunlu hizmet şu anki haliyle. bu arada dürüstçe söyleyeyim eğer benim zorunlu hizmetim eşim gibi ağrı diyadin'e çıksaydı o zorunlu hizmeti bitiremez hatta büyük ihtimalle hiç gitmezdim ama konu ben ya da siz değilsiniz olması gerekenler. olması gereken net bir şekilde zorunlu hizmetin kalkması eğer kalkmıyorsa bunun gibi bir maddenin getirilmesidir. tabii bunlar hep benim düşüncelerim.

    edit 2: başa eklediğim gibi benim savunduğum tusta zorunlusunu bitirenlere puan eklenmesiydi fakat şöyle yapsalar o da bir seçenek olabilir şimdi geldi aklıma. zorunlu hizmet direkt olarak kaldırılsın fakat 1 sene içinde tus'u kazanamayanlar zorunlu hizmete alınsın zira 2 sene 3 sene boyunca tus kazanacağım diye ders çalışan ama yerleşemeyen tanıdıklarım var. herkes memnun olur böylece. okul bittikten sonra 2 sınavın sonunda hekim adayı herhangi bir uzmanlık eğitimine yerleşemezse direkt pratisyen olarak zorunlu hizmetine başlasın. daha sonra zorunlu hizmetini bitirdikten sonra sınava tekrar girebilir. böylece hem çalışan doktor sayısı 3-4 senenin sonunda artar hem doktorlar mutlu edilmiş olur.

    edit 3: keşke küfretmeden yazabilsek ne kadar güzel olurdu değil mi?
  • öpünn doktorları öpün. bir böyle öpmemiştiniz öpün. 6 yıl biter mecburi hizmet çıkar. dahiliye biter mecburi hizmet çıkar. yan dal biter mecburi hizmet çıkar. benim çocugumun benim annemin benim eşimin hiç anlamı yok, varsa yoksa sizin politikalarınız; varsa yoksa sizin politikalarınız yüzünden boşalan yerler, istifa eden doktorlar ve onların doldurulacak yerleri. bu ülkenin hangi fakültesinde ne eğitimi veriyorsunuz? . ne eğitimi verdiniz de mecburi hizmetle karşılığını istiyorsunuz. tam gün yasasıyla anasını beklediniz üniversitelerde hoca kalmadı, performans yasasıyla hekimleri birbirine düşürdünüz huzur kalmadı. 35 yaşımdayım halen güneydoğunun merkezinde mecburi hizmetteyim. anamı daha bir kere hastaneye götürememişim. memleketimde hekimlik yapamamışım, bu hizmet puanı yüzünden de ölene kadar yapamayacağım. öpün hepimizi öpün öpülecek yerimiz kalmayana kadar öpün. gün sizin gününüz.

    edit: küfürler için herkesten özür dilerim.
  • ben bunda değilim. vallahi değilim. billahi değilim. ben gönüllü gittim o zorunlu hizmet dediğiniz yere. hayalim o idi çünkü. küçük bir kasabanın doktoru olup yazmak idi benim hayalim. ama o kimsenin gitmek istemediği, lokantası bile olmayan ( yemek yapmayı öğrendim lan!) yerde küstürdünüz beni. ben de istifa ettim geldim.

    benim derdim iki üç sene sonra hekimlerin devlette çalışmak için kpss'ye girecek olması. yoksa zorunlu hizmet fasa fiso. işsiz doktor kelimesi hayatımıza girecek.

    ne diyor bu kafası uçuk demeyin. şurada üç senesi var en fazla...
  • doktorlarin yine doktorlara ettigi bir zulumdur bu. tasariyi hazirlayan, mehmet muezzinoglu'nun bakanligi.
  • benim açımdan bakınca insan haklarına karşı bir uygulama. şöyle ki öncelikle ben 2 sene zorunlu hizmet yapayım en az 4 sene uzmanlık sonra 2 sene yine zorunlu hizmet yapayım. e bi de askerlik var. 6 sene de fakülteyi okudum doğal olarak. tıp fakültesini kazanmak da kolay bir iş değil çocuğunuz kabul edersiniz ki. ve ben bunları yapacak kadar devlete ne borçlandım ki başbakanlık bursu bile almıyorum çatır çatır kredimi de ödeyeceğim. ha bi de bunları yaparken can güvenliğim yok. o başka başlığın konusu.

    sevdiğim kadınla evlenmek için şu an yeterli maddi durumum yok okulu bitirip kendi paramla evliliğimi yapmak istiyodum ancak şimdi 2 yıl da zorunluyu beklemem gerekiyor. 2 yıl sevdiğim insandan ayrı kalmam gerekiyor. çünkü torpil de yok takdir edersiniz ki. torpil olsa maddi durumum zaten iyi olurdu. *

    şimdi işin en can alıcı noktasına geliyorum. ben bu fakülteye girerken hekimliğin eskisi kadar saygın olmadığını, eskisi kadar para getirmediğini biliyordum. mesleği sevip sevemeyeceğimi de içine girmeden bilemiyordum. klasik bir anadolu çocuğu gibi iş garantisi olması mantığıyla yazdırıldı bana burası. ben de inşallah severim diyerek geldim. maalesef cerrahi branşları hiç sevemedim. hatta hasta görmek bile mutsuz ediyordu beni. kendimi rahat hissedebildiğim tek yer laboratuardı. ben şu an temel bilimlerde eğitim almak biyokimya uzmanı veya patolog olmak istiyorum. peki ben bunu elde etmek için sevmediğim bir işte neden 2 yıl çalışmak için zorlanıyorum? bitirince paşa paşa yaparım kendi uzmanlık dalımda zorunlu hizmetimi. eşimi de alır vatanın her yerine giderim ama sevdiğim işi yaparım sevdiğim insanla olurum. bu kadar da hakkım olsun şu lanet hayatta değil mi?

    edit: şu sıralar patoloji asistanlığı yapıyorum. güneydoğuda her alanda 6 ay pratisyenlik yaptıktan sonra tabi ki. bu yasa çıkmadı ama itiraz edilen sorulardan sonra mahkeme sürecinin mağduru olduk. sağlık olsun istediğim yerdeyim. güncellemek istedim bu entryi
  • doktor değilim öncelikle belirteyim, ailemin tüm çabalarına rağmen tıp yazmadım, olan kardeşime oldu, şu an dahiliye asistanı.

    gelelim konumuza, bu uygulama ise devletin sağlık hizmetinin mantığını değiştirmeyi amaçlamaktadır. asıl amaç kaliteli sağlık hizmetinin özel hastanelere, sağlık sigorta şirketlerine çekilmek istenmesidir. klasik amerikan sağlık sistemidir aslında. çünkü bu yasayla kaliteli uzman doktorların hiç biri artık devlet hastanelerinde çalışmayacak, özel hastaneler de iş aramaya başlayacaktır. zaten bir kaç yıldır süratle büyüyen özel hastane çılgınlığı artarak devam edecektir. şu anda kaliteli bir doktor devlet veya üniversite hastanesinde ise, çok absürt bir durum yoksa özel hastaneye geçmeye çabalamıyor. bu da devletin özel hastaneleri arttırma politikasını baltalıyor. böylelikle ne olacak, tüm kalifiye doktorlar özel hastane de iş aramaya başlayacak.

    sonuç ne mi olacak söyleyeyim. hepimizi özel sağlık sigortası yaptırmaya zorlayacaklar, niye mi çünkü devlet hastaneleri git gide ihtiyaçlarımızı karşılayamayacak ve sonuçta belki de kapanacaktır. geçenlerde kardeşimden duydum, amerika' da dört parmağı kopan bir adamın sigorta tüm parmaklarının dikilmesini karşılamadığı için sadece iki parmağını dikmiş. bizde de aynı durum yakın gelecek de olabilir mi? neden olmasın...
  • türkiyede okuyan adamı cezalandırmak çok önemli bir devlet politikasıdır. bu nedenle en çok okul okumuş olan doktorların anasını bellerler. ne demek la sen çok okudun git 2 sene doğuda sürün. böyle bir mantık olabilir mi?

    hayatının en güzel zamanını tıp fakültesinde heba et, kesmesin tutsunlar memleketin boktan köşesine zorla göndersinler. yapılması gereken belli oradaki doktor maaşlarını adam edersin sağlam tazminatlar verirsin adamlar da isterse gider orada çalışır. istemeyen adam burada kalır.

    önce bunun düzeltilmesi lazım, o durumda kime zorunlu kime değil diye tartışmak hatalı bence.

    not mühendis öyle birinci derece akrabam filan da yok doktor olan. bir iki kuzen var ama öyle çok sık görüşmüyoruz.
  • ülkenin en fazla okuyan, en seçkin insanını zorla köye, kasabaya yollayan bu etik dışı davranışı; peki devlet neden köyleri geliştirmiyor, neden doktorlara çekici imkanlar sunup oraları kendi rızalarıyla seçebilir konuma getirmiyor diye düşünemeyen, haysiyetsiz, kişiliksiz , aşağılık insanların içine su serpmiş onları mutlu etmiş uygulamadır.
    hadi seçim yapılsın da senin su gelmeyen, elektiriği kesilip duran, çiftçiliğin ve hayvancılığın devlet eliyle öldürüldüğü için hayalet kasabaya dönmüş bu kervan geçmez yerleşim yerine, genç zehir gibi zeki doktorlardan birini zorla getir, köhne fare dolu, ısınması hatta kapısı penceresi olmayan lojmanlarında hevesini ve doktorluğa olan inancını yitirmesini sağla. sonra da taptığın sevgili hükümetine şükredip oy ver ve putlaştırdığın kişilerle insanlıktan, medeniyetten, refah düzeyi yüksek toplumdan bir adım daha uzaklaştır bizi.
  • bu sistemi savunan net olarak insan haklarından nasibini almamış, kendisinin işini kolaylaştıracağı için bu duruma sevinen kitlelerdir. bu sistem işime gelir çünkü acilde pratisyen olmadığı için acil nöbeti tutan bir uzman doktorum. ancak bencil bir insan değilim. millet hem pratisyenken zorunlu yapacak hem uzmanlığı alınca yapacak. doğu'ya çıkarsa 350 gün diye sevinsin mi üzülsün mü anlayamadım. batıya çıktımı zaten 550 gün. bir uzman hekim özgür olup diplomasına kavuşana kadar bir doğuda bir batıda yapsa toplam 900 gün zorunlu yapmış olacak.

    ha bu arada doğu demişken cizre 550 gün yada silopi. nüfusu 30 bin olan ilçe bulmanız lazım(örnek urfa harran). cizreye düşen bir hekim savaşın içinde 550 gün çalışmak zorunda ama yetmez çünkü arkadan sikmediler. 550 gün sonrasında birde tusta arkadan sikerler. uzmanlığı yapar siirt merkez düşerse orasıda 500 gün. toplamda 1050 gün mecburi hizmet. erkekse bedelli cıkmazsa birde askere yollayın. zorunlu 12(350 gün) ayda oradan girsin götüne. toplam 1400 gün.

    bu sistemi savunan adamlara sadece bencil şerefsiz diyebilirim.

    pratisyen mecburim urfa viranşehir çıkmıştı ve istifa ettim benim tuzum kuru. ama bencil değilim yukarıdaki bazı öküzler gibi.
hesabın var mı? giriş yap